Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/619 E. 2021/439 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/619 Esas
KARAR NO : 2021/439

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 28/06/2017
KARAR TARİHİ : 10/06/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkemeye sunduğu 28/06/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketi de bünyesinde barındıran—- çalışanıyla önde gelen — servis sağlayıcılarından biri olduğunu, müvekkili şirketin, —- alanında faaliyet gösterdiğini, vermiş olduğu bu hizmetleri özelleştirilmiş— ile harmanlayarak müşterilerin ihtiyaç ve taleplerine göre şekillendirdiğini, bunun yanında — sektörünün önde gelen firmalarına ait talepleri karşılamak —– hizmet karşılığı olmayan faturaları kesen ve diğer davalı ile birlikte hareket etmek suretiyle dava konusu hukuka aykırı fiilleri gerçekleştiren firma olduğunu, davalılardan—– tarihinde müvekkili şirket bünyesinde göreve başladığını, işten çıkış tarihi—- —-departmanında çalışılan tedarikçi firmalardan birinin düzenlemiş olduğu 2014 yılına ilişkin faturaların 23.10.2015 tarihinde müvekkili şirketin— ulaşması ve şirkette—– giriş yapılacağı dosya numaralarının talep edilmesiyle olayın ortaya çıktığını, o dönemde müvekkili şirkette——bildirimi yapılan dosyaların numaralarını kontrol ettiğini ve geçmiş tarihli faturalarla ilgili bir karşılık ayrılmadığını tespit etmekle konuyu ilgili —– paylaştığını ve faturaların doğruluğunu teyit etmek istediğini, bahsi geçen faturalarla ilgili yapılan kontrollerde faturaların hizmet karşılığında kesilmiş faturalar olduğunu ve tutarlarının da gerçeğe uygun olduğunun tespit edildiğini, herhangi bir aksaklık veya hukuka aykırı bir işlem olup olmadığının tespiti açısından ilgili dosyaların müvekkili şirket bünyesinde kullanılan muhasebe programından —– kontrolünün sağlandığını ve bir kısım dosyalarda —-şirketine ait faturaların sisteme —– edildiğine —–olunduğunu, — olarak adlandırılan ve—–müşterilerin adreslerine kadar olan ——yapan adı geçen —– çalışmadığı nazara alınarak işbu faturaların dikkat çektiğini, —– ilişkin tüm ödeme ve fatura listelerinin rapor halinde talep edildiğini, şüpheli bir durumun olduğu kanaatiyle ve haklı olarak rapor içeriğinin azami titizlikle detaylı olarak irdelendiğini, ödemesi yapılan faturalara ait dosyalar—- haricindeki diğer anlaşmalı firmalar ile —– tüm faturaların incelemeye alınmak durumunda kalındığını, faturaların tek tek incelenmesi neticesinde faturaların tamamının—– davalı ve o dönem müvekkili şirket çalışanı olan …— yetkilisi olduğu dosyalar olduğunu, hizmet alınmamasına rağmen faturaların başkaca dosyalara masraf olarak yansıtıldığı anlaşılmış ve ilgili departman müdürlerinin bir nevi kuşkuların da haklı çıkacağı izlenimi iyiden iyiye ortaya çıkmaya başladığını, hizmet alınmamasına rağmen hizmet alınmış gibi gösterilen ve bu —- sahte/gerçeğe aykırı faturalar düzenlenerek müvekkili şirket muhasebe sistemine kaydedilerek şirketin 321.007,20 TL tutarında zarara uğratıldığını, zararın tazmini için müvekkili şirket tarafından—- davalı hakkında da icra takibi başlatılmış ise de her 2 borçlunun da haksız ve mesnetsiz olarak sırf alacağın tahsilini geciktirmek amacı ile borca itiraz ettiklerini ve icra takibinin durduğunu belirtmiş olup, açıklanan nedenlerle öncelikle dava sonucunda tahsil imkanı kalmama ihtimali olan alacaklarının —- alınması için davalıların malvarlıklarını 3.kişilere devretmelerinin engellenmesi için HMK 391.maddesi uyarınca teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına, davanın kabulü ile davalıların —- dosyasına yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazlarının icra takibinde mevcut ana para miktarı olan 321.007,20 TL üzerinden iptaline, davalılar aleyhine %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 10/06/2021 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı … vekili Mahkemeye sunduğu 18/07/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin, davacı şirkette—- olarak belirtilen tarihler arasında çalıştığını, —- tarihinde savunması alındığının belirtilmiş ise de durumun gerçeği yansıtmadığını, —- kişi tarafından faturaları inceledikleri, yanlışlık ve tutarsızlıklar var savunmanı alacağız denilerek baskı altına alındığını, önüne faturaların konulduğunu, bu faturaların hiçbirinin diğer davalı — ilgisi olmadığını, müvekkilinin bu işlemlerle ilgili yolsuz bir işlem yapmadığını gelen talimatlara göre rutin işlemler yaptığını anlattığını, söz konusu faturalarla ilişiğinin olmadığını söylediğini, ancak kendisini suçlu görüyorlarsa bu şartlar altında çalışamayacağını belirterek istifa ettiğini, müvekkilinin yolsuz bir işlem yapmadığını, bunu anlatabilmek için işyerinin sistemini anlatmak gerektiğini, müvekkilinin, yetkilileri dahilinde —– yaptığını, taşıyıcılardan gelen faturaları yazdığını,— taşınması, —- kadarki —- süreci takip ettiğini, bu süreçteki — işlemlerine bakmadığını, bunlarla başka bir elemanın ilgilendiğini,— fiyatlarının alınması, genel —– alınması işlemlerini yaptığını, bunların mail ile yapılan işlemler olduğunu, bu işlemleri müdür dahil herkesin görebileceğini, diğer davalı —– firmadan fatura geldiğinde bunun şirkete posta yoluyla geldiğini, faturanın muhasebeye ulaştığını,—- aktardığını, görevi alınca gelen bu fatura üzerine kim aldıysa onun—- ilgili dosya — numarasını yazdığını, ama bu süreçte herhangi bir —- elemanının bir başkasının — bilgileri ile işlem yapabildiğini, bir başkasının —-yazabildiğini, bunun çok sık olan bir şey olduğunu, faturalar incelendiğinde— biri üzerine işlem yaptığının tespit edilebileceğini belirtmiş olup, davanın reddine, haksız ve mesnetsiz dava dolayısıyla davacının %20 inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 10/06/2021 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde taraf şirketler arasında ticari ilişki bulunduğu, ancak davaya konu edilen icra takibine dayanak faturaların işbu ticari ilişki uyarınca düzenlenip düzenlenmediği, bu faturalar kapsamında davalının davacıya taşıma hizmeti verip vermediği, dolayısıyla 2014 yılında düzenlenen faturalar nedeniyle davalının davacıdan alacaklı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edile—–dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 28/06/2016 tarihli takip talebi ile davalı takip borçluları hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlularına tebliği üzerine davalı takip borçlularının süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti mahkememize sunuğu 10/07/2019 Havale tarihli raporunda özetle; tacir olan davacı tarafından dava dosyasına sunulu herhangi bir somut belgede ödeme vadesi bulunmadığı ve davacının davalıları temerrüde düşürdüğüne ilişkin tebliğ şerhine —– ya da eş eğer belge bulunmadığından, takip öncesinde davacı alacağının muaccel olmadığından davacının takip öncesi faiz talebi yerinde olmadığını, ancak, mahkeme’nin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunan asıl alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında reeskont faiz talebinin yerinde olduğu, mahkemeye ait olmak üzere, dosyanın mevcut delil durumuna göre davacının; davalı tarafından—– yönünden iptalini isteyebileceği, ancak mahkemenin gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, İCRA İNKÂR TAZMİNATI VE sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi heyeti mahkememize sunuğu 14/07/2020 Havale tarihli 1. ek raporunda özetle; davalı şirket ile ilgili kök raporda yapılan değerlendirme ve hesaplamaların aynen geçerli olduğu, davalı gerçek kişinin itirazları ve dosya kapsamında davalı gerçek kişi ile ilgili değerlendirmelerin yapılabilmesi için 12.02.2020 tarihinde davacı şirket merkezinde incelemeye gidilmiş olmakla birlikte davalı şirketin birleşme işlemlerinin devam—- arşivlenmesi dolayısıyla hazır edilemediği, —-inceleme sonrasında tarafımıza ulaştırılması için —- — —- istenmiş ancak hali hazırda tarafımıza —- sunulmadığını, tüm bu — tarafımıza sunulmadığı nazara alındığında davalının itirazlarının karşılanmasının mümkün olamadığını, yine kök raporda da değerlendirildiği üzere davalı gerçek kişinin haksız fiil sorumluluğu veya iş sözleşmesine aykırılık bakımından değerlendirme ve hukuki takdiri mahkemeye ait olduğu, ancak söz konusu vesaiklerin temin edilemediği düşünüldüğünde davalı gerçek kişiden iş bu davadaki takibe konu bedelden sorumlu olduğuna dair değerlendirme yapılamayacağını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi heyeti mahkememize sunuğu —– özetle; dosya kapsamında ki —-göre kök ve ek raporda ki değerlendirmelerimiz haricinde yeni bir değerlendirme yapılmasının söz konusu olmadığını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi kök ve ek raporları taraflara tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafından davalı … tarafından kendilerine—- verilmiş gibi fatura düzenlendiği, düzenlenen bu faturaların davacı şirket çalışanı diğer davalı …—-davacı — kayıtlarına kaydedildiği ve verilmeyen hizmetlerin faturalarının davalı şirkete ödendiği, yapılan ödemelerin davalılardan tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, yapılan icra takibine davalılar tarafından itiraz edildiği iddiasıyla eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Yapılan bilirkişi incelemesi ile davalı … tarafından davacı— fatura dayanaklarının,—- imzalarının yer almadığı, davalı şirketin ticari defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle faturaların davalı şirketin defterlerinde kayıtlı olup olmadığının tespit edilemediği, bu faturaların davacı şirketin kayıtlarına davalı …— onayı ile alındığı ve faturaların toplam bedelinin 321.007,20 TL olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafa süre verilmesine rağmen —— ilgili verilen karar ve talimatlara ilişkin — sunulmaması nedeniyle davacı şirketin iç işleyişinde 10.000 Euro’nun altında yer alan işlemlere ilişkin nasıl bir uygulama olduğu, davalı …— bu işlemleri yapmaya yetkili olup olmadığı hususu tespit edilememiş, dosya kapsamında davalıların davacıyı zarara —içinde hareket ettiklerine— bulunmaması ve davacı şirket bünyesinde davalı .— sorumluluğunun ne olduğu, davaya konu faturalar karşılığı hizmetin alınıp alınmadığını araştırma yükümlülüğü bulunup bulunmadığı, — yönündeki belgelerin dosyaya sunulmamış olması nedeniyle davalı …— haksız ödenen fatura bedellerinden sorumluluğunun ispat edilemediği kanaatine varılmıştır.
Davalı ….—- davacı şirket adına kesilen ve karşılığında —– davacı şirket tarafından davalı şirkete yapılan toplam 321.007,20 TL’yi davacının davalı şirketten talep edebileceği, talebin haksız fiilden kaynaklanması ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olması nedeniyle haksız ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte talep edilebileceği, bu kapsamda davacı tarafından davalı ..—- başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın haksız olduğu, alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatının şartlarının oluşmadığı, takibin yapılmasının kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatının şartlarının oluşmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın —-yönünden reddine, ..—- kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davalı … yönünden açılan davanın REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusu ….—– sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Şartları oluşmayan icra inkar tazminatı ve kötüniyet tazminatı istemlerinin reddine,
4-Harçlar Kanunu Uyarınca alınması gerekli ‭21.928,00 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.723,22 TL’nin mahsubu ile bakiye ‭18.204,78 TL karar ve ilam harcının davalı .—– alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——-uyarınca hesaplanan 30.920,50 TL vekalet ücretinin davalı ….—- davacıya verilmesine,
6-Davalı ….—-vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —– uyarınca hesaplanan 30.920,50 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı .—— verilmesine,
7-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan ve 31,40 TL başvurma harcı, 3.200,00 TL bilirkişi ücreti ve 521,40 TL posta ve tebligat masrafından olan ‭3.752,80 TL ile 3.723,22 TL peşin harç olmak üzere toplam ‭‭7.476,02‬ TL’nin davalı —- alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı … tarafından yargılama gideri olarak yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücretinin davacıdan alınarak davalı …—- verilmesine,
9-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı .—— vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.