Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/478 E. 2021/128 K. 15.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/478
KARAR NO : 2021/128
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/04/2018
KARAR TARİHİ : 15/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili ——- tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile —-imzalanan —– genel kredi sözleşmelerine istinaden borçlu firmaya kredi kullandırıldığını, diğer borçlu —- sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçluların kredi hesapları —– yevmiye nolu ihtarnamesi ile kat edildiğini, süresi içinde borcun ödenmediğini, bu aşamada müvekkili bankanın alacağın tahsilini temine davalılar hakkında —— sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçluların borcun tamamı, asıl alacağa, faiz ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini belirterek fazlaya ilişkin ve maddi hataya müstenit her türlü talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili bankanın alacağının tahsilini teminen —— sayılı dosyası ile yürütülen takipte borçlular hakkında başlatılan takibin takip talebinde yazılı şartlarla devamına, borçluların itirazlarının iptali ile inkar olunan alacağın % 20 ‘sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılara dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredi borcunun tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, İİK 67 ve devamı maddelerine dayanmaktadır.
Davaya konu—– sayılı takip dosyasının celp olunarak yapılan incelenmesinde; davacı temlik eden —– tarafından davalılar aleyhine kredi taahhütnamesi, kredi sözleşmesi, ihtarname ve hesap özeti dayanak yapılmak sureti ile — nakit alacak, — gayrinakit — alacak toplamı ——– tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalıların yasal süresi içerisinde borca itirazı nedeni ile takibin durduğu anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında davacı—- tarafından işbu davaya konu alacağın —– temlik edildiğine ilişkin temlik sözleşmesi sunulmuş, sözleşmenin bir örneği davacı vekiline tebliğ edilmiştir.
Davacı temlik eden banka—- asıl borçlu davalı —— limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davalı —-işbu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile —- kefalet limiti kapsamında imzaladığı görülmüştür
Sözleşmenin 13.2/b maddesinde; “Bu sözleşmenin tüm tarafları, bu sözleşme ve uygulanması ile ilgili olarak aralarında çıkabilecek her türlü uyuşmazlıkların çözümlenmesinde; bankanın defter, kayıt ve belgeleri ile müşteri ve teminat verenler tarafından bankaya gönderilecek yazılı veya faks talimatlarının ve müşteri tarafından verilen sözlü talimatlar için bankaca yapılan ses kayıtlarının, HMK’nın 193 maddesi gereği münhasır delil olacağı, herhangi bir hususun ispatı için birbirlerine yemin teklif etmeyecekleri…” hükmünün düzenlendiği,
sözleşmenin 10.9’uncu maddesinin Kredinin müteselsil kefalet karşılığı kullandırılması ve müteselsil kefillerin sorumluluğu başlığı taşıdığı ” müteselsil kefiller; bankanın merkez ve tüm şubelerinde müşteri lehine, gerek işbu sözleşmenin imzalandığı tarihten önce açılmış, gerek işbu sözleşmenin imzalandığı tarihten sonra açılacak olan her türlü krediler ile bu kredilere ilişkin olarak doğmuş ve doğacak tüm borç ve taahhütlerinden, mevzuattan kaynaklanan çek garanti tutarlarından, çek kanunu uyarınca bankanın ödemekle yükümlü olduğu yasal ödeme tutarlarında ve gerek yalnız olarak, gerekse eğer kişiler ile birlikte asaleten veya müteselsil kefil sıfatı ile krediler sebebi ile doğmuş ve doğacak bütün borçlarından bankaya karşı her bir müteselsil kefilin el yazısı ile belirtmiş oldukları kefalet limitlerine kadar müteselsil kefil sıfatı ile imza tarihinden itibaren —– yıl süreli olarak sorumlu oldukları, sorumlu oldukları azami miktarı ve kefalet tarihlerini kendi el yazıları ile belirtmek sureti ile ve imzaları ile T.B.K ilgili hükümlerine uygun olarak aşağıda kabul etmişlerdir. Müteselsil kefiller bankaca açılan kredilerden dolayı bankanın riskini karşılamak üzere müşteri tarafından verilecek ipotekler ile diğer ayni ve şahsi teminatların gerektirdiği bütün vergi, resim ve harçlar ile dava takip giderleri ve avukatlık ücretinin kefaletleri kapsamında olduğunu kabul ederler. Müteselsil kefiller, kefalet limitinin ana paradan başka ayrıca akdi faizlerini, komisyonlarını, gider vergilerini ve her türlü masraflarını, vekalet ücretlerini, temerrüt faizlerini de T.B.K 589 maddesinde belirtilen süreler ile sınırlı olarak kabul ve beyan ederler.” şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
TBK’nun 583. Maddesindeki; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır…” Hükme uygun olarak davaya dayanak yapılan kefalet sözleşmesinin davalı kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihi, müteselsil kefil olduğu yönündeki ibarenin yazılı olduğu, aksine de bir iddia ve ispatın olmadığı görülmekle kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu anlaşılmıştır.
T.B.K’nun 584. Maddesinde; “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızası ile kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmesi şarttır…” şeklinde düzenlenmiştir. —— tarihinde değişiklikle T.B.K’nu 584. Maddesine eklenen son fıkra ile; —– kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirket ile ilgili olarak verilecek kefaletler…kefaletler için eşin rızası aranmaz” hükmü getirilmiştir. Davalı ——— bu madde kapsamında davalı diğer borçlu şirketin ortağı olduğu anlaşıldığından kefaletinin geçerliliği için eş muvafakati aranmamıştır.
Davacı banka tarafından davalılar ile düzenlenen sözleşmenin temerrüt başlıklı 11. Maddesindeki; “…hallerinden herhangi birinin gerçekleşmesi durumunda bankanın noter aracılığı ile veya iadeli taahhütlü mektupla veya telgrafla ya da güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı e posta sistemi ile yapacağı bildirim ile, açtığı veya açacağı hesap veya hesapların veya kredilerin bir kısmını veya tamamını keserek, gayrinakit kredilerin ise depo edilmesini talep ederek müşterinin borçlarını muaccel hale getirebileceğini, başkaca bir merasime gerek olmaksızın temerrüde düşmüş olacakları, kredilerin tamamı veya bir kısmı için kanuni takibe geçmeye yetkili olduğunu; hesap kesimini bildiren bu belgelerin İİK 68.b maddesinde belirtilen hesap özetleri niteliğinde olduğunu kabul ve beyan ederler” hükme dayanarak hesapları —- tarihi itibariyle kat ettiği, ihtarnamelerin davalı asıl borçlu—– gönderildiği ancak ihtarnamenin —- tarihinde iade edildiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin —– başlıklı 13.2 maddesine istinaden tebliğ edilmiş sayılacağı, dolayısıyla davalı borçlu şirketin —- tarihi itibariyle temerrüdünün gerçekleştiği, davalı kefil —- gönderilen ihtarnamenin de — tarihinde iade edildiği, Tebligat Kanunu’nun 21. Maddesi ile ——muhtelif içtihatları uyarınca kefilin mernis adresine tebligat yapılabileceği ancak yapılmamış olması nazara alındığında davalı kefil yönünden temerrüdün takip tarihi itibariyle gerçekleştiği nazara alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı temlik eden banka ile davalı asıl borçlu —– limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede müteselsil kefil sıfatı ile imzası bulunan davalı —– kefalet limiti kapsamında kefaletinin geçerli olduğu, asıl borçlu şirketin kullanılan ve geri ödenmeyen krediden kaynaklı—- ihtarname masrafından oluşur toplam — borcu bulunduğu, diğer davalı kefil — kefalet limiti kapsamında kalan —- masraf olmak üzere —– toplam borçtan sorumlu olduğu, ayrıca davacı bankanın davalı asıl borçlunun uhdesinde kalan — adet çekten kaynaklı —– çek depo talebinde bulunabileceği vicdani kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile,
1.DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile; davalıların —– sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazların;
Davalı——yönünden;
—asıl alacak, — işlemiş faiz, —işlemiş faizin —- masraf olmak üzere toplam —- alacak ve — adet çekin risk garanti bedeli —- nakit depo edilmesi yönünden iptali ile takibin bu miktarlar yönünden devamına, ayrıca asıl alacak —-yönünden takip tarihinden itibaren yıllık —-temerrüd faizi ile faizin —- uygulanmasına,
Davalı —- asıl alacak, — masraf olmak üzere toplam —- alacak ve — adet çekin risk garanti bedeli—- nakit depo edilmesi yönünden iptali ile takibin bu miktarlar yönünden devamına, ayrıca asıl alacak —- yönünden takip tarihinden itibaren yıllık —-temerrüd faizi ile faizin——– uygulanmasına,
2.Fazla istemlerin REDDİNE,
3. Hükmolunan asıl alacak miktarı bilinir ve belirlenebilir olduğundan % 20 ‘si oranında 270,15 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-.Başlangıçta peşin olarak alınan 195,23 TL harç ile icra dosyasında alınan 8,71 TL harcın, alınması gerekli olan 763,68 TL harçtan mahsubu ile bakiye 559,74 TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu 35,90 TL başvuru harcı, 482,30TL tebligat ve müzekkere gideri ile 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.268,20 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 1.240,21 TL ‘ye peşin harç 195,23TL ile birlikte eklenerek sonuç olarak 1.435,49 TL’nin davalılardan alınarak temlik alan davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 27,99 TL yargılama masrafının temlik alan davacı yan üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak temlik alan davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı temlik alan vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/02/2021