Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/452 E. 2020/84 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/452
KARAR NO: 2020/84
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2018
KARAR TARİHİ: 30/01/2020
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu—— havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında organik olarak nitelenen ürün alım satım ilişkisi olduğunu, davalının satın aldığı ürün bedellerinin toplamda ——TL bedelli olduğunu, müvekkilinin davalı tarafa çek ve nakit olarak yaptığı ödeme toplamının —–TL olduğunu, ayrıca davalı tarafa —— tarih ve —- sıra nolu irsaliyeli fatura ile KDV dahil —— TL miktarında ürün iadesi yapıldığını, davalı tarafın müvekkiline sattığı malların bedeline mukabil müvekkilim tarafından nakit ve çek ile yapılan ödeme ve mal iadesi ile tenzil olunan miktar hesaplandığında davalıdan icra takip tarihi ——itibarı ile ——- TL alacağı bulunduğunu, iade faturası alacak ve takip sebebi gösterilerek —— tarihinde ——– İcra Müdürlüğünün ————Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borcun ———- TL’lik miktarının kabulü ile bakiye miktara itiraz ettiğini, yetki itirazı üzerine takibe ——– İcra Müdürlüğünün ——– Esas sayılı dosyası ile devam edildiğini, davalı tarafa gönderilen ödeme emrine itiraz üzerine takibin durduğunu, iade olunan malzeme için itirazı kısmi ödeme yaparak iade mal ve faturayı kabul ettiğini, borca itirazın takip sürecini uzatmak ve borçtan kaçma amacına yönelik olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu belirterek ————– İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın icra ödemesi mahsup edildikten sonra kalan —— TL asıl alacak bakiyesi miktar ve işlemiş faiz üzerinden iptali ile takibin devamına, borçlunun takip tarihinde mevcut olan ——–TL alacağın % 20 ‘si oranında icra inkar tazminatını ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu ——- havale tarihli “süresinde sunulmayan cevap dilekçesi hakkında beyanlarımız” konulu dilekçesinde özetle: cevap dilekçesinin süresinde olmadığını, söz konusu —- unvanı ile ———– adlı kişilerin işletme ile ilgili işlem yaptıklarını, irsaliyeli iade faturasının ——- tarafından teslim alındığını, faturanın teslim alınmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını beyan etmişitr.
Davacı vekili ———- tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; celse arasında sunmuş oldukları yazılı beyanlarını aynen tekrarla, davalı tarafın iki kez defter incelemesine karar verilmesine rağmen ve delil olarak dayanmış olmalarına karşın ticari karşı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediğini, icra takibinde faturaya herhangi bir itirazlarının bulunmadığını, cevap dilekçelerinde de dolaylı olarak ikrarlarının bulunduğunu beyan ederek talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu ——- tarihli ve süresinde olmayan davaya cevap ve beyan dilekçemizin sunulması konulu dilekçesinde özetle: davacının dava dilekçesinde belirttiği faturalardan ——- yılı olan faturaların kendisine ait olmadığını, faturaların ——— adına kesildiğini, kendisi ile ilgisinin bulunmadığını, kendi şirketinin unvanının ———- olduğunu, şirketinin ——– tarihinde faaliyete geçildiğini, davacı ile alım satım ilişkisinin olduğunu, ancak —— tarihli fatura ile bir iade süreci yaşandığını, bu fatura ile alınan mallar arasındaki far olan ———- tutarında olduğunu, bu tutarın icra dosyasına yatırıldığını, davacı şirket ile başkaca bir alım satım ilişkisinin bulunmadığını, davacının önce kendisine —— tarihli——— sıra nolu tarihleri değiştirilmiş fakat paraflanmamış bir fatura tebliğ etmişken, aynı zamanda —— tarih ve ——— sıra nolu başka bir fatura daha düzenlediğini, faturaların koçanlarının farklı ve tarihleri üzerinde oynandığını, paraflandığını, faturaların kendilerine tebliğ edilip edilmediğinin belli olmadığını, bu nedenle faiz talebinin yerinde olmadığını, müvekkili tarafından davacı firmaya——— adet organik helva verildiğini, bunun karşılığında ———–TL’lik bir fatura düzenlendiğini, devamında tekrar bir iade faturası düzenlenerek ——- adet iade helva faturası düzenlendiğini, usulsüz düzenlenen ikinci faturanın tebliğ alınmadığını, aradaki iki fatura karşılaştırıldığında ———- adet fazla helva faturası kesildiğini, bu durumun davacının kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu, davacının usulsüz işlem yaptığını, ticari defter incelemesi sonucu durumun görüleceğini beyanla haksız davanın reddi ile % 20 ‘den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ——- tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; takibe konu faturanın kendilerine herhangi bir şekilde tebliğ edilmediğini, ayrıca faturada tahribat da yapıldığını, kendilerine ———-sayılı faturanın tebliğ edildiğini, bu faturanın kendilerince ödendiğini, önceki beyanlarını tekrar ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalı taraftan alındığı iddia olunan ürün bedellerinin ödenmesine karşın bir takım ürünlerin iade edilmesine rağmen fazladan ödenen bedellerin bulunup bulunmadığı, ürün bedellerinin iadesinin gerekip gerekmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen ———- İcra Müdürlüğü’nün ——- Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından —— tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna ——tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilince dosyaya sunulan —- tarihli ——– nolu iade faturası incelendiğinde, —-TL bedelli ve —————adresinde —— adına düzenlendiği ve faturanın teslim alan kısmının —— yazılı ve imzalı olduğu anlaşılmıştır.
— üzerinden alınan nüfus aile kaydına göre,—— ‘ın davalı ———– eşi olduğu anlaşılmıştır.
İsticvap olunan davalı ——– tarihli duruşmadaki isticvap beyanında; ” bana göstermiş olduğunuz —– tarih ve ————TL bedelli faturadaki eksiksiz teslim malın ibaresi altındaki imza bana ya da çalışanlarımdan herhangi birine ya da eşime ait değildir, eşimin imzası bana göstermiş olduğunuz belgedeki imzadan farklıdır, bana göstermiş olduğunuz bu irsaliye fatura tarafımıza tebliğ edilmemiştir, faturada yazılı olan iadeye konu ürünler tarafımıza teslim edilmemiştir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi ——- havale tarihli raporunda özetle; incelenen davacı ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle ———- TL tutarında alacaklı olduğu, alacağın dayanağı ———– tarih ve —- seri nolu ——- TL tutarlı bir adet irsaliyeli faturanın oluşturduğu, irsaliyeli faturanın altında teslim alan olarak ——- isimli şahsın imzasının bulunduğu, bu şahsın davalı ile ilişkisinin dosya kapsamı belgeler ile belirlenemediği, davalı şirketin ——- dönemine ilişkin BA formunun ———— talep edilmesi durumunda daha net bir sonuca ulaşılabileceği, davacı lehine alacağına hükmedilmesi halinde takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2 maddesine göre faiz talep edilebileceği beyan ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
——- tarihli celsede davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş olup, ” davalı vekili —– havale tarihli dilekçesi ile ——–Noterliği’nin ——— yevmiye nolu ihtarnamesi ile ticari defterler istenildiğini, henüz ticari defterlerin temin edilemediğinden incelenmek üzere sunulamayacağını, mali Müşavir ——- müzekkere yazılarak ———- defterlerinin istenilmesini, bu nedenle mazeretlerinin kabulü ile bilirkişi incelemesi ek süre verilmesini…” talep ettiğinden bahisle inceleme yapılamadığına dair tutanak düzenlendiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, faturalar, isticvap, nüfus kaydı, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan ——-TL tutarında alacaklı olduğu, takibe konu ——– TL bedelli fatura davacının ticari defterinde kayıtlı olduğu, davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurmasının, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlı olduğu, davacının, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmadığı, defterler dışında da deliller bildirdiği ve bunları mahkeme huzuruna getirdiği, davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesi (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ——— Tarih,———Esas ve—— -Karar sayılı ilamı) halinde davacının ticari defterlerine itibar olunarak karar verilmesinin mümkün olmadığı, ayrıca alacağın dayanağı faturaya konu malın teslimine ilişkin dosyada herhangi bir belge mevcut olmaması karşısında davacının ticari defterlerinin belgeleme ve kaydın belgeye(evrak-ı müsbiteye) dayanması ilkesi[“belge yoksa kayıtta yoktur” ilkesi]’ne(TTK’nın 64/2. Maddesi ve gerekçesinden) uygun olmaması nedeni ile davacı lehine delil teşkil etmeyeceği, davacı tarafın iade faturasına konu ürünleri teslim ettiğini ispata yarar dosyada başkaca delil bulunmadığı, her ne kadar iade faturasında teslim alan kısmında ——- ismi ve imzası bulunuyor ise de yapılan isticvap duruşmasında davalının faturadaki imzanın kendisine, çalışanlarından birine veya eşine ait olmadığını beyan ettiği, takibe konu faturadaki imzanın davalı tarafa ait olduğunu ispat yükünün davacıda bulunduğu, davacı tarafça iade faturasında adı geçen ——— tanıklığına da dayanılmadığı, bu haliyle davacı tarafın faturada ki imzanın davalı tarafa ait olduğu hususunu ispatlayamadığı, bu nedenle takibin haksız ve yersiz olduğu, buna karşın davacı tarafın takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı şartlarının oluşmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı vekilinin şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 209,92 TL harcın alınması gerekli olan 54,40 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 155,52 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 3.400,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı ‘a verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
7-Talep edilmesi halinde bir sureti dosyaya konulmak kaydıyla——– İcra Müdürlüğü’nün ——— Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/01/2020