Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/395 E. 2019/963 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1116 Esas
KARAR NO : 2019/960

DAVA : İtirazın İptali (Ticari İş Tellallığı Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2018
KARAR TARİHİ : 15/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İş Tellallığı Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ve davalı şirket arasında —– devri için 40.000,00 TL üzerinden anlaşıldığını, davacının lehine İstanbul Anadolu ——-. İcra Müdürlüğü’nün —- esas sayılı dosyası ile ——— hisse devri gerçekleşmiş olduğunu yapılan sözleşme gereğince, hisse ortaklarından—— vekalet verilerekten hisse devri gerçekleştiğini, bu paranın tahsili için ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı şirket ile davacı şirket arasında 10/05/2018 tarihli sözleşme ile 12 aylık sözleşme üzerinden aylık 10.400,00 TL+KDV olmak koşulu ile bir sözleşme akdedildiğini, 16/08/2018 tarih ve——–sayılı faturada karşı tarafa — olmak üzere toplamda — lik fatura düzenlediklerini ve davalıya gönderdiklerini, borç üzerinden öncesinde de ———- seri nolu bir fatura kesildiğini, ancak ilgili kişilerce faturadaki açıklamanın düzeltilerek yeniden gönderilmesi talep edilerek ilgili fatura iade edildiği,i 2. Faturaya rağmen ödeme yapılmaktan kaçınıldığını, faturada açıklama kısmında ilgili faturanın komisyon bedeli yani sözleşme veya anlaşma gereğince hazırlandığı ve bu anlaşma gereğince talep edilen tutarın ——— markası için ——-bedeli olduğunu, davalı edimini yerine getirmediğini, taraflarınca davalı yana gönderilen Kartal———-. Noterliği —– tarih ve ——- nolu ihtarnameyle bu husus bildirildiğini, ihtarname ile faturaların, davalı yanca iade edildiğini, yetki yönünden icra dairesi İstanbul anadolu İcra Daireleri olduğunu taraflar arasında bir sözleşme mevcut olduğunu, “taraflar arasında uyuşmazlık oluşması durumunda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir” ibaresinin bulunduğunu, sonuç bölümünde ise İstanbul anadolu———–. İcra Müdürlüğü ———— esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile 40.000,00 TL tutarındaki asıl alacak üzerinden asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek faiz ile takibin devamına borçlunun % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine , yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;taraflar arasında imzalanmış herhangi bir sözleşme bulunmadığını, yetki sözleşmesinin varlığından söz edilmesi mümkün bulunmadığı, İstanbul Anadolu —–. İcra Dairesinde başlatılan icra takibinin esasen ——- icra dairelelerinin ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, İstanbul Anadolu Dairesinin ———- esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan takipte, ödeme emrinin 11/09/2018 tarihli 40.000,00 TL tutarlı asıl alacak ifadelerine yer verildiğine dava dilekçesi kapsamında 11/09/2018 tarihli bir hukuki işlem doğmuş bir borca ilişkin herhangi bir açıklamaya yer verilmediğini, davacı ile da avlı ve dilekçede adı geçen ——-arasında herhangi bir anlaşma bulunmadığını, davalı şirket ile davacı şirket arasında herhangi bir hisse devri olmadığını, davalı şirket ve dava dışı ———————davacı şirketten vekaletname almadığını, davalı ile davacı arasında —–şirketine ilişkin hiçbir ilişki bulunmadığını, taraflar arasında marka, patent gibi konulara ilişkin bir danışmanlık sözleşmesi, komisyon ücreti ödemesini gerektirecek herhangi bir hukuki işlem bulunmadığını, komisyon bedeline ilişkin taraflar arasında anlaşıldığı iddiası gerçek dışı olduğunu, dava dilekçesi ekinde davalının taraflar arasında dava konusu olayda üzerinde mutabık kalınan imzalanan hiçbir sözleşme olmadığını, sonuç ve talep bölümünde davanın reddine, davacının aleyhine alacağın % 20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, davacı şirketin HMK madde 329 uyarınca akdi vekalet ücretini tazmine ve idari para cezası ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve karşı vekalet ücretinin davacı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesine talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasında davacının davalı ile yaptığını iddia ettiğini sözleşmeye istinaden komisyon bedeli açıklamasıyla düzenlediği fatura ile dava konusu takip tutarı kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının bu bedelden sorumlu olup olmadığı, İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali hüküm ve koşullarnın oluşu oluşmadığı hususlarında ihtilaf bulunduğu tespit edildi.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu ———. İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 11/09/2018 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliğ üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine ve yetkiye karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan sözleşmenin incelenmesinde; taraflarının dava dışı ———-olduğu tespit edilmiştir.
Ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık belirlenmiş davacı vekiline dosyaya sunulan tarafları dava dışı şirketler olan sözleşmeyle ilgili beyanda bulunması için süre verilmiş davacı vekili 2 nolu celsede davayı takip etmediğini, dosyanın işlemden kaldırılmasını talep etmiş, davalı vekili ise davaya devam edilmesini, borca dayanak gösterilen sözleşmenin taraflar arasında yapılmadığını, beyan etmiştir.
Davalı tarafın icra takibine yetki itirazında bulunmuş olması nedeniyle taraflar arasında yapıldığı iddia edilen sözleşmeye dayalı olarak bir alacak borç ilişkisinin olup olmadığının tespiti için mahkememizce davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi yönünde davalının adresinin bağlı olduğu Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkesinden talimat yolu ile bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmasına karar verilmiş olup dosyaya sunulan 23/07/2019 tarihli talimat bilirkişi raporunda özetle; sonuç olarak taraflar arasında 2018’den önceki döneme dayanan emtia alım satımından kaynaklanan ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafından dava dilekçesinde belirttiği şekilde hisse devrini, marka patent ve danışmanlık, komisyonluk bedeline ait davalı şirket ile aralarında ticari bir ilişki bulunduğuna dair bilgi ve belge sunulmadığı, takip konusu faturaların davalı ticari defter kayıtlarında olmadığı, taraflar arasında düzenlenen herhangi bir sözleşmenin sunulmadığı, ve davacının davalıdan takip konusu faturalar bedeli yönünde alacak talebinde bulunamayacağı yönünden rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir
Davalı vekili bilirkişi raporuna beyan dilekçesinde ayrıca yetki itirazının geri alınmasını, yetki itirazından feragat dikkate alınarak davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, icra dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında sözleşmeye dayalı olarak düzenlenen ve fatura alacağı için takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri ve yetki yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, davacının davayı takip etmediğini ve dosyanın işlemden kaldırılmasını talep ettiği ancak davalının davaya devam edilmesini talep ettiği ve yetki itirazından feragat ettiği, davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre taraflar arasında 2018 yılı öncesinde bir ticari ilişkinin var olduğu ancak dosyaya sunulan ve tarafları dava dışı şirketler olan sözleşmeye istinaden düzenlenen faturalar nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olmadığı, davacının taraflar arasında yapılan bir sözleşmeyi dosyaya sunmadığı, tüm dosya kapsamındaki mevcut delillere göre davalıdan alacaklı olduğunu ispatlayamadığı, davalı her ne kadar kötü niyet tazminatı ve bunun yanında HMK 329. Maddesi uyarınca talepte bulunmuş ise de davacının faturaya dayalı takip başlattığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, taraflar arasında alınan bilirkişi raporuna göre 2018 yılı öncesinde ticari bir ilişkinin var olduğu, davacının takip yapmakta ve huzurdaki itirazın iptali davasını açmakta kötü niyetli olduğunun sabit olmadığı, davacının davasını ispatlayamadığı, bu nedenle kötü niyet tazminatı şartlarının ve HMK 329. Maddesinin uygulanması için gerekli koşulların oluşmadığı, davalının taleplerinin yerinde olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın REDDİNE,
2.Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 683,10 TL harcın alınması gerekli olan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye fazla alınan 638,70 TL karar ve ilam harcının talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca 4.750,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.