Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/306 E. 2018/433 K. 17.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/306 Esas
KARAR NO : 2018/433

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet sözleşmesinden Kaynaklanan davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili ile davalı şirket arasında ….. tarihli alacağın temliki sulh, ibra ve feragat sözleşmesi imzalandığını, sözeleşmede davalı şirketin 30/06/2011 tarihinden başlayarak 28/10/2015 tarihine kadar aylık…… lik taksitler halinde ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, bu sözleşmeye binaen davalı şirketin 6 taksit ödemesi olan toplam …… yi ödediğini ancak geri kalan ……. yi ödemediğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu …… İcra Müdürlüğünün 2017/32454 esas sayılı dosyası ile yaptıkları icra takibi ile …… na para ve …… işlemiş faizi olamk üzere toplam ….. yi talep ettiklerini, ödeme emrini alan davalı şirketin yeni ünvanı beyan ederek vekili aracılığı ile yetkiye ve borca itiraz ettiğini, anapara işlemiş faiz ve borcu ferilerine yapılan itirazın kaldırılmasına ve iptaline takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Takip alacaklısı ile davalı Şirket arasında akdedilen doğabilecek olan ihtilafların hallinde yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olması yönünde anlaşmıştır. Müvekkil Şirket ile davacı arasında yapılan sözleşme ile taraflar arasında yetkili icra müdürlüğü ve doğacak ihtilaflarda yetkili Mahkemenin tayin edilmiş olduğunu, davacı gerek icra takibini ve gerekse açmış olduğu davayı sözleşmeye aykırı olarak yetkisiz icra müdürlüğü ve yetkisiz Mahkemelerde açtığını. Yetki itirazlarımızın kabulü ile davanın yetki yönünden reddine karar verilmesini ve dava dosyasının İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep etmiştir. Müvekkil Şirket ile davacı arasında düzenlemiş olan sözleşmede her ne kadar temlik ifadeleri yer alsa da esasında davaya konu sözleşmenin borcun nakli sözleşmesi olduğunu. Taraflar arasında yapılmış olan bu sözleşmeye göre davalı müvekkil şirket, tasfiye hâlindeki ……. A.Ş’nin borcunu nakil aldığını, Müvekkil şirket, tasfiyesi devam eden şirket yerine borcun ödenmesi için gerekli gayretleri göstermeyi taahhüt ettiğini. Alacağın temliki sözleşmelerinde alacaklı taraf değişirken; borcun nakli sözleşmelerinde borçlu tarafın değişmekte olduğnu. Davaya konu sözleşmede ise borçlu tarafın yer değiştirdiğini, Bu sebeple davaya konu sözleşme Borcun Nakli Sözleşmesi olduğunu,Yukarıda arz ve izah olunan sebeplere ve re’sen nazara alınacak sair sebeplere istinaden; Yukarıda arz ve izah olunan sebepler ile davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açılmış olması, davalı şirketin borcun nakli sözleşmesiyle borcu devralmış olması, borcun nakli sözleşmelerinde, borcu devralanın, borcu devredenin ileri sürme hakkına sahip olduğu, borcu devreden şirketin tasfiye halinde olması ve bu haliyle takip başlatılmasının imkansız olması ve dalı şirket adına da takip başlatılmasının hukuken mümkün olmaması sebepleriyle, davanını usulden reddine, bu olmadığı takdirde esastan reddine, haksız ve kötüniyetli icra takibi başlatılmış olması sebebiyle davacının takip dosyasındaki asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra-inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DAVA : İİK 67. Maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davada usulünce taraf teşkili sağlanmış, dilekçeler aşaması tamamlanmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 16/10/2010 tarihli alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesinin 5.1 maddesinde uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkemeleri ve icra daireleri yetkili kılındığı anlaşılmıştır.
HMK 116/1-a maddesi uyarınca kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazı ilk itirazdır.
HMK 131.maddesi uyarınca ilk itirazlar cevap süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir.
HMK 19/2 maddesi uyarınca yetkinin kesin olmadığı davalarda yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınamaz.
HMK 17. maddesi uyarınca tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilirler. Taraflar aksi kararlaştırılmadıkça davayı sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemede açabilirler.
HMK 17. maddesi uyarınca tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilirler. Taraflar aksi kararlaştırılmadıkça davayı sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemede açabilirler.
6100 sayılı HMK’nın 447/2. maddesi hükmü uyarınca HUMK’na yapılmış olan atıfların HMK’nın ilgili maddesine atıf yapılmış sayılacağı kabul edilmiştir. Somut olayda davaya konu acentelik sözleşmesinin feshi nedeniyle açılan denkleştirme tazminatına ilişkin dava 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu yetki şartının yer aldığı sözleşme ise 03/02/2011 tarihli olup 1086 sayılı HUMK’un yürürlükte olduğu dönemde imzalanmıştır. Yetki sözleşmeleri etki ve sonuçlarını usul hukuku alanında doğurduklarından kuruluşu itibariyle maddi hukuk kurallarına tabi olsa da niteliği itibariyle usul hukuku sözleşmeleridir. Şu halde; HMK’nın 17. maddesi aynı Yasa’nın 448. maddesinde düzenlenen derhal uygulanırlık ilkesi ile birlikte değerlendirildiğinde taraflar tacir olduğundan dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesi hükmü uyarınca taraflar arasında imzalanan sözleşmedeki yetki şartı taraflar yönünden bağlayıcıdır.(Yargıtay……. Hukuk Dairesi’nin 2014/14443 Esas ve 2014/18645 Karar sayılı ilamı)
HMK 138 Maddesi uyarınca “Mahkeme öncelikle dava şartları ve ilk itirazları hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde , yetki ilk itirazında bulanarak, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirtmiştir.
Yetki sözleşmesi ile yetkili kılınan mahkemenin yetkisi kesin yetki niteliğnde olmayıp,taraflarca ilk itiraz olarak ileri sürülmesi halinde mahkemece nazara alınır.
Davalı vekil süresinde verdiği cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunmuştur. Usul hükümlerinin derhal uygulanırlığı ilkesi uyarınca taraflar arasında imzalanan sözleşmede belirtilen yetki kaydı taraflar yönünden bağlayığı olduğu kanaatine varılarak davalı tarafından süresinde yapılan yetki ilk itirazı uyarınca taraflar arasında imzalan sözleşme hükmü gereğince mahkememizin yetkisiz olduğu anlaşıldığından davalının yetki ilk itirazı kabul edilerek davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-HMK 17.ve HMK 116/1-a maddeleri uyarınca mahkememizin YETKİSİZ olması nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nın 20.maddasi uyarınca, kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının yetkili ve görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine.
3-HMK 20.maddesi uyarınca işbu kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık kesin süre içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmediği takdirde, mlahkememizce DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına (tebliğ ile beraber)
4-6100 sayılı HMK ‘nın 331/2 maddesi gereğince yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkemece hükmedilmesine,
5-6100 sayılı HMK ‘nın 331/2 maddesi gereğince yetkisizlik kararından sonra davayı bir başka mahkemede devam edilmemiş ise, talep halinde mahkememizce verilecek ek kararla dosya üzerinden bu durumun tespiti ile davacıların yargılama gidearlerini ödemeyle mahkum edilmesine,
Karar verildi.
Taraf vekillerinin yokluğunda, HMK 345 maddesi uyarınca Gerekçeli Kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içinde İSTANBUL BAM’a İstinaf yolu açık olmak üzere, verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.