Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/655 E. 2020/445 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/655 Esas
KARAR NO: 2020/445
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2018
KARAR TARİHİ: 29/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ile davalı firma arasında ——- yıllarında ticari alış veriş gerçekleştiğini, davalı firmanın davacı müvekkili şirkete dış cephe, çelik galvaniz kaplama, konstrüksiyon, çatı işleri ve sair işlerini sözleşmeler kapsamında yaptırdığını ve davacı müvekkili firma tarafından işlerin bitirilerek teslim edildiğin ve buna ilişkin olarak düzenlemiş oldukları faturalar toplamı cari hesaptan bakiye —- alacağının kaldığını, bu bakiye alacak ile ilgili olarak davalı şirket aleyhine —- tarihinde————- sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını ve davalı şirket tarafından bu takibe sözleşme konusu işlerle ilgili ödeme süresinin henüz dolmadığı ve böyle bir borçlarının olmadığı gerekçesiyle itiraz edildiğini ve icra takibinin durduğunu, davalı borçlu şirketin bu itiraz üzerine müvekkili firma tarafından ödeme yapılır düşüncesiyle beklendiğini ve fakat davalı firma tarafından hiçbir ödeme yapılmadığını,———– sayılı dosyasıyla yapılan icra takibi temerrüt ihtarı niteliğinde olduğunu icra takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarını reeskont faizi uygulanmasını talep ettiklerini, davacı müvekkili şirketin davalı şirkete yapmış olduğu işlerle ilgili olarak yapılan sözleşmeler, kesilen faturalar ve oluşan cari hesap durumu itibariyle —- bakiye alacağının bulunduğunu belirterek, davalarının kabulüne, asıl alacağın ——— icra takip tarihinden, bu taleplerinin kabul edilmezse dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı firma tarafından her ne kadar müvekkili firma arasında ticari ilişkisinin varlığı ile cari hesap ilişkisi kapsamında alacaklı olduğu iddia edilse de, müvekkili firma ile davalı firma arasında karşılığı ödenmemiş bir ticari ilişkinin bulunmadığını, davacı tarafından faturalara konu malların teslim edildiği sunulduğu beyan edilse de huzurdaki dava kapsamında davacının, fatura konu mal teslimini veya hizmetin sunulduğu ve faturaların taraflarına teslim edildiğini ispat külfetinin davacıda olduğunu, davacının iddia ettiği üzere malların tesliminin kime ne zaman nasıl yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi ve görgülerinin bulunmadığını, satıma konu malların teslimi esnasında sevk irsaliyesi düzenlenmesi gerektiğini, davacı tarafından işbu sevk irsaliyelerini dosyaya sunulmadığını, bu ispat yükü üzerinde olan davacı tarafından alacak ve malın teslimi ispatının gerektiğini, dava kapsamında salt faturaları incelenmesi değil faturaya konu malın teslim edilip edilmediği, hizmetin sunulup sunulmadığı hususlarının araştırılmasının gerekli olduğunu, ispat yükünün davacıda olduğu hususunun ayrıca ve özellikle göz önüne alınmasının gerektiğini, davacının bahsettiği faturaların ve satıma konu malların müvekkili davalı şirkete teslim edilmediğini, bu nedenle alacağın ispat külfeti altında bulunan davacı tarafın fatura asıllarını ve sevk irsaliyelerini dosya içerisine sunması gerektiğini belirterek davacı şirketin müvekkili firmadan herhangi bir alacağı bulunmadığından davacının haksız davasının reddi ile dava değerinin % 20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, muhtelif tarih ve bedelli faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup İİK 67 vd maddelerine dayanmaktadır.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve ibraz edilen davacı ve davalı şirkete ait tüm ticari defter , kayıt ve dayanakları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır. Alınan raporun dosyadaki verilere uygun ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla, hükme esas alınmıştır.
Davaya konu ——- sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde ; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine ——— asıl alacağın cari hesaba ve faturalara dayalı olduğu belirtilerek tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, görülmüştür. Davalı borçlunun süresi içerisinde takibe itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı ve davalının bağlı olduğu vergi dairelerinden takibe konu fatura tarihlerini kapsayacak şekilde BA/BS formlarının celbine karar verilmiş, celp olunan BA/BS formlarının incelenmesinde her iki tarafında takibe konu faturaları vergi dairesine bildirdiği görülmüştür.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesi yönünden bilirkişi ara kararı oluşturulmuş, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu —- tarihli raporunda özetle, davacı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan —– alacaklı olarak gözüktüğü, dava konusu faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğunu, davalının kendi defterlerinde davacıya —–borçlu gözüktüğü, dava konusu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, BA/BS formlarının birbirini teyit ettiği, davacı ve davalının takibe konu faturaları usulüne uygun olarak vergi dairesine bildirdiği, sonuç olarak davalı ve davacı ticari defter ve kayıtlarına göre davacının dava tarihi itibariyle davalıdan —– alacaklı olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda ; dosya kapsamındaki tüm deliller; vergi dairelerinden celbolunan BA/BS formları , alınan bilirkişi raporuna göre , taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davaya dayanak yapılan faturaların davalı tarafa tebliğ edildiği, davalının faturaları kabul ederek BA formu kapsamında vergi dairesine bildirdiği, taraflar arasında ticari ilişki kapsamında bir kısım fatura bedellerinin davalı tarafça ödendiği dolayısıyla taraflar arasında ticari ilişkinin var olduğu ve davaya dayanak faturaların davalının kabulünde olduğu, taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında işin eksik yapıldığı ve ayıplı yapıldığına ilişkin bir bilge veya belgenin dosyaya ibraz edilmediği, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan ——-alacağı bulunduğu, ve alacağı ödediğine ilişkin de belge dosyaya ibraz etmediği, alacağın faturaya dayalı olduğu likit ve belirlenebilir olduğu, icra inkar tazminatı hüküm ve koşullarının oluştuğu, davacının takip tarihinden önce faiz talebinin olmadığı, tarafların tacir olması nedeniyle davacı talebi de dikkate alındığında asıl alacağa takip tarihi itibariyle ticari faiz uygulanması gerektiği, sonuç ve kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın Kısmen kabulü kısmen reddi ile
2-Davalının ——- sayılı dosyasına vaki itirazın —–yönünden iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Alacağın % 20 si oranında hesap edilen 32.784,56 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 2.814,00 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 823,89 TL’nin, alınması gerekli olan 11.197,56 TL harçtan mahsubu ile bakiye 7.559,67 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
5- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 111,50 TL, bilirkişi ücreti 800,00 TL, olmak üzere toplam 911,50 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 906,76 TL yargılama masrafına, peşin harç 2.814,00 TL, eklenerek sonuç olarak 3.720,76 TL’nin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 4,73 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 19.522,67 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 855,19 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/09/2020