Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/667 E. 2021/402 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/667
KARAR NO : 2021/402

ASIL DAVA : Bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle maddi manevi tazminat
KARŞI DAVA : Bayilik sözleşmesinin ihlali nedeniyle maddi manevi tazminat
KARAR TARİHİ : 26/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili 11/06/2018 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkil şirket arasında —- imzalandığınıve iş bu sözleşme ile davalı şirketin bu tarihten itibaren müvekkil —— yürütme hakkını elde ettiğini, davalı şirketin, müvekkili ile aralarında —– sözleşmesi devam ederken 22.03.2018 tarihinde müvekkil —–olarak kullandığı —- adresinde müvekkil şirketin faaliyet gösterdiği —— birinin —- başlayacağına dair —- astığını, bu hususun—tespit tutanağı ile tespit edildiğini, bu —— davalının — oluşturacak —- —— ile sabit olduğunu, davalı —– müvekkil —– devam —– — birinin ————- yapmasının — sözleşmesine —– ettiğini, davalının ——— ——– sözleşmesinin ——– yönünden devam ettirilemeyeceğini, davalı şirketin eylemlerinin ———— ettiği gibi haksız —– ettiğini, bu nedenle — ihtarnamesi ile —–sözleşmesinin müvekkil tarafından feshedildiğini, davalının eyleminin sözleşmeye aykırılık teşkil ettiği gibi TTK 55. maddesinde sayılan fiillerden olduğunu, bu konuda çeşitli —kararlarının bulunduğunu, davalı şirketin, bayilik sözleşmesine aykırı davranması sebebiyle sözleşmenin kendi kusuru ile —-sebebiyet verdiğini, müvekkilin sözleşmenin devam edeceği —- ile bugüne kadar davalıya kira desteği, devir bedeli desteği, — bulunduğunu, müvekkili şirketin, sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi sebebiyle kar kaybına uğradığını, bu kar kaybının davalı şirketten tahsili gerektiğini, taraflar arasında imzalanan — cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmenin feshine davalı sebep verdiğinden cezai şartın davalıdan tahsilinin gerektiğini, davalı şirketin —kullandığı — — olan — müvekkil şirket tarafından yapıldığını, sözleşmenin feshi halinde taraflar arasında yapılan — taahhütnamesi gereği—- — kendilerine ait olmak üzere davalı şirket tarafından müvekkil şirkete aynen iade edilmesi gerektiğini, davalı şirketin bugüne kadar– iade etmediğini, —— değerinin– belirlenmişse de bu tutarın müvekkil şirkete ödenmediğini ve söz konusu—— iade edilmediğini, bu sebeple—— belirlenen tutarın davalıdan tahsilini talep ettiğini belirterek fazlaya ilişkin talepleri ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulüne, davalının haksız —– eylemleri neticesinde ——- haksız olarak süresinden önce feshine sebep olmasından doğan: —— kar kaybından doğan ve sair maddi zararın, 150.000,00 TL manevi tazminatın,—– cezai şart bedelinin, 33.000,00 TL + —— bedelinin davalıdan tahsiline, davalının mal kaçırma ihtimali olduğundan dava değeri oranında davalı hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili —— cevap – karşı dava dilekçesinde özetle; davacı aksini iddia etse de sözleşmenin feshine kendisinin sebebiyet verdiğini, davacıya şikayet ve hizmet ayıplarından — sorumlularının ikaz edildiğini, netice alınamaması üzerine—– ve satış sonrası —– yaşanan sorunlar nedeniyle ——- bir ticari — zedelenmesine sebebiyet vermesinden —— sözleşmesinin feshiyle —— takılmış olan — sözleşme gereği verilmiş olan ———- günü içinde fekkinin talep edildiğini, davacı tarafın fesih ihtarının 27.03.2018’de tebliğ alındığını, sözleşmenin devamı sürecince davacı ———— ürünün satılmadığını,—— edilmediğini, müvekkil şirketin davacıdan çok önce—- yapmakta olduğunu, davacının — almaması nedeni ile ihtar keşide edildiğini,— tüm parçaları ile eksiksiz teslim edildiğini, davacının — teslim edilmediği yönündeki iddiasının haksız olduğunu, davacının davaya konu taleplerinin haksız, ——– olduğunu, davacı tarafın kar kaybı ve sair maddi zarar talebinden ne kastedildiğinin anlaşılamadığını, davacının bu talebini somutlaştırması gerektiğini, davacı tarafın şirket olması nedeniyle manevi tazminat talebinin usul yönünden reddi gerektiğini, her ne kadar sözleşmede cezai şart bulunmakta ise de müvekkilinin fesih irade beyanının haksız olmadığını, davacının müvekkilini—– bu nedenle bu talebin de reddi gerektiğini, davacının –bedelinin tahsili talebinin de haksız ve mesnetsiz olduğunu, zira — müvekkil tarafından davacıya teslim edildiğini, bu nedenle haksız kalan bu talebin de reddi gerektiğini belirtmiş olup,
Cevap dilekçesi ile açtığı aynı tarihli karşı dava dilekçesinde özetle; davalı/karşı davacı vekili — —— dahil 7.400,00 TL ödemek zorunda kaldığını, karşı davalının bu bedeli karşılaması gerektiğini, davacının kusurlu hareketlerinden ötürü hem müşteriyi ——- —- düşmesine sebebiyet vermesinden ötürü manevi tazminat taleplerinin bulunduğunu, tüm bu ———- açık şekilde oluştuğundan davacının manevi tazminat olarak —– talep ettiklerini belirterek öncelikli davacı/karşı davalının, yoksun kalınan kar kaybı ve —– talebinin somutlaştırılması için 2 hafta mehil verilmesi talebinin olduğunu, davacı/karşı davalı taleplerinin arz ve izah edilen nedenlerden ötürü şartları oluşmadığından ayrı-ayrı reddine, karşı dava bakımından ise; maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava talep etmiştir.
CEVABA CEVAP – KARŞI DAVA SAVUNMA : Davacı/karşı davalı vekili 09/08/2018 havale tarihli cevaba cevap – karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; ——-teslim edilmediğini, bu nedenle davalı/karşı davacının——maddi zarar iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, davalı/karşı davacının manevi tazminat talebinin haksız ve hukuka uygun olmadığını, davalı/karşı davacı haksız eylemleriyle sözleşmenin süresinden ——– sebebiyet vermesine rağmen manevi tazminat talep etmesinin kötü niyetli olduğunun kanıtı olduğunu, tam tersine müvekkili şirketin maddi manevi zarara uğradığını, davacı müvekkil şirketin — devam ettiği sürece tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı/karşı davacı, müvekkili şirketin — –firmaya ait — ile müvekkil — verdiğini, ticari itibarının zedelenmesine neden olduğunu, açıklanan nedenlerle asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Asıl ve karşı dava —- sözleşmesinin ———– taraf yönünden haklı olduğu ve sözleşmenin feshi uyarınca tarafların birbirinden talep edebileceği tazminat ya da başkaca bir alacağı bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Asıl davada eksik harç ikmal edilmek suretiyle tarafların tüm delilleri celp olunarak dosya üzerinde ve taraf şirketlerin —— —–üzerinde —-aracılığı ile raporlar alındığı, raporların birbiri ile uyumlu, dosyadaki verilere uygun ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasında —-sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin süresinin 3 yıl olarak yazıldığı, sözleşmenin 2. Maddesinin konu başlıklı olup; — tarafından— yapılmakta olan her türlü———ve onayı doğrultusunda —şeklinde düzenlendiği onuncu maddesinin de———- sebep olabilecek her türlü ——– imtina edeceğini, aksi davranışlardan sorumlu olduğunu — kabul ve taahhüt etmiştir. —— satışına yazılı izin —– dışında– —- yapılmayan—— ve —–yapmayacağını, aksi davranışın sözleşmeye aykırı teşkil edeceğini ve sözleşmeden doğan tüm sorumluluklarını yerine getireceğini beyan, kabul ve taahhüt etmiştir.” şeklinde düzenlendiği, sözleşmenin feshi sebeplerinin de 15. Maddesinde; —–rekabet, —- yükümlülüğüne —– olmaksızın —- —— ——- ile aynı alanda faaliyet —— alması, genel olarak– alanına ——– — maddede sayılan olayların —— gerçekleşmesi halinde sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir.” şeklinde düzenlendiği, sözleşmenin 17. Maddesinin cezai şart —– sözleşmeye aykırı olarak—- veya kendisinin aynı konuda —- bedelinin %50 si oranında tazminat ödemeyi, —– konusunda itirazda bulunmayacağını.– süresinden önce kendi kusuru ve/veya sözleşmeye aykırılık sebebi ile feshine sebep olması durumunda — tutarında tazminatı sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işleyecek yıllık %12 faizi ile birlikte ——- ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir… Şeklinde düzenlenmiştir.
Ayrıca — taahhütnamesi başlıklı ——yapıldığı, — sözleşmesine ek olarak düzenlendiğinin belirtildiği, bu taahhütname ile yapılan ve — —– — olduğunun belirtildiği, — “Sözleşmenin sona ——-durumunda — almış olduğu — tamamını fesih tarihinden itibaren 15 gün içerisinde —— — teslim etmekle yükümlüdür. Teslim edilmemesi durumunda —— bedeli —– kaçınıldığı tarihten itibaren sözleşme gereği işleyecek faizi ile birlikte iadesi gereken tarihteki bedeli üzerinden ———– tazmin edilecektir.” hükmünün düzenlendiği görülmüştür.
Taraflarca dava dosyasına sunulan delillerden;
——– ———–son halinin tespitinin yapıldığı,— yukarıda belirtilen adreste bulunan binanın önüne gidildi. —-cephesinin son halini gösteren — verildi…” belirtildiği, tutanağa—— yazısının—- sözleşmesinin davacı karşı davalı –davalı karşı davacı — gönderildiği, ihtarnamede özetle; “– müvekkil şirkete hiçbir bildiride bulunmadan———-şekilde müvekkil ——– bir başka——.T.T.K’nın haksız —— ile ilgili bölümleri——- sunulan nedenlerle—-haklı nedenle ——- içinde müvekkil şirkete—- sözleşmesinde yazılan hususlar —— sorunsuz olarak teslim edilmesini, aksi takdirde ——- bu hususta yer alan cezai şartların işletileceğini…—-yer alan cezai şartların derhal ödenmesinin… —–
——– ihtarnamenin davalı/karşı davacı şirket tarafından davacı/karşı davalı şirkete gönderildiği, ihtarnamede özetle; “..——gecikmelere sebebiyet vermesinden ötürü, — sorunlar yaşanması,—.nedeniyle bir ticari — sebebiyet vermesinden ötürü –..sözleşme gereği verilmiş olan — yevmiye numaralı ihtarnamenin davalı/karşı davacı şirket tarafından davacı/karşı davalı şirkete gönderildiği ihtarnamede özetle; “…müvekkil——–asmıştır, ancak söz konusu —— herhangi bir markanın— açıkça belirttiğimiz üzere müvekkilim —- mağdur olmuş,——- olması siz —–ile devam olunamayacağını– başlangıcında siz — olduğu— içerisinde ——- zarar vermeden sökülmesi, sökümünde zarar verilmesi ve zararın giderilmemesi halinde yasal hakların kullanılacağı.—-haklı nedene dayanılması nedeniyle cezai şart ödeme yükümlülüğünüz bulunmaktadır, teminatların paraya çevrilmesi halinde doğabilecek her türlü zarar——– ile—- gidilecektir…” şeklinde bildirildiği,
—- tespit dosyasının incelenmesinde; davacı/karşı davalı şirket tarafından ——- olan davalının ——— hali hazırda asılı bulunan ve kendisine ait ——- rayiç değerini tespiti talep ettiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda; “…değer istenen davalı adresinde yapılan— ——- sökülmeye başlandığını, sökülen——— parçalarının —— alanında toplandığı keşif heyeti ile görülmüştür. Dava konusu —– —-değeri hesaplanmıştır.—— bulunulduğu,
Davalı/karşı davacı tarafın —– tarihli dilekçesi ekinde sunulan tutanak ————- tarihinde ——- tarihinde —— tamamlandığı, —— yapıldığı ve —….” şeklinde yazıldığı, tutanağın —– teslim alan — imzalar bulunduğu, tutanağın —————, yine tutanağın bir diğerinde teslim eden bölümünde ——- yazılı olduğu,
görülmüştür.
Mahkememizce davalı/karşı davacı tarafça sunulan tutanaklar uyarınca, dava dışı ———– yazılarak tutanak kapsamındaki —– teslim alınıp alınmadığı, alınmış —- adına,—– —- dayanılarak—- davacı/birleşen davacı ——- teslim edilip edilmediği hususları —— tarafından—— cevaplarında; “…————— tarafından teslim alınıp alınmadığı sorulmuştur. Tutanakta belirtilen ———– tarafından——–teslim alınmış olup, ——– olup, herhangi ——— değeri yoktur, bu —- edilmiştir.——– olduğundan ———- teslim edilmemiş, ———-edilmiştir…”—- cevap verildiği, davacı/karşı davalı ——- kendisine bu ———dair herhangi —— sunulmamıştır. Ayrıca davalı/karşı davacı şirket tarafından da asıl davaya konu edilen —– davacı —— dava dışı—— yönünde yetkilendirmeye ya da bu yönde bir yazılı——
Gerek asıl davada, gerek karşı davada uyuşmazlık; taraflar arasında akdedilmiş ——— kim tarafından haklı veya haksız olarak feshedildiği, davalı/karşı davacı —– kaynaklanan borç veya borçlarını ihlal edip etmediği hususlarında toplanmaktadır. ——sözleşmesinin 10.maddesine göre; sözleşme, davalı —- kabul edilip, —— teminatın verildiği tarihten itibaren yürürlüğe gireceği ve —-olduğu, bu sürenin bitiminden en az bir ay öncesinde yenilenmeyeceği, taraflardan biri tarafından bildirilmediği takdirde sözleşme aynı süre ve şartlarla yenilenmiş kabul edileceği hükme bağlanmıştır. Yeterli teminatın ne zaman verildiği sözleşmeden tam olarak anlaşılamamakta ise de, tarafların ortak beyanlarından yeterli teminatın — tarihinde verildiği ve sözleşmenin— yürürlüğe girdiği kabul edilmiştir. Buna göre sözleşmenin — — sona erdiği, —- tarihine kadar ilk yenilenmenin yapıldığı, sonrasında — tarihine kadar da ikinci yenilemenin yapıldığı, fakat — karşılıklı iddianameleri ile her iki tarafça —–itibariyle feshedildiği görülmüştür.
Sözleşme hukuku; sözleşmelerin kurulmasına ilişkin koşulları, tarafların sözleşmeden kaynaklanan haklarını, yükümlülüklerini ve bu yükümlülüklerin ihlalinin sonuçlarını düzenlerken haksız rekabet hukuku ise —- davranışlarında uymaları gereken kuralları öngörür. Ancak her ———hükümleri kapsamında incelenmesi —– niteliği taşımaz. Bunun —- arasındaki veya —- arasındaki ilişkileri etkilemesi ön şarttır. Çünkü TTK.nun 54/2 maddesine göre, — arasında veya——- müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen— veya dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. Bu hükümde haksız rekabet niteliğindeki– eylemi, davranışlar ve ticari uygulamalar olarak belirlenmiştir. Ancak sözleşmeden doğan borcu ifa etmeme, ——- yükümlülüklerinin —- ——————–uygulama olarak kabul edilemez. Çünkü TTK.nun 54/2 maddesindeki hükmündeki davranış ve —— —— olmalıdır. Diğer bir ifade ile bu —— etkilemeye uygun ——— olmak zorundadır. Böyle bir bağlantıya sahip olan davranış haksız rekabet teşkil edecek ticari uygulamayı ifade eder. Somut uyuşmazlığa döndüğümüzde; taraflar arasındaki —– rekabet halinin sözleşme ihlali niteliğinde olduğu açıkça hükme bağlanmıştır. Bu noktada henüz sözleşme ilişkisi sona ermeden—– düzenleme şeklinde tutanakta da, tespit edildiği gibi bayinin “——— haksız rekabet teşkil edecek bir eylem olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Davacı taraf davalının bu eyleminin TTK.da özel düzenlenen TTK.nun 55.maddesinde ——– ihlallerden birisine girdiği yönünde bir iddiada bulunmamaktadır. Bu nedenle genel olarak TTK 54.madde hükmü kapsamında değerlendirme yapılması kanaatine varılmıştır. Hem genel hemde —– düzenlenen haksız rekabet hallerinde dürüst davranma kurallarına uyulup uyulmadığının değerlendirilmesi önemlidir. Davranışlar ———— — kandırıcı olabilir. Haksız rekabet teşkil edebilecek davranışın—— etkilemesi gerekir. Diğer bir deyişle davranış veya uygulamanın —– arasındaki —— edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkilemesi gerekir. Haksız rekabetin kabulü için failin yarar sağlaması ya da kusurlu olması gerekli olmadığı gibi haksız rekabete uğrayanın da zarar görmüş olması şart değildir. Ancak tazminat talebinin kabulü için haksız rekabeti gerçekleştiren kişinin kusurlu olması, haksız rekabete uğrayanın zarar görmüş olması ve haksız rekabet ile zarar arasında illiyet bağının bulunması gereklidir. Yine somut uyuşmazlığa döndüğümüzde haksız rekabet eylemi taraflarca açıkça sözleş ihlali sayılarak cezai şart yaptırımına tabi tutulmuş olması nedeniyle kusur incelemesi yapılmasına gerek görülmemiştir. Söz konusu— davalı/karşı davacı tarafça asılması gerek TTK.55.maddede düzenlenen gerekse 54.maddede düzenlenen kapsama girmemekte olup, davalı/karşı davacının sadece — olarak marka değişikliğinde bulunduğu, bundan sonra başka bir markanın ürünlerini satacağını ilan etmiştir. Ancak davalı/karşı davacının bu yöndeki davranışı taraflar arasındaki akdi ilişkiden kaynaklanan borcunun ağır/önemli derece de ihlalini teşkil etmekte olup, davacı —verene — sözleşmesini haklı sebeple feshetme ve fesih nedeniyle uğramış olduğu zararlarının ve cezai şartın tazmini talep etme hakkını verdiği kanaatine ulaşılmıştır. Buna göre davalı — sözleşmeden kaynaklı borcunu ağır ve önemli derecede ihlal ettiği ve sözleşmeyi haksız olarak feshettiği, davacı —ise sözleşmeyi haklı sebeple feshettiği, sözleşmenin cezai şartla ilgili 17.maddesinin b bendi kapsamında —– cezai şartı talep edebileceği sonuçlarına ulaşılmaktadır. Davacı taraf —– kaybından doğan ve sair maddi zararlarını ve manevi zararlarının tazminini de talep etmiştir. Eğer davacı sözleşmenin—- sözleşmenin normal olarak sona —- —— tarihi arasındaki dönemde —- cezai şart tutarından daha fazla miktarda kar mahrumiyeti zararına uğradığını ispat etmesi halinde cezai şart tutarını aşan kar mahrumiyeti zararı kısmını da davalıdan talep edebilir. Ne var ki davacı cezai şart tutarını aşan tutarda kar mahrumiyeti zararına ve davacı şirketin ——zarara uğradığını ispata yönelik somut deliller sunamadığı gibi uğradığı zararın miktarının hesaplanmasına ilişkin gerekli açıklamaları da yapmadığı, davalı/karşı davacının uyuşmazlığa konu—- binanın önüne atmış olması her ne kadar borca aykırı davranış ise de, bu davranışın davacı– verenin kişilik haklarını zedelemediği, dolayısıyla bu yöndeki taleplerinin yasal dayanağı bulunmamaktadır.
Asıl davada, uyuşmazlık konu olan diğer bir hususta sözleşmede bulunan —- taahhütnamesine ilişkindir. Taraflar arasındaki —Taahhütnamesinin (d) maddesinde de; “…sözleşmenin sona ermesi durumunda bayi, — tamamını fesih tarihinden itibaren 15 gün içerisinde sökmek ve —- teslim etmekle yükümlüdür. Teslim edilmemesi durumunda —- tarafından —- bedeli iadeden kaçınıldığı tarihten itibaren sözleşme gereği işleyecek faizi ile birlikte iadesi gereken tarihteki bedeli üzerinden nakden ve defaten tazmin edilecektir…” şeklinde hüküm bulunmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere, dava dışı —- yazılan müzekkerelere verilen cevapta — firma tarafından—-.adına teslim alındığı, teslim alınan ürünlerin– olup, herhangi bir mali değerinin bulunmadığı ve bu nedenle imha edildiği, — teslim edilmediği yönünde bilgi verilmiştir. Dosya kapsamına sunulan teslim tutanakları örneklerinden ve dava dışı — yazı cevaplarından sözleşmenin feshinden sonra davalı —- olan —-söktüğü ve dava dışı üçüncü — teslim ettiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar 22/02/2021 tarihinde sunulan bilirkişi heyeti raporunda davalı/karşı davacının–teslim ettiği, bu nedenle davacı/karşı davalının– bedelini talep edemeyeceği belirtilmiş ise de; yukarıda ayrıntılı yazılan — taahhütnamesine göre sözleşmenin feshinden itibaren 15 gün içerisinde davalı/karşı davacı şirket– söküp davacıya teslim etme yükümlülüğü altındadır. Bu doğrultuda sunduğu delillere göre— dava dışı üçüncü şirket tarafından sökülerek imha edildiği anlaşılmakta ise de– sökülerek davacıya teslimi yönünde bu işlemin yapıldığına dair bir delil sunulmamıştır. Dava dışı üçüncü kişi firma da mahkememize verdiği cevapta— davacı firma adına söküldüğüne ve onun talimatı doğrultusunda imha edildiğine dair yazılı bir belge gönderememiş, davalı firma da bu yöndeki ispat yükümlülüğünü yerine getirmediğinden mahkememizce— teslim edilmemesinden kaynaklı olarak davacı/karşı davalının davalı/karşı davacıdan 01/02/2010 tarihli— taahhütnamesinin (d) maddesi uyarınca tazminat talep edebileceği vicdani kanaatine varılarak bilirkişi heyetinin de kadru maruf gördüğü 33.000,00 TL + KDV ‘nin davalı/karşı davacıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Asıl davada talep edilen diğer bir istem ise sözleşmenin normal süresinin sonuna kadar devam edeceğine güvenerek davalıya bir takım destek ödemelerinin yapıldığı, sözleşmenin feshi nedeniyle bu ödemelerin iadesinin gerektiğine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşme üç yıl süreli akdedilmiş,— tarihinde sona ermiş, sonrasında sözleşme— tarihine kadar yenilenmiş, sonrasında — tarihine kadar tekrar yenilenmiştir. —akışında davacının iddia ettiği destek ödemeleri sözleşmenin— için yapılmıştır. Sözleşmenin — süresi de taraflar arasında sorunsuz olarak devam edip sona erdiğinden davacı davalıdan iddia ettiği destek ödemelerinin iadesini talep edemeyecektir. Kaldı ki davacı, sözleşmenin son olarak yenilendiği ikinci üç yıllık dönemde davalıya destek ödemeleri yapmışsa iş bu destek ödemelerinin— dönem 23/03/2018 tarihinde fesihten dolayı erken sonlandığı için boşa gitmiş olan kısmının iadesini — hak kazanabilecek ise de, dosya kapsamına davacı tarafça davalıya ikinci üç yıllık yenileme döneminde destek ödemesi yaptığına dair bir delil sunmadığından bu yöndeki talebi mahkememizce reddedilmiştir.
Karşı davada, davacı, karşı davalının keşide edilen ihtarnamelere rağmen —sökerek teslim almadığı, bu nedenle –kendisinin söktürerek davacı/karşı davalının yönlendirmesi— ettiğini,–dolayı dava dışı — ödediğini iddia ettiği 7.400,00 TL’nin ve davalı/karşı davacının — aykırı davranışlarından dolayı cirolarının düşmesine ve müşterilerinin memnuniyetsiz olmasına sebebiyet verdiğinden bahisle 50.000,00 TL manevi tazminat talep etmiştir. Davalı/karşı davacı sözleşmenin feshine; hizmet ayıpları nedeniyle davacı/karşı davalının sebebiyet verdiğini, davacıya bu konununu şikayet edildiğini ve hizmet ayıplarından dolayı bölge sorumlularının ikaz edildiğini, bunun üzerine sonuç alınamaması nedeniyle — yevmiye sayılı ihtarnamesi ile servis hizmetlerinde yaşanan aksaklıklar ve satış sonrası müşteri memnuniyetinde yaşanan sorunlar nedeniyle sözleşmenin kendisi tarafından haklı sebeple feshedildiğini iddia etmiş ise de, dosyaya servis hizmetlerindeki aksaklıklar satış sonrası müşteri memnuniyetinde yaşanan sorunların 23/03/2018 tarihli ihtarnameden önce davacı/karşı davalıya bildirildiği, ihtar edildiği ve yine bu konunun bir fesih sebebi olduğuna ilişkin yazılı bir bilgi ihtarname ve benzeri belge sunulmamıştır. Bu konunun bir fesih sebebi olarak görünüp, davacı/karşı davalıya yazılı olarak bildirildiğine ilişkin bir delil bulunmamaktadır. Ancak davacı/karşı davalının başka bir markanın —– asıldığını noter tarafından tespit ettirdiği — tarihinden bir gün sonra davacı/karşı davalının fesih talebi ile ilgili ihtarnamenin çekildiği tarih olan 23/03/2018 tarihi ile aynı gün davalı karşı davacı tarafından ihtarname gönderilmiştir. Tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde her ne kadar servis hizmetlerindeki aksaklıklar, satış sonrası müşteri memnuniyetinde yaşanan sorunlar daha önceki tarihte ortaya çıkmış ise de davalı/karşı davacının bunu bir fesih sebebi olarak daha önce karşı tarafa bildirmediğinden bu yöndeki iddiası mahkememizce— görülmeyerek bu yönden karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda, dosya kapsamındaki tüm deliller, alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın tümden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.ASIL DAVADA;
Davanın kısmen kabulü ile; 10.000,00 Euro cezai şartın ve —–gideri 33.000,00 TL + KDV ‘nin asıl davalıdan tahsili ile asıl davacıya ödenmesine,
Asıl davada fazlaya ilişkin istemin reddine,
-Başlangıçta peşin olarak alınan 170,78 TL harcın tamamlama harcı 11.950,00TL ile birlikte, alınması gerekli olan 5.901,92 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 6.218,86 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı/karşı davalıya iadesine,
– Davacı/karşı davalı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu 35,90 TL başvuru harcı, 267,70TL tebligat ve müzekkere gideri ile 5.250,00 TL (toplamın 1/2’si) bilirkişi ücreti ile ile tespit dosyasında yapılan 16,50 TL başvuru harcı, 59,10 TL peşin harç, 28,00 TL tebligat gideri, 450,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.107,20 yargılama masrafının, davacı/karşı davalı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 768,73 TL ‘ye, peşin 5.901,92 ile birlikte eklenerek sonuç olarak 6.670,65 TL’nin davalı/karşı davacıdan alınarak davacı/karşı davalıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 5.338,47 TL yargılama masrafının davacı/karşı davalı üzerinde bırakılmasına,
– Cezai Şart ve tabela giderine ilişkin açılan dava yönünden davacı/karşı davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca 12.031,87 TL nispi avukatlık ücretinin davalı/karşı davacıdan alınarak davacı/karşı davalıya verilmesine,
– Kar kaybına yönelik maddi tazminat davası yönünden davanın tamamı reddedildiğinden davalı/karşı davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —-13/4 maddesi uyarınca—– ücretinin davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya verilmesine,
– Tamamı reddedilen manevi tazminat davası yönünden davalı/karşı davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan — 10/3 maddesi uyarınca 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya verilmesine,
2.KARŞI DAVADA; Karşı davanın reddine,
– Başlangıçta peşin olarak alınan 981,00 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 59,30 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı Harçlar Kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 921,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davalı/karşı davacıya ödenmesine,
– Karşı davada, davalı/karşı davacı yönünden yapılan 35,90 TL başvuru harcı, 59,30 TL karar ve ilam harcı, 51,00 TL tebligat ve müzekkere gideri ile bilirkişi ücretleri (toplamının 1/2 ‘si) 5.250,00 TL olmak üzere toplam 5.396,20 TL yargılama masrafının davalı/karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
– Maddi tazminat davası yönünden davacı/karşı davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —-. 13/4 maddesi uyarınca— davalı/karşı davacıdan alınarak davacı/karşı davalıya verilmesine,
– Manevi tazminat davası yönünden davacı/karşı davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —. 10/3 maddesi uyarınca 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davalı/karşı davacıdan alınarak davacı/karşı davalıya verilmesine,
3-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacı/karşı davalıya; artan delil avansının davalı/karşı davacıya iadesine,
Dair, davacı – karşı davalı vekili ve davalı – karşı davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.