Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/571 E. 2020/154 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/571 Esas
KARAR NO: 2020/154
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2018
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu ———- havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının alacaklarının tahisil amacıyla——— İcra Müdürlüğü ———— Esas sayılı dosyasıyla başlattığını, davalı şirketin borca itiraz ettiğini, müvekkili davacı şirketin davalı şirket ile —– yapmak üzere sözleştiğini, görevin Mali ve İdari konularda davalı ve bağlı şirketlerin analizini yaparak çıkan sonuçları şirket yönetimine bildirmek ve önerilerde bulunmak olduğunu, —————- üzerinden sözlü olarak anlaşıldığını ancak davalı şirket sahibinin — tarihinde —— gönderilen——— bugün, yarın diyerek imzalamadığını ancak müvekkili şirketin bu süreçte taahhüt ettiği çalışmaları yapmaya başladığını, anlaşmaya göre davalı şirkete yapılacak çalışmalarda rol oynayacak olan personelin müvekkili tarafından temin edileceği ve müvekkili şirketin bordrosunda kalmak suretiyle davalı şirkette görevlendirileceği ve ücret/özlük haklarının davalıya fatura edileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkili şirketin ———– tarihinde şirketlerin mali raporlarını alarak incelemelere başladığını, —- tarihinde mali işler yöneticisi olarak —————–gönderildiğ——————- tarihinde işe başladığını, bu tarihten sonra personel alımları, personel özlük dosyalarının düzenlenmesi, çalışılan bankalar, şirketin mali müşaviri, hukuk danışmanları, muhasebe yazılım firması, binetleme, toplantı organizasyonları ve danışmanlık hizmetleri, mali tabloları detaylı olarak incelenerek raporlarının davalı şirkete sunulduğunu ve yıl sonuna kadar geçerli proforma nakit akış tablosunun hazırlandığını, tüm bu hizmetlerin yapılabilmesi için müvekkili şirketin mensuplarının haftada 3 gün davalı şirketin merkezinde diğer günler telefon v internet üzerinde çalışmaları yürüttüğünü, davalı şirketin ise müvekkili tarafından temin edilen ——— ödemelerini yaparak, ———-bedelini ödemek istememiş bulunmamızı kabul etmeyeceğini belirterek şirkete gelinmesini yasaklamış olduğunu,———- tarihinde gönderdiği ——– bildirdiğini, müvekkili şirketin faturalarına ihtarname ile itiraz eden ve icra takibine de itirazda bulunan davalının yukarıda yer verilen çalışmaların hangi ücretle yapıldığını açıklaması gerektiğini beyanla davalı şirketin vaki itirazının iptali ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ————– tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili Mahkememize sunduğu ———havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı ile müvekkili davalı şirket arasında herhangi bir hizmet sözleşmesi bulunmadığını, dava dilekçesinde sürekli tekrarlandığı üzere —————diye bir yetkili bulunmadığını, şirket yetkilisinin isminin … olduğunu, davacı tarafın daha şirket yetkilisinin ismini doğru bilmemekte olduğu ve dilekçesinde belirttiği şekilde bir hizmeti de veremeyeceğinin ortada olduğunu, davacı şirket tarafından müvekkili şirkete personel istihdamı sağlandığını ve bu personelin istihdamı döneminde çalışılan tüm dönemlere ilişkin hizmetlerin davacı şirket tarafından müvekkili şirkete fatura edildiğini ve bedellerinin de ödendiğini, bu süreçte şirketin mali ve idari işleri davacı şirketin görevlendirmiş olduğu personel tarafından kısa bir süre takip edilmiş olduğunu, borca batık nitelikteki şirketlerden alacaklarının tahsil edilmesine ilişkin adım atılması ve bu konuda yardımda bulunulması halinde belirli bir miktarda ödemelerin yapılacabileceği ancak bunun aksine başkaca danışmanlık ücreti ödenmeyeceğini sözlü olarak davacı şirkete bildirildiğini, tüm bu süreçte davalı şirketin dilekçede anlatıldığı gibi aslında oldukça boş ve uzun anlatılan ancak yapılacak işlemleri çok kısa olan konularda hiçbir faaliyet ve müvekkili şirkete gelir getirici bir yaklaşım gösterilmediğini ve sözlü taahhütlere konu bir durumun ortaya çıkmadığını, ————– bahanesiyle davacı şirketten getirilen performansı bozduklarını ve şirket personelinin huzurunu kaçırmaları üzerine ———– yardım bahanesiyle davacı şirketten getirilen bir takım personelin aksine şirketteki personele müdahalelerde bulunarak iş akış ve perfonmasnı bozduklarını ve şirket personelinin huzurunu kaçırmaları üzerine ——- çalıması ancak davacı şirketten başka hiç kimsenin müdahale etmemesinin müteaddit defalar talep edildiğini, bu olaylar sonrasında davacı şirekt tarafından müvekkili şirkete gönderilen ——– ekindeki ———- personel istihdamına yönelik olduğunun sonraki yazışmalarla kolaylıkla anlaşıldığını, hatta sözleşme sonlanması sonrası personeli geri çağırdığı ve hizmet vermemekle tehdit ettiği yazışmalarında bulunduğunu, sonrasında söz konusu personelin bu tutumdan rahatsız olarak davacı şirketten istifa ettiği ve müvekkili şirkete geçiş yaptığını, bu konuya ilişkin sözleşmesindeki tazminatın müvekkili şirkete fatura edildiği ve bu faturanın sehven düzenlenerek müvekkili şirkete gönderilmiş olduğunun da davacı şirket yetkililerinin—————– mesajlarında görülmekte olduğunu, davacının açmış olduğu işbu davada davasını ispatlaması gerektiğini, müvekkili şirketten bu durumun beklenmesinin hukuk kuralları ile bağdaşmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili —————— tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu: Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı tarafın davalıya danışmanlık hizmeti sözleşmesi kapsamında hizmet sunup sunmadığı, hizmet bedelinin —————— olarak belirlenip belirlenmediği, davacının hizmet sunduğu süre davalıya gelir getirici bir yaklaşım gösterip göstermediği, sözleşmenin personel istihdamına yönelik olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen —–. İcra Müdürlüğü’nün ———— Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından ——- tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna ———tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
İcra dosyasında mübrez faturalar incelendiğinde; —– tarihli faturanın ———— açıklaması ile; —- tarihli faturanın —— açıklaması ile davacı ——————- hakkında düzenlenmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada sunulu bulunan imzasız ve bila tarihli —————-incelendiğinde; işverenin faaliyeti altındaki şirket/şirketler/faaliyetler/menkul-gayrimenkul varlıklar üzerinde, genel yönetim, finans, kurumsal yapı danışmanlığı ve risk yönetimi hizmeti verilmesine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi ——— Havale tarihli raporunda özetle; davacı şirketin kendi ticaret defterlerine göre ———– TL alacaklı olduğu, davalı şirketin incelenen ticari defterlerine göre borç/alacak bakiyesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki mutabakatsızlığın ——– tarih ——— nolu —— açıklamalı ————– açıklamalı ——– tarih —————- bedelli faturalardan kaynaklandığı, davalı şirketçe kabul edilmeyerek ihtarname ile davacı şirkete iade edildikleri için —– TL mutabakatsızlığa sebebiyet verildiğini, davacı şirketin takip dayanağı yaptığı ve toplam tutarı ——— — TL olan — adet fatura içeriği hizmetlerin davalı şirkete verilip verilmediği, davacı şirketin işbu fatura bedellerine hak kazanıp kazanmadığı, dolayısıyla konu fatura bedellerini davalı şiketten talep edip edeyemeceği hususlarında takdirin mahkemede olduğunu beyan ve Rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Ticari Defterlerin Delil Kabiliyeti
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır. (TTK m. 83)
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. (HMK m. 199)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir. (HMK m. 219)
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/2-3-5)
Temerrüt
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/1,2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
Faiz
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
—————— önceki yılın ———- avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, ———- önceki yılın ——— uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, —– kayıtları, faturalar, mail yazışmaları, sözleşme(imzasız), faturaların iadesine ilişkin ihtarname, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre takip konusu faturaların defterde kayıtlı olduğu ve davalıdan açık hesaba göre ———- alacaklı olduğu, davalı tarafça takibe konu edilen faturaların —- Noterliğinin ————- yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade edilmiş olması nedeniyle davalının ticari defterlerinde ihtilaf konusu faturaların kayıtlı olmadığı, ticari defter ve kayıtların usulüne uygun tutulmuş olması yanında defterlerde yer alan kayıtların dayanağının da usulüne uygun olması gerektiği, davacının usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde kayıtlı olan faturanın dayanağının da usulüne uygun olduğunun ispatlanması gerektiği, fatura düzenlenmesi ve dayanağı kanıtlanamayan bu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olması ve faturaya itiraz edilmemiş olmasının tek başına akdi ilişkinin kanıtı olamayacağı————– davada ispat külfeti faturalar nedeniyle alacaklı olduğunu iddia eden davacının üzerinde olduğu, davacının faturalara konu malları davalıya teslim ettiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerektiği——————- aynı şekilde akdi ilişkinin inkar edildiği hallerde, fatura düzenlenmesi ve tebliğ edilen bu faturaya süresinde itiraz edilmemesinin tek başına alacağın varlığını göstermeyeceği, fatura muhteviyatı malın teslim edildiğinin ispatının davacıya ait olduğu————– belgeleme ve kaydın belgeye——- dayanması ilkes——————–göre davacının ticari defterlerine, kaydın belgeye dayanması ilkesine uygun olmaması nedeni ile itibar olunamayacağı, dava dilekçesinde ———–tarihinde işe başladığının bildirildiği, bu kapsamda ——- için kesilen——– tarihli faturanın —–tarihinde ödendiği, aynı şekilde ————— için kesilen —— tarihli faturanın —— tarihinde ödendiği, bu haliyle —– dönemlerine ilişkin ——- çalışmasına ilişkin faturaların ödendiği, davacı tarafça davalıya gönderilen —— tarihli mail ile —– tarihi itibarı ile sözleşmenin feshedildiğini bildirildiği ve bu maile davalının aynı tarihte cevap verdiği, bu haliyle —– açıklaması ile kesilen ——- tarihli faturanın sözleşmenin feshinden sonraki döneme ilişkin olduğu, sözleşme feshedildikten sonra da ———- hizmet verdiği ispatlanamadığından takibe konu edilen ——— TL bedelli fatura yönünden takibin haksız ve yersiz olduğu, davacı tarafından dosyaya sunulan —— başlangıç tarihli tarihsiz ve imzasız sözleşmenin ” iş tanımı” kısmında belirtilen hizmetlerin sunulduğu hususunun ispatlanamadığı, ayrıca davacının sözleşmeyi feshettiğini bildirdiği ——— tarihli mailinde belirttiği üzere fesih tarihi itibarı ile “çalışma ve önerilere” ilişkin raporun davalıya sunulmadığı, bu nedenle takibe konu edilen ———– TL bedelli fatura yönünden de takibin haksız ve yersiz olduğu, her ne kadar mahkememizce davacı tarafa yemin delili hatırlatılmış ise de davanın Basit Yargılama Usulüne tabi olması ve basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerde delillerin dava ve cevap dilekçesi ile birlikte bildirilmesinin zorunlu olması karşısında dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmamış olması nedeniyle davalı tarafa teklif edilen yemine sonuç bağlanamayacağı, davacı taraf takibinde haksız olmakla birlikte kötü niyetli(İİK m. 67/3) olduğu ispatlanamadığından şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin yerinde olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 569,11 TL harcın alınması gerekli olan 54,40 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 514,71 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 4.998,75 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı ‘a verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; davalı tarafından yatırılan ve artan delil avansının kendisine iadesine,
7-Talep edilmesi halinde bir sureti dosyaya konulmak kaydıyla ———- İcra Müdürlüğünün ————Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile———— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/02/2020