Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/657 E. 2018/1159 K. 27.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/657
KARAR NO : 2018/1159

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2018
KARAR TARİHİ : 27/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dilekçesinde özetle ; davacı————– müvekkili şirketten götürü bedel sözleşmesi kapsamında bir kısım malları satın aldığını, bu sözleşme kapsamında edimlerini ifa ettiği halde davalı şirketin borcunu ödemediğini, borcun yapılandırılması amacıyla taraflar arasında 25/09/2017 tarihli protokolün düzenlenerek bakiye borç tutarı 43.515.60 TL nin taksitlendirildiğini, buna rağımen davalının ek protokol hükümlerine uymadığını, bakiye borç tutarı 24.000 TL nin yapılan tüm uyarılara rağmen ödenmemesi nedeniyle İstanbul Anadolu ———–. İcra müdürlüğünün 2018/6634 esas sayılı icra takibinin başlatıldığını, davalının ek protokolde borcu kabul ettiği halde icra dosyasına yaptığı itiraz nedeniyle takibin durmasına neden olduğunu, alacağın muaccel olduğunu ve rehinle de temin edilmediini , bu nedenle davalının menkul ve gayrımenkulleri ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz uygulanmasını talep ettiklerini belirterek, davalının icra dosyasına yaptığı itirazının iptaline ve takibin devamına, ayrıca %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; taraflar arasındaki ————- gereğince müvekkili şirkete mal satımı yapıldığını, 25.09.2018 tarihli ek protokol gereğince borcun taksitlendirildiğini, ancak taksitlere riayet edilmemesi nedeniyle müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını , süresinde itirazları neticesinde takibin durduğunu, davacı tarafın her ne kadar satılan malların davalıya teslim edildiğini ve ek protokol ile taksitlendirilen 24.000 TL bedelin ödenmediğini iddia etmekte ise de müvekkili şirket tarafından kendilerine bildirildiği üzere sözleşme ile satımı kararlaştırılan mallarda teslimden sonra ayıplar ortaya çıktığını, dolayısıyla karşılıklı yüklenilen edimlerin davacı taraftan kaynaklanan sebeplerle yerine getirilmemesi nedeni ile müvekkili şirketin de borcunun tamamını ödemekten kaçındığını, nitekim müvekkili şirket tarafından ek protokolde belirtilen bedellerin bir kısmının süresinde ödendiğini belirterek, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, 26.09.2014 tarihli sözleşme uyarınca ödenmeyen bakiye alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, İİK nun 67 vd maddelerine dayanmaktadır.
Davaya konu İstanbul Anadolu ——————-.icra müdürlüğünün 2018/6634 esas sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde ; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine —————- tarihli protokolün ödenmeyen tutarlarının tahsili talebidir açıklaması ile 24.000 TL asıl alacak, 218,77 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.218.77 TL alacağın tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalı şirketin borca “….gerçek alacak miktarını aşmaktadır….” şeklinde itiraz edildiği, takibin durduğu, görülmüştür.
Taraflar arasında 26.09.2014 tarihinde “Götürü Bedel Sözleşme” başlıklı , davacı şirketin yüklenicisi olduğu , davalı tarafından inşaatı yapılan ———————- yapılacak olan —————— korkuluklarının temini , uygulama ve montajı işinin konu edildiği, 116.702.00 TL bedelli sözleşme yapıldığı tartışmasız sabittir. 25.09.2017 tarihinde taraflar arasında bu kez de “Ek protokol” başlıklı 26.09.2014 tarihinde imzalanan 5 sayfadan ve 24 maddeden oluşan sözleşmeye ek olarak bir protokol daha düzenlendiği, protokolde ; “…..yukarıda taraf olarak yer alan yüklenici (davacı) nin , işverene (davalıya) yapmış olduğu son iş olan 5.hakedişine istinaden …………alacağın son bakiye bedel 43.515.60 TL dir. İlgili bu hizmet ve bakiye bedel için taraflar arasında aşağıdaki şekilde mutabakat sağlanmış olup, ilgili bakiye ödemesinin bu hali ile yapılacağını karşılıklı imza altına almışlardır. İşveren ; 8.515,60 TL yi 25.09.2017 tarihinde banka havalesi , 11.000.00 TL yi 30.11.2017 tarihinde banka havalesi , 11.000.00 TL yi 29.12.2017 tarihinde banka havalesi, 13.000.00 TL yi 31.01.2018 tarihinde banka havalesi olarak ödeyerek , tamamlamış olacaktır. Taraflar arasında , bu ödeme planı ile ilgili mutabakat sağlanmış olup, ilgili ödemelerin belirtilen vadelerde yerine getirilmesi durumunda her iki tarafta vade farkı vs her ne nam altında
olursa olsun birbirlerinden mal , alacak ve hak taleplerinin bulunmadığını karşılıklı feragat ve birbirlerini gayrıkabili rücu ibra ettiklerini kabul ve taahhüt ederler ..Aksi durumda her iki tarafında her türlü hakları saklıdır ” hususlarının belirtildiği görülmüştür. En son yapılan ve aynı zamanda taraflar arasındaki bakiye alacak miktarının belirlenmesine ilişkin mutabakat niteliğindeki protokolün taraflar arasındaki 2014 tarihli işin yapılmasına ilişkin sözleşme uyarınca davacının üzerine düşen edimi yerine getirdikten sonra yapılan iş nedeniyle düzenlenen faturalar ve davalı tarafça yapılan ödemeler sonunda davacının nihai olarak talep edebileceği bakiye alacak miktarına ilişkin olduğu, davacının toplamda 43.515,60 TL alacağının bulunduğunun mutabakata bağlanarak ödenmesi yönünde vadeler belirlendiği anlaşılmaktadır. Davalının belirlenen bedelden 24.000.00 TL yi ödemediği iddia olunarak dava konusu yapılmıştır. Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan yazılı beyanlarda özellikle 24.09.2018 tarihli dilekçesinde ; ” ………sözleşme ile kararlaştırılan mallarda teslimden sonra ayıplar ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla karşılıklı yüklenilen edimlerin davacı taraftan kaynaklanan sebeplerle yerine getirilmemesi nedeniyle müvekkil şirkette borcun tamamını ödemekten kaçınmıştır. Nitekim müvekkil şirket tarafından ek protokolde belirtilen bedellerin bir kısmı süresinde ödenmiştir.” şeklinde bildirildiği üzere , davaya dayanak yapılan ek protokoldeki imzaya ve miktara davalı tarafça itiraz edilmemiştir.Her ne kadar davalı ayıp iddiasında bulunmuş , mahkememizce verilen süreye rağmen ayıp iddiasını açıklayıp ayıba ilişkin delillerini dosyaya sunmadığı gibi , davaya dayanak yapılan ek protokol taraflar arasındaki esas sözleşme uyarınca ticari ilişki sonucunda düzenlenen faturalar kapsamında davalının yaptığı ödemeler değerlendirilerek akdedilmiştir. Yani davalının ayıp iddiasını ek protokol uyarınca bedelin ödenmesi aşamasında değil, ek protokol yapılırken dile getirip ek protokole varsa ayıp iddialarını ve itirazlarını şerh düşmesi yada protokolü imzalamaması gerekirdi. Ek protokolü itirazı kayıt koymaksızın imzalamış olmakla davacının edimini yerine getirdiğini ve hakettiği bedelin miktarını kabul etmiş olmaktadır. Bu nedenle davalı tarafın bu yöndeki savunması mahkememizce nazara alınmayarak ödeme yapıldığı yönünde de savunma ve delil de bulunmadığından aşağıdaki şekilde davanın kabulü gerekmiştir.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ;
1-Davanın KABULÜ ile; tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalının İstanbul Anadolu —————. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6634 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 24.000,00 TL ( 11.000,00 TL + 13,000,00 TL olmak üzere ) asıl alacak yönünden İPTALİ İLE ; takibin 24. 000,00 TL alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yıllık % 9,75 ve değişen oranlarda avans faizi de yürütülmek suretiyle DEVAMINA, ( ancak avans faiz oranının yıllık % 9,75 oranı aşması halinde talep gibi % 9,75 oranının esas alınmasına ),
2- Alacak miktarı bilinir ve belirlenebilir olduğundan hükmolunan asıl alacağın % 20 si oranında 4.800,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 1.639,44 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 288,77 TL harcın mahsubuna eksik alınan 1.350,67 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 329,87 TL toplam harç masrafı ,100.00 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam sarfedilen 429,87 TL yargılama giderinin tümünün davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve taktir edilen 2.880.00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp vekille temsil edilen davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra ve talep etmesi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı ve vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.