Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/282 E. 2020/155 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/282
KARAR NO : 2020/155

DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2018
KARAR TARİHİ : 20/02/2020

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu—– havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ———–yetkili ——-olduğunu, davalı———— nolu mevduat hesabının bulunduğunu, tüm ticari faaliyetlerin bu hesap üzerinden yürütüldüğünü, ayrıca davalı banka ile aralarında Genel Kredi Sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşme gereğince müvekkilinin davalı bankaya düzenli olarak her kredi ödemesi yaptığını, müvekkilinin, dava dışı —– bir takım borçları nedeni ile davalı bankaya ————– tarihlerinde e-haciz bildirimi gönderildiğini, davalı bankanın—— gönderim tarihlerinde hesapta bakiye olmamasına rağmen, müvekkili hesabı üzerine haksız ve hukuka aykırı şekilde bloke koyduğunu, müvekkili şirketin tüm ticari hayatını sekteye uğrattığını, davalı— görüşülmesine rağmen mağduriyetin giderilmediğini, ayrıca hesaplara —–Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca riskli durum oluşturduğu gerekçesi ile vadesi gelmeyen tüm kredi ödemelerini kapsar şekilde hesaplarına — koydurduğunu, hesaplara konulan ——- şirketi ticari anlamda zor duruma düşürdüğünü, —- müvekkilinin bankaya olan kredi borcunu ödeyemeyeceğine dair belirti olmadığını, müvekkilinin banka ile yapılan sözleşme gereği edimlerini yerine getirdiğini, vergi dairesinden gelen e-haciz gerekçe gösterilerek kredi alacağının riskli durum oluşturduğu iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, vergi borcunun müvekkili ile üçüncü şahıs konumundaki Vergi dairesi ile aralarında olan bir durum olduğunu, müvekkilinin kredi taksitleri zamanında ödediğini, ödenmeyeceğine dair riskli bir durumun bulunmadığını, konulan bloke nedeniyle müvekkilinin ticari kazancına dokunamadığını, faaliyetlerine devam etmekte zorlandığını,—- olduğunu, sadece tebliğ tarihi itibariyle geçerli olduğunu, gelecekte doğacak hak ve alacaklar üzerine —–, müvekkilinin banka hesaplarına bloke konularak geleceğe dönük olarak haciz uygulaması yapıldığını, davalı bankanın —– aralarında yapılan protokolü aykırı şekilde hareket ettiğini, davalı bankanın eylemine son vererek müvekkili şirketin maddi ve manevi zararlarını gidermesi gerektiğini belirterek uğranılan maddi zararın tazmini için fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi zararın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 15/10/2019 tarihli duruşmadaki beyanında; Davanın konusunun bankanın kendisinin —— ile ilgili olduğunu beyan etmiştir.
Davacı vekili 20/02/2020 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; celse arasında sunmuş oldukları yazılı beyanlarını tekrarla taleplerinde olduğu gibi davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 11/04/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı şirket ile ilgili —–tutarındaki e-haciz talebini müvekkili bankaya ilettiğini, talep doğrultusunda ————- hesabına —— karşılığı ——- 27/09/2017 tarihinde 901.274,51 TL tutarındaki e-haciz talebinin müvekkili bankaya iletildiğini, talep doğrultusunda —– nolu hesaba —- nolu hesaba —– —– karşılığı rehin blokesi tesis edildiğini, ———- tutarındaki e-haciz talebinin bankaya iletilmiş olduğunu, talep doğrultusunda ———– üzerine e-haciz blokesi ve ———– nolu hesaba————- sayılı e-haciz para istemi yazısına istinaden yapılan araştırmalar sonucunda müvekkili bankanın risklerin ilk sırada olması nedeniyle itiraz edildiğini, ——- yazısı ile yanıt verildiğini, olayda davacı açısından maddi ve manevi tazminat istenmesi için gerekli koşulların oluşmadığını, davacının iddiasının gerçeği yansıtmadığını, söz konusu mevduat üzerine konulan—— kanundan doğan rehin hakkı kapsamında banka riskleri ile sınırlı olarak işlenen blokeler olduğunu, davacı tarafın iddiasını ispatlayan hiçbir belge sunmadığını, müvekkili banka tarafından yapılan işlemlerin tamamının hukuki nitelikte olduğunu, yapılan işlemler ile doğduğu iddia edilen zarar arasında illiyet bağı oluşmadığını, manevi tazminatın şahsiyet hakkına hukuka —– ve ızdırabın telafisi amacıyla hükmedilebileceğini, meydana gelen zarardan dolayı maddi zararın tazminine hükmedilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 20/02/2020 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; celse arasında sunmuş oldukları yazılı beyanlarını tekrarla bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalı banka tarafından davacı hesabına ilişkin vergi dairesi tarafından gönderilen e-hacze istinaden davalı bankanın rehin hakkı kapsamında davacı hesaplarına bloke koymasının usulüne uygun olup olmadığı, davalı bankanını işlemlerinin haksız eylem teşkil edip etmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, davalı banka tarafından davacı hesaplarına konulan bloke nedeniyle maddi ve manevi tazminat, davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 112.maddesindeki; “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Dosyada mübrez ———- tarihinde imzalandığı anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez —- nolu hesaptan —– kredinin son taksitinin 14/04/2018 tarihinde ödenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez ——-nolu hesaptan — kullanılan —- tarihinde ödenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez hesap özeti incelendiğinde; davacının 26/07/2017 tarihi itibariyle kredili mevduat hesabının bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde ve dosya üzerinde bir mali müşavir ve bir bankacı bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılmıştır.
Mali Müşavir ve Bankacı bilirkişi —– havale tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; davacının hesaplarına konulan blokenin —— tarafından konulduğu, elektronik ortamda konulan hacizde “—- müşteri için haciz isteği devam etmektedir.—–haciz nedeniyle konulan blokeler kaldırılmamalıdır” açıklamasının bulunduğu, elektronik ortamda incelenen tabloların 6. kolonunda iptal tarihlerinin boş olduğu yani —– talebine uygun olarak haciz işleminini iptal edilmediğinin görüldüğünü, maddi ve manevi taleplerin takdirinin mahkemede olduğu beyan ve rapor edilmiştir.
Vergi Hukuku Uzmanı bilirkişi 06/08/2019 havale tarihli raporunda özetle; davalı bankanın kullandırmış bulunduğu krediler ile ilgili herhangi bir kat ihtarı bulunmadığını, e-haczin anlık olup, gelecekte doğmuş ve doğacak alacaklar üzerinde haciz uygulanamayacağı, e-haciz konduğu tarihte banka hesapları müsaitse o kadar kısmın tahsil edilerek hesabın aktifleştirileceği, mevduattaki para kadar blok konularak bloke edilen miktarların vergi dairesine havale edileceği, e-haciz kalktıktan sonra gelen havalelere e-haczin tatbik edilemeyeceği, davacının vergi borcu dışındaki kısmının serbest bırakılması sureti ile kullanmamasından kaynaklanan zarar ve ziyanın davalının kusurundan kaynaklandığı beyan ve rapor edilmiştir.
Mali Müşavir ve Bankacı bilirkişi 03/01/2020 havale tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; davalı banka tarafından davacıya ————-nolu hesaptan ——- olarak hesaplandığı, davalı banka tarafından davacıya kullandırılan kredili mevduat hesabının 26/07/2017 tarihinde risk bakiyesinin 14.896,81 TL olduğu, toplamda haciz tarihi itibariyle davacı banka alacağının 89.051,54 TL olarak hesaplandığı, taraflar arasında imzalanan ———— nolu sözleşme şartlarına göre e-haciz nedeniyle davalı bankanın bloke işleminin yerinde olduğu beyan ve ek rapor edilmiştir.
Bilirkişi kök raporları ile ek rapor taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141), toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, ——- tarihlerinde davacının davalı banka nezdinde ki hesaplarına e-haciz bildirimleri gönderildiği, davalı banka tarafından bu bildirimlerin kayıtlara işlendiği ve banka riskleri gerekçesi ile davacı hesaplarına 26/07/2017 tarihinde banka tarafından bloke işlemi uygulandığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın gerek davacı vekilinin 15/10/2019 tarihli celsedeki beyanı, gerekse 28/01/2020 tarihli dilekçesindeki beyanı nazara alındığında davalı bankanın e-haciz nedeniyle rehin hakkını kullanarak hesapların bloke etmesinden kaynaklandığı, mahkememizce alınan 03/01/2020 tarihli bilirkişi heyeti ek raporuna göre, davacının davalı bankadan —— nolu hesaptan 24 ay vadeli olarak kullanılan 30.000,00 TL’lik kredinin son taksitinin 30/03/2019 tarihinde ödenmesi gerektiği ve bloke tarihi itibariyle bu krediden 29.270,02 TL kredi borcunun bulunduğu, yine davalı banka tarafından davacıya kullandırılan kredili mevduat hesabı nedeniyle blokaj tarihi olan 26/07/2017 tarihi itibariyle 14.896,81 TL kredi borcu bulunduğu, buna göre toplam 89.051,54 TL banka alacağının bulunduğu, sözleşmenin ilgili maddesine göre davalının rehin, takas ve mahsup hakkı bulunmasına göre(Yargıtay —–.HD.nin — Karar sayılı ilamı), dava tarihi itibariyle banka risklerinin devam ediyor olması nedeniyle taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin rehin hakkını düzenleyen 9.3.1.maddesi gereğince banka işleminin hukuka uygun olduğu, sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 187,86 TL harcın alınması gerekli olan 54,40TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 133,46 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Maddi tazminat davası yönünden davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —– ‘nin 13/2 maddesi uyarınca 1.000,00 TL —davacı taraftan alınarak davalı ‘a verilmesine,
5-Manevi tazminat davası yönünden davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan—– avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı ‘a verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.