Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/557 E. 2019/1141 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/557 Esas
KARAR NO : 2019/1141

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/05/2017
KARAR TARİHİ : 26/11/2019

İstanbul Anadolu—–. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin——–. Sayılı kararı gereğince,——– mahkememize tevzi olan dava dosyası incelendi.
DAVA :
Davacı vekili mahkemeye sunduğu 25/05/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; 10/02/2009 tarihinde, davalıların sürücüsü, sahibi ve trafik sigortacısı oldukları ——- plakalı araç ile dava dışı —- yönetimindeki — plakalı aracın kazaya karıştıkları, kazanın meydana gelmesinde sürücü —-ait oto korkuluklarının 2.261,99 TL tutarında hasar gördüğünü, davalılardan hasar tutarının talep edildiği ancak ödenmediği açıklanarak fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 2.261,99 TL oto korkuluk hasarının sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olması kaydıyla kaza tarihi 10/02/2019 itibariyle yasal faizi ile tahsilini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep edilmiştir.
CEVAP :
Davalı —- vekili mahkemeye sunduğu 30/06/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının talepleri haksız ve mesnetsiz olup reddi gerektiğini, davanın kabulü anlamında olmamakla, müvekkil sigorta şirketi’nin sorumluluğu sigortalısının kusuru oranında olduğunu, söz konusu Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, kusur tespiti bakımından —– rapor alınması gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere davacının gerçek zararının tespiti gerektiğini, müvekkil şirket söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini beyan etmiş, açıklanan nedenlerle davanın esastan ve usulden reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —–vekili mahkemeye sunduğu 30/06/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; 2009 yılında meydana gelen maddi hasarlı kazada —– yılından beri kendisine herhangi bir bildirim yapılmadığını, kaza sonucu masrafları sigorta şirketinin ödemesi gerektiğini, zamanında bilgisi olması halinde ödeme yapma imkanının olduğunu beyan etmiş, tüm masrafların sigorta şirketinden alınmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
-Kaza Tespit Tutanağı,
—— numaralı hasar dosyası,
—– kaydı,
-Makina yüksek mühendisi tarafından sunulan 15/05/2019 tarihli bilirkişi raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT:
Dava, 10/02/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile haksız fiilden kaynaklanan hasar bedeli alacağına istinaden açılan alacak davasıdır.
İstanbul Anadolu —. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —sayılı görevsizlik kararı ile gönderilerek mahkememize tevzi edilmiştir.
Mahkememizce kusur oranlarının ve hasar bedelinin tespiti bakımından makina mühendisi bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Makina yüksek mühendisi bilirkişi 15/05/2019 tarihli raporunda özetle; Davalı sürücü —-, yönetimindeki — plakalı otomobili ile seyrederken hızının aracının özelliklerine, ıslak yol şartlarına göre ayarlamadığını, önünde seyreden araçlarla emniyetli takip mesafesini korumadığını ve —– plakalı otomobile arkadan çarptığı için Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/b – 56/c – 84/d ve Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 101/b – 107 – 157/a/4 maddelerinde açıklanan kusurları işlediğini, kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğunu, dava dışı sürücü — yönetimindeki —plakalı otomobilin arkadan çarpması sonucu kazaya karıştığı için kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığını, davalı— Trafik Kanunu’nun 85/1-5 maddesi gereğince sahibi olduğu — kusurundan kendi kusuru gibi ve kusuru nedeniyle oluşan zarardan müştereken ve mütesilsilen sorumlu olduğunu, karayolu oto korkuluk hasarının — olduğunu, davalı —.— sayılı Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik) Sigortası Poliçesi ile —- plakalı aracın—– tarihini de kapsayacak şekilde sigorta teminatı adı altında ve kaza tarihinde araç başına maddi teminat limitinin 15.000,00 TL olduğunu, Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik) Sigortası Genel Şartlarının A.3 maddesi gereğince oto korkuluk hasarının gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sigorta teminatı altında olduğunu, davalı —- (trafik) Sigortası Genel Şartları’nın B.2.a maddeleri gereğince temerrüt tarihi 17/06/2009 itibariyle davalı ——– itibariyle yasal faiz talep edebileceğini, davacının 2.230,00 TL oto korkuluk hasar tutarını davalı —itibariyle davalı—- tarihi 10/02/2009 tarihi itibariyla yasal faizi ile talep edebileceğini beyan ve rapor etmiştir.
Dosyada mevcut tüm delillerin incelenerek değerlendirilmesinde; Hükme esas olarak alınan 15/05/2019 tarihli makina yüksek mühendisi bilirkişi raporu dayanak yapılarak; 10/02/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı — kusurlu olduğu, dava dışı sürücü —– kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı, davalı —————– KTK’nın 85/1-5 maddesi gereğince davalı —– kullandığı aracın işleteni olduğu, davalı —- kusurlu olduğu, davalı —- araç sürücüsü — kusurundan kendi kusuru gibi kusurlu olduğu, kusuru nedeniyle oluşan kazadan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davalı—- poliçesi ile sigortacısı olduğu, kaza tarihi itibari ile hasarın poliçe kapsamında kaldığı, kaza tarihinde araç başına maddi teminat limitinin 15.000,00 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin sigorta genel şartları A3 maddesi gereğince gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sigorta teminatı ile sorumlu olduğu, davalı —- tarihi itibari ile temerrüde düşürüldüğü, davalı——– kaza tarihinden itibaren zarardan yasal faizi ile beraber sorumlu oldukları, karayolu oto korkuluk hasarının 2.230,00 TL olduğu anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulü ile —————— kaza tarihi olan 10/02/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
2-2.230,00 TL’nin davalı ——- tarihinden itibaren, davalılar —- kaza tarihi olan 10/02/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 38,63 TL harcın alınması gerekli olan 152,33 TL harçtan mahsubu ile bakiye 113,70 TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 333,20TL, bilirkişi ücreti 700,00 TL, olmak üzere toplam 1.033,20 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 1.019,00 TL yargılama masrafına, peşin harç 38,63TL, eklenerek sonuç olarak 1.057,63 TL’nin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 14,20 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —- 13/2 ‘nin maddesi uyarınca 2.230,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı —–. yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca 31,99 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.