Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/653 E. 2019/667 K. 04.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/653 Esas
KARAR NO : 2019/667

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2018
KARAR TARİHİ : 04/07/2019

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 06/06/2018 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davacı kuruluş ile davalı yüklenici şirketler arasında akdedilen hizmet alım sözleşmeleri kapsamında, davalı yükleniciler tarafından istihdam edilmiş olan —- adlı işçinin, iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının tahsili talebiyle açmış olduğu davanın kabulüne karar verildiği, bunun sonucunda davacı kuruluş tarafından dava dışı işçiye toplam 3.378,41 TL ve Maliye Hazinesine 209,03 TL nispi harç ile 471,60 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 4.059,04 TL ödeme yapıldığı, hizmet alım sözleşmeleri gereği işçi alacaklarından, işçiye çalıştıran davalı şirketlerin sorumlu olduğu ileri sürülerek, dava sonunda ödenen toplam 4.059,04 TL’ nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 04/07/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı—— vekili Mahkememize sunduğu 23/07/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı kurum ile davalı şirket arasındaki ilişkinin gerçek anlamda asıl-alt işverenlik ilişkisi olarak nitelenemeyeceğini, ihale dokümanlarında hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalıştırılan işçilerin her türlü işçilik alacaklarından yüklenici şirketlerin sorumlu olacağını öngören bir koşulun bulunmadığını, dava dışı işçinin iş akdi davalı şirket tarafından sonlandırılmadığı için ihbar tazminatından sorumlu olmayacağını savunularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ———-vekili 04/07/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —-.’ ne dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacının müteahhit firmasının işçisine iş mahkemesi kararı üzerine ödediği ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti ile mahkeme harç ve masraflarını davalılardan rücuen talep edip edemeyeceği, mahkememizin görevi, talebin zaman aşımına uğrayıp uğramadığı, davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı ve husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, davacı tarafından davalı alt iş verinin işçisine ödemiş olduğu işçilik alacaklarının davalılardan rücuen tahsili, davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 168/1 maddesindeki; “Diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
İstanbul —– İş Mahkemesinin 2016/651 Esas sayılı dosyasında yüklenici şirketler nezdinde çalışan— açmış olduğu işçilik alacaklarına ilişkin davada davacı — lehine 2.560,00 TL ihbar tazminatı ve 500,00 TL izin alacağına kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulu dekont incelendiğinde davacı tarafından 28/12/2017 tarihinde alt işveren işçisi —- e ihbar tazminatı ve izin alacağı açıklaması ile 3.378,41 TL’ nin ödendiği anlaşılmıştır.
İş alacakları Uzmanı bilirkişinin mahkememize sunduğu 31/05/2019 havale tarihli raporunda özetle; dava dışı işçinin hizmet alım sözleşmeleri kapsamında 02/02/2013-31/07/2016 tarihleri arasında 3 yıl 5 ay 29 gün çalıştığı tespit edildiği, işçi bu süre zarfında her yıl içinde 14 gün olmak üzere toplam 42 gün yıllık izne hak kazandığı, bu izinlerin 28 gününü kullanmış ve geriye kalan 14 günlük izin hakkı için mahkemece 500,00 TL izin ücretinin tahsiline hükmedildiğini, dava dışı işçi 02/02/2013-01/02/2016 tarihleri arasında tam olarak 3 yıl süreyle davalı——- nezdinde çalışmış olup tüm izinlerin davalı şirkette çalıştığı zaman diliminde hak kazandığı, davalı şirketten sonraki çalışma süresi 5 ay 29 gün olduğundan yeni bir izne hak kazanmadığını, bu neden izin ücreti alacağından sadece davalı — sorumlu olduğu kabul edilmesi gerektiği, ihbar tazminatı alacağından ise işçinin iş akdinin feshi sırasında işvereni olan son alt işveren davalı— sorumlu olduğu, her bir davalının davacı kuruluşun ödediği miktardan sorumlu olduğu miktar ise kendi sorumlu oldukları alacak miktarının mahkemece hüküm altına alınan toplam miktara oranı üzerinden belirlenmesi gerektiği, bu yönteme göre davalıların sorumlu oldukları miktarların işçiye ödenen miktar yönünden TBK 168. Maddesi uyarınca rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri ifa ettiği miktar oranıda alacaklının haklarına halef olacağını, bu hüküm uyarınca davacı—– işçiye yaptığı ödeme nedeniyle ödeme tarihinden itibaren faiz talep etmesi mümkün olduğu borçluyu ayrıca temerrüde düşürmesi gerekli olmadığı ancak 3095 sayılı yasanın 2. Maddesine dayanılarak avans faizi istenilebilmesi için asıl işveren ile alt işveren arasındaki sözleşmenin ticari iş niteliğinde olması gerektiği, TTK’ nun 3 ve 4. Maddesine göre tacirler arasındaki işlemler mutlak ticari iş niteliğinde olduğu, TTK’ nun 16. Maddesinde;”Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzee—— ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafığndan kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” düzenlemesine yer verildiğini,——Emniyeti Genel Müdürlüğü 233 sayılı KHK kapsamında bir kamu iktisadi teşekkülü olduğundan yaptığı işlemler özel hukuk hükümlerine tabi ve Türk Ticaret Kanunu uyarınca tacir olduğunu, bu nedenle davacı ile davalı şirket arasındaki sözleşmenin ticari iş niteliğinde olduğu, alacağın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerektiği, hukuki durumun ve delillerin takdiri yargı makamına ait olmak üzere davacının iddialarında haklı olduğunun kabulü halinde davalıdan talep edebileceği alacağın yukarıda belirlenen miktar kadar olduğu şeklinde beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi heyet raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.(İş K. m.2/6)
Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir. Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler.(TBK m.167)
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141), toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, ibra, dekontlar, hizmet alımına ilişkin sözleşmeler, belirli süreli iş sözleşmeleri, İstanbul—. İş Mahkemesinin 2016/561 Esas sayılı dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; alt işveren işçisi — tarafından 02/02/2013-31/07/2016 tarihleri arasındaki çalışması nedeniyle —- Emniyeti Genel Müdürlüğünü hasım göstererek İstanbul —. İş Mahkemesinin 2016/561 Esas sayılı dosyasında açmış olduğu davada işçi lehine hükmedilen ihbar tazminatı ve izin ücreti alacağının masrafları ile birlikte 28/12/2017 tarihinde —-Müdürlüğü tarafından ödendiği, asıl işveren ve alt işverenin işçiye karşı müteselsil sorumlu olmaları ve aralarında başkaca bir düzenleme yoksa müteselsil borçluların iç ilişkide borçtan eşit olarak sorumlu oldukları, taraflar arasındaki hizmet alım idaresi teknik şartnamesine göre işçi haklarının ödenmesinden alt işverenin sorumlu olduğu, bu nedenle davacının alt işverenin işçisine ödemek zorunda kaldığı işçilik alacaklarının tamamını alt işverene rücu edebileceği, bununla birlikte davalı işçinin izine hak kazandığı dönemler itibariyle izin alacağına ilişkin yapılan ödemeden davalı —- sorumlu olduğu, ihbar tazminatı alacağı yönünden ise yapılan ödemeden işçinin iş akdinin feshi sırasında son işveren olan davalı ——– sorumlu olduğu, buna göre her bir davalının sorumlu oldukları rücuya esas alacak miktarının toplam alacak miktarına oranlanmak suretiyle belirlenmesi gerektiği, bu doğrultuda hazırlanan ve somut olaya uygun gerekçeli ve denetime elverişli olması nedeniyle 31/05/2019 tarihli bilirkişi raporunun tam rücu seçeneğinin hükme esas alındığı, hazineye ödenen harç ile ihbar ve izin alacağına ilişkin ödemeler yönünden faizin ayrı ayrı ödeme tarihlerinden itibaren işleyeceği, davalıların tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz(3095 sy. m. 2/2) uygulanması gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
A) 663,24 TL’ nin; 111,21 TL’ sine 26/12/2017 tarihinden itibaren, kalan 552,03 TL’ sine 28/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı —————- nden alınarak davacıya verilmesine,
B) 3.395,80 TL’ nin; 569,42 TL’ sine 26/12/2017 tarihinden itibaren, kalan 2.826,38 TL’ sine 28/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı ——— alınarak davacıya verilmesine,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 69,32 TL harcın alınması gerekli olan 277,27 TL harçtan mahsubu ile bakiye 207,95 TL karar ve ilam harcının -davalı ——– sorumluluğu 33,98 TL ile sınırlı olmak kaydıyla- davalılar ‘dan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 69,32 TL, posta ve tebligat gideri 115,20 TL, bilirkişi ücreti 700,00 TL, olmak üzere toplam 884,52 TL yargılama masrafının -davalı ————– sorumluluğu 144,50 TL ile sınırlı olmak kaydıyla- davalılar ‘dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin -davalı ————— sorumluluğu 663,24 TL ile sınırlı olmak kaydıyla- davalılar ‘dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı — vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, açık duruşmada kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.