Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/458 E. 2021/722 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/213 Esas
KARAR NO : 2021/769
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/02/2018
KARAR TARİHİ : 26/10/2021
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu —- havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; —-gösterdiğini; şirket yetkililerinden —- — adı geçenin — şirketin——– gönderildiğini; bu ——– adına havale talimatı verildiğini; ikinci posta adresinde de ekte gönderilen —-bankadaki aynı şirket adına havalesi talimatı verildiğini; şirket yetkilisi —— ilişkileri bulunduğunu; dolayısıyla —-hesabına gönderilmesinde herhangi bir tereddüt görülmediğini; şirket mali müşavirinin de — —- geçen şirketin hesabına havale ettiğini, —- —adet havaleyi gören—-yaptığı araştırmalarda mail adresinin—– anladığını,— havale edilen tutarın iadesi yönünde talimat gönderdiğini,—- hesaptan paranın çekildiğini ve hesabında dolandırıcılık departmanı tarafından bloke edildiği bilgisini verdiğini, müvekkilinin gönderdiği her iki havalenin bankanın eksik araştırma sonucu hesap açtığı dolandırıcı —- tarafından şubenin şüphelenip kendisine ödeme yapmaması üzerine, farklı şubelerden çekildiğini, şüphelendiği müşterisine ödeme yapmayan ve hesaba —– bankanın ikinci kez basiretsiz davranış sergilediğini, müvekkilinin dolandırılmasında en büyük etkenin—– prosedürünü etkin şekilde işletmemesinden kaynaklandığını; müşterinin hesap açma amacı, gelir getiren ana faaliyet konusunu mesleğini tam olarak bilmek, iş hacmi konusunda tahmin yapmak, hesap açılışına ve hareketlerine konu fonların gelip gideceği kaynaklar hakkında bilgi sahibi olmak zorunda olduğunu, müşterinin hesap hareketi incelendiğinde, müvekkili şirketin hesabına gönderilen paradan başkaca bir hesap hareketi bulunmadığını, şüpheli —- bankanın şüphelenmesini gerektiren bir durum olmasına rağmen, banka çalışanlarının şüpheye düşmemesinin mümkün olmadığını, —– nevi olmakla birlikte, bankada hesap açan kişinin soyadı olduğunu; sadece bu bilgiden dahi şüphelenilmemesinin gerekli araştırma yapılmadan hesap açıldığının kanıtı olduğundan bahisle, müvekkilinin hesabından gönderilen —- havale tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu—tarihli ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesinde talep etmedikleri —- kısmı için açılan davayı ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Davacı vekili —- tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu — havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: asıl sorumlunun davacı şirket finans yetkilisinin tereddüt etmeden parayı diğer davalının hesabına göndermesinden kaynaklandığını; ilk havalenin —- tarihinde gerçekleştiği; arada — haftalık süre bulunduğunu, her iki fatura arasında da —- yakın bir süreç bulunduğunu, davacı şirket gibi büyük bir meblağ ödemeleri yapan bir kuruluşun, o kadar sürede fark etmemesinin gerekli iç denetimleri yapmadığının kanıtı olduğunu, davacının hesabın hacklendiğini iddia edilmiş ise de, bu yönde ikame ettiği delil bulunmadığını, şirket yetkilisi, mali müşavir-finans yetkilisi arasında iç denetimi yapılmadan, yüksek miktarlı ödemeler yapıldığının davacı tarafından beyan edildiği, diğer davalı ve davacı şirketin hiçbir ticari ilişkisi olmadığı beyanları dikkate alındığında, asıl sorumlunun davacı şirketin mali müşaviri ve finans yetkilisi olduğunu, şirket yetkilisinin en az 1 haftalık süreçte mail adresinin hacklendiğini fark etmediğini, ödemelerin ekinde fatura olduğunun davacı şirket tarafından beyan edildiği, faturayı inceleyerek ödeme yapmaya engel olması gerekenlerin şirketin çalışanları olduğunu, ticari ilişkileri olmadığını beyan ettikleri bir şirkete bu kadar büyük meblağı ödeyen davacının kusurlu olduğunu, öte yandan, dolandırıcılık iddiasının kanıtlanmadığını, —- yetkilisinin gelen paranın şüphe üzerine ödenmediğine dair beyanının doğru olmadığını, gelen tutarların mudiinin şubeye müracaatında —-nakdin bulunmaması nedeniyle ödenemediğini, hesapta bulunan tutarların tamamen çekilmesinden çok sonra, davacının mailinin hacklendiğine dair bilginin telefon ile iletilmesi üzerine, —- konunun gerçek olabileceği düşüncesiyle derhal ilgili birimlere bildirim yaparak hesap üzerine güvenlik blokesi tanımlandığını, —- Tedbirler Hakkında Yönetmelik kapsamında, —- şeklinde kaydedildiği görülmekle, kimlik bilgileriyle —- yer alan bilgilerin uyuştuğunu; dolayısıyla sürekli iş ilişkisi kapsamında yerine getirilmesi gereken minimum tespiti/teyidi açısından olumsuz bir duruma rastlanılmadığını, uluslararası yaptırım listesi kontrolleri yapıldığında, herhangi bir olumsuz kayda da rastlanılmadığını; müvekkilinin yasal yükümlülükleri yerine getirdiğinden bahisle, yerinde olmayan davanın reddini istemiştir.
Davalı vekili —- tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu: Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalı bankanın davalı — adına hesap açılması sırasında gerekli özeni gösterip göstermediği, ayrıca hesaba dolandırıcılık iddiasına konu para yattıktan sonra ve sonraki hesap hareketleri nazara alındığında işlemin şüpheli işlem olup olmadığı hususunu belirlemesinde kusurunun bulunup bulunmadığı, bankanın hesabı açarken ilgili yönetmelik hükümlerine uygun hareket edilp etmediği, davalı bankaya yapılan bildirimin geç yapılıp yapılmadığı, olayın dolandırıcılık olup olmadığı, davacı tarafın kusurunun bulunup bulunmadığı, iddia olunan davacı zararından davalı bankanın sorumlu olup olmadığı, davacı vekilinin vekaletnamesinin usulüne uygun olup olmadığı ve mahkememizin görevli olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, davalı bankanın kusuru olduğu iddiasına dayalı uğranılan zararın tazmini davasıdır.
DELİLLER :
Bilirkişi heyeti mahkememize sunduğu — raporunda özetle: somut olayın yapılan incelemesinde davalının % 50 kusurlu benimsendiği, davalı bankadan çekilen para tutarının —olmasına ve % 50 kusur benimsenmesine, dava yazısında da, davacının seçimlik hakkını — yönünden kullanmasına göre, dava tarihindeki kur tutarına nazaran, tazmin tutarının — olarak hesaplandığını beyan ve rapor etmiştir.
—–mahkememize sunduğu — raporunda özetle: somut olayın yapılan incelemesinde; davacı bankanın hesap açılışı sırasında — örneğini aldığı, sistemden —– alarak durumu denetlediği, bu aşamaya kadar dikkate çekici kural dışı davranışı bulunmadığı, hesap açılışının — olduğu, — geldiği, hesabın açıldığı— hiç para çekme hareketi yapılmadığı, gelen bu tutarların aynı gün — çekildiği, ertesi günde bir başka anlatımla —— tarihinde geldiği, aynı gün — çekildiği; ertesi günde kalan yaklaşık —- çekildiği, havale talimatlarının yüklü miktarda olması nedeniyle şirket muhasebecisinin—- teyit alması gerekirken alınmadığı dosya içeriğindeki belgelerden anlaşıldığı, davacı şirketin yetkilisinin mail adresinin ele geçirilip geçirilmediğinin tarafımızdan tespiti mümkün olmadığı, bilgisayarında yapılan yazışmaların—-örneklerinin dosyada bulunmadığı, şirket hesaplarını kontrol etmeyen ve havale talimatının —teyidini almayan şirket yetkililerin bir hafta arayla kendileri tarafından yapılmadığı iddia edilen iki işlemin çıkışının yapılmasından davalı bankaya atfedilecek bir kusurun bulunmadığını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi heyeti mahkememize sunduğu —-raporunda özetle: kimliğe ilişkin bilgileri almak ve bu bilgilerin doğruluğunu teyit etmek suretiyle müşterilerinin ve müşterileri adına veya hesabına hareket edenlerin kimliğini tespit etmek zorunda olduğunu, banka, hesabın olduğu şube dışında beş farklı Şubeden sıralı şekilde gerçekleşen para çekme işlemlerinde kimlik tespiti, kimlik doğrulaması ve iş ilişkisinin amacı ve mahiyeti hakkında gerekli özeni göstermemiş olmakla kusurlu olduğunu, hesabın bulunduğu —- başka şubelerden birbiri ardına ve sık aralıklarla para çekilme işlemlerinde, dekontlara lehtar imzası alınmış görünse de kimlik kontrol ve doğrulamalarının özenli yapılmadığı kanaatinde olduğunu, bir bankanın farklı şubelerinden para çekme talebi olsa dahi, hesabın bulunduğu şubeden — onayı istendiğini,— onaylarını sorgulamaksızın verdiği anlaşıldığını, bu değerlendirmeler ışığında,—- basiretli tüccar gibi davranmayarak para transferlerini gerçekleştirdiği, tazminat talebinin yerinde olmadığı kanaatinde olduklarını, davalı — açısından eksikleri olduğu, paranın gönderildiği ülke, meblağ, müşterisi ile sürekli iş ilişkisi tesisi öncesi kontroller yapılmasında zafiyet gösterdiği kanaatinde olduklarını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafından şirket yetkilisinin mail hesabının hacklendfinans bölümüne —– gönderilen mail sonucu şirket hesabından—–hesabına gönderildiği, gönderilen paranın çekildiği, bu nedenle zarara uğradıkları, işlemin yapılmasında davalı bankanın kusurunun bulunduğu iddiası ile—- tahsilinin istendiği, davalı bankanın ise kusurunun bulunmadığı iddiası ile davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı — yönünden davacı vekilinin — davadan feragat etmesi nedeniyle davalı—-. yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce alınan — tarihli raporda nitelikli hesap ve —-bilirkişisinin ilk gönderimden sonra hızlı şekilde gerçekleştirilen bu para çekmelerinin ikinci havaleye yönelik para çekme hareketleri sırasında artık durum ortaya çıktığından davalı banka açısından kusur olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacının mail adresini ve şifresini korumaması nedeniyle davacının da müterafik kusurunun bulunduğu, tarafların kusur oranlarının —- olduğu görüşü mütalaa edilmiş, bankacı bilirkişinin sunmuş olduğu ayrık raporda ise; bankanın hesap açılışı sırasında pasaport örneğini aldığı, sistemden vergi ve adres çıktısını alarak durumu denetlediği, davacı şirket yetkilisinin mail adresinin ele geçirildiğine ilişkin bir delil bulunmadığı, davalı bankanın sorumluluğunun bulunmadığı şeklinde görüş mütalaa ettiği, mahkememizce alınan —- tarihli bilirkişi heyeti raporunda ise; davacının basiretli tacir gibi davranmayarak para transferlerini gerçekleştirildiği, tazminat taleplerinin yerinde olmadığı görüşünün mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamında davacının mail adresinin hacklendiğine dair dosya kapsamında bir delil bulunmadığı, davalı bankanın hesap açılışında kimlik teyidi için pasaport örneğini aldığı ve sistemden vergi ve adres çıktısı alarak durumu denetlediği, davaya konu havalelerin davacı bankanın vermiş olduğu talimat doğrultusunda yapıldığı, banka tarafından kusurlu bir eylemin bulunmadığı kanaatine ulaşılmış ve davalı banka yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine—– yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine ve davalı —- yönünden açılan davanın reddine . karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davalı —-Yönünden açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davalı —-yönünden açılan davanın REDDİNE,
3-Harçlar yasası gereğince, peşin olarak alınan 170,78 TL ile ıslah harcı olarak alınan 5.661,75 TL’ den alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile fazla alınan ‭5.773,23‬ TL’nin davacı tarafa iadesine,
4-Davalı—- taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı —- yapmış olduğu 50,00 TL posta ve tebligat giderinin davacıdan alınarak davalı— verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
8-Dosyaya yatırılan teminatın kararın kesinleşmesinin üzerinden bir aylık sürenin geçmesinden sonra davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı —–vekilinin vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—–Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
26/10/2021