Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/443 E. 2019/693 K. 08.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/443
KARAR NO : 2019/693
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ: 19/04/2018
KARAR TARİHİ: 08/07/2019
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dilekçesinde özetle ; müvekkillerinin davalı şirketin % 50 hissedarı olduğunu, diğer % 50 hissenin ise … ve …’nun yönetim kurulu başkanı olduğu————–ait olduğunu , müvekkillerinin ortağı olduğu davalı şirketin ————- ile imzalamış olduğu sözleşmeye istinaden ———— adresindeki———— sicil nolu işyerinde katı atık düzenli depolama sahasında oluşan metan gazından/biyogazdan elektrik enerjisi üretim işini yerine getirmekte olduğunu, davalı şirketin ———- ilan tarihli ———– tarihli Olağanüstü Genel Kurul kararı ile müvekkili … ve …’nun münferit imzalarıyla şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındıklarını ve müvekkili … adına imza sirküleri çıkarıldığını, davalı … ve ———– temsilen …’nun eşi yönetim kurulundaki çoğunlukları fırsat bilerek, hiçbir haklı ve makul gerekçe yok iken iyiniyet kuralına ve ortaklık ruhuna aykırı şekilde Yönetim Kurulu kararı ile müvekkiline ait imza sirkülerlerinin iptaline, …’nun münferiden her konuda en geniş şekilde şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınmasına karar verildiğini, müvekkilinin bu tarihten sonra şirket yönetiminden tamamen uzaklaştırıldığını ve hiçbir işlemle ilgili onayının alınmadığını, müvekkili ve davalı şirkete zarar verecek pekçok işlem tesis edildiğini, yönetim kurulunun görev süresinin —— tarihinde sona erdiğini ve——- tarihinde gerçekleştirilen olağan genel kurul toplantısında yeterli karar nisabı oluşmadığından yönetim kurulunun seçilemediğini, yönetim kurulu seçilmesi gündemiyle genel kurulun toplantıya çağrılmasının talep edildiğini bu talep üzerine gerçekleştirilen———— tarihli olağanüstü genel kurulda da yönetim kurulu seçilemediğini, davalı şirketten gelen tüm gelirler üzerinde görev süresi biten yönetim kurulu tarafından keyfi olarak tasarrufta bulunulmaya başlandığını, şirketi de yönetmeye devam ettiğini belirterek, öncelikle TTK 530/2 maddesi gereğince şirkete yönetim ve temsil kayyımı atanmasına karar verilmesini ayrıca gerçekleştirilecek tahkikat neticesinde de şirketin feshi ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacıların taleplerine dayanak olarak ileri sürdükleri hususların TTK 530’da belirtilen şartlarla örtüşmeyen haksız iddialar olduğunu, şirketin feshini talep ederek tamamen kendi çıkarlarına yönelik, tek taraflı ve kötüniyetli hareket ettiklerini, davacıların tüm iddialarının gerçek dışı olduğunu, imza sirkülerinin hukuka uygun olarak çıkarılmış geçerli bir sirküler olduğunu, bu sirkülere dayanılarak şirket adına yapılan hukuka aykırı bir işlemde bulunmadığını , şirkette organ eksikliğinin sözkonusu olmadığını ve kayyım tayin edilmesini ve şirketin fesih ve tasfiyesini gerektiren haklı bir gerekçe de bulunmadığını belirterek davacının tedbir taleplerinin ve haksız davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davalı şirkete kayyım atanması ile şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Tarafların yazılı ve sözlü beyanları alınmış, delil listelerinde gösterilen delilleri toplanmıştır.
Mahkememizce 13.07.2018 tarihli ara karar ile davalı şirkete iş bu dava sonuçlanıncaya kadar geçerli olmak üzere hem yönetim organının yerine geçmek ve yönetimi yapmak hemde bu davada temsil etmek üzere mali müşavir …’nun tedbiren yönetim ve temsil kayyımı olarak atanmasına karar verilmiş ve göreve başlamıştır.
12.09.2018 günlü ilk oturumda davacılar vekili ile müdahale talep edenler vekili söz alarak şirketi oluşturan ortaklar arasında sulh olma yönünde görüşmeler olduğunu, bu nedenle yapılan sulh görüşmelerinin sonucunun beklenmesini talep etmişler ve mahkemece de bu konuda taraflara sulh olmak üzere süre verilmiştir.
Tarafların sulh görüşmelerinin devam ettiğini bildirmeleri üzerine kendilerine aradaki celselerde de yeniden süre verilmiş ve davacılar vekili, davalı şirket yönetim ve temsil kayyımı ile müdahale talep edenler vekili ayrı ayrı uyap üzerinden sundukları dilekçeler ile davacıların HMK 123. Madde hükmü uyarınca davanın geri alınması talebinde bulunduğunu belirterek, davalı tarafında buna muvafakat ettiğini , ayrıca kayyım tarafından da davanın geri alınması beyanının kabul edildiğini belirtmişler ve mahkememiz kalemine müracaat ederek celse açılarak bu hususta karar verilmesini talep etmişlerdir.
Tarafların bu talepleri doğrultusunda 08.07.2019 günü celse açılmıştır.
Davacılar vekili duruşmadaki beyanında : dilekçesini aynen tekrar ettiğini belirterek, herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını, 6100 sayılı HMK nun 123. Maddesi uyarınca davayı geri aldıklarını ve talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir. Vekaletnamesinin incelenmesinde davanın geri alınmasına ilişkin yetkisinin bulunduğu anlaşılmış ve davacılar vekili bu beyanını imzasıyla onaylamıştır.
Davalı şirketin yönetici ve temsil kayyımı …’da duruşmadaki imzalı beyanında , davacının HMK 123 maddesi gereğince davasını geri almasına muvafakat ettiklerini ve davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini belirtmiştir.
Müdahale talep edenler vekili de dilekçesindeki beyanını tekrarla, davacının davasını geri alması beyanını kabul ettiklerini ve yargılama gideri ile vekalet ücreti talepleri bulunmadığını bildirmiştir.
Taraf vekillerinin gerek dilekçelerindeki gerekse duruşmadaki imzalı beyanları doğrultusunda, incelenecek ve araştırılacak başkaca bir işlem kalmadığı anlaşılmakla, HMK nun 123. Maddesi uyarınca davalı tarafça açıkça muvafakat edildiğinden davanın geri alınması nedeniyle DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA ilişkin aşağıda yazılı şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ,
1-HMK 123. maddesi uyarınca davalı tarafça açıkça muvafakat edildiğinden davanın geri alınması nedeniyle DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 44.40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35.90 TL harcın mahsubu ile eksik alınan 8.50 TL harcın davacıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Tarafların beyanları uyarınca yapılan yargılama giderlerinin tarafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yerolmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacılar vekili –… ile davalı şirket yönetici kayyımı … ve müdahale talep edenler vekili——– yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08.07.2019