Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/646 E. 2021/726 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/960 Esas
KARAR NO : 2021/665

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/08/2018
KARAR TARİHİ : 23/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Olay günü olan, —– sevk ve idaresindeki ——- istikametine seyir halinde iken okulun yeni yapılan ek binasının önüne geldiğinde karşıdan gelen dolmuşu görüp yolun sol tarafına kaçması sonucu yol kenarında yaya konumunda bulunan müvekkil — çarpması sonucu tek taraflı yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini ve müvekkilin yaralandığını, Davaya konu kaza dolayısıyla kaza tespit tutanağı tutulmuş ve—, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 52/1-a’da belirtilen maddeyi ihlal ettiğinden kusurlu bulunduğunu, Davacı müvekkil— gördüğünü, Davacı müvekkilde — tarafından dava konusu kaza sebebiyle sürücü— şüpheli sıfatıyla taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan — soruşturma numarasıyla soruşturma başlatıldığını, Kazaya sebebiyet veren— ile kaza tarihinde sigortalı bulunduğunu, Kaza nedeniyle meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın davalı ——tarihinde yazılı başvuruda bulunulmuş olup, davalı sigorta şirketine 15 gün içerisinde cevap verilmediği takdirde dava yoluna başvurulacağı, başvuru dilekçesinde ihtaren bildirildiğini, Ancak, müvekkilin maluliyet oranını bildirir engelli sağlık kurulu raporunun kaza tarihinden itibaren 1 yılın dolmamış olması nedeniyle temin edilme imkanı bulunmadığından davalı sigorta şirketine teslim edilemediğini, Bu nedenle 28.06.2018 tarihinde gönderilen başvuru dilekçesi ekinde sunulan maluliyet beyanı ile sigorta şirketinden — neticesinde sakatlık oranının tespit edilmesi talep edilmiş olup, davalı sigorta şirketine 15 gün içerisinde cevap verilmediği takdirde dava yoluna başvurulacağı başvuru dilekçesinde ihtaren bildirildiğini, Söz konusu kaza 16.05.2018 tarihinde gerçekleşmiş olduğundan müvekkilimizin maluliyetine —- raporunun temin edilebilmesi için gerekli olan bir yıllık süre 16.05.2019 tarihinde dolacağını, Dolayısıyla engelli sağlık kurulu raporunu alabilmek için gereken süre henüz dolmadığını, Bununla birlikte raporun alınmasından sonra sigorta şirketi tarafından dönüş yapılıp yapılmayacağı belli olmayıp, davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılıp yapılmayacağına ilişkin net bir cevap da verilmediğini Bu nedenle söz konusu süreyi beklemek sadece hak kaybına yol açacağını, Ayrıca söz konusu süre geçene kadar davacı müvekkilim hak kaybına uğrayacaktır ve mağduriyeti artarak devam edeceğini, Söz konusu kanun değişikliği uyarınca 28.06.2018 tarihinde davalı sigorta şirketine yapılan yazılı başvuruya sigorta şirketi tarafından verilen cevap talebimizi karşılamadığından işbu davayı açma zaruriyeti hasıl olduğunu, Davacı müvekkil — 2918 sayılı yasadan kaynaklanan söz konusu kaza dolayısı ile işgücü kaybından doğan daimi sakatlık tazminatını ve geçici iş göremezlik tazminatını alabilmesi için işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu ve davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;— poliçe nolu —-müvekkil şirkette sigorta teminatı altına alınmış aracın karıştığı kaza neticesinde sakat kaldığını iddia eden davacılar tarafından maddi tazminat talepli dava açıldığını, davacı taraflar karayolları trafik kanunu gereğince usulü yükümlülüğü olan başvuru şartını eksiksiz olarak yerine getirmeksizin dava açtığından, davanın usulen reddi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere kusur oranının tespiti bakımından dosyanın —, zira müvekkil şirket yalnızca sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere davacıların talebine konu geçici işgöremezlik tazminatı tedavi teminatı kapsamında olduğundan, ilgili mevzuat kapsamında— karşılanması gerekli işbu giderlerden davalı müvekkilin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafların talebine konu tedavi teminatı kapsamında yer alan geçici iş göremezlik tazminatından da—- sorumlu olduğunu, işbu nedenle bu taleplerin reddinin gerektiğini, ayrıca davacının yaşı ve kaza tarihi itibariyle çalışmadığı göz önünde bulundurulduğunda yargıtay içtihatları gereğince geçici iş göremezlik taleplerinin reddi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere gelirin asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere tazminat hesaplamasının genel şartlarda belirlenen usul ve esaslara uygun olarak yapılması gerektiğini, buna göre; 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren ve karayolları trafik kanunu’nda yapılan değişiklik ile hesaplamanın — esaslara göre yapılacağı açıkça belirtilmiştir. —— kullanılması gereken —- hesaplamada esas alınması gereken teknik faiz %1,8 olarak düzenlenmiştir. işbu nedenle tazminat hesaplanmasında bu tablonun kullanılmasını ve teknik faizin 1,8 olarak esas alınmasını talep ettiklerini, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, kabul manasında olmamak işbu dava tarihi öncesinde müvekkil şirkete yapılan başvuru usulsuz olduğundan geçersizdir. işbu nedenle faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması, aksi halde dahi başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası olması gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere davanın kabulü halinde öncelikle yukarıda açıklamış olduğumuz üzere müvekkil şirkete gerekli evrakların tümü ile başvuru yapılmamış olduğundan davacıların usule uygun olarak başvuru yapmadığı kabul edilerek temerrüt tarihi dava tarihi olarak alınması gerektiğini, kaldı ki hiçbir şekilde davayı kabul manasında olmamak üzere, aleyhe tazminata hükmedilmesi halinde ıslah edilmemiş tutar için tazminat faiz sorumluluğu dava tarihinden itibaren, yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere ıslah edilmiş tutara ilişkin tazminat ve faiz sorumluluğu ise ıslah tarihinden itibaren başlatılması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde meydana gelen kaza nedeniyle kusur ve maluliyet oranları ile davalının zararı tazmin yükümlüsü olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, geçici ve daimi iş göremezlik tazminatı (maddi tazminat) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Celp ve tetkik olunan kaza tespit tutanağının —- üzerinde—– istikametine seyir halinde iken yeni yapılan ek binanın önüne geldiğinde karşıdan gelen dolmuşu görüp yolun sol tarafına kaçması sonucu yol kenarında bulunan davacı çocuk — çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiği anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan araç tescil bilgilerine göre —- aracın — kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan — poliçesinin incelenmesinde —-tarihleri arasında sigortalandığı anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan nüfus kayıt örneğinin incelenmesinde davacı küçük —-doğum tarihli olduğu ve kaza tarihinde –yaşında olduğu ve —– olduğu görülmüştür.
Mahkememizce davacı küçüğün trafik kazası nedeniyle tedavi gördüğü tüm ilgili hastanelerden tedavi evrakları celp edilmiş ve kaza nedeniyle maluliyetinin oluşup oluşmadığı hususunda adli tıp kurumundan rapor alınmış olup, dosyaya sunulan —-rapora göre davacı—geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası— tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından kişinin tüm vücut engellilik oranının % 0 olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği yönünde rapor düzenlendiği görülmüştür.
Davacı tarafından dosyaya sunulan —— Tarafından düzenlenen rapora göre davacı küçük —– yapılan muayenesi ve kuruma iletilen tıbbi evraklardaki mevcut bulguları, özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliğe ekli cetvellerdeki hesaplama yönteminden faydalanılarak değerlendirildiğinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonrası tibia kırığına neden olan yaralanmasının tıbbi iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceği, toplam özürlülük oranının % 7 olduğu yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememizce —–raporu ile davacı tarafından dosyaya sunulan —- tarafından düzenlenen iki maluliyet raporu arasında çelişki olması nedeniyle adli tıp ikinci üst kurulundan rapor alınmış olup, — tarihli raporda davacı ——tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından tüm vücut engellilik oranının % 0 , iyileşme süresinin ise olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği yönünde rapor tanzim edilmiştir.
İşbu çelişkinin giderilmesi yönünden alınan rapordan sonra davacı vekilince —— alınan maluliyet raporunda ise davacı küçük —— tarihinde geçirmiş olduğu kaza sonrası özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre özürlülük oranının % 5 , iyileşme süresinin ise 180 gün olduğu yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Raporun incelenmesinde ilgili kurulca sadece—— celp olunan tedavi evraklarının dikkate alındığı ve bu tedavi evrakları uyarınca rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce —- alınmasına karar verildiğinde ATK tarafından 31/07/2019 tarihli ön rapor ile kişinin bir—- muayenelerinin yapılması yönünde ön rapor sunulmuş, mahkememizce davacının bildirdiği——- ışığında ——- dairesinden rapor alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler(TBK m. 51).
Maddi Tazminat
Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleşmemişse 6098 sayılı TBK’nın 54. Maddesine göre; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar bedensel zararlar olarak kabul edilir.
Aynı Kanunun tazminatın belirlenmesine ilişkin 55/1. Maddesine göre ise; bedensel zararlar, Borçlar Kanunu hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen —-ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
Manevi Tazminat
Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1-2. Maddesine göre, Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
UYGULANACAK MEVZUAT
Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır(KTK m. 90).
14/05/2015 tarih ve 29355 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na, 2/02/2016 Tarih ve 29612 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yayım tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar’ın 4. Maddesi ile eklenen ve 01/06/2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenen “genel şartların uygulanacağı sözleşmeler” başlıklı C.11. Maddesi “Bu Genel Şartlar yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır.” şeklindedir.
Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır—–
Kaza tarihinin ve sigorta poliçe tarihinin genel şartlarının yürürlüğe girdiği 01/06/2015 tarihinden sonra olması dikkate alındığında, açılan davalar 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gereki—–
SORUMLULUK VE SİGORTA TEMİNATI
Müteselsil Sorumluluk
TBK’nın 61. Maddesine göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.
Aynı şekilde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 88. Maddesine göre de Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Sigortanın Sorumluluğu
Zarar görenin,—sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.(KTK Madde 97)
Sigorta şirketinin sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitlerle sınırlıdır.(KTK Madde:93)
Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez(KTK Madde:95/1).
MALULİYET/İŞ GÖREMEZLİK ORANININ TESPİTİ
Maluliyet/iş göremezlik/çalışma gücü kaybı oranının, kazalının şikayetleri dikkate alınarak trafik kazası-haksız fiilin gerçekleştiği tarihe göre —– Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir—-
14/05/2015 tarih ve 29355 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na, 2/08/2016 Tarih ve 29789 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yayım tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar’ın Ek:6 Tazminat Ödemelerinde İstenilecek Belgeler Maddesi ile eklenen düzenlemeye göre bedeni zararlardan sürekli sakatlık tazminatına —- ve — sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmesi gereklidir.
Buna göre trafik kazası-haksız fiilin gerçekleştiği tarih itibariyle Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği [bu yönetmelikte düzenleme bulunmayan hususlar yönünden Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği]’in uygulanması gereklidir.
TEMERRÜT VE FAİZ
Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde — sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.(KTK Madde 99)
3095 sayılı yasanın 2. Maddesine göre; Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için aynı Kanunun 1. maddesinde belirlenen orana göre(yasal faiz) temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
—- davacı lehine sürekli iş göremezlik tazminatı yanında geçici iş göremezlik tazminatına da hükmedilmiştir. Davacı —-doğumlu olup, kaza tarihinde — yaşında bulunmaktadır. Davacı tarafça, küçük —- gelir getiren herhangi bir işte çalıştığı ileri sürülmemiştir. Davacı küçüğün herhangi bir işte çalışması söz konusu olmadığı, dolayısıyla tedavi süresi boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından, davacının geçici iş göremezlik zararı bulunmadığının gözetilerek bu yöndeki talebin reddine karar verilmesi gerekirken, davacı lehine geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır(—– sayılı kararı). Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HMK 353/1-b/2 maddesi gereğince,—kararın kaldırılmasına, davacı tarafça geçici iş göremezlik talebiyle açılan davanın reddine karar verilmesi suretiyle yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.—– karar)
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller,—Hastane Belgeleri, Maluliyet Raporu, Ceza/Soruşturma Dosyası, iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; 16/05/2018 tarihinde davalı sigorta tarafından— sigortalanan —araç sürücüsü —- davacı küçük yaya’ya çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, kaza tarihinde davacı küçüğün —yaşında olduğu ve ortaokul 8. Sınıf öğrencisi olduğu, davacının tedavi gördüğü ilgili tüm hastanelerden tedavi evrakları celp olunarak alınan — düzenlenen rapora göre kaza nedeniyle maluliyetinin oluşmadığı, geçici iş göremezlik süresinin ise 3 ay olduğu, davacı tarafından dosyaya sunulan —– tarihli rapora göre ise maluliyet oranının % 7, iyileşme süresinin ise 4 ay olduğu, işbu iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi yönünden —alınan 03/06/2021 tarihli rapora göre ise davacı küçüğün maluliyetinin bulunmadığı, geçici iş göremezlik süresinin ise 3 aya kadar uzayabileceği, işbu rapordan sonra davacı tarafından dosyaya sunulan ——– başkanlığından—- tarihli ve sadece davacının tedavi gördüğü hastanelerden celp olunan tedavi belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucu davacı küçüğün özürlülük oranın % 5, iyileşme süresinin ise 180 gün olduğu yönünde rapor düzenlendiği ve raporun üç kişilik heyet tarafından hazırlandığı, mahkememizce davacı küçüğün maluliyetinin tespiti yönünden— ön raporu uyarınca — yeniden kaza nedeniyle ilgili grafiler ve bazı muayeneler yapılmış ve işbu belgeler doğrultusunda — kurumunca maluliyet raporu düzenlenmiş ve her ne kadar davacı tarafça dosyaya sunulan 25/08/2021 tarihli —tarafından düzenlenen raporda davacı küçüğün özürlülük oranı % 5 olarak belirlenmiş ise de adli tıp kurumu tarafından düzenlenen maluliyet raporu hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik talebinde bulunmuş olup, alınan maluliyet raporlarına göre davacı küçüğün maluliyetinin bulunmadığı, dolayısıyla sürekli iş göremezlik tazminat talep edemeyeceği gibi davacı küçüğün kaza tarihinde — yaşında olduğu ve ortaokul 8. Sınıf öğrencisi olduğu, davacı tarafça, küçük —- gelir getiren herhangi bir işte çalıştığı ileri sürülmediği, davacı küçüğün herhangi bir işte çalışması söz konusu olmadığı, dolayısıyla tedavi süresi boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından, davacının geçici iş göremezlik zararı bulunmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın REDDİNE,
2-Dava açılırken alınması gerekli 59,30 harcın peşin olarak 35,90 alındığından bakiye fazla alınan 23,40 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —-avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.