Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/701 E. 2019/609 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/701 Esas
KARAR NO : 2019/609

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/06/2018
KARAR TARİHİ : 20/06/2019

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 20/06/2018 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyası üzerinden davalı borçlu hakkında genel haciz yolu ile ilamsız takipte bulunulduğunu, bunun üzerine davalı borçlunun haksız ve hukuka aykırı şekilde işbu davaya itiraz edildiği ve akabinde takibin durdurulmuş olduğunu, davalı aleyhine açılan ve itiraz üzerine durdurulan takibin davacı tarafından düzenlenen ve icra dosyasında mübrez bir takım kırtasiye malzeme satışına ait çeşitli faturalardan oluşan açık hesap borcuna ilişkin olduğunu, davalı borçlunun kötü niyetli ve haksız şekilde itiraz ettiğini, takibin durdurulduğunu beyanla itirazın iptal edilerek takibin devamına kötü niyetli şekilde takibi durduran davalı borçlu aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hüküm verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ——– tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 13/01/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafından mahkeme huzurunda açılan işbu davanın zaman aşımına uğraması sebebiyle davanın usul yönünden reddine karar verildiğini, davacı şirketin davacı tarafa borcunun bulunmadığını, açılmış olan davanın dayanaksız ve haksız olması nedeniyle reddine karar verildiğini, davacının kötü niyetli olarak davalı aleyhine icra takibi başlattığını, bu nedenle davalı taraf aleyhine takibe, ödeme emrine, borca, faiz oranına ve fer’ilere yasal süresinde itiraz ettiklerini ve takibin durdurulduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili mazeret dilekçesi sunarak hüküm duruşmasına katılmamış ancak Davalı vekilince mazeret dilekçesine tebligat gideri eklenmemiş olması ve ayrıca dosyada tebliğ için avansının bulunmaması nedeniyle usulüne uygun olmayan mazeretin reddine karar verilmiş ve tahkikatın sona erdiği tefhim edilmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalıya satıldığı beyan olunan bir kısım kırtasiye ürünü faturalara ilişkin cari hesaptan kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu—–. İcra Müdürlüğü’nün 2018/11052 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 25/04/2018 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 05/05/2018 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 18/03/2019 havale tarihli raporunda özetle; yapılan inceleme sonucu davacı ile davalı arasında faturalara dayalı cari hesap oluştuğu, davalının davacıdan ——- malzemeleri aldığı, davalı tarafından bir kısım ödemelerin yapıldığı, davacı ile davalı arasında ticari bir ilişkinin kurulduğu, davacı ticari defterlerini Türk Ticaret Kanunu’ na ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu’ nun düzenlemelerine göre usulüne uygun tuttuğu, kayıtların birbirini teyit ettiği, 2017-2018 yılı Ticari defterleri açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yaptırdığı—- sisteminde defterlerini tuttuğu, defterlerin açılış kapanış beratlarını —- zamanında onaylandığı, bu haliyle 2017-2018 yılı ticari defterlerinin HMK m. 222 hükmünce davacı lehine delil niteliği taşıyacağı, dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 39.047,49 TL alacaklı olduğu, davacının davalıdan 24.047,49 TL takip yaptığı, davalının Ticari defterleri, 6012 sayılı TTK m. 64 ve VUK m. 182 gereğince tutulması zorunlu olan yasal defterleri tabloda belirtilen 2017-2018 yıllarına ait ticari defterlerini süresinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, ticari defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, davalının ticari defterlerinin HMK m. 222 hükmü gereğince yasal defterlerin lehine delil netiliği taşıyacağı, davalının ticari e defterler kayıtlarında 952,20 TL alacaklı göründüğü ancak defter kayıtları ile ödeme belgelerinin birbirini teyit etmediğini beyan ve Rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulünü uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Ticari Defterlerin Delil Kabiliyeti
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır. (TTK m. 83)
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. (HMK m. 199)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir. (HMK m. 219)
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/2-3-5)
Temerrüt
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer(TBK m. 117/1).
Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
Faiz
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, faturalar, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba/faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 39.047,49 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıdan 952,20 TL alacaklı göründüğü ancak davalının sırası ile 31/12/2017, 31/01/2018, 28/02/2018 keşide tarihli 25.000,00′ er TL’ den toplam 75.000,00 TL bedelli çekler ile ilgili olarak 60.000,00 TL’ sinin ödemesi yaptığı, buna karşın 31/01/2018 keşide tarihli, 25.000,00 TL bedelli çeke karşılık 05/02/2018 tarihinde —- Bankası aracılığıyla yapmış olduğu ödemeyi kayıtlarında davacı şirkete yeni bir ödeme gibi borçlandırdığının bilirkişi tarafından tespit edildiği, yapılan ödemeler ile davalının ticari defterlerinin birbirini teyit etmediği, bu nedenle belgeleme ve kaydın belgeye(———) dayanması ilkesi[“belge yoksa kayıtta yoktur” ilkesi]’ne(TTK’nın 64/2. Maddesi ve gerekçesinden) göre davalının ticari defterlerinin lehine delil teşkil etmeyeceği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay —— HD’nin 10/02/2016 tarih ve 2015/4576 Esas – 2016/621 Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği(Yargıtay ——. HD’nin 09/11/2016 tarih ve 2016/3391 Esas – 2016/14472 Karar sayılı ilam) davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, davalı her ne kadar 75.000,00 TL’ yi çek ödemesi olarak ticari defterlerine kaydetmiş ise de çeklerin karşılıksız çıkmasından sonra 60.000,00 TL’ nin ödendiği, çekler nedeniyle 15.000,00 TL ödenmeyen borç bulunduğu, bahsi çekler nedeniyle ödenmeyen 15.000,00 TL ‘nin eldeki davaya konu olmayan başka bir takibe konu edilerek tahsille bu takibin kapatıldığı, davalının ticari defterlerinde yer alan 10/02/2018 tarihli 25.000,00 TL bedelli ödemenin bu takip dosyası için yapıldığı hususunun davalı vekilinin rapora itiraz dilekçesinde anlaşıldığı, dolayısıyla başka bir takibe konu edilen 15.000,00 TL çek bakiyesine ilişkin olarak takibe harç ve masraflarını da kapsar şekilde yapılan ödemenin eldeki davaya konu takip alacağından mahsubunun mümkün olmadığı, davacının bakiye cari hesap alacağının 39.047,49 TL olduğu, diğer takipte ödenen bakiye çek alacağından tahsil edilen alacak aslı 15.000,00 TL tenzil edildiğinde eldeki davaya konu takip yönünden davacının 24.047,49 TL bakiye alacağının bulunduğu, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, davacının takibinde yasal faiz talep etmiş olması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz(3095 sy. m. 2/1) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün 2018/11052 Esas sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si olan 4.809,49 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 410,68 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 120,24 TL’nin, alınması gerekli olan 1.642,68 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.111,76 TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 410,68 TL, posta ve tebligat gideri 85,35 TL, bilirkişi ücreti 600,00 TL, olmak üzere toplam 1.096,03 TL yargılama masrafının davalı ‘dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —– uyarınca 2.885,70 TL avukatlık ücretinin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Karar kesinleştiğinde İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.