Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/5 E. 2019/421 K. 25.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/5 Esas
KARAR NO : 2019/421
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/01/2018
KARAR TARİHİ: 25/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yanın müvekkile olan bakiye 54.219,72 TL cari hesap borcunu uyarılara rağmen ödemediğini, İstanbul Anadolu 13. İcra dairesi’nin ———- E. Sayılı dosyasında başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini, takibin durduğunu belirterek davalının icra takibine itirazının iptaline, takibin devamına, davalının % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ve beyanlarını ispatla mükellef olduğunu, taraflar arasında takip konusu borcu doğuracak nitelikte ticari ilişki olmadığını, müvekkile herhangi bir fatura tebliği yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup İİK 67 vd maddelerine dayanmaktadır.
UYUŞMAZLIK : Taraflar arasında davacı ile davalı arasındaki iddia olunan cari hesaba dayalı olarak davacının davalıdan 54.219,72TL alacaklı olup olmadığı, davalının bu bedelden sorumlu olup olmadığı, İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali hüküm ve koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında ihtilaf bulunduğu tespit edilmiştir.
Davayı tarafından dosyaya sunulan mutabakat metnini incelenmesinde davacı tarafından davalıya 11/11/2016 tarihinde 30/09/2016 itibariyle 54.190,92 TL bakiye borç bulunduğu ve mutabakatının istenildiği, mutabakat metninin altında mutabık olduğumuzu bildiririz yazısının altında davalı şirket kaşe ve imzasının olduğu, dolayısıyla davalının 54. 190,92 TL borç yönünden mutabık olduğu tespit edilmiştir.
Davaya konu İstanbul Anadolu 13. İcra müdürlüğünün——— esas sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde ; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine cari hesaba dayalı olarak 54.219,72 TL nin tahsili amacıyla genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalının yasal süresi içerisinde takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce ön inceleme duruşmasında tarafların 2016-2017 yıllarına ilişkin tüm yasal ticari defterleri üzerinde bir mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılması konusunda ara karar oluşturulduğu, inceleme gününün ihtar yerine geçmek üzere davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafın incelemeye esas olmak üzere ticari defterlerini sunmadığı, yalnız davacı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığı anlaşıldı.
Bilirkişilerce hazırlanan ve dosyaya sunulan 10/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda yapılan incelemede ; davacının sunmuş olduğu 2016-2017 yılı ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu değerlendirilmiş ve mali yönden yapılan incelemede davacı alacağının 2015 yılından devreden 26.779,39 TL olduğu, davacının 2016 yılı içerisinde davalı adına düzenlemiş olduğu KDV dahil toplam 36.137,30 TL tutarındaki 3 adet e fatura bedeliyle 2017 yılı içerisinde düzenlediği KDV dahil 109,00 TL tutarındaki 1 adet e fatura bedelinin davalı cari hesabına borç olarak kaydettiği, davalı tarafından 2016 yılı içerisinde adına düzenlenen KDV dahil toplam 8.779,97 TL tutarındaki 3 adet e fatura bedeliyle 2017 yılı içerisinde düzenlediği KDV dahil 459,00 TL tutarındaki 2 adet e fatura bedelini ise davalı cari hesabına alacak olarak kaydettiği, davacının takip tarihi itibariyle ticari defterlerinde davalıdan 54.219,72 TL alacaklı olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce davalı ticari defter sunmadığından davacı tarafından dosyaya sunulan mutabakattaki imza ve kaşenin davalıya aidiyeti isticvap davetiyesi düzenlenip usulüne uygun olarak gönderilmiş ve ancak davalının isticvaba rağmen duruşmaya gelmediği anlaşılmış yine mahkememizce davalının davacıdan alımlarına ilişkin BA formlarının ilgili vergi dairesine bildirilip bildirilmediğinin tespiti yönünden celbi talep edilmiş,
BA formlarının incelenmesinde davalı tarafından davacıdan alımlarına ilişkin 20.934,00 TL, 30.976,00 TL ve 66.347 TL olmak üzere vergi dairesine bildirimde bulunduğu görülmüştür.
Yapılan yargılama sonucunda ; dosya kapsamındaki tüm deliller; vergi dairelerinden celbolunan BA formları , mutabakat belgeleri, cari hesap mutabakatları, alınan bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar tümüyle değerlendirildiğinde; davalı her ne kadar davacı ile aralarında bir ticari ilişki olmadığını iddia etmiş ise de BA formlarının incelenmesinde davacının davalıdan alımlarına ilişkin vergi dairesine beyanda bulunduğu sabit olup, taraflar arasında bir ticari ilişkinin olduğu, dosyada mevcut cari hesap mutabakatlarında ve dava değeri olan 54.219,72 TL yönünden tarafların mutabık olduğu ve davalının mutabakat metni altında kaşe ve imzasının olduğu, davalı ticari defterlerini incelemeye sunmamış olması sonucu, dosyadaki mutabakatlardaki imzaların ve kaşenin davalı şirkete aidiyeti konusunda davalıya usulüne uygun olarak isticvap davetiyesi gönderildiği, davalının isticvap duruşmasına gelmediği, dolayısıyla isticvaba konu mutabakatlardaki kaşe ve imzaların ikrar etmiş sayıldığı, alınan bilirkişi raporuna göre davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve davacı ticari defterlerinde davalıdan 54.219,72 TL alacaklı görüldüğü, davacının icra takibinde takip öncesi faiz talebinin olmadığı, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 9,75 oranında ticari faiz talep ettiği, her iki tarafın tacir olması nedeniyle davacının ticari faiz talebinin yerinde olduğu, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu dolayısıyla icra inkar tazminatı hüküm ve koşullarının oluştuğu, davalının takibe itirazının haksız olduğu, tüm dosya kapsamından ve alınan bilirkişi raporundan davacının davalıdan takip tutarı olan 54.219,72 TL alacağın olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-davanın KABULÜ ile; davalının İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğü’nün ——– esas sayılı dosyasına vaki itirazın İPTALİNE,
2- Alacağın % 20 si olan 10.843,39 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 654,84 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 271,10 TL’nin, alınması gerekli olan 3.703,74 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.777,80 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 654,84 TL, posta ve tebligat gideri 130,85 TL, bilirkişi ücreti 700,00 TL, olmak üzere toplam 1485,69 TL yargılama masrafının davalı taraftan davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 6.314,16 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/04/2019