Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/508 E. 2022/391 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/508
KARAR NO: 2022/391
ASIL DAVADA
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA: Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/05/2018
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 16/07/2018
KARAR TARİHİ: 25/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA
DAVA: Davacılar vekili —- tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin müvekkili ile davalı arasında her türlü ———- yapmak üzere —senesinde kurulduğunu, —- başladığını,—— davalı ortağın ilgilendiğini, müvekkilinin ise ürünlerin ithali ve satışı konularına baktığını, yanı sahada görev yaptığını, şirket muhasebesinin davalı şahsın % 90 oranında pay sahibi olduğu—- muhasebecisi olan— daha sonra da —-tutulduğunu, davalının hissesinin veya şirketin devri için talepte bulunduğunu, bir alıcı tarafından şirkete —- değer biçildiğini, fakat davalının sadece kendi hissesi için —- istediğini, müvekkilinin hissesini yasal yoldan alamayacağını anlayan davalının suçlama yolunu seçtiğini, müvekkilini şirketten para çalmak ve şirketi zarara uğratmakla suçladığını, şirketin tüm satışlarını % 100 kar marjı ile yaptığını, müvekkilinin kar payı, huzur hakkı ve başkaca bir nam altında aldığı para bulunmadığını, müvekkilinin şirket kayıtlarını incelemek istediğini, ancak defterlerin saklandığını, bunun üzerine müvekkilinin şirket çalışanlarından telefon ile bilgi almaya çalıştığını, firma stoklarının—–akabinde geri alındığının ve bu şekilde davacı şirketin zarara uğratıldığının öğrenildiğini, davalı ——şirketi kendisine borçlandıracak işlemler yaptığını, ortada reklam yokken reklam gideri ve gümrük harcamaları ile şirkete zarar verildiğini, defterlerin usulüne uygun tutulmadığını, gerçeğe aykırı kayıtlar düşüldüğünü, davalının müdürlük görevini iyi yapmadığını, şirketin zararına yol açtığını, müvekkilinin şirkete dahi giremediğini, hak ve yetkilerini kullanmasının engellendiğini, mali müşavir tarafından defter ve kayıtların —- teslim edildiğini, davalının müvekkili hakkında —— kim, artık o yok ben varım, —şeklinde sözler sarf ettiğini, defter ve kayıtların kötü niyetli olarak tutulduğunu, büyük bir ihtimalle kayıt dışı işlem yapıldığını, görevini kötüye kullanan müdürün görevden alınarak şirketi yönetmek üzere kayyım atanmasının talep edilmesi zaruretinin doğduğunu iddia ederek; davalı ortağın imza yetkisinin kaldırılmasına, şirkete kayyım atanmasına, ticari defter ve kayıtların delil olarak tespitine, davalı şirket müdürünün şirkete ve müvekkili ortağına verdiği tüm zararların ve sorumluluğun ayrı ayrı tespitine, müvekkilinin uğradığı zararlara karşılık işleyecek faiziyle birlikte şimdilik — davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, davalının şirketi uğrattığı zararlara karşılık işleyecek faizi ile birlikte şimdilik —- davalıdan alınarak şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Asıl davada dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı asıl davada davaya cevap vermemiştir.
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN—- SAYILI DOSYASINDA;
DAVA: Davacı vekili — tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle;— senesinde kurulan davalı — müvekkilinin —- oranında hissedar olduklarını, müvekkilinin birden çok sektörde olması sebebiyle güven duyduğu davalıyı şirkete ortak ederek şirketi fiilen teslim ettiğini, davalı şirketin — ürünleri ithal ederek—- sattığını, — markasının ürünlerinin ithal edildiğini, yaklaşık — satıldığını, bu kar marjına rağmen şirketin zarar ettiğinin gözlemlendiğini, son iki yılda şirketin bankalara yaklaşık — borçlandığını, bunun yanı sıra davalı —isteği üzerine müvekkilinin davalı şirkete yaklaşık — aktarımı yaptığını, ayrıca davalı şirketin müvekkiline ait olan — aldığını, bütün bunlara rağmen davalı şirketin zarar ettiğini, şirketin nakit hareketlerine bakıldığında son derece şüphe uyandıran işlemlerle karşılaşıldığını, şirketin iş için tahsis ettiği —-şahsi harcamalar yapıldığını, şirket kasası ve bankasında yaklaşık —- bir açık görüldüğünü, davalı ortağın —isimli bacanağına şirket hesabından —- ödemede bulunduğunu, davalını rakip firmalar ile çalışıp şirketin gizli bilgilerini ve —- firmalar ile paylaştığını, davalı —- şirketi bilerek zarara uğrattığını, şahsi harcamalar yaptığını, müvekkiline kâr payı ödemediğini, davalının müvekkilinin güvenini su istimal ettiğini, müvekkilinden aldığı paraları şahsi hesaplarına aktardığını iddia ederek; şimdilik— kar payının zimmete geçirme tarihinden itibaren işleyecek avans ve ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine, yine şimdilik kaydıyla —- tutarında davalı ve çalışanların şirket hesabından yaptığı şahsi harcamaların avans ve ticari faizi ile birlikte şirkete iadesine, münferit imza yetkisi bulunan davalının şirketi zarara sokmaması için her türlü tedbir kararının alınmasına, davalının yetkilerin sınırlandırılmasına, münferit imza yetkisinin iptaline, müvekkilini uğrattığı zararların ilerine tazmin edilebilmesi için şirket payına ve şahsi hesaplarına tedbir konulmasına, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili —- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dosyasının dava dilekçesinde belirtildiğinin aksine şirketin kuruluş aşamasında kararlaştırılmış ve ek olarak gösterdikleri maillerden de anlaşılacağı üzere söz konusu——-yönetiminin, defter, kayıt ve muhasebesinin takibi işlemlerinden, dış ticaret konuları, ürünlerin ithali ile kuruluş aşamasındaki ve devamında gerekecek harcamalar ve bedeller konusunda finansör ortağının, ortaklardan —– olduğunu; ilaç ve sektör piyasasında senelerdir emeği geçen müvekkilin ise firmalar ile görüşmelerin yapılması, ürünlerin ——- satışı ve bu amaçla ekip kurulması ile ekibin yönetimi olmak üzere sahada görevli olduğunun açık olduğunu, davalı—- çok sektörde olması ve hepsinin yönetimine yetişmesi zor olması” her ne kadar yoğun olduğunu ifade etmeye yeterli ise de bu durumu gerekçe göstererek ileri sürdüğü iddialar ile müvekkilim davacı—-idame ettirmesi için görevlendirildiği” iddialarının gerçek dışı ve ortaklık gereklerine de aykırı izahat de olduğunu, söz konusu izahat ve anlatımlar, – her tanir ve iş adamı için geçerli olan – —- şeklinde düzenlenmiş TTK. ilgili maddeleri karşısında yersiz kaldığını, söz konusu şirket ——-ürünleri ithal edip —-sattığını, firmanın ithal ettiği — yetkili dağıtıcısı ve söz konusu ürünlerin satımı dolayısıyla müvekkilin şirket iş ve işleyişinden el çektirilmesi, —- binasına dahi alınmaması gününe dek, iddia ettikleri gibi satış ve —– alınarak yaklaşık —- yapıldığının açık olduğunu, şirkete atanan kayyımın göreve başlaması ve yapılacak inceleme sonucu tarihlerin izahatlerindeki süreç ile örtüşmesiyle anlaşılacağını, şirketin saha alanının müvekkilince yürütülürken yaklaşık— cirosunun mevcudiyeti karşısında bu yıl saha yönetiminin —geçmesi devamında hali hazırda —ciroyu bulmaması ile sabit olduğunu, davacının “hesaplar genel olarak incelendiğinde şirketin son yıllarda büyüyerek bankalara borçlanmış olduğu— şeklindeki beyanı muğlak olup ispat edilmek üzere bir delil gösterilmediğini, ileri sürülen—-şirketten de borç alındığı iddiasındaki durumun—– ait olup dava konusu şirketin, işbu şirkete karşı borçlandırılması .—- olarak bilerek ve isteyerek ayrıca tamamen kötü niyetle gerçekleştirmiş olduğu bir eylem olduğunu, müvekkilin bu yönde bir talebinin olduğuna ilişkin herhangi bir delil sunulmadığını,—- borçlandırılmış olduğunun tarafımızca tespiti devamında —- numarası ile tarafımızca —- hakkında soruşturma dosyası açıldığını, söz konusu dosyanın hali hazırda bilirkişide olduğunu, ——- şahsi harcamaların yapıldığı, zimmete para geçirdiği yönündeki iddiaların asılsız olduğunu, ——- şirketi zarara sokma kastı ile şahsi herhangi bir harcama yapmadığını, müvekkilinin gerek işbu firma adına bulunan banka hesapları ve gerekse şahsi banka hesapları incelendiğinde iddiaların asılsız olduğunu, —- üzerinden yapılan iddiaların yersiz olduğunu, —- uyarınca ilgili şirkette çalışan sigortalı bir işçi olduğunu, —-hakkında ileri sürülen şirket hesabından yapılan ve “hiçbir ticari açıklaması olmadığı” ileri sürülen ödemelerde bulunduğu iddiasının iş kanunu uyarınca iş akdinin feshi sebebi olarak iş hukuku konusu olup işçi ve işveren ilişkisini etkileyecek nitelikte olduğundan bu davanın konusu olamayacağını,—-tarafından hali hazırda firmada çalıştırılmaya devam ettiğini belirterek —– taleplerinin tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEERKÇE:
Asıl ve birleşen davada, davacı ve davalı olarak yer alan şirketin ortakları ve münferiden temsil ve ilzam yetkilisi olan asıl davacı ——- şirketin zarara uğratıldığından bahisle şirket yönetim ve ilzam yetkilerinin kaldırılarak verilen zararın tazmini istenilmiştir.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve asıl davacı birleşen davalı şirkete ait ticari defter, kayıt ve dayanak belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Asıl davacı – birleşen davalı şirketin—— dosyasının incelenmesinde; —- satımlarını yapmak üzere——tarihinde tescil edilerek kurulduğu, —– yıl süreyle asıl davalı – birleşen davacı ——birleşen davalı —- şirket müdürü olarak seçildikleri, ana sözleşmenin——- her ikisinin de şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili kılındıkları, şirket sermayesi —- davalı — davacı —- ait olduğu, buna göre hissenin —birleşen davacıya, —-asıl davacıya ait olduğu tespit edilmiştir.
Mali bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporda; davacı şirketin ilk dört yıllık zarar toplamının —- olduğu, bu zarar nedeniyle sermayesinin tamamını kaybettiği, buna rağmen şirket müdürlerinin TTK.376 ‘ncı maddesi uyarınca gerekli tedbirleri almadıklarını, bu hali ile her iki müdürün de kusurlu olduğunu, ancak —- atanmadığını, davacı şirketin kar dağıtımı yapacak imkanının bulunmadığını, şirketin kuruluşundan itibaren her yıl yapılması gereken olağan genel kurul toplantılarının yapılmadığı, şirketin son zamanlarda gayri faal olduğu, bu hali ile her iki müdürün de yani davacı ve davalının tespit edilen nedenlerden dolayı sorumlu oldukları bildirilmiştir.
Asıl davada şirkette davacı olarak gösterilmiştir. Davacı şirketin şirket müdürüne karşı sorumluluk davası açarak tazminat talep edebilmesi için TTK.nun 408/1, 553/1 ve 479/3-c maddesindeki yasal düzenleme çerçevesinde şirket genel kurulunda karar alınması gereklidir. Davacı ortağın hisse oranı —–olup, şirket sadece davacı——- ortaklığından oluşması nedeniyle gerek tarafların pay durumu, gerekse karşılıklı davacı – davalı konumunda olmaları dikkate alındığında bu kararın temin edilemeyeceği açık olduğundan şirket yönünden usul ekonomisi uyarınca bu eksikliği tamamlaması için süre verilmemiş, şirket yönünden davanın usulden reddi gerekmiştir.
Asıl davada davacı ortağın uğramış olduğu zarar doğrudan olmayıp zarara uğrayan şirket olduğundan kendi adına tazminat talep etmesinin dayanaksız olduğu ve şirketin zarara uğramasında kendisinin de münferiden şirketi temsil ve ilzama yetkili olması karşısında davalının kusurundan kaynaklandığı asıl davacı tarafça ispatlanamadığından asıl davanın da davacı — esastan reddi gerekmiştir.
Yapılan yargılama sırasında mahkememizin —sayılı dava dosyası ile birleştirilen yine mahkememize ait ——tarihli duruşma itibariyle taraflarca takip edilmemesi nedeniyle işlemden kaldırılmış, yasal üç aylık süre içerisinde yenileme talep edilmediğinden birleşen davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1.ASIL DAVADA;
Davanın davacı —— yönünden USULDEN REDDİNE,
Davanın davacı—– yönünden REDDİNE,
Başlangıçta peşin olarak alınan 341,55 TL harcın alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 260,85‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacılara iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacılara iadesine,
2-Mahkememizin birleşen ——- sayılı davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
Başlangıçta peşin olarak alınan 85,39 TL harcın alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 4,69 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalılar yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 5.100,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalılara verilmesine,
Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; artan delil avansının davalıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/05/2022