Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/296 E. 2019/1007 K. 23.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/296
KARAR NO: 2019/1007
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ: 14/03/2018
KARAR TARİHİ: 23/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dilekçesinde ; ——- taşıma yapılmak üzere davalı firmaya teslim edilen —kg lık araç malzemesi cinsi eşyaların, —– plakalı araç ile taşındığını fakat eşyaların İstanbul’daki antrepoya tahliyesi sırasında ambalajların yırtık ve hasarlı vaziyette olduğunun ve bu şekilde teslim alındığına dair —- tarihli tutanak kayıtlarının mevcut olduğunu, ekspertiz raporunda tespit edilen zarar karşılığının — TL olarak tespit edildiğini ve —- tarihinde sigortalıya ödendiğini, bu çerçevede TTK 1472/1-8.maddesi uyarınca sigortalısının dava ve talep haklarının halefi olduğunu, taşıma işini üstlenip gerçekleştirmiş olmakla davalının taşıyan sıfatı ile meydana gelen hasarlardan sorumlu olduğunu ve zararın tazmin edilmesinin talep edildiğini belirterek, —– TL tazminatın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ve diğer fer’ileriyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde , davacının aktif husumet ehliyetine itiraz ettiklerini, davacı şirketin aktif husumet ehliyetini kati suretle ispatlaması gerektiğini, davaya öncelikle CMR konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiğini,CMR konvansiyonunun 30.maddesi uyarınca müvekkiline usulüne uygun bir ihbar yapılmadığını, dava konusu iddia edilen hasardan dolayı müvekkili şirketin sorumluluğu ve kusuru bulunmadığını, davacı şirketin tazminat talebinin fahiş olduğunu ve konvansiyona da aykırı olduğunu belirterek davacının aktif husumet yokluğundan davanın reddine ayrıca iddia edilen hasardan müvekkili şirket sorumlu olmadığından davanın esastan da reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, Emtia Nakliye Sigortası Poliçesi kapsamında dava dışı sigortalıya ödenen sigorta tazminatının davalılardan rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Dosya kapsamındaki —— tarihli ——Raporunda ; —– tarihinde —— yüklenmiş olan —- plakalı tırla —- kapsamında — davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısı —- firması adına yüklenmiş olan iki palet — emtianın — tarihinde —- geldiği, tahliyesi esnasında – paletten birisinin paketinin hasarlı olduğu, yani aynı günde kendilerine bildirildiği , —- tarihinde ekspertiz çalışması yapılmak üzere antrepoya gidildiği, antrepo sorumlusu -nakliyeci firmanın şöförü ve puantör tarafından tutulan —– tarihli tutanakta eşyanın hasarlı olarak teslim edildiğinin kayda alındığı, bahse konu emtianın yapılan sayım ve kontrolünde ; paletin ön yüzünde maket bıçağı ile kesilerek pencere açıldığı ve hasarlı olan paketin içerisinde ise yurtdışından gelen —- yabancı satım alış faturasının ikinci kalemindeki eşyadan — adet injektör valve markalı eşya olduğu ve —- adet eksik olduğu, faturanın üçüncü kaleminde bulunan —–markalı eşyadan — adet bulunduğu ve —- adedinin eksik olduğunun resimlerle de tespit edildiği, bahse konu eşyaları getiren tırın şöförü ——— sorumlusunun kaşe ve imzası ile tutulan —- tarihli tutanakta da eşyanın hasarlı —- olarak teslim alındığının kayda alındığı, —– yetkilileri muayene memuru, yetkilendirilmiş gümrük müşaviri ve antrepo sorumlusunun birlikte yapmış oldukları , — tarihli tespit tutanağında da faturanın ikinci kaleminden—- adet eksik olduğu ve üçüncü kaleminden de —– adet eksik olduğuna dair tutulan sayım tutanağı ile aynı sonuca ulaştıkları, ithalat faturası üzerinden yapılan hasar kıymet tespitinde yurtdışından gelen ithalat faturasında ikinci kalem ürünün —- birim kıymetinde olduğu ve —- adet eksik olduğu, toplamda —- kıymetinde olduğu, ithalat faturası üzerinden yapılan hasar kıymet tespitinde yurtdışından gelen ithalat faturasında üçüncü kalem ürünün ——birim kıymetinde olduğu, —- adet eksik olduğu ve toplamda —- kıymetinde olduğu …..toplam olarak —– tazminat oluştuğu ve —poliçe kuru ile hesaplandığında tazminat tutarının —– TL olarak hesaplandığı, belgelere göre nakliye aşamasında oluşan bu çalınma hasarının poliçe teminatı —- kapsamında olduğu kanaatindeyiz” şeklinde görüş belirtildiği görülmüştür.
Dava dışı – firması tarafından yurtdışındaki satıcı firma ——adlı firma tarafından düzenlenmiş olan —- tarih, — nolu fatura ile satın aldığı —- bedelli toplam — adet emtianın —- getirilmek üzere nakliyesi için davacı sigorta şirketi tarafından —-tarih —– nolu sigorta poliçesinin düzenlendiği, poliçenin ilk sayfasında eşya cinsinin krank milli , enjektör valfi , turbo tamir takımı ve yağ filtresi olmak üzere toplam —kg ağırlığındaki , ——– tır ile taşınacak olan ve ———- eşya kıymeti ile koruma altına alındığı ve rizikonun gerçekleşmesi nedeniyle % 10 fazlası ile — üzerinden hesaplanarak — TL brüt prim ödendiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlığa konu rizikonun kapsamında bulunduğu sigorta poliçesi ile sağlanan sigorta teminatı doğrultusunda dava dışı sigortalıya davacı sigorta şirketi tarafından mal faturasına ve poliçeye istinaden — adet eksik teslim nedeniyle % 10 ilave bedel eklenerek—–karşılığı —- TL sigorta tazminatının ödendiği, davacının iş bu ödediği tazminatı davalıdan rücuan tahsilini talep ettiği sabittir.
Yukarıda anlatılan hususlara göre , dava konusu rizikonun sigorta poliçesi kapsamındaki taşıma uyarınca malın davalı tarafından yükün alıcısına eksik teslim etmesi şeklinde oluştuğu ki bu hususta taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı açıktır. Bilirkişi heyeti raporunda davalının sorumluluğunun CMR Konvansiyonunun 23/3 maddesi uyarınca sınırlı olduğu yönünde bir değerlendirmede bulunmuş ise de, CMR Konvansiyonu kapsamında taşıyanın sorumluluğunun sınırlı olup olmadığının değerlendirilmesinde, zararın yükün taşıma sırasında hasarlanmasından mı yoksa alıcısına teslim edilmesinden mi kaynaklandığı ihtimalleri birbirinden farklı sonuçlar doğurduğundan, uyuşmazlığa konu yükün alıcısına eksik teslim edilmesi nedeniyle taşıyıcı bu eksikliğin sebebi hakkında makul ve kabul edilebilir bir açıklama getiremiyor ise taşıyıcının sorumluluğunun CMR Konvansiyonunun 29. Maddesi uyarınca sınırlamaya tabi kılınamayacağından bu husustaki değerlendirmeye mahkememizce itibar edilmemiştir.
Davacı rücuan tahsilini talep ettiği tazminat miktarının hesaplanmasında dava dışı sigortalısına , sigorta poliçesi uyarınca yaptığı % 10 ilave bedelini de dahil etmiştir. Oysa ki davalı taraflar arasındaki sigorta poliçesi uyarınca kurulan akdi ilişkiye dahil olmadığından, davacının sigorta poliçesi kapsamında dava dışı sigortalısına ödediği % 10 ilave bedelden sorumlu olmayacaktır.
Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm delillere göre, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına yaptığı ödemenin sigorta poliçesi kapsamında bulunduğu, davacının riziko nedeniyle ödediği sigorta tazminatını CMR kapsamında belirlenen yasal sınırlar içerisinde davalıdan talep edebileceği, davalının CMR 29.maddesi kapsamında sorumluluğuna sınırlama getiren hallerden yararlanabilmesi için nakliye sürecinde eksildiği tespit edilen mala bağlı zararın oluşumu yönünden kabul edilebilir ve makul bir açıklama getirmesi gerektiği ancak bu hususta davalı tarafın ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği, dolayısıyla lehine sorumluluğunun sınırlandırılmasına ilişkin hükmün uygulanmasına yer olmadığı, sonuç itibariyle teknik bilirkişi tarafından da kadrı maruf bulunan zarar nedeniyle (teslimde eksik olan —– adet injektör valve birim fiatı —- = —– adet turbocharger kıt garrett birim fiatı—= — olmak üzere toplam — — TL =) —-TL lik tazminattan sorumlu olduğu, davacı hernekadar sigorta poliçesi kapsamında belirlenen ve davacı ile dava dışı sigortalısını bağlayan akdi hüküm nedeniyle sigortalısına ödediği % 10 ilave bedeli de talep etmekte ise de, davalı taşıyıcı sigorta ilişkisinde üçüncü kişi olduğundan davacı ile dava dışı sigortalısı arasındaki sözleşme davalıyı bağlamayacağından, davalının % 10 ilave bedelden sorumlu tutulamayacağı vicdani kanaate varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; ——TL nin dava tarihi —- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine ,
2-Harçlar Yasası uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 18.645,22 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 5.199.10 TL harcın mahsubu ile eksik alınan 13.446.12 TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça peşin yatırılan 5.199.10 TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacının peşin harç gideri dışında yapmış olduğu 35.90 TL başvuru harcı, 5.20 TL vekalet tasdik harcı, 3.000.00 TL bilirkişi ücreti, 282.20 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam sarfedilen 3.323.30 TL giderin davanın kabul edilen kısmına isabet eden 2.979,52 TL sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yerolmadığına,
6-Hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden vekille temsil edilen davacı yararına tayin ve takdir edilen 22.326,85 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Aynı tarife uyarınca reddedilen dava miktarı üzerinden davalı yararına tayin ve taktir edilen 3.779.26 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp vekille temsil edilen davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin ve ihbar olunan —– vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/10/2019