Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/707 E. 2020/667 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/707 Esas
KARAR NO : 2020/667
DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 20/03/2018
KARAR TARİHİ : 02/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı ile —– davalı şirketin —-olduğunu, —-yılında kurulan —–münferit imzaları —–ilzam edildiğini, sürenin sona ermesi ile —– tarihli —– için yeniden müdür seçildiği, —— kadar münferit, bu miktarı geçen işlemler için müşterek imza olmasına —– imza yetkisi verilerek——- kadar müşterek imza ile yetki verildiğini, on yıllık sürenin dolmak üzere olması üzerine şirketin çalışabilme erkinin kaybetmemesi için davacı tarafından diğer ortağa ——- yevmiye nolu ihtarname ile davet ve eski karar metninde tarih ve sayısı değiştirilerek teklifin gönderildiği, ancak diğer ortağın toplantıya gelmediği gibi karar metnini de imzalamadığını, şirketin —-yıldır temsil ve ilzam edilmediğini, ortaklar arasındaki uyuşmazlığın——— başladığını, —- erteleme istediğini, şirketin o tarihte tanınmış yabancı marka araçların tedarikini yapmakta olduğunu, iflas duyulması ile ticari ilişkilerinin sonlanmasına neden olacağından, müvekkili ve çalışanların fedakarlık yaparak süreci geçiştirmeyi planladıklarını, ——— yoluyla alınmış bir fabrika olduğunu, ortaklar dışında ortakların iştirakleri olan diğer şirketlerin de müşterek borçlu müteselsil kefil olduklarını, borcun iki kere ödenmemesi halinde fabrikanın geri alınarak, büyük bir borç çıkacak olduğunu, nitekim diğer ortağın o dönem ve sonrasında kendi istediği yerine gelmediğinden çalışanların aylık özlüklerinin ödenmesinden, sigorta primlerine, —-yükümlülüklerinden, yapılan işlerin satın alınmasına kadar hiç bir evraka imza atmamış, tedarikçiler işi yargıya taşıyınca, şirket inkar tazminatı, temerrüt faizi, vekalet ücreti gibi zararları yüklendiğini, diğer ortağın aylık —– aylık——- çalışamaz hale getirdiğini, —– şifresinin kuruma kaybettiğini bildirerek değiştirip —— çalışıyormuş gibi göstererek davalar açtırtıp, davalarda tanık olarak kendini yazdırtıp, kendisinin işe alındığını dediğini, yine ortağın hile ile şifresinin değiştirilmiş olması nedeniyle ——-işlerini ———- yapamadığından ——– usulsüzlük cezası tahakkuku ile karşı karşıya bırakıldığını, işinden uzaklaştırılmış olan güvenlik elemanlarının özel koruma olarak işe alarak elde ettiği şifre ile ————- göndermiş, şirket çalışanlarına taciz ederek çalışmalarını engellemiş, şirkete elektronik kart ile giriş çıkış başlatılınca korumalarla fiili davranışlarda bulunmuş, müdahale edilince de mağdurum diyerek şikayette bulunmuş, savcılığın takipsizlik kararı vermiş olduğunu, bunların birlikte ve beraber hareket edebilme olanağının ortadan kaldıran ciddi sebepler olduğunu, —- yılında şirket temsil ve ilzamını kaybedince——– dosyasından diğer ortağın temsil yetkisinin sınırlandırılması için dava açtığını, kayyum atandığını, kayyum tarafından mali incelemeler yapılmış ve ortaklar kurulu toplanmış ise de temsil ve ilzam için ortak bir karar alınmadığını, kayyuma görev verilir iken tarafların anlaşmamaları halinde şirketin tasfiye edileceği ihtar edilmiş olmasına rağmen, kayyumda bu yönde rapor vermiş ve tahkikatın sonunda yasa hükmü yerine getirilsin denilmiş olmasına rağmen mahkemece davanın reddine karar verildiğini, davacı ve kalan çalışanların imza sirkülerinin geçerli olduğu dönemlerde verilen vekaletnameler ile şirketi ayakta tutmaya çalıştıklarını, finansal kiranın tamamının ödendiğini, kamusal tüm yükümlülüklerin yerine getirildiğini, ancak ticari faaliyet yapamadıklarını, şirketin tabela şirketi olduğunu, ortakların karşılıklı iradelerinin temelden çöktüğünü, şirketin çalışamaz hale geldiğini bildirerek şirketin TTK 636/2 ve 3 hükümlerince sonlandırılmasını, TTK Md 636/4 ve 5 den atfen aynı yasanın 553 ve 556/3 maddelerince tasfiyesinin yapılabilmesi için tasfiye memuru atanmasını talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı —- vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; şirketin —- tarihinde yapıldığını —- sayılı karar ile şirketi temsil ve ilzam yetkileri —- olmak üzere saptandığını, ancak süre dolmasına rağmen ——tarihi itibariyle temsil ve ilzama yetkili kişi olmadığını, vekaletnamelerdeki yetkiler ile kısıtlı olarak işlerin yürütüldüğünü, müvekkili şirketin çalışanlarını korunması gereksse ekonomiye katkısı nedeniyle feshi istenen şirketin aktif çalışması mümkün olduğundan haklı bir sebep bulunmadığından, davanın reddini, masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Feri Müdahil —— sunduğu beyan dilekçesinde özetle; huzurdaki işbu davaya konu şirketin —– müvekkili ile davacı tarafından otomotiv mühendisliği ve özel araç üst yapı üretimi alanlarında faaliyet gösteren, yine müvekkili ile davacı tarafından —- yılında kurulan —– hizmet verdiğini, şirketin esas sermayesinin —– esas sermayenin ortaklar arasında eşit olarak paylaştırıldığını, şirketin temsil ve ilzamının —– yetkilerin verildiğini, buna ilave olarak diğer davalı şirkette müvekkili —— belirleme ile temsil ve denetim görevlerini üstlenmiş iken davacı —— yürütmede sorumlu genel müdür olarak faaliyetlerini yerine getirdiğini, —– —- mevcut başkan ve yönetimine bırakılmasının ardından dava dışı şirketle bağlantılı olan davaya konu şirkette bir takım hukuka ve ahlaka aykırı işlemler yapıldığını, buna ilave müvekkilinin —— sahibi bulunduğu şirkette inceleme yapma veya diğer TTK tarafından sağlanan haklarının kullanılmasına dahi izin verilmeyerek şirketten uzaklaştırılmaya çalışıldığını ve davalının temsil ve ilzamın yenilenmesi için davet gönderilmiş olduğunu, ancak müvekkilinin şirket ile ilgili ticari defter, fatura ve ilgili kayıtlarının incelenmesi taleplerine ilişkin ibraz edilmemiş olması sebebiyle bir karar alınmamış ve davacının dava açmış olduğunu ve müvekkili yönünden reddine karar verildiğini, huzurdaki davada verilecek kararın müvekkilinin hakkına doğrudan sirayet edeceği, şirkette %50 pay sahibi olması ve şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi halinde müvekkilinin mahvına neden olacağı gözetilerek asli müdahil olarak davaya kabulüne karar verilmesini talep ettiği, TTK 636 maddesinde yer aldığı şekilde fesih davası açılması halinde mahkemece karar verilmeden önce ortakların menfaatleri ile fesih halinde zedelenmesi muhtemel tüm menfaatlerin karşılaştırılacağını, son çare olup olmadığının inceleneceğini, böylece diğer imkanların korunması sağlanacak ve fesihin ortakların şantaj aracı olmasının önleneceğini, yine mahkemece sebebi haklı bulsa bile fesih kararı verilmesi zorunluluğu olmadığını, fesih talebinde bulunan ortak veya ortakların şirketten çıkarılmasına veya diğer çözümlere karar verebileceğini, yine hakimin karar vereceği çözümün aynı zamanda menfaat sahipleri açısından kabul edilebilir nitelikte olması gerektiğini, müvekkili ile diğer şirket menfaatlerinin de hakkaniyetli ve ölçülü bir biçimde korunmasının, —– atanarak faaliyetlerin devam edilmesinin sağlanması ya da müvekkili ile ortaklığı olan davacının diğer şirketlerle birlikte bölünme seçeneğinin alternatif çözüm olarak hükme bağlanması ile mümkün olacağını, TTK 636/4 maddesi ifadesi gereğinde yönetim kayyumu atanmasının talep edildiğini, ortak karar alınmaması sebebiyle ——- bildirimlerin yapılamadığını, kira elde ettiği gayrimenkulün kira getirisinin rayiç değer altında olduğu, kayyım tarafından kira tespit ve uyarlama davaları ile davalı şirketin zarar etmesinin önüne geçileceğini, eski mal varlığına kavuşacağını, davalı müdür tarafından şirketi tasfiyeye sokmak için her türlü işlemi yaptığını, şirketi zarar ettirdiğini bu nedenle kayyum atanmasının talep edildiğini, davacının kötü niyetli ve gerçeğe aykırı işlem yapma ihtimalinin bulunması ve bu nedenle mağduriyet yaşanmaması için şirket mallarının defter ve evraklarının koruma altına alınmasının talep ettiklerini, davalı şirket vekilinin kabul etmediklerini, müvekkilinin vekile vermiş olduğu bir talimat olmadığını, mahkemece atanacak kayyum ile davalı şirkete her iki ortağın da kabul etmek mecburiyetinde olacakları vekil tayin edilebileceğini belirtmiş müvekkilinin tek kalan ortağı olması ve davalı şirketin yaşatılmasının gereği ve yasada yer alması sebebiyle davalı şirketin yaşatılmasının gereği ve yasada yer alması sebebiyle davalı şirketin feshi ve tasfiyesi yerine alternatif bir yöntemin uygulanmasını, davalı şirket yararına asli müdahil olarak davaya kabulünü, şirkete talepleri doğrultusunda yönetim kayyumu atanmasını, davacı ve diğer davalılar hakkında ——— dava ile açtıkları hukuki sorumluluk davasının sonucunun beklenilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davalı şirketin TTK 636/2 ve 636/3 maddeleri kapsamında fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Tarafların tüm delilleri celp olunarak dava dosyası ve davalı şirkete ait tüm ticari defter kayıt ve dayanakları belgeler üzerinde uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır. Alınan raporun dosyadaki verilere uygun, denetime açık bulunduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır.
Davalı şirkete ait —–celp olunarak yapılan incelenmesinde; davalı şirketin ana sözleşmesi ve kuruluşunun —- tarihinde tescil edildiği ve—— tarihinde ilan edildiği, şirketin kuruluş sermayesinin —– olduğu, ortaklar arasındaki dağılımının ana sözleşmenin 6. Maddesinde —- ——- feri müdahil ——–ait olduğu, sözleşmenin 9. Maddesinde şirketin temsilinin; “Şirketi müdürler temsil eder, şirketi ilzam edecek ——- tarafından tespit, tescil ve ilan olunur. İlk—– için ————- süre içerisinde şirket kaşesi ve ünvanı altında atacağı münferit imzaları ile şirketi en geniş şekilde temsil ve ilzama yetkilidir” şeklinde düzenlendiği, şirketin ——– tarihinde ————- tarihinde ilan edilen —– şirket hissedarlarından —– hisselerini——- devrettiği, devirlerin kabulü ile pay defterine işlenmesine ve yine alınan ortaklar kurulu kararı ile şirketin eski imza sirkülerinin iptal edilerek —— gün süre ile devri alan ortakların ——— seçildikleri, şirket sermayesinin —— arttırılmasına ilişkin ———– tarihinde sicile tescil edilerek —- tarihinde —— ilan edildiği, —– tarihinde —- tarihinde —– ilan edilen —- bulunan hisselerini tekrardan davacı —– bulunan hisselerini feri müdahil ———– devrettiği, eski ortakların temsil ve ilzam yetkilerinin sona erdiği, şirket ortaklarından davacı ve feri müdahilin —–yıllığına —– seçilmelerine karar verilerek —– yetkililer bildirilerek iş ve işlemlerin gruplandırıldığı, şirketin sermayesinin —– arttırılması ve bu şekilde ana sözleşmenin 6. Maddesinin tadil edilmesine ilişkin —- kararının da — tarihinde —-tarihli —— yayınlandığı, yine şirket tarafından alınan ve —- tarihinde —- tarihinde —–kararı ile şirket ortaklarının —- süre ile şirket müdürü olarak seçilmelerine karar verildiği ve imza yetkilerinin; ———– şeklinde olduğu, şirketin en son sermayesinin —– tarihinde ——-edilerek —– tarihinde ilan edilen ortaklar kurulu kararı ile —— çıkartıldığı tespit edilmiştir.
Mevcut durum itibari ile davalı şirketin iş bu davada temsil edilebilmesi için yönetim organının bulunmadığı tespit edildiğinden mahkememizce; —- tarihli duruşmada davacı vekiline —–şirkete yönetici kayyımı ve işbu davada temsili sağlaması için temsilci kayyımı atanmasını sağlamak üzere dava açması yönünde süre verilmesine…” şeklinde ara karar ile davalı şirkete yönetici kayyumu atanmasını sağlamak üzere süre verilmiştir. İşbu dava dosyasında müdahale talebinde bulunan —-vekili aracılığı ile ——— dava dosyasında şirkete yönetici kayyımı atanması yönünde talepte bulunulduğu mahkemece —-tarihinde —- sayılı kararı ile yönetici kayyımı olarak davalı şirkete —— atanmasına karar verilmiştir. Mahkememizce işbu dava dosyasında davalı şirkete atanan yönetici kayyumuna tebligat yapılmak sureti ile taraf teşkili sağlanmıştır. Ayrıca işbu dava davacı tarafça, hem davalı şirket hem de şirketin diğer ortağı —- aleyhine açıldığı, davalı ——— husumet itirazında bulunması nedeni ile mahkememizce; işbu dava davalı şirket yönünden tefrik edilerek mahkememizin —– kayıtlanarak yargılama bu esas üzerinden yapılmış, —-sayılı dava dosyasında da davalı ——– pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Taraflarca delil olarak gösterilen delillerden;
——- dava dosyasının —- celp olunarak yapılan incelenmesinde; dosyamız davacısı —- dava dosyamızda feri müdahil olan —— aleyhine; TTK 630 maddesi uyarınca yönetim ve temsil yetkisinin geri alınması ve sınırlandırılmasına yönelik dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda mahkemece ——-organsız kalması TTK’nun 636 maddesine göre sona erme sebebi oluşturmaktadır ancak dosyamızda bu yönde bir talep olmadığından ve talepten fazla hükmedilemeyeceğinden bu hususun ayrı bir dava konusu olabileceği kanaatine varılmıştır. Temsil yetkisini elinde bulunduran davalının——- tarihinden itibaren davacı ile birlikte kısmen müşterek imza, kısmen her biri münferit imza yetkisi ile —– atandıkları, dava sürecinde hem davacının hem davalının temsil sürelerinin sona erdiği, dolayısıyla davalının temsil yetkisi kendiliğinden ortadan kalktığı, organ oluşturulması için kayyum atanıp genel kurul yapıldığı halde yönetici seçemedikleri, bu durumda tarafların fesih ve tasfiye davası açmakta muhtariyetleri olduğu, her ne kadar bu durum fesih sebebi ise de TTK nun 636/2 maddesinin metninden anlaşılacağı üzere dava dilekçesinde mahkememizden böyle bir talep olmadığı ve fesih – tasfiyenin bu davanın konusu olmadığı kanaati ile bu konuda bir değerlendirme yapılmayarak davacının davalı ortağın temsil yetkisi kaldırılması veya sınırlandırılması yönündeki talebinin de temsil süresi sona erdiğinden ve konusu kalmadığından…” gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği,
————dava dosyasının celp olunarak yapılan incelenmesinde; dava dosyamızdaki feri müdahil —-dosyamız davacısı ———– aleyhine şirket yöneticilerinin sorumluluğundan kaynaklanan zararın tazminine ilişkin dava açıldığı, yargılamanın devam ettiği,
görülmüştür.
TTK 530 maddesi; “uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli olan organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, pay sahipleri , şirket alacaklıları veya ——– üzerine , —— yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi , yönetim kurulunu da dinleyerek, şirketin durumunu kanuna uygun hale getirmesi için süre belirler, bu süre içinde durum düzeltilmezse mahkeme şirketin feshine karar verir. ” şeklinde düzenlenmiştir.
TTK 636/2 maddesinde de; “…uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değil ise veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hale getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmez ise, şirketin feshine karar verir. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Yine TTK’nun 636/3 maddesi de; “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme istem yerine, davacı ortağı payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkartılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Maddenin 2. Fıkrasına göre organ boşluğu sona erme nedenidir. ——– bulunduğu yerdeki mahkemece şirketin organ yokluğunun belirlenmesi halinde şirketin feshine karar verilebilir. Maddenin 3. Fıkrasında, haklı nedenlerin varlığında her ortağın şirketin feshini isteyebileceği ön görülmektedir. Nitekim davacı ortak da davalı şirketin feshi talebini TTK 646/2 ve 3. Fıkralarına dayandırmaktadır.
Yine TTK 636/2 fıkrasında , TTK 530. Maddesinin bire bir tekrarı yapılmıştır.
TTK 636/3 fıkrasında ise, haklı sebeplerin fesih hali düzenlenmiş, aynı fıkranın devamında ise , mahkemece , istem yerine , davacı ortağı payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedilebileceği yazılıdır .TTK 636/2 fıkrasında organ eksikliğinin giderilememesi halinde feshe karar verileceği düzenlenmiş ancak TTK 636/3 fıkrada yer alan davacı ortağın şirketten çıkartılmasına karar verilebileceği hususunda bir düzenlemeye yer verilmemiştir, organ eksikliği tamamlanamadığında doğrudan şirketin feshine karar verileceği düzenlenmiştir .
————-sayılı ve daha bir çok muhtelif içtihatlarında belirtildiği üzere mahkememizce taraflara mahkememizce görevlendirilen kayyım aracılığı ile davalı şirketteki organ eksikliğinin giderilmesi amacıyla gerekli girişimleri yapmak üzere süre verilmiştir.
Dosyaya sunulan kayyım raporu incelendiğinde, ——- üyelerinin seçimi, yönetim süresinin belirlenmesi ve şirket müdürlerine verilecek ücret ve huzur haklarının tespiti gündem maddeleri ile davalı şirketin — —– tarihinde——- adresinde yapıldığı, toplantıya şirketin her iki ortağının da katıldığı, dolayısıyla tüm paydaşların toplantıda hazır bulunduğu, her iki ortağın ayrı ayrı şirket yönetim organının oluşturulması yönündeki ileri sürdükleri tekliflerin yeterli nisap sağlanamadığından kabul edilmediği, dolayısıyla şirket müdürü seçilemediği bildirilmiştir.
TTK 636/2 fıkrasında organ eksikliğinin giderilememesinin müeyyidesi net olarak açıkça şirketin feshi olarak düzenlenmiştir. TTK 636/3 fıkrasındaki ikinci cümleye bu maddelerde yer verilmemiştir.
Toplanan tüm delil ve alınan kayyım raporuna göre, organ eksikliğinin giderilememesi nedeniyle aşağıdaki şekilde davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ayrıntılı açıklandığı üzere
1.DAVANIN KABULÜ İLE;———– adresinde kayıtlı —– TTK 636/2 maddesi uyarınca FESİH VE TASFİYESİNE,
Tasfiye memuru olarak resen Mali Müşavir ——- atanmasına,
İleride şirket hesabından ödenmek üzere —- tasfiye memuru ücret avansı ile —- tasfiye avansı olmak üzere toplam ———davacı tarafından mahkemeler veznesine yatırılmasına,
2-Karar kesinleştiğinde kararın tescili ve ilanı için kesinleşme şerhi verilmiş karar örneğinin ——— gönderilmesine,
3.Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından, davacının peşin olarak yatırmış olduğu 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik alınan 18,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4.Davacı tarafça yapılan 35,90 TL toplam harç masrafı, 2.000.00 TL bilirkişi ücreti, 10.500,00 TL kayyum ücreti, 600,00 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam olarak yapılan 12.600,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5.Hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve taktir edilen 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6.Davacı tarafça davanın açılışında yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra ve talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekili feri müdahil ve feri müdahil vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———-Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/12/2020