Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/261 E. 2020/110 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/261 Esas
KARAR NO: 2020/110
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2018
KARAR TARİHİ: 11/02/2020
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu——— havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’ ın müvekkili şirket bünyesinde bir dönem çalışması bulunan müvekkili şirketinin sahibinin yeğeni olduğunu, müvekkili şirket tarafından ————karar numaralı kararı ile şirketin faaliyetlerini genişletmek amacıyla ———– adresinde ———- açılmasına ve yine ——- tarih ve —— Karar numaralı kararı ile————- nin açılmasına ilişkin kararlar alındığını, işbu kararlar ile birlikte her iki şubenin yönetimi de münferit imza yetkisi ile temsil ve ilzam etmek üzere davalılardan …’ a bırakıldığı ve davalı …’ ın her iki şirket şubesine müdür olarak atandığını, yapılmış olan atamaya binaen davalıya yetkiler verildiği ancak davalıya hiçbir zaman ve hiçbir surette kendisi ile işlem yapma yetkisi verilmediğini, bir sure sonra davalı …’ ın yetkilerini kötüye kullandığının fark edilmesinin üzerine kendisine verilen yetkilerin ———- tarihinde alınan—————–sayılı kararlar ile müdürlükten azledildiği ve yetkilerinin alındığını ancak davalı …’ ın şirketteki görevi ve yetkisi sona ermiş olmasına rağmen dava konusu ———verilme,—— çek numaralı, ———– keşide tarihli, keşide yeri —olan keşidecisi ——— TL bedelli çeki cirantalardan hiçbir surette müvekkili şirket ile arasında ticari bir ilişki bulunmayan —————-sonra gelmek üzere müvekkili şirket adına ciro edip imzalayarak, şirket zilyetliğine geçmiş gibi gösterdiğini ancak müvekkili şirketin ————— herhangi bir hak ve alacağının olmadığını, müvekkili şirket kayıtlarında böyle bir şirketten alacaklı olduğuna dair hiçbir evrak ve kayıt olmadığını, davalı … tarafından yapılmış olan bu ciro işleminin açıkça bir şekilde görüldüğünü, ayrıca ve açıkça bir yetkiyi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından davalıya bu yetkinin hiçbir surette verilmemiş olduğu ise açıkça bir şekilde dava dilekçeleri ekinde bulunan yetki belgesine ilişkin karardan görüleceğini, müvekkili şirketin ——— firmasından hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını, olmayan bir alacağın devri mümkün olmadığı gibi olmayan bir alacaktan dolayı da taraflarının sorumlu tutulmasının hukuk genel kurallarına aykırılık teşkil ettiğini beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ———– tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı————-vekili Mahkememize sunduğu ——- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: öncelikle yetki itirazlarının olduğunu, takibe konu çeki ciro eden ————- tarihleri arasında şirketi münferiden temsile yetkili olduğunu, takibe konu çekin ise en geç ———tarihinde ciro edilmiş olduğu ve bu nedenle davacının iddialarının haksız ve yersiz olduğunu, çekin temsile yetkili şahıs tarafından ciro edildiği sabit olduğuna göre davacı şirket çekteki cirosundan sorumlu olduğunu, müvekkilinin …’ ın şahsi cirosu ile hamil olduğu için davacı şirket bakımından iyiniyetli 3. kişi konumunda olduğunu, davacı tarafından ——– İcra Hukuk Mahkemesi ———- Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı davalardaki asıl amacının müvekkili şirketin alacağına kavuşmasını geciktirmek olduğunu, beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’ a dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı … cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamış, ayrıca davalılar hüküm duruşmasına katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı şirketin bir dönem ————Şubeleri Müdürü olarak atanan … ‘a kendisi ile işlem yapma yetkisi verilip verilmediği, davalı … ‘ın görevi sona erdikten sonra davaya konu çeki cirolayıp cirolamadığı, davacı şirketin önceki ve sonraki cirantalar ile ticari ilişkisinin bulunup bulunmadığı, hamil ile ticari ilişki olup olmadığı, davalı şirketin iyi niyetli hamil olup olmadığı, davacı tarafın def’ilerini davalı şirkete ileri sürülüp sürülemeyeceği ve mahkememizin yetkisi olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Menfi tespit davasını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/1. Maddesindeki ” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen —————- İcra İcra Müdürlüğü’nün ——Esas sayılı dosyasında; diğer borçlular ile birlikte davacı/takip borçlusu hakkında ——- tarihli takip talebi ile ———-TL bedelli çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, anlaşılmıştır.
Davaya konu çek incelendiğinde; ——— Şubesi’nden verilme, —— çek numaralı,——— keşide tarihli, keşide yeri ——–keşidecisi ———– TL bedeli olduğu ve hamiline düzenlenen çekin sırasıyla —————– tarafından ciro edildiği ve hamilin ————— olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez çek/senet tevdi bordrosu incelendiğinde; davaya konu çekin de bulunduğu iki adet toplam ——– TL bedelli çekin tahsil amacıyla davalı ————-tarafından ——- tarihinde —————- tevdii edildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez ————– nolu davacı şirket yönetim kurulu kararı incelendiğinde; davalı —————şirketin ———— yetki ile temsil ve ilzam etmek üzere müdür olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez ———— nolu davacı şirket yönetim kurulu kararı incelendiğinde; davalı ————– Müdürlüğü’nden azledilerek yetkilerinin alınmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez ————– nolu davacı şirket yönetim kurulu kararı incelendiğinde; davalı ——- şirketin—— Şubesi’ ne münferit yetki ile temsil ve ilzam etmek üzere müdür olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez ————-davacı şirket yönetim kurulu kararı incelendiğinde; davalı———- Müdürlüğü’nden azledilerek yetkilerinin alınmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyada sunulu ——————- örnekleri incelendiğinde; davalı—————— müdür olarak atanmasına ilişkin kararın ———tarihinde, ————– müdür olarak atanmasına ilişkin kararın ——- tarihinde, ———— Müdürlüklerinden azline ilişkin yönetim kurlu kararlarının ise——————— tarihli ———- yayınlandığı anlaşılmıştır.
———Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla davacı şirketin ticari defterlerine ilişkin alınan raporda özetle; davalı … ile herhangi bir alacak ve borç ilişkisi bulunmadığının tespit edildiği rapor edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Temsile yetkili olanlar şirketin amacına ve işletme konusuna giren her tür işleri ve hukuki işlemleri, şirket adına yapabilir ve bunun için şirket unvanını kullanabilirler. Kanuna ve esas sözleşmeye aykırı işlemler dolayısıyla şirketin rücû hakkı saklıdır. Temsile yetkili olanların, üçüncü kişilerle, işletme konusu dışında yaptığı işlemler de şirketi bağlar; meğerki, üçüncü kişinin, işlemin işletme konusu dışında bulunduğunu bildiği veya durumun gereğinden, bilebilecek durumda bulunduğu ispat edilsin. Şirket esas sözleşmesinin ilan edilmiş olması, bu hususun ispatı açısından, tek başına yeterli delil değildir. Temsil yetkisinin sınırlandırılması, iyiniyet sahibi üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmez; ancak, temsil yetkisinin sadece merkezin veya bir şubenin işlerine özgülendiğine veya birlikte kullanılmasına ilişkin tescil ve ilan edilen sınırlamalar geçerlidir.(TTK md. 371/1,2,3)
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, icra dosyası, şubeyi temsile ve azile ilişkin yönetim kurulu kararları, ——— örnekleri, çek, çek tevdi bordrosu, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/senet borçlusunun cirantaları arasında bulunduğu çekin davalı/senet alacaklısı/Hamil tarafından iktisap edildiği, menfi tespit davasının icra takibinden sonra açıldığı, genel kuralın aksine senede dayalı borç ilişkilerinde ispat yükünün senet borçlusunda olduğu, her ne kadar davaya konu çek üzerinde keşide tarihi ——— tarihi olarak yazılı ise de 5941 sayılı Çek Kanunu’ nun geçici 3. Maddesinin 5. Fıkrasındaki “——- tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir.” şeklindeki düzenleme karşısında ileri tarihli çek keşide etmenin mümkün olduğu da nazara alındığında çek tevdi bordrosu tarihi olan ————– tarihinden önce davaya konu çekin keşide edildiği, çek tevdi bordrosu tarih itibariyle davalı …’ın halen şube müdürü olarak görevinin devam ettiği, bu haliyle davalı …’ ın müdürlükten azledildikten sonra çeki ciro ettiği hususunun ispatlanamadığı, ayrıca davalı …’ a kendisi ile işlem yapma yetkisi verilmediği iddiasının TTK’ nın 371/3. maddesi uyarınca davalı şirkete karşı ileri sürülemeyeceği, bunun yanı sıra davalı şirketin davaya konu çeki kötü niyetli ve/veya davacı şirketin zararına olduğunu bile bile çeki iktisap ettiği hususunun da ispatlanamadığı, davalı şirketin davalı … tarafından çekin hem şirket adına hem kendi adına ciro edildiğini biliyor olmasının çekin davacı şirketin zararına kötü niyetli olarak iktisap ettiğinin ispata elverişli olmadığı, bu nedenle davalı ———- yönünden davanın yerinde olmadığı, şirketle işlem yasağının TTK’ nın 395 maddesinde yönetim kurulu üyeleri için düzenlediği, davalı …’ ın ise yönetim kurulu üyesi olmaması nedeniyle eldeki davada TTK’ nın 395. Maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığı, buna karşın davalı …’ ın önce davacı————-adına cirolayıp sonra kendi adına çeki cirolamak suretiyle kendi işlemi ile davacı şirketten kambiyo alacaklısı haline geldiği, davalı …’ ın kendi işlemi ile alacaklı hale geldiğinden temel ilişkinin varlığını ve bu sebeple alacaklı olduğunu ispatlaması gerektiği, bu yönde bir ispat bulunmadığından davacının davalı …’ a çek nedeniyle borcunun bulunmadığı, İhtiyati tedbir kararı nedeniyle davalı/takip alacaklısı alacağına geç kavuştuğundan davalı ———– yararına kabul edilen alacak üzerinden ———- oranında tazminata hükmedilmesi gerektiği(İİK m. 72/4) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın davalı … yönünden kabulüne, davalı ———-yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın davalı … yönünden KABULÜNE, davalı ————-.yönünden REDDİNE,
2-Davacının, ——— tarafından————nezdinde bulunan ——- numaralı hesabından keşide edilen, ——– keşide tarihli ve—– TL bedelli ———— çek nedeniyle davalı … ‘a BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
3-Verilen ve uygulanan ihtiyati tedbir nedeniyle dava konusu alacağın ——-olan ——– TL’nin davacıdan alınarak davalı ———- verilmesine,
4-Mahkememizce verilen ——– tarihli ihtiyati tedbirin İİK.nun 72/4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
5-Başlangıçta peşin olarak alınan 1.110,04 TL harcın alınması gerekli olan 4.440,15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.330,11 TL karar ve ilam harcının davalı … ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacının davalı … yönünden yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 1.110,04 TL, posta ve tebligat gideri 253,88 TL, talimat masrafı 404,50 TL, olmak üzere toplam 1.768,42 TL yargılama masrafının davalı … ‘dan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacının davalı ————-yönünden yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.250,00 TL avukatlık ücretinin davalı … ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
9-Davalı ———- yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.250,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı —————— verilmesine,
10-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ————– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/02/2020