Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/461 E. 2018/1125 K. 15.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/461
KARAR NO : 2018/1125
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2018
KARAR TARİHİ : 15/11/2018
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 25/04/2018 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ‘ın …… eyaletinde ikamet etmekte olduğunu, daha önceleri …. ilçesinde büfecilik yaptığını, bilahere Kanada’ya yerleşince işini kardeşi dava dışı …. devrettiğini, büfecilik alım satım işleri gereği …. plakalı ticari aracın kullanıldığını, aracın resmi kaydının halen müvekkili üzerinde olduğunu, müvekkilinin telefonuna Mart 2018 döneminde 10 adet kısa mesaj geldiğini, davalı tarafın işlettiği köprülerden usulsuz geçiş yapmış olduğunun kendisine bu şekilde bildirildiğini, müvekkilinin yaptığı araştırmaya göre bahsi geçen tünelden asgari yüzelli kez usulsüz geçtiği ve 27.647,50 TL cezalı borcun bulunduğunun iddia edildiğini, 19/01/2017 tarihinden bu yana sürekli ve düzenli geçişler yapılmış olduğunun kabullerinde iken Mart 2018 dönemine kadar tek bir uyarı mesajının dahi gönderilmediğini, fahiş bir cezanın tahakkuk ettirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bahsi geçen muvazaara nedeniyle müvekkilinin icra ve dava tehdidi altında olduğunu, müvekkilinin satın almış olduğu hizmetin bedelini ödemeye hazır ve razı olduğunu beyanla davalı şirketin 27.647,00 TL tutarındaki ceza ettirme davranışının tespitine, davalı şirketin müvekkili davacıya tahakkuk ettirmekte olduğu toplam cezalı bakiyesindeki 22.500,00 TL tutarındaki ceza tutarının terkin ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 15/11/2018 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 23/05/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı adına tescilli aracın ….. geçiş ücreti ödemesi yapmaksızın 150 kez ihlalli geçiş gerçekleştirdiğini ve toplam 27.647,40 TL borçlandırıldığını, cezanın talep ve tahsilinde herhangi bir aykırılık bulunmadığını, davanın hatalı taleple açıldığını, dava konusu cezaların idari para cezası mahiyetinde olmadığından iptal ve terkininin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin sermaye şirketi olması nedeniyle devletin devredilemez cezalandırma yetkisini kullanmasının mümkün olmadığını, HMK.nun 26 maddesi gereği davacının talebi ile bağlı bulunduğuna ve davacının da menfi tespit talebinde bulunmadığına göre davanın reddinin gerektiğini, müvekkili şirket tarafından davacıya ihlalli geçiş ihtarnamesinin tebliğ edildiği tarih itibariyle ……Tünelinden 150 defa ücret ödemeksizin geçişte bulunduğu ve bu nedenle 27.647,40 TL borçlandığının kesin nitelikte deliller ile sabit olduğunu, geçiş ücreti ve geçiş ücretinin on katı tutarında borçlu olarak kaydetmenin söz konusu cezayı Genel Hükümlere göre tahsil etmek ve tahsil ettiği tutarın % 60 ‘nı Hazine Payı olarak devlete ödemek ile yükümlü olunduğunu, geçiş ücret bedelinin 10 katı tutarındaki cezayı davacının kanun gereği ödemekle yükümlü olduğunu, cezanın %60 oranının devlete ödenmekte olduğunu, devlete ödenecek olan cezanın iadesinin mümkün olmadığını, 6001 sayılı kanunun 30 ‘uncu maddesine göre ihlalli geçiş nedeniyle araç sahibi aleyhine ceza verilmesinin bildirim veya uyarı şartına bağlanmadığını beyanla davacının….. Tüneli’nden 150 kez ihlalli geçişte bulunması neticesinde bulunması neticesinde 6001 sayılı Kanunun 30/5 maddesi uyarınca 27.647,40 TL borçlanmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmaması nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 15/11/2018 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde ihlalli geçiş nedeniyle davalı işletmecinin araç sahiplerine bildirimde bulunma yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı ve ihlali geçiş sebebiyle uygulanan ceza tutarını tahsil koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, ihlali geçiş nedeniyle tahakkuk ettirilen ceza tutarından dolayı borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Menfi tespit davasını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/1. Maddesindeki ” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp edilen araç tescil kaydına göre ihlalli geçiş iddiasına konu aracın davacı adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Cevap dilekçesi ekinde sunulan ihlalli geçiş bildirimleri davacının maliki olduğu araç hakkında düzenlenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir(25/05/2018 Tarih ve 30431 Sayılı RG yayımlanıp yürürlüğe giren 7144 S.y.nın 18. md. ile değişik 6001 s.y.nın 30/5 md.).
Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere, bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz.(6001 SYK m 30/7).
27/2/2018 tarih ve 30345 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 18/1/2018 tarih, 2017/166 Esas ve 2018/8 Karar sayılı ilamında; 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. Maddesinin 6639 Sayılı Kanun’un 33. Maddesi İle Değişiklik Yapılan (5) Numaralı Fıkrasının Birinci Cümlesinin İncelenmesi sonucunda, işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarında, işletici şirketlerce işletme hakkının bir uzantısı olarak kontrolsüz geçişlerde takdir edildiği anlaşılan, geçiş ücretiyle doğrudan bağlantılı bulunduğu, işletme gelirleriyle irtibatlı olduğu ve işletme gelirleri üzerinde etki ve sonuç yarattığı değerlendirilen itiraz konusu kuraldaki cezanın, klasik anlamda idari yaptırım niteliğindeki idari para cezalarından farklı, idare hukuku alanından ziyade özel hukuk alanına yaklaşan, kendine özgü (sui generis) bir niteliğe sahip olduğu gerekçesi ile kuralın anayasaya aykırı olmadığı tespit edilerek anayasaya aykırılık başvurusu reddedilmiştir.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, ihlalli geçiş bildirimleri, araç tescil kayıtları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının maliki olduğu ….. plakalı aracın …Tüneli’nden 150 kez ihlalli geçiş yaptığı, ihlalli geçiş bildiriminde belirtilen geçiş ücret(ler)inin Karayolları Genel Müdürlüğünce yayınlanan köprü ve otoyollar ücret tarifesine uygun olduğu, ihlalli geçişe konu otoyol işletmesinin bariyer sistemi ile çalıştığı ve gişede durmadan geçişin mümkün olmadığı, gişeyi geçebilmek için ya OGS/HGS sisteminin kullanılması ya da nakit ödeme yapılmasının gerekli olduğu, otoyolu kullanan tarafın nakit ödeme yapmamış olması halinde OGS/HGS bakiyesini yeterli tutmakla en azından geçişten itibaren 15 gün içinde bakiyesini yeterli hale getirmekle yükümlü olduğu, OGS/HGS sistemi kullanmayan ve nakit ödeme de yapmayan sürücü/malik’in zaten ödeme yapmadan geçiş yaptığının bilincinde olduğu ve bu halde de 15 gün içinde geçiş bedelinin ödenmesi gerektiği, aksi halde gerek OGS/HGS bakiyesinin yeterli olmaması ve en azından 15 gün içinde bakiyenin yeterli hale getirilmemesi, gerek OGS/HGS sistemine dahil olmayanların nakit ödeme yapmamaları ve 15 gün içinde geçiş bedelini ödememeleri halinde ceza bedelinin tahsil koşullarının oluşacağı, ceza bedelinin tahsili için ihlalli geçiş bildirimi düzenlenmesinin ve/veya tebliğinin zorunlu olmadığı, davacının tarafı olmadığı; örneğin OGS/HGS hesabına tanımlı kredi kartı otomatik ödeme talimatı bulunsa dahi geçis anında bakiyenin yetersiz olduğu hallerde OGS/HGS hesabına yükleme yapılamamış olmasının davalı ile otomatik ödeme talimatı verilen banka arasındaki bir hukuki ilişkiyi ilgilendirdiğinden veya sürücünün ihlalli geçiş bildirimini araç malikine ulaştırmamış olmasının davalı araç maliki ile sürücü arasındaki hukuki ilişkiyi ilgilendirdiğinden ya da aracı kiralayanın ihlalli geçiş yapması halinde bu durumun davalı araç maliki ile aracı kiralayan arasındaki hukuki ilişkiyi ilgilendirdiğinden bu gibi hukuki ilişkilerden kaynaklanan savunmaların davacıya karşı ileri sürülemeyeceği gibi bunlardan dolayı davacının sorumluluğunun bulunmadığı, Kanun’un açık hükmü karşısında ihlalli geçiş nedeniyle oluşan alacağın davalı araç malikinden talep edilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, bu kapsamda ihlalli geçiş anında OGS/HGS hesabında yeterli bakiye bulunmayan ve 15 gün içinde de yükleme/ödeme yapılmayan …. plakalı araç yönünden geçiş bedelini cezalı tutarı ile talep ve tahsil etme koşullarının oluştuğu, ancak davadan sonra yürürlüğe giren 7144 sayılı yasanın 18. Maddesi uyarınca ihlalli geçiş halinde ceza tutarının 4 kat olarak uygulanması gerektiği, buna göre ihlalli geçişe ilişkin ceza tutarının 10.053,60 TL olduğu, 7144 sayılı yasanın 19. Maddesi uyarınca yasa değişikliğinin henüz ödenmemiş tüm para cezaları hakkında uygulanması gerektiğinden eldeki davada 4 kat ceza tutarını aşan kısım yönünden davanın konusuz kaldığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331.maddesinin 1.fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceğinin düzenlendiği, bu halde dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit edilerek tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafın yargılama gideri ile mahkum edilmesi gerektiği(Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’ nin 05/09/2018 tarih, 2018/4649 Esas ve 2018/8172 Karar sayılı ilamı) buna göre davanın açıldığı tarih itibariyle davacının davasında haklı olmadığı, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin davanın açılış değeri üzerinden nazara alınması gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın ihlalli geçişlere ilişkin olarak uygulanan 4 katı ceza tutarları toplamı 10.053,60 TL yönünden reddine, ihlalli geçiş nedeni ile uygulanan 6 katı ceza tutarı yönünden konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 35,90 TL harcın tamamlama harcı 348,84 TL ile birlikte, alınması gerekli olan harçtan fazla olduğu anlaşıldığından fazla alınan 348,84 TL harcın istem halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/11/2018