Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/442 E. 2019/498 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/442
KARAR NO : 2019/498

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2018
KARAR TARİHİ : 16/05/2019

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 19/04/2018 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile Davalı/Borçlu şirket arasında ———- tasarım ve projelendirme çalışmaları hususunda anlaşma sağlandığını, taraflar arasında 23.08.2017 tarihinde “——-” imzalandığını, müvekkil şirketin sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini, projeyi tamamlayıp sorunsuz bir şekilde davalıya teslim ettiğini, müvekkil şirket ile davalı arasında yapılan sözleşmenin 6. maddesine göre ödeme planında; ön ödemenin 15.000,00 TL+KDV, ara ödemenin 30.000,00 TL+KDV ve bakiye ödemenin 10.000,00 TL+KDV şeklinde yapılacağının kararlaştırıldığını, davalı şirket tarafından müvekkile, ön ödeme, ara ödeme ve bakiye ödemesi olarak 55.000,00 TL ödemenin yapıldığını, ancak 9.900,00 TL KDV’ nin ödenmediğini, davalı şirketle muhtelif tarihlerde yapılan şifahi görüşmelere rağmen ödemenin süreyi uzatmak amacıyla yapılmadığını, müvekkil şirketin alacağını tahsil amacıyla İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6807 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, davalı şirketin takibe kanuni suresi içinde itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının itirazının müvekkilin alacağına kavuşmasını engellemek ve süreyi uzatmak mahiyetinde olduğunu, davalı şirketin müvekkil şirketçe yapılan işe ilişkin kesilen faturaya ait bakiye tutarı ödemediğinin açık olduğunu, ticari defterler ve kayıtlar ile cari hesap dökümlerinin incelenmesi neticesinde durumun tevsik edileceğini iddia ederek, davalı Şirketin vaki itirazının iptali ile takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle davalı şirket aleyhine %20 icra inkârtazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 16/05/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 01/06/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: müvekkil davalı şirketin davacı şirkete hiçbir borcunun bulunmadığını, davacı yanın haksız ve kötü niyetli olarak davaya konu faturaların yer aldığı takibi başlattığını, haklı itirazlarının üzerine takibin durdurulduğunu, davacının açmış olduğu davaya konu icra takibinde belirtilen faturalara dayalı ve başkaca hususlarda müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı vekili karar celsesine katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde taraflar arasındaki eser sözleşmesi uyarınca davacının hakedişine ilişkin olarak hakediş bedelinin KDV’sinin davalı tarafça ödenip ödenmediği, davalının KDV’ den sorumlu olup olmadığı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1,2. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu ——-. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6807 Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 13/03/2018 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 22/03/2018 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan 18-23/08/2017 tarihli Protokol Başlıklı Sözleşme incelendiğinde, taraflarının İşveren ———, yüklenici ———–. sözleşme konusunun ——– adresinde bulunan —binasının, iç mimarı konsept tasarım ve projelendirme çalışma işine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilince dosyaya sunulan 27/10/2017 tarih ve —- nolu fatura incelendiğinde, davalıya yönelik olarak 64.000,00 TL bedelli düzenlendiği ve açık fatura niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi 19/11/2018 Havale tarihli raporunda özetle; davacı şirketin ticari defterlerindeki kayıtları ve dayanağı belgeler üzerindeyapılan incelemeler neticesinde yapılan tespitlere göre taraflar arasında akdedilen sözleşme ile sözleşme kapsamındaki iş için 55.000,00 TL + % 18 KDV 9.900,00 TL olmak üzere 64.900,00 TL bedel üzerinden anlaşmış olduklarını, davacı şirkete düzenlenen faturaya karşılık davalı şirketçe işin başlamasından önce gerçekleştirilen avans ve işin devamı ile işin bitiminden sonra yapılan banka ödemelerinin toplam tutarının sunulu delillere göre 55.000,00 TL olduğunu, davacı şirketin sözleşme kapsamında ifa ettiği hizmetlere ilişkin olarak davalı şirket adına düzenlemiş olduğu faturadan kaynaklı 9.900,00 TL bakiye alacağının bulunduğunu beyan ve rapor etmiştir. Bilirkişi raporu usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesine karar verildiği, inceleme gün ve saatinin davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, inceleme gün ve saatinde davalı tarafça defter ve kayıt sunulmadığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir(TBK m. 470).
İşsahibinin bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur. Eserin parça parça teslim edilmesi kararlaştırılmış ve bedel parçalara göre belirlenmişse, her parçanın bedeli onun teslimi anında muaccel olur. (TBK m. 479)
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, sözleşme, BA formu, fatura, bilirkişi raporu, icra dosyası, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, taraflar arasındaki sözleşme ile iş bedelinin 55.000,00 TL + KDV olarak götürü bedelli eser sözleşmesi akdedildiği(TBK m. 480/1), sözleşme bedelinin KDV dahil 64.900,00 TL olduğu, davalı tarafça 55.000,00 TL ödemenin yapıldığı, ayrıca davacının sözleşme konusu işe ilişkin faturasının KDV hariç 55.000,00 TL olarak Vergi Dairesi’ne bildiriminin yapıldığı, davalının ödemesi tenzil edildiğinde davacının, sözleşme konusu işin % 18 KDV ‘sine tekabül eden 9.900,00 TL bakiye hakediş alacağının bulunduğu, davalının B/A bildirimlerine göre davacının takibe konu faturalarının davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, bu halde davalının B/A formlarının aksini ispatlaması gerektiği(Yargıtay —-Hukuk Dairesi’nin 25/09/2014 Tarih, 2013/17556 Esas ve 2014/14166 Karar sayılı ilamı), bu yönde de bir ispat bulunmadığından davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, davacının takip talebinde yasal faiz talep etmiş olması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz(3095 sy. m. 2/1) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si olan 1.980,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Başlangıçta peşin olarak alınan 119,57 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 49,50 TL’nin alınması gerekli olan 676,27 TL harçtan mahsubu ile bakiye 507,20 TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 119,57 TL, posta ve tebligat gideri 89,35 TL, bilirkişi ücreti 500,00 TL olmak üzere toplam 708,92 TL yargılama masrafının davalı ‘dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça tebligat gideri olarak yapılan 28,00 TL yargılama masraflarının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —-uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; artan delil avansının davalı ‘a iadesine,
9-Karar kesinleştiğinde İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü’nün 2018/6807 Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.