Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/485 E. 2019/194 K. 04.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/485 Esas
KARAR NO : 2019/194

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/04/2018
KARAR TARİHİ : 04/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile ———– plakalı aracın ruhsat sahibi olan —– arasında, araç değer kaybı ve kazanç kaybı hususunda temlik sözleşmesi imzalandığını, temliğe konu ——– plakalı araç 28.09.2016 tarihinde ———– plakalı aracın şoförünün % 100 kusurlu olması sebebiyle oluşan kazada hasar gördüğünü, maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında görüleceği üzere, davalı sürücü yazılı ve imzalı beyanıyla kazaya tam kusuruyla sebebiyet verdiğini açıkça ikrar ettiğini, ayrıca tramer kayıtlarında da davalı araç sürücüsünün % 100 kusurlu olduğu hususu, sigorta şirketlerince de kabul edildiğini, işbu kaza sebebi ile temliğe konu araçta maddi hasar meydana geldiğini, ortaya çıkan hasar sebebi ile temliğe konu araç onarımda kaldığını, bu süre içerisinde ticari işlevini yerine getiremediğinden kazanç kaybına ilişkin alacak oluştuğunu, temliğe konu aracın ticari gelir elde ettiği söz konusu olduğundan dolayı kazanç kaybına uğradığını, nitekim Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ‘A-6 Teminat Dışı kalan Haller’ maddesinde kazanç kaybı teminat kapsamı dışında bırakıldığını, davalı üzerine kayıtlı araca rastlanması halinde trafik tescil kaydına teminatsız olarak ihtiyati tedbir şerhi işlenmesini talep etme zorunluluğumuz doğduğunu, kaza tarihinde ————- aracın işleteni ve sürücüsü olan davalı / davalılar meydana gelen kazanç kaybından sorumlu olduğunu, tüm bu açıklamalar ışığında, davalı/borçluların, meydana gelen kaza sonucu haksız ve kusurlu olmaları nedeniyle müvekkilin uğradığı maddi zararları karşılamakla yükümlü oldukları aşikar olduğunu, ve davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davacı vekili 13/02/2019 tarihli feragat dilekçesiyle davalılar ile dava açıldıktan sonra sulh olunduğunu, davanın konusuz kaldığını, taraflar arasında yapılan protokol gereği davalının davacıdan vekalet ücreti talebi bulunmadığını, dolayısıyla yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin taraflar üzerinde bırakılmak kaydıyla, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın şirket çalışan … tarafından kullanılmakta olan şirkete ait—— plakalı araç ile dava dışı —————— ait ——–plakalı araç arasında meydana gelen trafik kazası nedeniyle kazanç kaybı talebiyle açılmış olup haksız ve hukuka aykırı olan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı vekili 18/12/2018 tarihli dilekçe ile davacıyla yapılan protokolü dosyaya sunmuş protokol hükümleri gereğince davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir(HMK m.307). Feragat, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği gibi, hüküm ifade edebilmesi de karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir, ancak feragat kayıtsız ve şartsız olmalıdır(HMK m.309). Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir(HMK m.310) ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur(HMK m.311).
Vekilin davadan feragat etmesi halinde, bu konuda vekaletnamesinde özel yetki bulunmalıdır(HMK m.74).
Feragat beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir(HMK m.312).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, feragat, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf dilekçe ile kayıtsız ve şartsız olarak yargılama sırasında davasından feragat ettiğini bildirdiğinden, feragat beyanının yasal şartları taşıdığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Usulunü uygun feragat nedeniyle davanın REDDİNE
2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Harç peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Taraflar arasındaki protokol gereğince vekalet ücreti konusunda karar vermeye yer olmadığına,
5-HMK 120 maddesi gereğince davacı ve davalı tarafça yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra HMK 333 maddesi gereğince taraflara ya da ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.