Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/445 E. 2021/501 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/445 Esas
KARAR NO : 2021/501

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 19/04/2018
KARAR TARİHİ : 29/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …—- davalı ile — tanzim —– sözleşmesi vekili eşi …—tarafından imzalandığını, davacı—-tarafından eşi — —– yevmiye numaralı —– ve—– verilen vekaleti bulunduğunu, — uyarınca davalı şirkete ait ———– davacı … tarafından ——- olarak satılmasını hususunda anlaşma sağlandığını, davacı … tarafından davalı şirkete —- olarak——ödendiğini, bu ödeme davalının —-üzere toplam ——- olarak yapıldığını, davacı tarafından bayilik sözleşmesinde öngörülen tüm yükümlülüklerin yerine getirildiğini, mal alımları yapıldığını, istenen tüm kriterlerin sağlandığını,———- davalı ——- açılışı — tarihini belirlediğini ve ilan ettiğini, davacı da bu tarih için tüm hazırlıklarını tamamladığını, mal alımı için davalı şirkete ödemelerini yaptığını ve —— ödemeye başladığını, ancak davalı tarafından ödemesi alındığı ———- zamanında açılamadığını, —–, davacı … tarafından davalı şirketin 2. Maddede belirtilen ————– ile mal alımı için para gönderildiğini, ancak sözleşmeye —– içinde davalı tarafından gönderilmesi gereken —- hiçbir zaman zamanında gönderilmediğini,—- gelen mallardan,—— —– çeşitli ayıplar———— tarihinin geçtiğinin tespit edilerek bu gibi ürünlerin ayıplı olduğu ve satılmasının mümkün olmayacağının davalıya bildirildiği halde gereğini yapmadığını, akabinde yeni mal alımı için davacı …—- keşide edilen iki adet —— tutarındaki çekin davalı şirkete verildiğini, verilen bu çekler karşılığı ürünlerin tüm taleplere rağmen davacı—- gönderilmediği gibi 09/04/2018 tarihli çekin davalı şirket tarafından bankaya ibraz edilerek—– tarihli ve ——— çekin ise karşılığı davacı—- gönderilmeden —–olup davacının mağdur olacağının ortada olduğu, bu nedenlerle —— nolu çek için icra takibine konu edilmemesi ve özellikle ——— ——– için —- ibrazı halinde ödenmemesi ve işlem yapılmaması amacı ihtiyati tedbir talebinde bulunduklarını, müvekkillerinin—–gereği —– yerine getirdiği halde ticari amacına davalının sözleşmeyi ihlali dolayısı ile kavuşamadığını ve bunun üzerine yaptığı ödemelerin karşılığını alamadığından mağdur olduğunu ve tüm bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle bu davada davacılar —– davacı olamayacaklarını, dava konularının birbirinden farklı farklı —-feshi,— iadesi, ayıplı mal bedeli iadesi, menfi tespit ve vs.) taleplerinin bulunmakta olup davacıların her birinin iddialarının ayrı ayrı dava konusu yapmaları gerektiğini, kaldı ki vekil olarak hareket eden—— böyle bir dava hakkının zaten olmadığını, esas yönünden tamamen ve de husumet yönünden de reddine karar verilmesini, davacının müvekkilinden hiçbir hak ya da alacağının bulunmadığını, hiçbir ayıplı malında söz konusu olmadığını, davacı yönünden fesih ve haklı fesih hakkı ve sebepleri olmadığı gibi tam tersine çeklerini yazdıran ve sözleşmeye aykırı davranan davacının suçlu ve kusurlu olduğu müvekkil firmaya —— cezai şart tazminatı ödemesi gerektiğini,— gereğince bayilik bedelinin iadesinin mümkün olmadığı gibi taraflar arasında ihtilaf halinde müvekkil şirket kayıtlarının esas alınacağına dair delil sözleşmesinin olduğunu, ilgili çekler yazıldığı için davacıya ürün gönderilmesinin zaten söz konusu olamayacağını, yazılan çeklerin müvekkilden hiçbir zaman talep edilmesine, istenmediğini, alınmadığını, talep edilmeden temerrüt şartı oluşmadan doğrudan doğruya zaten böyle bir dava açılamayacağını, davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki—— bedelinin iadesi, —— bedelinin iadesi ve sözleşme kapsamında davalıya verilen —- bedelli çeklerin bedelsiz kaldığından bahisle borçlu olmadığının tespitine ilişkin alacak ve menfi tespit davasıdır.
Davacı …—– eşi olduğu anlaşılan .—— yevmiye nolu vekaletname düzenlendiği görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan——- sözleşmesinin incelenmesinde, tarafların davacı ile davalı olduğu, davacı ——sözleşmenin davacı … tarafından verilen vekaletnameye istinaden diğer davacı … tarafından imzalandığı, bayilik bedelinin —- olduğu, bayilik süresinin 5 yıl olduğu, sözleşmede davalı tarafından gönderilen ürünlerin iade edilmesinin davalının onayı ile gerçekleşeceği, bayinin — içerisinden arızalı , ayıplı ürün çıktığı takdirde ürünü — birlikte eksiksiz olarak davalıya iade etme hakkına sahip olduğu, bayinin çeklerini zamanında göndermemesi ve vermiş olduğu çeklerden birinin karşılıksız çıkması durumunda sözleşmenin derhal fesh edileceği, sözleşme her ne nedenle olursa olsun fesh edildiğinde davalının onayı olmadan malların iade edilemeyeceği, davacı—herhangi bir nedenden dolayı tek taraflı olarak değil ancak davalının onayı ile bırakabileceği, ancak davalının onayı ile dahi olsa bayiliği bıraktığı takdirde bayilik bedeli olarak alınan —– geri ödenmeyeceğinin hüküm altına alındığının kararlaştırılmış olduğu görülmüştür.
Davacılar tarafından davalıya bayilik bedeli olarak — ödendiği hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Yine davacı tarafından davalıya keşidecisi … olan—- bedelli çek verildiği hususunda ihtilaf olmayıp , davalı işbu çeklerin davacılar tarafından kendisine verildiğini ve çeklerin bankaya ibraz edildiğini ve karşılıksız çıktığını ve halen çeklerin kendi uhdesinde olduğunu, duruşmadaki beyanları ve dilekçeleri ile kabul etmiş durumdadır.
Davacı vekili davacıdan sözleşmenin feshi ile bayilik bedeli olarak ödenen 25.000,00 TL + KDV = 29.500,00 TL yi davalıya ödediğini bildirdiğini beyan ettiği, ayıplı mallara karşılık 5.500,00 TL alacağı ve davalıya teslim ettiği 2 adet toplam bedeli 30.000,00 TL olan çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir.
Mahkememizce 2 adet dava konusu çeklerin ödenip ödenmediği hususunda —–müzekkere yazılmış olup, dava konusu çeklerin karşılıksız olduğu yönünde cevap verilmiştir.
Mahkememizce tarafların tüm delilleri celp olunmuş ve davacının adresinin ——— talimat yolu ile davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu bila tarihli raporunda özetle; davacıya ait ticari defterlerin yapılan incelemesinde davalı tarafından davacı adına — fatura düzenlendiği, davacı tarafından ise davalı adına düzenlenen bir fatura bulunmadığı, davacının işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu için yapmış olduğu ödemelerin defter kayıtlarında yer almadığı, bu nedenle defter kayıtları üzerindeki ödemelere ilişkin yapılan tespitte davacı tarafından—— tutarlı çekin ödendiği, dava konusu 23/04/2018 keşide tarihli ve 09/04/2019 keşide tarihli çeklerin ödenmediği, dosyadaki mevcut ödeme belgeleri dikkate alındığında davalı tarafından 149.741,77 TL tutarlı faturalar karşılığında davacının 50.000,00 TL ödeme yaptığı, davacının davalıya 99.741,77 TL borçlu olduğu yönünde rapor düzenlenmiştir.
Davacı vekili rapora itirazı sonrası davacı tarafından yapılan ödemelere ilişkin ödeme dekontlarının sunulması sonrası ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, talimat mahkemesince düzenlenen bila tarihli ek raporda özetle; dosyaya sunulan ödeme belgeleri sonrası davacı tarafından davalıya 150.000,00 TL ödeme yapıldığı, çek olarak ise 30.000,00 TL verildiği, çeklerin karşılığı çıkmaması nedeniyle banka tarafından davalıya 3.200,00 TL ödeme yapıldığı sonuç olarak davacının davalıdan 3.458,23 TL alacağı olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş olup, rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Bilirkişi raporunda her ne kadar davacı tarafından yapılan ödemeler dikkate alınarak hesaplama yapılmış ise de davacı talebinin bilirkişi raporunda tespit edilen hususlara ilişkin olmadığı, raporda belirtilen 3.458,23 TL alacağın dava konusu yapılmadığı anlaşılmış olmakla bilirkişi raporu hükme esas alınmamıştır.
Mahkememizce davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması yönünden ara karar oluşturulmuş olup, inceleme günü davalı ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmiş olmasına rağmen davacı tarafça bilirkişi ücreti yatırılmadığından inceleme yapılmadığına ilişkin tutanak tutulmuştur.
Davacı vekili bilirkişi ücretinin yatırılması için verilen sürenin kesin olmadığını ve ücreti yatırmak için kesin süre verilmesini talep etmiş, mahkememizce verilen kesin süreye rağmen davacı tarafça bilirkişi ücreti yatırılmadığından ikinci kez inceleme yapılmadığına dair tutanak tutulmuş, davacı vekilinin üçüncü kez ücreti yatırmak için talepte bulunmuş ise de mahkememizce kesin süre verildiğinden inceleme talebi reddedilmiştir.
Dava konusu davalıya iade edildiği bildirilen 5.500,00 TL tutarındaki ayıplı ürünlerin davacı tarafından davalıya iadesine ilişkin davacı tarafından düzenlenen bir iade faturası olmadığı gibi davalıya teslim edildiğine ilişkin bir teslim belgesi de olmadığından davacı vekiline ayıplı ürünlerin davalıya teslim edilip edilmediğine ilişkin yemin deliline başvurup başvurmadığı sorulmuş, davacı vekilinin yemin deliline başvurması üzerine davalı —- ayıplı ürünlerin teslim hususunda yemin yaptırılmış olup, şirket —– beyanında “davacılar .—-.. tarafından ayıplı olduğu iddiası ile şirket yetkilisi olarak bana veya şirket çalışanlarımıza herhangi bir ayıplı ürün iade edilmemiştir, bizim şirketimiz 100 TL lik bir ürün iade edilmiş olsa bile karşılığında bedeli veya yerine başka bir mal verilir. ” şeklinde yemin etmiştir.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre,—— kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller,—ödeme dekontları, çek fotokopileri, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı … ile davalı … arasında davalıya ait ürünlerin satışı—- sözleşmesi imzalandığı, bayilik sözleşmesinin davacı … tarafından diğer davacı eşi olduğu anlaşılan ..—- verilen vekaletname uyarınca … tarafından ..—- vekaleten imzalandığı, bayilik sözleşmesinde —-bedeli tutarının belirlendiği ve sözleşmede bayinin bayiliği herhangi bir nedenden dolayı tek taraflı olarak değil ancak davalının onayı ile bırakabileceği, davalı bayinin onayı ile dahi olsa bayiliği bıraktığı takdirde bayilik bedeli olarak ödenen—– geri ödenmeyeceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin imzalandığı tarihte her iki tarafın da tacir olduğu ve 4 sayfadan ibaret sözleşmenin müzakere edilmeden imzalandığı veya genel işlem koşuluna aykırı hükümlerin olduğu yönünde bir iddianın da bulunmadığı, tacir olan davacının sözleşmeyi imzalarken işbu —– edilmeyeceğine ilişkin sözleşme maddesini okumadan imzaladığının kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olduğu, dolayısıyla davacının imzalamış olduğu sözleşme hükümleri uyarınca bayilik bedelinin iadesini talep edemeyeceği, ayrıca davacı 5.500,00 TL tutarındaki ürünlerin ayıplı olduğu iddiası ile davalıya teslim edildiğini ve bedelini talep etmiş ise de ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin davalıya teslim edildiğine ilişkin herhangi bir iade faturası düzenlenmediği gibi davalıya teslim edildiğine ilişkin bir teslim belgesi de bulunmadığı, kaldı ki davalı şirket yetkilisinin de kesin delil niteliğinde olan yemin delili doğrultusunda ayıplı ürünleri teslim almadığına ilişkin yemin ettiği, ——— bayilik sözleşmesini diğer davacı … — vekaleten imzaladığı, sözleşmenin tarafı olmadığı anlaşılmakla işbu davada — husumetinin sözleşme bedelinin iadesi ve ayıplı mal bedelinin iadesi yönündeki talepler için bulunmadığı, dava konusu 15.000,00 ‘ er TL bedelli iki adet çek yönünden açılan menfi tespit davası yönünden ise .— çeklerin keşidecisi olduğu ve … tarafından ciro edilmek suretiyle davalı şirkete verildiği, davalı şirketin işbu çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle çek bedeli kadar mal ve hizmeti davacıya teslim etmediğini kabul etmiş olmakla birlikte çeklerin de kendi uhdesinde olduğunu henüz davacılara teslim etmediğini ikrar etmiş olduğu, her ne kadar işbu çekler karşılıksız çıkmış ve icra takibine konu edilmemiş ise de bu çekler karşılığından davalı tarafından davacıya mal ve hizmet verilmediği sabit olmakla çeklerin bedelsiz kaldığı, keşideci ..— çeki cirolayan diğer davacı ..—işbu çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini istemekte hukuki yararının bulunduğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın … — açılan 29.500,00 TL bayilik bedeli ve 5,500,00 TL ayıplı mal bedelinin davalıdan tahsili için açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacı … tarafından açılan 29.500,00 TL bayilik bedeli ve 5,500,00 TL ayıplı mal bedelinin davalıdan tahsili için açılan davanın ise reddine, menfi tespit davası yönünden ise her iki davacı yönünden kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-.—– bayilik bedeli ve 5.500 TL ayıplı mal bedelinin davalıdan tahsili için açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Davacı ..—–açılan 29.500,00 TL bayilik bedeli ve 5.500,00 TL ayıplı mal bedelinin davalıdan tahsili için açılan davanın reddine,
Menfi Tespit davası yönünden;
3-Davanın kabulü ile, davacıların muhattabı—— şubesi olan — bedelli, keşidecisi .—— çek nolu çek yönünden davalıya borçlu olmadıklarının tespitine,
4-Muhattabı—–şubesi olan —- — bedelli, keşidecesi ..—-yönünden davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine,
5-Başlangıçta peşin olarak alınan 1.110,04 TL harcın başvuru harcı 35,90 TL ile birlikte, alınması gerekli olan 2.049,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 903,36 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
6- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 259,95 TL, bilirkişi ücreti 600,00 TL, olmak üzere toplam 859,95 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 39,69 TL yargılama masrafından, davalı tarafından yargılama sırasında yapılan posta ve tebligat gider 64,00 TL, olmak üzere toplam 64,00 TL’den, kabul-ret oranına göre davacıya isabet eden 3,44 TL’nin mahsubu ile kalan 36,24 TL’ye peşin harç 1.110,04 TL, başvuru harcı 35,90 TL ile birlikte, eklenerek sonuç olarak 1.182,18 TL’nin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 46,30 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına, davalının yapmış olduğu yargılama masrafından kalan 2,95 TL’nin davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-… —– açılan bayilik bedeli ve ayıplı mal bedelinin davalıdan tahsili için açılan davada husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiğinden ve davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca 4.080 TL avukatlık ücretinin davacı …— alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı … tarafından açılan—- ayıplı mal bedelinin davalıdan tahsili için açılan davanın reddine karar verildiğinden ve davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —- avukatlık ücretinin davacı ..— alınarak davalıya verilmesine,
9-Menfi tespit davası yönünden davacılar kendini vekil ile temsil ettirdiğinden —- uyarınca 4.500,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
10-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya; artan delil avansının davalıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.