Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/368 E. 2021/747 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/368 Esas
KARAR NO: 2021/747
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/04/2018
KARAR TARİHİ: 19/10/2021
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu — havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin davalı bankaya ihracat kredisi başvurusunda bulunduğunu, davalı banka tarafından gönderilen —- sayılı yazılar ile kredi uygunluğunun müvekkil şirkete iletildiğini, ilgili uygunluk yazılarına istinaden müvekkil şirket tarafından toplamda —- bedelli kredi masrafı olarak davalı banka hesaplarına havale edildiğini, kredi masraf tutarlarının davalı banka hesaplarına havale edilmesini takiben bu kez — tarihinde, davalı bankanın —- tarafından gönderilen yazı ile kredi kullanımının uygun olmadığının belirtilmiş olduğunu; davalı banka tarafından onaylanan, ancak sonradan kullanımının uygun olmadığı belirtilen —- tutarlı kredinin şirket tarafından kullanılamadığını, müvekkil şirket tarafından kullanılamayan kredilerden ötürü — masraf ödendiğini, kredilerin kullandırılmaması sebebiyle işbu masrafların iadesi için — tarihinde müvekkil şirket tarafından davalı bankaya iade talebinde bulunulmuş ise de davalı banka tarafından müvekkil şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun haricinde davalı banka tarafından — ihracat kredisi kullandırıldığını, kullandırılan —-alındığını, ihracat işleminin yapıldığına ilişkin belgelerin davalı bankaya ibraz edilmiş olmasına rağmen, davalı bankanın iade şartları oluşmuş toplam — müvekkil şirkete iade etmediğini, bu nedenle —– yazı ile davalı bankaya müracaat edilerek — tutarlı —— iadesi talep edilmiş ise de, davalı banka tarafından iş bu yazıya herhangi bir cevap verilmediğini ve nakit blokaj bedelleri davacı müvekkile iade edilmediğini, iş bu bedellerin müvekkil şirkete ödenmesi istemiyle —- yevmiye no’lu ihtarnamesi keşide edilerek davalı bankaya gönderildiğini, davalı banka tarafından,—- numaralı ihtarnamesine de cevap verilmemesi nedeniyle ihtarname ile talep edilen tutarların müvekkil şirkete ödenmemesi nedeniyle davalı banka aleyhine—- tarihinde icra takibe başlanıldığını, davalı bankanın iş bu takibe öncelikle yetki itirazında bulunduğunu, borca itiraz gerekçesi olarak da ——kararları ile şirket ortakları —-hakkında CMK’nın 128. Maddesi kapsamında elkoyma kararı verildiğini, bu sebeple bankanın herhangi bir ödeme yükümlülüğünün olmadığını ileri sürdüğünü, dosyanın yetkili olarak gösterilen — gönderilmesi talep edilmiş ve ilgili icra dosyası —- numarasını aldığını, —– dosyasından davalı bankaya tebliğ edilen ödeme emrine istinaden, davalı banka tarafından şirket ortakları hakkında verilmiş olan elkoyma kararı sebebiyle ödeme yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle takibe itiraz edildiğini, el koyma kararının müvekkil şirket bakımından uygulanmasının mümkün olamayacağını, —-sayılı kararlarının müvekkil şirketi kapsamadığını, kararda müvekkil şirketin zikredilmediğini, gerekirse kayyum ataması yapılabilecekken yapmadığını, davalının —– dosyasına yaptığı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptaline ve takibin devamına, itirazın haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine yargılama masrafı ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili —— tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu —– havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı şirketin müvekkili bankaya başvurarak ihracat kredisi talebinde bulunduğunu, müvekkili bankanın önce başvuruya uygun bulunduğunu, ardından yapılan incelemeler sonucu davacı firma kayıtlarında —- ibaresine rastlandığından daha önce uygun bulunan kredi talebinin reddedildiğini. müvekkili bankaya —– tutarının müvekkili banka hesabına yatırıldığını, banka tarafından yapılan incelemelerle bu teminat tutarının iade edilmesi için gerekli şartların oluşmadığının tespit edildiğini ileri sürerek haksız hukuka aykırı olarak kötü niyetle başlatılan —– icra takibinin iptaline, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili —- tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu: Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalı nezdinde kredi uygunluğuna istinaden davacı şirket tarafından ödenen kredi masrafı bulunup bulunmadığı, davacı tarafın —- kredinin kullanılıp kullanılmadığı, varsa kullanılmayan krediler nedeni ile bunun için ödenen masrafların iadesinin gerekip gerekmediği ayrıca —- kredisi kullanımı ile ilgili nakit blokaj depo edilip edilmediği, ihracat işleminin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise nakit alınan bedelin iadesinin gerekip gerekmediği nakit blokajların iadesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen—–dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından —- tarihli takip talebi ile davalı takip borçluları hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlularına tebliği üzerine davalı takip borçlularının süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın —– düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik edilen —- ilgili yürütülen soruşturma kapsamında; ilgili örgütün finansal kısmını oluşturan ve faaliyetleri ile terör örgütüne finans sağladığı anlaşılan —- hakkında terör örgütüne üyelik ve terörün finansmanı suçlarından soruşturmaya başlandığı ve ——taşınmaz mallara, —- nezdindeki her türlü hak ve alacaklara, kıtmetli evraka, ortağı bulunduğu şirketteki ortaklık paylarına, kiralık kasa mevcutlarına ve diğer mal varlığı değerlerine el konulduğu anlaşılmakla 668 sayılı KHK ve CMK 128. Md gereği onanmasına karar verildiği” anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik edilen—- öncesi faiz olmak üzere toplam — meblağlı takibe girişildiği anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik edilen —– koyma kararının tedbire konu mal varlığı değerlerinin suçtan elde edildiğine dair dosya kapsamında yeterli delil bulunmadığından yazılı sanıklar bakımından kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik edilen —-olduğu anlaşılmıştır.
—- aşağıda detayları yer aldığı üzere —- nakit blokaj konulduğu anlaşılmıştır.
— nezdinde —- kredi başvuru avalinin bulunduğu,—- komisyon bedelinin ödendiği anlaşılmıştır.
———–anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik edilen — dosyasının incelenmesi ile sanıklar —- tarihleri arasında silahlı terör örgütüne üye olmak suçlamasıyla gözaltında oldukları anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik edilen —– silahlı terör örgütüne üye olma, üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme suçlarından mahkumiyetine karar verildiği” anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti —- havale tarihli raporunda özetle; davalı bankanın, davacı —– firmasına tahsis ettiği ihracat kredileri nedeniyle:— adet ihracat kredisini kullandırmaktan imtina ettiğini, kredi İskonto senetleri —-bankacılık teamülleri ve hakkaniyet kuralları gereği davacıya iadesinin gerektiğini, kullanılan — dolayı, tarafların toplam —- tutarının davacıya iadesinin gerektiğini, davacı firmanın, davalı bankadan takip —–, davacının vekalet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin değerlendirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğunu beyan ve rapor etmişlerdir.
Bilirkişi heyeti—havale tarihli raporunda özetle; —– Yükümlü nezdinde işlem gerçekleştiren gerçek kişileri, adına işlem yapılan gerçek kişi, tüzel kişi veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri nihai olarak kontrolünde bulunduran ya da bunlar üzerinde nihai nüfuz sahibi olan gerçek kişi veya kişileri” şeklinde tanımlamakta olduğunu,—– ilgili yürütülen soruşturma kapsamında; ilgili örgütün finansal kısmını oluşturan ve faaliyetleri ile terör örgütüne —- üyelik ve terörün finansmanı suçlarından soruşturmaya başlandığı ve—– ait taşınmaz mallara, kara deniz ve hava ulaşım araçlarına, banka ve diğer mali kurumlardaki her türlü hesaba gerçek ve tüzel kişiler nezdindeki her türlü hak ve alacaklara, kıtmetli evraka, ortağı bulunduğu şirketteki ortaklık paylarına, kiralık kasa mevcutlarına ve diğer mal varlığı değerlerine el konulduğu anlaşılmakla —– onanmasına karar verildiği”nin görüldüğünü,—- ile —- silahlı terör örgütüne üye olma, üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme suçlarından mahkumiyetine karar verildiği” nin görüldüğünü, —— sayılı el koyma kararının tedbire konu mal varlığı değerlerinin suçtan elde edildiğine dair dosya kapsamında yeterli delil bulunmadığından yazılı sanıklar bakımından kaldırılmasına karar verildiğini, —— kararına dayanılarak bankanın ipotek meblağına el koymasının yasal zorunluluk olduğu değerlendirilmekle; bununla birlikte kara para olduğuna ve müsamere edilmesine dair karar olmadığı aksine el koyma kararının kaldırıldığı, ticari hayatın olağan gereği olarak el koyulan —- teminat parasının depo edilmesi ve faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiğini, mahkemece tespitlerinin kabul görmemesi halinde davacı talebinin yerinde olmadığını, buna karşılık ———- ödendiği, iş bu komisyonun davalıya da ödenmediği, davalı bankanın haklarında silahlı terör örgütüne üyelik suçlamasıyla karapara soruşturması yürütülen şirkette kredi kullandırmaktan imtina etmesinin ticari hayatın olağan akışına uygun olduğu, aksine Bankanın ticari olarak zarardan kaçındığı ve kamu yararı güttüğü kanaati hasıl olmakla uhdesine de geçmeyen bu—– bedelinin ödenmesine yer olmadığını, davacının iş bu meblağı ——-takip tarihinden itibaren kamu bankalarınca — uygulanan en yüksek faiz oranı istenebileceğini beyan ve rapor etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafından davalı aleyhine —– yevmiye nolu ihtarnamenin çekildiği, blokaj bedellerinin iade edilmediği iddiasıyla — asıl alacak ve— işlemiş faiz olmak üzere toplam —- alacak iddiasıyla takip yapıldığı, takibe yetki yönünden itiraz edilmesi ve yetki itirazının davacı tarafından kabul edilmesi üzerine dosyanın ——– aldığı, bu dosyadan davalıya ödeme emri gönderildiği, davalı tarafından borca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu ve takibe itirazın iptali amacıyla davacı tarafından eldeki itirazın iptali davsının açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça davalı bankadan ihracat kredisi talebinde bulunduklarını, davalı tarafından kredi taleplerinin uygun bulunması üzerine — kredi masrafını davalıya gönderdiklerini, davalı tarafından —– tarihinde kredi kullanımının uygun olmadığının bildirilmesi nedeniyle krediyi kullanamadıklarını ve ödedikleri kredi masrafını da iade alamadıklarını, ayrıca daha önce kullandıkları ihracat kredilerine istinaden yatırdıkları blokaj bedellerini, ihracat işlemlerinin yapıldığına ilişkin belgeleri sunmalarına rağmen iade alamadıkları bu nedenle alacaklı oldukları iddiasıyla itirazın iptalinin istendiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafça davacı tarafından yapıldığı iddia edilen — masrafı ile bir ilgileri bulunmadığı bu bedelin davalı bankaya yatırılmadığı, daha önce kullanılan ——- ihracat kredisi nakit blokaj bedelinin iadesine ilişkin ise—— iade şartlarının oluşmadığı, davacı şirketin ortağı ve yönetim kurulu başkanı olan——- sayılı dosyası ile silahlı terör örgütü üyeliği suçlaması kapsamında, el koyma kararı verildiği ve şirket ortaklarından —- soruşturmasının yürütüldüğü bahsi geçen kişilerin — faydalanıcı olduklarını ve talep edilen bedeli ödememelerinin haklı nedene dayandığı gerekçesiyle davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın — kredi masrafının davalıya ödenip ödenmediği, davacı tarafından davalı bankadan kullandığı ihracat kredileri kapsamında davalı banka uhdesinde bulunan— banka tarafından iadesinin gerekip gerekmediği, davacıya blokaj bedelinin ödenmesi hususunda —– bulunup bulunmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından takibe konu edilen —- kredi masrafı yönünden yapılan incelemede; davacı tarafından her ne kadar kredi masrafı olarak davalı bankaya yatırıldığı iddia edilmiş ise de dosya kapsamındaki belgeler ve bilirkişi raporlarından davacı tarafından —– kredi masrafının —- ödendiği, bu miktarın davalı banka uhdesine geçmediği anlaşılmış ve bu talep yönünden davalı bankanın sorumluluğunun bulunmaması nedeniyle bu miktar yönünden davalı bankanın icra takibine itirazının haklı olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Davacı tarafından takibe konu edilen —-yönünden yapılan incelemede; — davacı tarafından kullanılan —- ihracat kredisinden kaynaklandığı ve krediye konu ihracatın yapıldığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.
—— haklarında —- sağladıkları gerekçesiyle soruşturma bulunan —- mal ve alacaklara el konulmasına ilişkin verilen kararın —– tarihli karar ile tedbire konu mal varlığı değerlerinin suçtan elde edildiğine ilişkin yeterli delil bulunmaması gerekçesiyle kaldırıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirkette —– tarihine kadar şirketi temsil ve ilzama yetkili müdür olduğu anlaşılmıştır.
——- Yükümlü nezdinde işlem gerçekleştiren gerçek kişileri, adına işlem yapılan gerçek kişi, tüzel kişi veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri nihai olarak kontrolünde bulunduran ya da bunlar üzerinde nihai nüfuz sahibi olan gerçek kişi veya kişileri ” ifadelerine yer verilmek suretiyle gerçek faydalanıcı tanımlanmıştır.
Adı geçen yönetmeliğin 4. Maddesinde ise yükümlü düzenlenmiş ve yükümlüler arasında Bankalar da sayılmıştır.
Bu değerlendirmeler kapsamında; davalının —- davacı şirket üzerinde nüfuz sahibi gerçek kişi olarak gerçek faydalanıcı olduğu, davacı şirketteki payları itibariyle —- gerçek faydalanıcı olarak değerlendirilemeyeceği, — mal varlığı üzerine konulan el koyma kararının ——- karar ile kaldırılması ve davacı şirket hakkında verilmiş bir tedbir kararı bulunmaması, davaya konu blokaj bedellerinin terörün finansmanı kapsamında kullanılacağı veya terör faaliyeti sonucunda elde edildiğine dair bir delil bulunmaması nedeniyle davacının blokaj bedeli yönünden takip yapmakta haklı olduğu bu nedenle takibe itirazın —— yönünden iptaline karar vermek gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Davacı tarafından takibe konu edilen — işlemiş faiz talebi yönünden yapılan incelemede; her ne kadar —- mal varlığına konulan tedbir takip tarihinden sonra kaldırılmış ise de ticari teamül gereği davalının davacının —– ettiği bedeli faizli bir hesapta bekletmesi gerektiğinden davacının işlemiş faiz talep edebileceği, davacı tarafından çekilen —- tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede tanınan — günlük mühletin bitmesini müteakiben — tarihinden takip tarihine kadar —- mevduatlara uyguladığı en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiği, —-olduğu ve bu tarih aralığı için—- tarihi arasında faiz oranının— olduğu ve bu tarih aralığı için — olduğu ve bu tarih aralığı için —- olmak üzere toplam ——- işlemiş faiz talep edebileceği, fazlaya ilişkin faiz isteminin yerinde olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı ve davalı tarafın kötü niyet tazminatı talepleri yönünden yapılan incelemede; davaya konu blokaj bedelinin davacıya ödenmesinin gerekip gerekmediği hususunun yargılamayı gerektirmesi, davalının ödemeden imtina etmesi hususunda takip tarihi itibariyle yeterli kuşkunun bulunması nedeniyle icra inkar tazminatının şartlarının oluşmadığı, reddedilen kısım yönünden davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğuna dair bir belge bulunmadığı bu kapsamda kötü niyet tazminatının da şartlarının oluşmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından açıklanan gerekçeler doğrultusunda davanın kısmen kabu kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,—– asıl alacak ve —— işlemiş faiz yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren——-mevduatlara uyguladığı en yüksek faiz oranının uygulanmasına,
3-Şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
4-Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
5-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
6-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 24.020,00 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 7.274,43 TL harcın mahsubu ile bakiye 16.745,57 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 33.064,26 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.843,19 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan 35,90 TL başvuru harcı, 4.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 333,40 TL posta ve tebligat giderinden oluşan 4.369,30 TL yargılama giderinden haklılık durumuna göre hesaplanan 3.647,68 TL ile peşin harç olarak alınan 7.274,43 TL olmak üzere toplam 10.922,11 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı tarafça yargılama gideri olarak yapılan 500,00 TL bilirkişi giderinden haklılık durumuna göre hesaplanan 82,58 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/10/2021