Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/307 E. 2018/557 K. 15.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/307
KARAR NO : 2018/557

DAVA : TAZMİNAT (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 16/03/2018
KARAR TARİHİ : 15/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dilekçesinde özetle; mülkiyeti dava dışı …….. ait olan …… plakalı aracın …. Sigorta Poliçesi ile müvekkili sigorta şirketi nezdinde sigortalandığını, sigortalı aracın hatalı dönüş yapan davalı yaya …’e, dava dışı sigortalı araç sürücüsü …. ‘ın çarpması sonucunda tek tarafla trafik kazası meydana geldiğini, davalı tarafın % 50 kusurlu olduğunu, dava dışı sigortalı araçta meydana gelen hasar nedeni ile de müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalı araç için 60.000 TL ödemede bulunulduğunu, hasar sonrası müvekkili şirkette hasar dosyası açıldığını , müvekkilinin sigorta poliçesinden kaynaklı olan sorumluluğunu yerine getirerek TTK gereği sigortalısına halef olduğunu, müvekkilinin yapılan ödeme ile ilgili olarak davalı yana müracaat ettiğini ancak herhangi bir ödemede bulunulmadığından bu davanın açıldığını belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile ödeme tarihi olan 29.03.2016 tarihinden itibaren kısa vadeli avans kredileri için uygulanan faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte 10.174.00 .-TL rücuan tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; müvekkili aleyhine tespit edilen % 50 kusuru kabul etmediklerini, sürücünün, yayanın yeşil ışıkta geçtiğini beyan etmesi üzerine kusur tayini yapıldığını ,……. tarafından 10.174.00 TL nin ödenmesi hususunda müvekkiline müracaat edildiğini, müvekkilinin cevabi dilekçesinde kaza olayında kusursuz olduğunu ve yeşil ışıkta geçtiğini beyan ettiğini,müvekkiline yüklenen % 50 kusurun, gerçeğe aykırı olarak tespit edildiğini, söz konusu dava ticari dava olmadığından davacının ancak yasal faiz talep edebileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davacı … şirketinin dava dışı sigortalısına kasko sigorta poliçesi uyarınca ödediği hasar tazminatının davalıdan rücuan tahsiline ilişkindir.
Başlangıçta İstanbul Anadolu ……… Asliye Hukuk Mahkemesinde 08.07.2016 tarihinde açılan davada 11.01.2018 tarihinde verilen karar ile “Tüm dosya kapsamına göre; TTK.nun 3 vd. maddeleri ile Yargıtay uygulamalarına göre, somut uyuşmalığın TTK. nun 1472.maddesinden kaynaklı rücuen tazminat davası olduğu, uyuşmazlığın çözümü için sigorta poliçesinin tartışılmasının zorunlu olduğu, bu kapsamda örneğin poliçenin yasal şartlara uygun olup olmadığı, poliçeki teminatın teminatın zararı kapsayıp kapsamadığı gibi hususların poliçe kapsamı esas alınarak çözümlenebileceği, kıymetli evraktan olan poliçenin münhasıran Türk Ticaret Kanununda düzenlendiği, uyuşmazlığa uygulanacak yasal dayanağın TTK’da düzenlenmiş olduğu, böyle bir halde ise eldeki davaya bakma görevinin Mahkememize ait olmayıp görevli Mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olması nedeniyle Mahkememizce görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki gibi hüküm oluşturulmuştur. ” şeklinde karar verilmiş ve karar taraflarca istinaf yoluna başvurulmamış olduğundan hüküm 09.03.2018 tarihi itibariyle kesinleşmiş ve yapılan tevzii sonucunda dosya mahkememize tevzii edilmiştir.
Usulünce taraf teşkili sağlanmıştır. Taraflar delillerini dosyaya sunmuş, ön inceleme duruşması yapılmıştır.
Mahkeme dava şartlarının bulunup bulunmadığını davanın her aşamasında resen araştırır.(HMK115)
Görev mahkemeye ilişkin olumlu Dava şartıdır. (HMK 114/1-c maddesi ).
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.(HMK 1 maddesi),
Ticari davalar TTK. 4. maddesinde mutlak ve nispi ticari davalar düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise nispi ticari dava sözkoııusu olup mahkememizin görev alanı içinde kalacaktır.
TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere Asliye Ticaret mahkemesinde bakmakla görevlidir.
26.06.2012 tarihli 6335 sayılı Yasanın 2.maddesiyle değiştirilen TTK.5.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
Somut uyuşmazlık, davacı … şirketinin , dava dışı ……… ait bulunan …… plakalı araç yönünden düzenlediği ….. Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi uyarınca 12.02.2016 tarihinde davalı yaya …’ün ………… caddesine geçiş yapmak isteyip yolun yarısından geri dönüş yaptığı sırada dava dışı sigortalı araç sürücüsü ………… ……. davalı yayaya çarpmamak için manevra yapması sonucu yaya yolunu geçerek duvara çarpması şeklinde meydana gelen trafik kazası sonucunda, sigortalısı araçtaki hasarın davacı … şirketince tazmin edilerek kusurlu olduğu iddia olunan davalıdan sigorta poliçesinden kaynaklanmayan kanundan aldığı yetkiye istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı sigortalı yerine geçmek suretiyle TTK 1472.maddesi uyarınca sigortacının, sigortalının haklarına halef sıfatıyla hareket ettiği bir alacaktan kaynaklanmaktadır .
Davada, davalı tacir değildir.
Açılanan nedenlerle: açılan davanın TTK da sayılan Mutlak ve Nisbi Ticari dava niteliği bulunmamaktadır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22/03/1944 tarih, 1939/37 E. 1944/9 K.sayılı kararı, Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin 21/02/2013 gün 2013/573 Esas 2095 Karar sayılı kararı ve yerleşik Yargıtay İçtihatları uyarınca Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; mahkememiz görevli olmayıp Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğından, İstanbul Anadolu …….Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/295 esas 2018/11 karar sayılı görevsizlik kararına karşı görevsizlik kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Hernekadar 15.05.2018 tarihli duruşmada kısa karar 2 ve 3.maddelerinin sistemsel hata sonucu sehven yazıldığı anlaşıldığından, gerekçeli karar hüküm fıkrasından çıkarma zorunluluğu doğmuştur.)
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU ……….ASLİYE HUKUK HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-İstanbul Anadolu ………. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi sureti ile dosya mahkememize geldiğinden mahkememizin karşı görevsizlik kararınında istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde, dosyanın görev uyuşmazlığının halli ve merci tayini için ilgili istinaf dairesine gönderilmesine,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı asil ve vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. .