Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/60 E. 2019/189 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/60 Esas
KARAR NO : 2019/189

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/01/2018
KARAR TARİHİ : 28/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı sigortalı —————. Yurt dışından satın aldığı emtiayı —– Poliçeleri ile davacı şirkete sigorta ettirdiğini, —– İstanbul’a taşıması işini davalı şirketin üstlendiğini, emtiaların bir kısmının hasarlı olarak teslim alındığını, bu durumu belgeleyen tutanak davalı —— tarafından tutulduğunu, tutanakta “aracın brandası açık olduğundan malzemelerin devrilip yola saçıldığı hasarlı kutu sayılı 24” olduğu kabul ve beyan edildiğini, ekspretiz raporuyla belirlenen 1.003,20 EURO sigorta tazminatı 28/12/2016 tarihinde sigortalı şirkete ödendiğini, davalı borçlunun isteği üzerine ————- rücu yazısı gönderildiğini, talep ret edildiğinden davalı borçlu aleyhine İstanbul Anadolu ——-. İcra Müdürlüğünün 2017/18973 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, ihtiyati haciz veya tedbir ile itirazın iptaline inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini mahkememizdan talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava ve talebin zamanaşımına uğradığını, davanın——————- ihbar edilmesi gerektiğini, davacı tarafın zarar gördüğünü iddia ettiği malların yurt içi taşıması ———- plakalı araç ile taşındığını, ancak sevhen tutanaklarda yurt dışı taşımasını yapan ————- olarak tutulduğunu, 05/10/2016-10/11/2016 tarihleri arasında gerçekleşen taşımada olay yurt içindeki taşıma sırasında gerçekleştiğini, yapılan ekspertiz incelemesi usul ve yasaya aykırı olduğu yokluğunda ekspertiz yapıldığını ve hiçbir şekilde bilgilendirilmediğini, taşıma sırasında bir hasar oluşmuş olmasına binaen 13/02/2017 tarihnide bir hasarın sabit ve kesin olarak ispatlanması halinde sigortalanmış nakliye sigorta poliçelerinden talep edilmesinin bildirildiğini ve bu hususta gerekli dikkatin gösterilmeden yanlış araç plakası üzerinden sürecin doğru takip edilmediğini, hasarın kimin kusurundan neden ve hangi araçtan kaynaklandığının doğru biçimde tespit edilemediğini, davalı şirketin hasarda kusuru bulunmadığını, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesine mahkememizden talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu —–. İcra dairesinin 2017/18973 esas sayılı icra dosyasında takibe konu alacağın dayanağı, davacı sigortanın nakliyat abonman sigorta poliçesiyle sigortalı dava dışı sigortalısının hasarının ödenmesi üzerine, TTK 1472. Maddesi uyarınca, sigortalının haklarına halef olarak ödediği zararı, zarar verene rücu istemine ilişkin olup davacı sigortanın sigortalısına ödeme yaptığı hasara konu zararın yurt dışı taşıma mı yoksu yurt içi taşıma sırasında mı meydana geldiği ve davalının bu hasardan sorumlu olup olmadığı, zararın miktarı ve sigorta poliçesi kapsamında davalıya rücu edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu—–. İcra Müdürlüğü’nün 2017/18973 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 28/07/2017 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliğ üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce uyuşmazlık konusu hakkında bir —- taşıma uzmanı ve bir makine mühendisi bilirkişi aracılığıyla uyuşmazlık konusu hakkında, bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup bilirkişiler 19/12/2018 tarihli raporunda teknik yönden yapılan değerlendirmede dosyaya sunulan 23/12/2016 tarih, ————- ekli hasar tespit tutanağına dayanarak davacı şirketin sigortalısı ——————— yedek parçalarından otomastik tüplerinin bulunduğu paletlerin sigortalının iş yerinde tahliyesinde iki adet paletin eksik olduğunun tespit edilmesi üzerine yapılan araştırmada aracın brandasının açık olması nedeniyle malzemelerin devrilip yola saçıldığı, toplanan kutuların sigortalının deposuna getirildiği ve yapılan incelemede 42 kutunun sağlam, 24 kutunun hasarlı olduğunun tespit edilerek tutanak tanzim edildiği ve ihbarda bulunulduğunun belirtildiği, toplam hasar bedelinin 1003,20 Euro olarak bulunduğu, zararın Türk lirasına 1 Euro = 3.3420 TL döviz kuru üzerinden 3.352,98 TL olarak çevrildiği, sigorta ve taşıma yönünden yapılan değerlendirmede dosya içeriğindeki belgelerden davanın uluslararası karayoluyla taşımanın bütünü içinde kalan alacak istemine ilişkin olduğu ve —————– konvansiyonun hükümlerinin uygulanması gerektiği, CMR 32/1 hükmünde bu sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların 1 yıl içinde açılması gerektiği, dosya kapsamında sigorta teminatına konu yükün 11/10/2016 tarihinde ———- alınmış, davalının —– yetkilisi tarafından düzenlenen bila tarihli bir hasar tutanağı düzenlemiş ve dolayısıyla davalı; ortaya çıkan hasardan sigortalının 19/12/2016 tarihli hasar tazminat talebi yazısıyla, davalı sigortacı da 23/12/2016 tarihli eksper raporuyla gerçek zarardan bilgilenmiş ve nihayetinde; davalı taşıyıcının rücuen tazminat talebinde bulunan davacıya gönderilmiş olduğu “hasarın sorumluluk sigortacısından tahsili istemi” yazısının 13/02/2017 tarihli CMR madde 32/2 hükmünde zaman aşımı başlangıcı olup, bu tarihte kesilen ve tekrar başlayan bir yıllık zaman aşımı süresi içerisinde davacı 28/07/2017 tarihinde icra takibi başlatmış ve bu tarihte tekrar başlayan bir yıllık zaman aşımı süresi içerisinde de de 16/01/2018 tarihinde huzurdaki davayı açtığı, yönünde görüş beyan etmiş, hasar ve tazminat yönünden yapılan değerlendirmede davacı tarafından ekspertiz çalışması başlatıldığı ve alınan rapora istinaden 3.552,90 TL hasar tazminatının 28/12/2016 tarihli banka havalesiyle sigortalıya ödendiği, yönünden görüş beyan edilmiş, taşıyıcının sorumluluğu yönünden yapılan değerlendirmede fiili taşıyıcı sıfatında olan davalının yükü teslim aldığı andan, teslim edilinceye kadar bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan ( CMR madde 17/1) ve/veya taşımanın ifasında, hizmetinden yararlandığı kimselerin hareket ve ihmallerinden kendisi yapmış gibi sorumludur. (CMR madde 3) buna karşı CMR madde 17/2.4. Hükmünde ön görülen nedenlerden hasarın meydana geldiğini kanıtlayan taşıyıcı da sorumluluğunu sonlandırabilecek olup, yük senedinde çekince beyan edilmemiş ise, yükün taşıyıcı tarafından teslim alındığı anda ambalajın dış görünümü itibariyle sevk mektubuna uygun olduğu varsayılır (CMR madde 9/2). Dava konusu uyuşmazlıklar davalı taşıyıcı tarafından düzenlenen hasar tutanağından da anlaşılacağı üzere, yükün sigortalı alıcıya teslimi amacıyla sevkinde brandalı araçtan yola saçılma ile ortaya çıkan hasardan davalı taşıyıcının sorumlu olup, gerçek zararı davacıya ödemekle yükümlü olduğu yönünde görüş beyan etmiştir. Hasar tazminatı ikmali yönünden yapılan değerlendirmede ise bilirkişiler hasarlı emtiaların sovtaj değeri bulunmadığını, ekspertizde her ne kadar poliçe sigorta bedeline derç edilen % 10 ilave bedel ile birlikte, 1003 Euro hasar belirlenmiş ise de bu ilave bedel, zarar sorumlusu olan taşıyıcı bağlamayacağını, dolayısıyla davalının davacıya ödemesi gereken tazminatın 3.329,80 TL olduğu ve temerrüt başlangıç tarihinin ve faiz oranının CMR 27/1 maddesi hükmüne göre davacının ödenecek tazminata yıllık % 5 oranında faiz yürütülmesinin talep edilebileceğini, faiz başlangıç tarihinin ise yazılı olarak taşıyıya gönderildiği tarihten davanın açıldığı tarihten işletilebileceğini, ancak davacının rücuen tazminatın tahsiline yönelik olarak davalının sorumlu sigortacısıyla irtibat kurmak suretiyle tazminat talebinde bulunulmuş olması dikkate alındığında, temerrüt tarihinin 28/07/2017 icra takip tarihinden başlayacağı yönünden rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, icra dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında 26519915 nolu poliçeye istinaden ödenen zararın rücusuna dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, davacı sigortanın poliçe kapsamında sigortalısına ödeme yaptığı ve yaptığı ödemeyi rücuen davalıdan icra takip talebiyle talep ettiği, anılan bilirkişi raporuna göre, davalının dava konusu malın taşınmasında kusurlu olduğu ve CMR hükümleri kapsamında davacının sigortalısına ödemiş olduğu zarardan sorumlu olduğu, ancak sigorta bedeline eklene % 10 ilave bedelden sorumlu olmadığı, davalının bilirkişi raporuyla hesap edilen 3.329,80 TL den sorumlu olduğu, sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ayrıca alacak likit ve belirlenebilir olmadığı ve kabul edilen miktarın yargılama sonucu tespit edilmiş olması nedeniyle şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
Davanın KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİ İLE
1-Davalının İstanbul Anadolu —–. İcra dairesinin 2017/18973 Esas sayılı dosyasına vaki itirazın 3.329,80 TL yönünden iptaline, takibin bu tutar üzerinden devamına,
2-Şartları oluşmayan icra inkar tazmitanı talebinin reddine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 66,10 TL harcın alınması gerekli olan 227,45 TL harçtan mahsubu ile bakiye 161,35 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
4- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 153 TL, bilirkişi ücreti 1500 TL, olmak üzere toplam 1.653 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 1.422,08 TL yargılama masrafına, peşin harç 66,10 TL, eklenerek sonuç olarak 1.488,18 TL’nin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 230,91TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca 2.725 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca 540,69 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.