Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/402 E. 2019/264 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/412
KARAR NO : 2019/235

DAVA : Eser Sözleşmesi
DAVA TARİHİ : 11/04/2018
KARAR TARİHİ : 12/03/2019

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 11/04/2018 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile ——————- kapsamında 2 adet çürütücü tank yapımı ve —————— İnşaatı kapsamında yapılacak olan 2 adet çürütücü tank yapımı inşaası için davalı şirket ile 02/02/2017 tarihli taşeron sözleşmesi imzalandığını, ————-. Kapsamında yapılacak iki adet çürütücü tank yapım işinin 02/02/2017 tarihli taşeron sözleşmesi şartlarına uygun olarak müvekkili firma tarafından üstlenilen sorumluluklar kapsamında özel ve genel teknik şartnamelere uygun olarak yerine getirildiğini, ancak davalı şirket tarafından 29.2 nolu tankta yapılan sızdırzazlık testlerinin olumsuz sonuçlandığını, su sızdırma probleminin nereden kaynaklandığının tespit edilemediğini içeren Kadıköy ——-. Noterliği’nin 07/09/2017 tarih ve ———– yevmiye nolu ihtarnamesi ile müvekkili işletmeye gönderildiğini, müvekkili şirket tarafından Ankara —–. Noterliği’nin 19/09/2017 tarih ve —— yevmiye nolu cevabı ihtarnamesi ile sızdırma probleminde müvekkiline isnat edilebilir bir kusurun bulunmadığı, sorunun beton kalitesinin düşük olması, su sızdırmayı önleyici beton yapımında kullanılan kimyasalların beton imal edilirken düşük oranda ya da hiç kullanılmamasından kaynaklandığıinceleme ve rapor aldırmanın yükleniciye (davalı) ait olduğu ve hak edişlerinin ödenmemesinin kişilerin kusurlarının müvekkili işletmeye yansıtıldığı düşüncesi ile bildirildiğini, müvekkili şirketin herhangi bir kusurunun bulunmamasına karşın 26/09/2017 tarihli 4 nlu hak edişe ait 42.361,60 TL tutarındaki faturanın ödenmediğini, ———————– inşaatı kapsamında yapılacak olan iki adet çürütücü tank yapında kullanılan malzemelerin davalının uhdesinde olduğunu, çürütme tankı kubbesi su ile dolu olduğunu, söz konusu malzemelerin alınabilmesi için —————– tarafından yapılan başvuru neticesinde kubbenin su ile dolu olduğu bu nedenle malzemelerin alınamayacağı ve suyun bir kaç ayda boşaltılacağının bildirildiğini, akabinde şirket yetkilisi——- tarafından polis merkezine 04/11/2017 tarihinde mala zarar verme – güveni kötüye kullanma suçlarından şikayette bulunulduğunu, su dolu çürütücü tank içerisinde kalan malların kullanılamaz hale geldiğini, müvekkili şirketin malzemeler yönünden maddi zarara uğradığını, ———— kapsamında iki adet çürütücü tank yapımı işi kapsamında su sızdırmazlık testi aşamasında sözleşmeye ek davalı tarafından gönderilen e-posta ile müşavirlik onayıyla sorunun enjeksiyon yöntemiyle çözülmesinin talep edildiğini, müvekkili şirket tarafından enjeksiyon masrafı yapıldığını, yapılan masrafların ödenmesine ilişkin taleplerin karşılanmadığını, Ankara ——. Noterliği’nin 13/09/2017 tarih ve —–yevmiye nolu ihtarnamesi ile kalan bakiye alacak ve sözleşme dışında müşavirlik onayıyla yapına enjeksiyon işlerine ilişkin masrafın ödenmesinin talep edildiğini, davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketin 74.850,52 TL harcama yaptığını, müvekkili firmanın —————– ekli bulunan cari hesap ekstresine göre sözleşmelere konu edilen işlerin inşaasından kaynaklı 470.361,60 TL hakedişinin mevcut olduğunu, alacak miktarından 428.654,25 TL’sinin davalı tarafından onaylandığını, hak edişlere dayalı itirazın iptali davasının mevcut olduğunu, müvekkili—— onaylanmayan 4 nolu hak edişten dolayı 42.361,60 TL hak ediş alacağı ile —————– İşi için 74.850,52 TL sözleşme dışı enjeksiyon işlerinden dolayı 117.212,12 TL alacaklarının bulunduğunu beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik dava tarihinden işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte bu miktarın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 14/03/2509 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: davalı şirketin ticari işlerini yürüttüğü yerin ————- olması sebebiyle davaya bakmakla mahkemenin görevli olduğunu, işin ayıplı bulunduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, işin tam ve zamanında eksiksiz olarak teslim edildiğini, hakediş raporlarının davalı şirketçe onaylandığını, davalının taleplerinin davanın itirazın iptali davası olması sebebiyle dayanaktan yoksun olduğunu beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 20/07/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: sözleşmeden kaynaklanan ihtilafları halinde —————— Mahkemeleri ile icra mercilerinin yetkili olduğunun kabul edilidğini, mahkemenin yetkili olmadığını, sözleşmede yetkili kılınan mahkemelerin Çağlayan Mahkemeleri olduğu konusunun tartışmasız olduğunu, davacının yaptığı her ik işte de ayıpların bulunduğunu, ayıp bildiriminde bulunulmasına rağmen giderilmediğini, ————- işindeki çürütücü tanklarda sızdırma olduğunu, -sızdırmazlığı sağlamakla davacı tarafın yükümlü olduğunu, ——————— kapsamındaki işin ise eksiksiz ve tam olarak ifa edilmediğini, davacı tarafın sözleşme kapsamındaki taahhüdünde bulunan 19a numaralı tankın kubbe kısmını ve hem 19a hem de 19b ‘nin üst betonarme kısımlarını tamamlamadığını, bu işlerin tamamlanmayarak sahanın terkedildiğini, davacının işin tesliminde geciktiğini, gecikme cezalarının hesaplanmasının gerektiğini, kesin hak edişin yapılmadığını, davaya konu alacağın varlığının kanıtlanamadığını, taraflar arasındaki hak ve alacak ilişkisinin tespit edecek şekilde kesin hak edişin yapılmasının gerektiğini, davacının alacağının bulunmadığını, davalının taahhütlerine aykırı davrandığını, müvekkili tarafından yapılan kesin hakedişe bakıldığında davalının borçlu olacağının görüleceğini, davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını beyanla öncelikle yetkisizlik nedeniyle davanın reddine, olmadığı takdirde taraflar arasındaki borç – alacak ilişkisini tespit edecek nitelikte kesin hak ediş yapmasına ve netice itibariyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 07/02/2018 havale tarihli ikinci (2.) cevap dilekçesinde özetle: yetki itirazını yinelediklerini, cevap dilekçesini tekrar ettiklerini, müvekkilinin alacaklı olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Dosyaya sunulan 21/04/2017 tarihli Taşeron Sözleşme incelendiğinde, taraflarının ————————–. Olduğu, sözleşme konusunun ———————————— kapsamında yapılacak iki adet çürütücü tank yapımı işine ait olduğu, sözleşmenin 20 nolu ihtilafların halli başlıklı bölümünde—————Mahkeme ve icra dairelerinin yetkili kılındığı anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan 02/02/2017 tarihli Taşeron Sözleşme incelendiğinde, taraflarının ——————————-. İle ————–olduğu, sözleşme konusunun ———————-inşaatı kapsamında yapılacak iki adet çürütücü tank yapımı işine ait olduğu, sözleşmenin 20 nolu ihtilafların halli başlıklı bölümünde İstanbul ve/veya Kocaeli Mahkeme ve icra dairelerinin yetkili kılındığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır(HMK m.17).
Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir(TTK m.12/1). Ayrıca ticaret şirketleri de tacir sayılırlar(TTK m.16/1).
Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir(TTK m.11 ).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, sözleşmeler, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; tarafların tacir oldukları, 6100 sayılı HMK’nın yürürlük tarihinden sonra 02/02/2017 ve 21/04/2017 tarihinde yapılan Taşeron Sözleşmelerinin 20’nci maddesinde sözleşmeden kaynaklı ihtilaflarda çözüm yerinin İstanbul ve/veya Kocaeli Mahkemeleri olarak belirlendiği, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin; tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konulara veya kesin yetki hâllerine ilişkin olmayıp, belirli olduğu ayrıca yetkili kılınan mahkemenin açıkça gösterildiği(HMK m.18), sözleşmede belirlenen mahkeme kesin yetkili olmamakla beraber davalının cevap süresi içerisinde yetki itirazında bulunarak uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu beyan ettiği(HMK m.19/2), bu halde genel yetki(m.6) ve diğer yetki kurallarının uygulanma imkanı kalmadığı, davalının yetki itirazının süresinde ve usulüne uygun olduğu, davalının sözleşmedeki yetki şartına dayalı itirazı ile birlikte Mahkememizin yetkisinin sona erdiği, yetkili mahkemenini sözleşme ile belirlenen İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama harç ve giderleri yetkili mahkemede değerlendirilmek üzere Mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, bu nedenle davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın yetkili İstanbul (Çağlayan) Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine yetkili mahkemece hükmedilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.