Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/448 E. 2020/124 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/448
KARAR NO: 2020/124
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2018
KARAR TARİHİ: 12/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle ; davalı müvekkil şirkette ——– ay çalıştığını, daha sonra müvekkilden bir daire satın almak istediğini beyan ettiğini, adi yazılı olarak daire satış sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye göre müvekkilinin daha önce kat karşılığı ————- tarihli tarafları————– bulunan inşaatı bitmek üzere olan — nolu bağımsız bölümü ———– bedelle davalıya satılması hususunda tarafların anlaştıklarını, müvekkil tarafından dairenin tapusunun davalılara verileceği taahhüt edildiğini ve senetin teminat senedi olarak davalıya teslim edildiğini, ——————– bedelli teminat senedinin davalıya teslim edildiğini, müvekkilin sözleşmeye göre üzerine düşen edimlerini yerine getirdiğini, davalı tarafın kredi çekmediğini ve kalan bakiyenin de müvekkiline ödenmediğini, tapuyu teslim almadığını, başka bir projeden daire verilmesini talep edildiğini,davalının haricen satış sözleşmesine konu taşınmazı kredi faizi yüksek olması sebebiyle devralmaktan vazgeçtiğini, sözleşmenin konusunun değiştiğini, davalı tarafın talep ettiği————— projesinden verilmesini istediği daire için müvekkilinden sözleşme talep etmediğini, çek talep ettiğini, müvekkilinin davalıya teminat olarak —— TL bedelli tacir çeki keşide ettiğini, ancak bu arada toprak sahiplerinin kendi aralarındaki uyuşmazlıklar sebebiyle anlaşamamaları sebebiyle projeye başlanamadığını, davalının başka bir proje için anlaşma yapalım ve orayı bekleyelim şeklinde talepte bulunulduğunu, bunun üzerine —– TL senet ile ——–TL tacir çekini iade etmek hususunde yeniden ön ödemeli —————-müvekkilinin davalı taraf ile başka bir proje için sözleşme yapmak şartıyla senet ve tacir çekini iade etmek hususunda anlaşmak için görüştüklerini, fakat ————- kapandığı için tacir çeki geçersiz olduğundan anlaşmaya gerek kalmadığını, bunun üzerine davalı tarafın müvekkiline ————- kapandı artık tacir çeki geçersiz oldu beklemeye gerek yok ben bunları sana iade edeyim sen bana ruhsatı çıkan başka bir yerden teminat olarak sözleşme yap demesi üzerine ——– yapılacak olan————- daire için tarafların ——Noterliğinin———–altına aldıklarını, Sözleşme konusu dairenin ——————- parselde kayıtlı daire olduğunu, bu sözleşmeye göre davalı tarafından ödenen —– TL peşinatın kabul edildiğini ve müvekkili firmanın her iki sözleşme için toplamda yalnızca———— davalıdan aldığını, tarafların ikinci sözleşmenin yapılması ile birlikte senet ve çekin iade edileceği hususunda anlaşmış olmalarına rağmen davalı tarafın kötü niyetli davranarak senet ve çeki iade etmediğini ve ——- İcra müdürlüğünün ——–esas sayılı takip dosyası ile takibe konu edildiğini, iş bu takibe ve takip konusu senet yönünden , iş bu senet kambiyo vasfı taşımadığından ——– İcra hukuk mahkemesinin ———- esas sayılı dava dosyası ile dava ikame edildiğini, davalı sözleşmesindeki imzaya kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, bunun sonucunda yapılan bilirkişi incelemesinde imzanın davalıya ait olduğunun tespit edildiğini, müvekkili tarafından davalıya verilen —- TL değerindeki çekin ise ———–icra müdürlüğünün ———- esas sayılı dosyasından icra takibine konu edildiğini ve müvekkilinin tüm mal varlığına haciz konulduğunu davalı tarafça haksız olarak müvekkile ait tüm taşınmazlara haciz konulmuş ve satış işlemleri başlatılmış olduğunu, müvekkilinin yanında — ay çalışan birinin toplamda — TL lik bono ve— TL lik çek toplamı olan ———– TL alacaklı olmakının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek, icra takibine konan senet nedeniyle davalıya—— TL borçlu olmadıklarının tespitine ve dava sonuçlanıncaya kadar ————- İcra Müdürlüğünün —–esas sayılı icra takibinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve —– TL lik senet yönünden davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı taraf cevap dilekçesinde; davacı tarafın müteahhitlik işi ile iştigal ettiğini, müvekkili ile daire satımı konusunda anlaştıklarını buna ilişkin daire bedelinin müvekkili tarafından ödenmiş olmasına karşı müteahhitin inşaatları tamamlayamadığını ve daire satışını gerçekleştiremediğini, dava konusu çekin müvekkilin ödemiş olduğu bedellere karşılık müteahhit tarafından düzenlenerek verildiğini, çek bedelinin vadesinde ödenmemiş olması karşısında takip başlatıldığını, takibin itiraz vaki olmaksızın kesinleştiğini, kıymet takdirlerinin alınarak satış aşamasına gelindiğinde davacı tarafça kötü niyetli olarak dava ikame edilmiş olup amacın tahsil sürecini uzatmak tan ibaret olduğunu,davacı tarafça tahsilatı uzatmak amacıyla birçok dosya açılmış olup, dosyada borcun olmadığına ilişkin somut delil sunamadıklarına, davacı tarafın haksız taleplerinin reddi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, —– icra müdürlüğünün —– sayılı takip dosyasında yürütülen takip dayanağı olan ———- bedelli çekin teminat olarak verilip verilmediği, davalı tarafın iddia olunan sözleşmesel edimini ifa edip etmediği , çekin bedelsiz kalıp kalmadığı, dolayısıyla takibe konu çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespitine ilişkin olup İİK nun 72 vd maddelerinde düzenlenen menfi tespit davasıdır.
Davaya konu çekin dayanak yapılarak takip yapılan ———- icra müdürlüğünün ——– esas sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde; dosyamız davalısı … tarafından dosyamız davacısı————- aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapıldığı, takibin kesinleştiği görülmüştür.
Menfi Tespit davasında ispat yükü kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı borçlu davalı alacaklının varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi sadece inkar etmekle yetinmekte ise, yani hukuki ilişkinin hiç doğmadığını ileri sürmekte ise, ispat yükü davalıya düşer.
Menfi tespit davasını açan davacı borçlu , davalı alacaklının varlığını iddia ettiği hukuki ilişkinin hiç doğmadığını iddia etmeyip, bilakis bu ilişkinin doğduğunu bildirerek , başka bir nedenle bu hukuki ilişkinin geçersiz olduğunu veya son bulduğunu ileri sürmekte ise bu iddiayı ispat yükü davacıya düşer. Çünkü, davacı hukuki ilişkinin doğduğunu bildirdiği ve fakat bunun başka bir nedenle yok olduğunu iddia ettiği için MK nun 6.maddesi gereğince bu iddiayı ispat yükü davacıya düşer. Örneğin : Davacı borçlu davalının iddia ettiği hukuki ilişkinin yanılma, aldatma veya korkutma nedeniyle batıl olduğunu ileri sürerse bu iddiayı ispat yükü kendisine düşer. Yine bir senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü davacı borçluya düşer. Somut uyuşmazlıkta da davaya konu takip dosyasına dayanak yapılan bononun teminat senedi olduğunu davacı iddia ettiğinden ve senedin kapsamından da teminat senedi olduğu anlaşılamadığından, senette teminat ibaresi bulunmadığı gibi bu senedin teminat için verildiğine dair başkaca yazılı delil sunulmadığı için ispat yükü somut uyuşmazlıkta davacı borçluya düşmektedir.
Davacı ticari şirket olup, tacir sıfatı ile ticari defterlerini delil olarak bildirdiğinden, ispat yükü kapsamında ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, davacı vekilinin hazır bulunduğu ———– tarihli duruşmada bilirkişi incelemesi için takdir edilen gideri yatırmak üzere kendisine iki hafta süre verildiği, bu süre içerisinde yatırmamış olması nedeniyle yine davacı vekilinin bizzat hazır bulunduğu ——————– tarihli duruşmada bu kez bilirkişi giderini yatırması için iki hafta kesin süre verilerek bu süre içerisinde giderin yatırılmaması halinde bilirkişi incelemesi deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağına ilişkin ihtarın usulüne uygun olarak yerine getirildiği, davacı tarafça giderin yine verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığı açıktır.
HMK’nun 324. maddesi uyarınca “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.’’Ancak toplanması talep edilen her hangi bir delil/ bilirkişi incelemesi konusunda verilen kesin sürenin taraflarda duraksamaya neden olmayacak açıklıkta olmalıdır.————–
Mahkememizin —————- tarihli duruşmasında davacı şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve bilirkişi ücretinin davacı tarafça yatırılması hususunda iki haftalık kesin süre verildiği yatırılmaması nedeniyle ———– tarihli duruşmada da verilen iki haftalık kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmadığı taktirde bilirkişi delilinden vazgeçmiş sayılacağı duruşmada hazır bulunan vekile ihtar edilmiştir.
Dava, kambiyo senedine dayalı haciz yolu ile takibe dayanak yapılan bononun teminat senedi olduğundan bahisle senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, bono üzerinde teminat kaydının yada başka bir yazılı delil ile bononun teminat senedi olduğuna dair bir delil bulunmadığı , bu nedenle davacı şirketin ticari defter kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinin gerekli olduğu, davanın esasına etki edecek mahiyette olan bilirkişi incelemesinden süresi içerisinde delil avansı yatırılmadığından davacı tarafça vazgeçilmiş sayıldığı, bu haliyle ispatlanamayan davanın reddi gerektiği kanaati ile aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yazılı gerekçe ile ;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 54.40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 6.831.00 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 6.776,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan harç ve giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yerolmadığına,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir edilen 36.450.00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak vekille temsil edilen davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı,davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ————— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/02/2020