Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/7 E. 2019/989 K. 22.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/520
KARAR NO: 2019/951
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2017
KARAR TARİHİ: 09/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde ; davacı şirket ile davalı şirket arasında —– tarihli ———–imzalandığını, sözleşme ile müvekkilinin ———- tasarım, takip, kontrol, ihale süreci ve saha imalat kontrollerini üstlendiğini, davalının —- tarihinde noterden gönderdiği ihtarname ile sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini ve davacının—– alacağını ödemeyi de reddettiğini, davacı firmanın müşavir firma olduğ3unu, görevinin proje yönetimi olduğunu, hiçbir şekilde işveren yardımcısı, ana veya alt yüklenici olmadığını, işveren ile alt yükleniciler arasında koordinasyonun sağlanması, hakedişlerin kontrolü , bütçe yönetimi , geçici kabul ve devreye alma yükümlülükleri bulunduğunu, tanımlamalarda ve uygulamada kullandığı gibi proje yönetim firmasının nihai karar verme mercii olmaması sebebiyle işverenin eylem ve kararlarından sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını imalatın sahada —- tarihinde başladığını, —firmasının sözleşmesinin — tarihli olup yer tesliminin — tarihinde yapıldığını —— sözleşmesinin —- tarihinde yapıldığını, bu iki firmanın da işveren tarafından seçildiğini, müvekkilinin ihale sürecinin dışında olduğunu, bu tarihten —- ayına kadar beton tedarikindeki sıkıntılar sebebiyle işlerin bu firmalar tarafından yavaşlatıldığını, —- günde bitmesi planlanan iksa sürecinin- yıla uzadığını, müvekkilinin bu firmalara sözleşme gereğince gecikme cezası verdiğini ancak işverenin bu cezaları uygulamadığını, zeminin beklenenden kötü çıkması, bu iki firmanın yetersiz ekipman, personel ve makinelerle iş yamaya çalışmaları, işverenin hakedişleri zamanında ödememesi, diğer yüklenicilere para ödenmemesi sebebiyle işi yavaşlatmalarının gecikmenin ana sebeplerinden olduğunu, uygulama projesinde revizyon yapılması, proje müellifi firmanın sürekli işverenden gelen revize tekliflerle başa çıkamamasının ve parasını alamamasının işin gecikmesine neden olduğunu,—- firmasının ortaklıktan çıkması, ortaklık yap4ısının değişmesi gibi yapılan değişikliklerin bile een az 2-3 ay gecikmeye sebep olduğunu, davacı şirketin son 8 aylık hakedişleri toplamı olan ———ödenmediği halde davacının haftalık, ayrık raporlarını işverenin onayına sunduğunu ve yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı tarafın sözleşme hükümlerine uymadığınış oysa müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik —- TL nin fatura tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde ;taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca , sözleşme altında öngörülen proje ilerleme safhalarına göre hakediş sistemiyle ücret almasının kararlaştırıldığını, sözleşme ekindeki hlizmet teklifinde açıkça belirtildiği gibi davacının tasarım , takip ve kontrol, ihale yönetimi, yapım yönetimi, yüklenici firmaların sözleşmelerine uygun olarak çalışmalarının sağlanması ve denetimi, bütçe yönetimi ve planlama, risk analiz ve değerlendirme, devreye alma ve şantiye organizasyonundan tam sorumlu olduğunun görüldüğünü, bu itibarla davacının herhangi bir nedenle inşaatın ilerlemesinden haberdar olmadığını, bu konuda bir dahlinin veya yetkisinin olmadığını, sadece müşavir olduğunu, projenin gecikmesinden sorumlu olmadığı gibi iddialarının haksız ve kötüniyetli olduğunu, sözleşme hükümlerine göre tamamen işin ilerlemesine endeksli olarak hakediş sistemi ile ücrete hak kazanacak olan davacının sözleşmeye aykırı olarak henüz yapılmayan işler için hakedişleri düzenleyerek haksız alacak talebinde bulunduğunu, sözleşmenin fesih tarihi itibariyle inşaattaki kaba işlerin % 10’unun altında olduğunu, davacı tarafından hazırlanan ilerleme raporlarına göre sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği tarih itibariyle inşaattaki ilerleme durumunun % 20 nin altında olduğunu buna rağmen davacının haksız olarak alacak talebinde bulunduğunu, davacının tanzim ettiği faturalara bakıldığında , bunların sözleşme ekindeki ——- nolu hakedişlere karşılık geldiğinin görüldüğünü oysa son —- nolu hakediş için kaba inşaat işlerinin % 80 , ince işler ve mekanik/elektrik tesisat işlerinin % 53 oranında tamamlanmış olması gerektiğini, davacının davasını dayandırdığı gecikmeye neden olma iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi ispata da muhtaç olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca hakediş sistemine göre yapılması gereken ödemeler nazara alındığında, davacının haksız fesih nedeniyle hiçbir alacak hakkının doğmadığının açık olduğunu belirterek, haksız ve kötüniyetli davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, —– tarihli ——— kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak, dava dosyası ve taraf şirketlere ait tüm ticari defter, kayıt ve dayanak belgeler üzerinde uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılarak raporlar alınmıştır. Alınan raporların birbirini tamamlar nitelikte olduğu, dosyadaki delillere uygun ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla, hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasında eski ünvanı ——— davacı şirket arasında davalının işveren, davacının proje yöneticisi sıfatıyla——- ay süreli ,—- Proje Yönetim Hizmetleri Sözleşmesinin — tarihinde imzalandığı, ekinde hizmet teklifi ve ödeme planının bulunduğu, sözleşmenin uygulamayı ve imalatı içermediği, sözleşmenin 2.4.1 maddesine göre işverenin herhangi bir neden göstermeksizin —- gün önceden yazılı bildirim şartı ile tek taraflı sözleşmeyi feshedebileceği, 3.7.maddesine göre de proje yöneticisinin aylık iş ilerleme raporu yayınlaması , sorunları ve gecikmeleri bu raporla işveren temsilcisine bildirmesi gerektiğinin düzenlendiği görülmüştür. Sözleşmenin incelenen bu maddelerine göre davalı işverenin davacıya yazılı bildirimde bulunma şartına uymaksızın sözleşmeyi feshettiği, dosya kapsamındaki iş programına göre gecikme konusunda davalı işveren tarafından davacı proje yönetim firmasına yapılmış geçerli bir nitelikte uyarı veya ihtara rastlanılmadığı gibi iş programına göre gecikmenin olduğu —- ayına kadar davalı işverenin gecikmeye rağmen davacı firmaya aylık hizmet bedeli hakedişlerini — ödediği görülmüştür. Sözleşmenin 7.1.maddesinde ödemelerin ek-2 ödeme planına göre yapılacağı belirtilmiş, iş programındaki olası gecikmelerin aylık ödemelerinin hakedişlere nasıl yansıyacağı konusuna açıklık getirilmediği, düzenlenen hakedişlerin ve faturaların uygulamaya ve iş programında belirtilen adamsaat hesabına uygun düzenlendiği bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Yapılan proje yönetim firmasının son hakedişine bakıldığında hakedişin itirazsız davalı işveren tarafından imzalandığı, burada hakedişte bahsi geçen personelin belirtilen adamsaatle sahada bulunduğu ve hizmet sözleşmesi kapsamında hizmet alındığının işveren tarafından da teyit edildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca hakedişten adamay hesaplarında planlanan durumun dışında da personel bulunduğu ve bu durumun işveren tarafından onaylandığı dosya kapsamındaki delillerden anlaşılmaktadır.Sözleşmenin kapsamı itibariyle davacının sözleşme ve eki hizmet teklifi uyarınca proje yönetim hizmeti vermeyi yükümlendiği, uygulamayı ve imalatı yükümlenmediği açıktır. Alt yüklenicilerle sözleşmelerin imzalanması ve kesinleştirilmesi, malzeme alımları , inşaat işleri için yapılan tüm ödemeler ve ödeme programları, uygulama projelerinin yapımı ve revizyonları vb. işler davacı proje yönetim firmasının sorumluluğunda değildir. Dolayısıyla davacı firmanın sözkonusu projenin iş programına uygun şekilde yürütülmesinde ve tamamlanmasında tek başına etkili ve sorumlu olduğu kabul edilemez. Bunun yönünden davacı firmanın verdiği hizmetin niteliği, kapsamı, sürekliliği , sözleşmede belirtilen sabit bedel ve iş programındaki hakediş ödeme sistemi gözönüne alındığında, sözleşmenin davalı işveren tarafından bildirimsiz feshedildiği tarihe kadar davalı işveren tarafından davacı firmaya ait hakediş ödemelerinin yapılması gerektiği açıktır.
Teknik bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporda; ” Taraflar arasındaki sözleşme eki iş programında ; üsttte kabaca imalat iş programı, altta ise —— başlayan ve —- tamamlanan toplam – aylık adamsaat hizmetleri belirtilmiştir. Üstteki imalat programında; Kasım — sonuna kadar ruhsat alınması, — sonuna kadar hafriyat ve iksa çalışmalarının tamamlanması, — başında kaba inşaatın başlaması , – tarihinde ise ince imalat ile mekanik ve elektrik tesisat işlerinin başlaması , – sonuna kadar çevre düzenleme de dahil tüm iş ve imalatların tamamlanması, – sonunda da kabul, teslim , devreye alma ve kesin hesabın tamamlanması planlanmıştır. Davalı işverenin sözleşmeyi feshettiği — tarihindeki imalat seviyesi, temel ve bodrum kat betonarme imalatları gözönüne alındığında, davacının durum tespit tutanağında belirttiği gibi % 35 seviyesinde olacağı görüş ve kanaatine varılmış olup bu seviyenin de taraflar arasındaki sözleşme eki iş programına göre —-içine denk geldiği, dolayısıyla iş programına göre uygulamada yaklaşık – aylık bir gecikme meydana geldiği anlaşılmıştır. …” şeklinde belirtildiği görülmüştür.
Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm delillere, alınan bilirkişi teknik raporlarına göre ; taraflar arasındaki sözleşme ve sözleşme eki hizmet teklifinin bir proje yönetim sözleşmesi olduğu, uygulamaya ve imalata yönelik olmadığı, alt yüklenicilerle sözleşmelerin imzalanması ve kesinleştirilmesi, malzeme alımları , inşaat işleri için yapılan tüm ödemeler ve ödeme programları, uygulama projelerinin yapımı ve revizyonları vb. İşlerin davacı proje yönetim firmasının sorumluluğunda olmadığı, dolayısıyla davacı firmanın sözkonusu projenin iş programına uygun şekilde yürütülmesinde ve tamamlanmasında tek başına etkili ve sorumlu olduğunun kabul edilemeyeceği, mahkememizin kabulüne göre de davacı firmanın verdiği hizmetin niteliği, kapsamı, sürekliliği, sözleşmede belirtilen sabit bedel ve iş programındaki hakediş ödeme sistemi nazara alındığında, sözleşmenin davalı işveren tarafından yazılı ihtar olmaksızın bildirimsiz usulüne uygun olmayan haksız fesih tarihine kadar davalı işveren tarafından davacı firmaya ait hakediş ödemelerinin yapılması gerektiği, bu kapsamda yapılan mali bilirkişi incelemesi ile davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı bulunan , davalı tarafa noter ihtarnamesi ile gönderilen — tarihli — nolu – tarihli – nolu ve – tarihli- nolu faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı bulunduğu, bu faturaların davacı şirketin defterlerine kayıt tarihi itibariyle davalının davacıdan olan – TL alacağın mahsubu sonucunda davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre davalıdan – TL alacaklı bulunduğu vicdani kanaate varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yazılı gerekçe ile ;
1-Davanın KABULÜ ile; davacının 785.125,92 TL lik alacağının 100.000,00 TL sinin dava tarihinden itibaren, ıslaha konu edilen 685.125,92 TL lik alacağının talep gibi ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Yasası uyarınca davanın toplam kabul edilen miktarı olan 785.125,62 TL üzerinden alınması gereken 53.632,23 TL karar ve ilam harcından, dava açılırken peşin olarak yatırılmış olan 1.707.75 TL harç ile bilahare ıslah talebiyle birlikte yatırılan 11.701.00 TL harcın toplamı olan 13.408,75 TL harcın mahsubu ile eksik alınan 40.223.48 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 1.743,75 TL toplam harç masrafı, ıslahla birlikte yatırılan 11.701.00 TL peşin harç gideri , 2.800.00 TL bilirkişi ücreti, 171.70 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam sarfedilen 16.416.45 TL yargılama giderinin tümünün davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davanın toplam değeri üzerinden vekille temsil edilen davacı yararına tayin ve takdir edilen 45.355.02 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istemleri halinde yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/10/2019