Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/198 E. 2021/403 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/198 Esas
KARAR NO : 2021/403

ASIL VE BİRLEŞEN DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA TARİHLERİ : 19/02/2018 – 02/04/2018
KARAR TARİHİ : 26/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA :
DAVA : Davacı vekili 19/02/2018 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı asıl müteahhit arasında———— yevmiye—– numaralı dairelerin —- ait olacağını, müvekkili ile — arasında —– şeklinde —- halinde ödeneceği ve yapılacak işlerin bakiye bedelinin de iş bitiminde tamamlanacak şekilde ödeneceğini, ancak taksit tarihleri itibariyle —- aya gelinmesine ve defalarca uyarı yapılmış olmasına rağmen hiç bir ay ödeme yapılmadığını ve muhatabın ödemesi gereken meblağın 1.400.000,00TL tutarına ulaştığını, sözleşmede kararlaştırılan bedelin ödenmeyip, ödenmeyen miktarın müvekkili alt müteahhidin dayanma sınırını aşması sebebiyle—- tarihli ihtarnamesi ile inşaatın durdurulduğunu, sözleşmede kararlaştırılan bedellerin ödenmesi, aksi halde şirket hakkında yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, bu ihtarnamenin 11.12.2017 tarihinde karşı tarafa tebliğ edildiğini, müvekkili tarafından—- tespit yapılması talep edildiğini ve Mahkemece yaptırılan tespit raporunda da belirtildiği üzere, müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilen işlerin bedelinin — olmak üzere toplam 991.200,00 TL olduğunu, müvekkili şirketin yükümlendiği işin ifası için gerekli tüm ödemeleri nakden yaptığını, müvekkilinin yaptığı bu işler dolayısıyla inşaatın 3.kişilere hiç bir borcu olmadığını, zor durumda kalan müvekkili şirket yetkililerinin yaptıkları araştırmada—- olduğunu, şirketin borca batık vaziyette bulunduğunu, hakkında bir çok icra takibi ve haciz işlemi olduğunu öğrendiğini, müvekkili şirketin, muhatap tarafından ediminin ifa edilmemesi sebebi ile ifaya devam etmesinin imkansız hale geldiğini, müvekkili şirketin işi durdurmakta haklı olduğunu, sözleşmenin ifasının iş sahibi borçlu asıl müteahhidin kusuru sebebiyle devam edilemediğini belirterek; evvel emirde davalı tarafından elden çıkarılması halinde müvekkilinin alacağını tahsil etme ihtimalini ortadan kaldıracak olması sebebiyle davaya konu —- davalı —- hissesine düşecek dairelerin dava sonuna kadar devrinin önlenmesine yönelik olarak ihtiyati tedbir kararı —– müvekkili şirketin davalı şirketten olan 991.200,00 TL alacağının fazlaya ilişkin tüm yasal talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500.000,00 TL kısmının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili 19/03/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında sözleşmenin yapıldığı tarih 14/06/2017 tarihli olduğunu, müvekkili şirketin sözleşme gereği üstlendiği tüm şartları yerine getirmesine rağmen davacı şirketin süresinde işe başlamamış olduğunu, alacağının karşılıksız kalmaması için müvekkili işveren şirket ile muhatap olan —— kendi şirketindeki diğer hissedarların — istediğini, bu nedenle işe devam etmesi için arsa maliklerinin ve işveren şirket adına verilecek bir dairenin— karşılığı kendisine verilmesini istediğini, arsa malikleri ile —-işin durmaması için şirket hissedarı —— bu teklifi kabul ettiklerini, aynı gün ——– aldığı ————— verdiklerini, verilen tapunun ——- öncelikle müvekkili şirkete devir ettikleri —- öğleden önce tamamlandığını, davacıya öğleden sonra —- devir işlemi yapılırken —- borçlu olduğu icra dosyasından 200.000,00 TL’lik haciz işlemi yapıldığını, hacizli tapuyu— aldığını, davacı şirket ortağı—sözleşmesindeki şartlara uymayarak — arsa maliklerinden — ile ihtilaflı olan —–.– bildirildiğini, … — bildirerek —— için dilekçe verdiğini, davacının yaptığı hatalı işi müvekkili şirket yetkililerine haber etmeyerek sorumluluğu bilerek yerine getirmediğini, — yapıldığını öğrenen — tarihinde inşaata gelerek çatının projeye aykırı imal edildiğini, sökülmezse şantiyenin mühürlenip işin durdurulacağını müteahhide ve — bildirdiğini, durumdan müvekkili şirketin haberdar olduğunda — parası vererek — yaptırdığı çatıyı söktürdüğünü, idarenin verdiği süre içinde de yapılan hatayı giderdiğini,—sökülme parasını işveren —- ödediğini, davacı şirketin sözleşme gereği müvekkiline her hafta toplanıp haftalık bir rapor sunmadığı gibi yaptığını iddia ettiği işlerle ilgili de rapor sunmadığını, sözleşmeye uyulmadığını, —– ile —– girişiminde bulunduğunu— sayılı dosyasında sunulan raporun— içerdiğini, kendilerine tebliğ edilmediğini, müvekkili şirket tarafından— aracılığı ile davacı ile akdin feshi öncesi yapılan işlerin durum ve tespit talepli dilekçeleri üzerine keşif yapıldığını ve 10/01/2018 tarihli bilirkişi raporunun alındığını, raporda şirketin alacağının— olarak belirlendiğini, —- içerisinde olduğunu, davacı—tarihinde yapılan ——aldıktan sonra hiçbir iş yapmadığını, davacı ——- tarihli ihtarına karşı davalı —– nolu ihtara cevap ve ihtarını gönderdiğini, cevabında gönderilen ihtarnamenin açıklandığı gibi —- yasal olmayan yollarla — belirtildiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA (Mahkememizin —– Esas):
DAVA : Davacı vekili —- dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı —— sözleşme yaptığını, yapılan sözleşme ile;—– yapımını davalı —- içerisinde işi teslim etmeyi taahhüt ettiğini, bu taahhüdüne rağmen işe samimi bir şekilde ciddi olarak başlamadığını, yüklenici şirket adına işi yürüten davalı —- işveren şirket yetkilisi —– —— sahiplerinin işi tam —- yapmıyorsunuz, böyle hareket ederseniz işi taahhüt ettiğiniz sürede bitiremezsiniz bizi mağdur edersiniz dediklerinde;Davalı şirketin diğer ortakları ve —- işi yaptığımızda alacağımız karşılıksız kalmaması —– işveren yetkilisine davacı şirkete verilecek bir ——— inanç sözleşmesi gereği verilmesini istediklerini, verilmediği takdirde işe devam etmeyeceklerini söylediklerini, davacı şirket yetkilisi ile ————- şirketin bu teklifini değerlendirdiklerini —— tarihinden önce davacı şirkete verdiklerini, aynı gün öğleden sonra da davacı şirket yetkilisinin şirket adına verilen —– adına tapu verildikten sonra —- bıraktığını, müvekkili şirketi oyalamaya başladıklarını, ayrıca kanunsuz işler yaparak davacı …———–içine girdiklerini, —- taraflar arasındaki sözleşmede yüklenicinin sorumlulukları başlığı —- maddede belirtilen sorumluluğunu yerine getirmediğini, işveren davacıya yaptığı işler ile ilgili rapor sunmadığı gibi işveren ve —— ile bir araya gelmemeye çalıştığını, 20.10.2017 tarihinde —- olarak —- aldıktan sonra davacı şirket yetkilisini oyalayarak işi yapmadığı gibi ——-ile davacı şirketin arasını açmaya çalıştığını iki taraf arasında çıkacak ihtilaftan yararlanma çabasına giriştiğini, daval—- —- sonra yapılan işlerin ne olduğunu, istihkakına ilişkin bir talepte bulunmadan —– ——gönderdiğini ——- —–davacı —– bildirdiklerini, bu bildirimde teminat olarak verilen —– davacı müvekkilinin bu ihtara karşılık olarak—– tarihli sözleşme şartlarını yerine getirmeyen davalı … — göstererek iş akdinin feshi öncesi yapılan işlerin durum ve tespitini—-tarihli bilirkişi raporu alındığını, davalı şirketin yüklendiği işi yapmayarak —- taraflarına gönderilmesine sebep, ——- durdurarak, —– olanların davacı—- kalmamasına neden olduğunu, uğradıkları manevi tazminat için 500.000,00TL talep ettiklerini— yeniden anlaşacakları—- anlaşmaları halinde fiyat farkından doğacak zarar miktarının ne olacağının şimdiden belirleyemediklerinden, her iki sözleşme ile ilgili şimdilik 100.000,00TL olarak belirleyerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak iş bu davayı açtıklarını belirterek, taraflar arasındaki sözleşmeye davalının uymaması, sözleşmede yüklenici olarak üstlendiği işi yapmaması ve taraflar arasındaki akdi haksız olarak fesih etmiş olması nedeniyle fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 100.000,00TL maddi tazminatın fazlaya ilişkin dava ve talep haklarını saklı tutarak davanın devamı sırasında belirlenecek maddi zararları kadar davalıdan alınarak davacı şirkete verilmesine, davacı şirketin yapılan sözleşme nedeniyle uğradığı 500.000,00TL manevi tazminatın davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili 30/05/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili —– arasında —— binadan———–başlıklı eser sözleşmesi akdedildiğini, —- olduğunu, anılan —- müvekkili şirkete verdiğini, ana —– ile —– mevcut olduğunu, bu sözleşmeye göre inşaa edilecek—— numaralı —- firmaya ait olacağını, müvekkili ile —- arasındaki —-sözleşmenin 4.maddesi gereği, işin bedeli —— şeklinde —– yapılacak işlerin bakiye bedelinin de iş bitiminde tamamlanacak şekilde ödeneceği kararlaştırıldığını, —— yapılmış olmasına rağmen hiçbir ay ödeme yapılmadığını ve muhatabın ödemesi gereken meblağın 1.400.000,00TL+KDV tutarına ulaştığını, sözleşmede kararlaştırılan bedelin ödenmeyip, bu ödenmeyen miktarın — aşması sebebiyle ————–durdurulduğu, sözleşmede kararlaştırılan bedellerin ödenmesi,—- hakkında yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, müvekkilinin mevcut alacaklar ile ilgili uyuşmazlığın çözümü ve davalarda ileri sürülebilecek muhtelif vakalarda yapılan işlerin tespiti için —– dosyasıyla tespit talep ettiğini, yaptırılan tespit raporunda, müvekkili şirketin davaya konu —— yaptığının tespit edildiğini, davacı —tarafından yaptırılan —— İş sayılı dosyası üzerinden bir —–tarafından yaptırılan tespit raporuna taraflarınca itiraz edildiğini, taraflar arasındaki —- görüleceği üzere sözleşme kapsamındaki işlerin —-olduğunu, müvekkili şirketin ——başladığını, yapılan ——— bunların çoğunun ——— alanının dışında olduğunu, kaldı ki bu kısımlar —— rağmen———-olarak tespit ettirdiklerini zaten kendilerince ikrar edilen bu miktar için dahi ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketin —- faturalar ve diğer belgelerden de anlaşılacağı üzere yükümlendiği işlerin ifası için gerekli tüm ödemeleri— müvekkilinin yaptığı işler —- hiçbir borcu olmadığını, ancak sözleşme gereği asıl müteahhit tarafından ödenmesi gereken aylık 200.000,00TL+KDV tutarındaki taksitlerin hiç birisinin ödenmediğini, —-daha sonra da —— dava dışı üçüncü kişi —— sattığı dairenin ne huzurdaki dava ile ne de davanın tarafları ile ne de müvekkili şirketin alacağı ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olduğunu bedelinin para borcu olduğunu, dava konusu olayda —– dava dışı üçüncü kişi olup, 20.10.2017 tarihinde müvekkili şirketin işe başlamasından yaklaşık beş ay sonra aralarında oluşan ticari güven ile taşınmazı kendi şahsı adına satın almak istediğini, satışa ilişkin daire bedelinin de ——tarafından nakden ödendiğini, çatıya ilişkin ayıp iddiası ve sonrasına ilişkin veriler bir senaryodan ibaret olduğunu, binanın çatısı ile ilgili tüm sorumluluk ve ——olan davacı şirket yetkilisi ve davacının —— firmasında olduğunu, müvekkili şirketin—- olduğunu, —- ve — —–tarafından kendisine verilen —- yapmakla yükümlü olduğunu, taraflarınca yaptırılan delil tespitinden sonra, alacak miktarında karışıklık çıkarmak ve yargılama sürecini uzatmak amacıyla—— müvekkili davalı şirketin sözleşmede de belirtildiği üzere, bu kararlaştırılan işte ——– vermediğini, yalnızca kendisine—–ayrıca, davalının usulüne uygun bir ihbarının da bulunmadığını, bahsedilen ayıp iddialarının müvekkili — cevap dilekçesi vesilesi ile ilk defa gördüğünü, taraflar arasındaki sözleşmenin fesih tarihine— olan davacının taraflarına yöneltmiş olduğu—bulunmadığını, açılan alacak davası sırasında bu hususların iddia edilmeye başlandığını, ..—- müvekkili şirket yetkililerinin bir —- tanışıklığı bulunmadığını, dava konusu olayda, maddi ve manevi tazminatın koşulları oluşmadığını, müvekkili tarafından aylarca ödeme yapmayan davacıya karşı kanundan doğan hakkını kullanması sebebiyle davacı —- sorumluluğunun doğduğundan bahsedilemeyeceğini, —- hiçbir zarar meydana gelmediği, aksine tüm süreçte lehine menfaat elde eden taraf olduğu açık olup, —–devam edebileceği ortada iken buna rağmen herhangi bir zarar iddiası varsa bile bu hukuka uygunluk sebebiyle zararın müvekkiline yöneltilemeyeceğini, davacının iddia—- göstererek arsa maliklerinin kendisine müvekkilinin kusuru sebebiyle ihtar çektiklerini beyan etmiş ise de arsa sahipleri ile asıl müteahhit arasındaki—-başlamış — süresinde teslim edeceğini taahhüt etmiş ancak 3.5 yıl geçmiş olmasına rağmen — oranının %50 seviyelerine ancak geldiğini, yani davacı ile davalı taraf arasındaki sözleşmeden çok önce, temsil ——-keşide edildiği ve — ödeme güçlüğü sebebiyle inşaatın devamında sorunların var olduğu ve arsa sahiplerinin o zamanlarda ihtarname göndermek zorunda kaldığının açık olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili—-tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi kurulunca hesaplanan 877.253,80 TL miktarına göre davamız kısmen ıslah olunduğunu, buna göre, 500.000,00 TL olarak açılan davalarını ıslah edilerek 877.253,80 TL olmak üzere dava değerine artırdıklarını belirterek ıslah edilerek arttırılan dava değerinin 877.253,80 TL’ye dava tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Asıl dava ——– sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsiline, birleşen dava ise işbu sözleşme hükümlerine aykırılıktan dolayı maddi – manevi tazminat istemine ilişkindir.
Birleşen dava mahkememizin —- kayıtlanan dava asıl davalı birleşen davacı tarafından —-, mahkemece görevsizlik kararı verildiği, davanın asıl davanın kaynaklandığı sözleşmeye dayandığından, gerek taraflar gerekse dava konusu yönünden HMK 166. Maddesindeki hukuki ve fiili bağlantının gerçekleştiği anlaşılarak —-Esasına kayıtlı dava dosyamız ile birleştirilmiştir.
Tarafların tüm delilleri celp olunarak— ticari defter kayıt ve dayanakları belgeleri ile dosya üzerinde uzman bilirkişi heyeti aracılığı ile incelemeler yaptırılarak raporlar alınmıştır. Mahkememizce alınan — tarihli raporun dosyadaki verilere uygun, gerekçeli ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasında—- sözleşmenin 2. maddesinin sözleşmenin konusu başlıklı olduğu; —olduğu———– ——– binasının sözleşme eklerinde belirtilen hususlar ve ———. maddesinin—- başlıklı olduğu; ——- bekletilen —- belirlenmiştir. — şeklinde belirlenmiştir. —-keşif dosyasındaki sözleşme —- dışı —–..” şeklinde düzenlendiği, sözleşmenin 5. maddesinin işin süresi başlığını taşıdığı ve; “işbu sözleşme kapsamındaki işler mücbir sebeplerin oluşması ve yüklenici sorumluluğunda olmayan durumlar haricinde 365 iş günü içerisinde teslim edilecektir. — değişikliği talepleri, ——— alınması sureti ile uygulanabilir. Bu değişiklikler karşılıklı mutabakat ile belirlenecek oranlarda işin süresine ve bedeline eklenecektir. İşin — düzenlendiği görülmüştür. İşbu sözleşmenin;—— bulunduğu da anlaşılmıştır.
Taraflarca dava dosyasına sunulan delillerden;
———-.iş sayılı dosyasının incelenmesinde; asıl davacı tarafından asıl davalı birleşen davacı aleyhine davaya konu sözleşme uyarınca yapılan işler ile ilgili tespit talebinde bulunulduğu, mahkemece kök ve ek rapor alındığı, kök raporda;”..——– üzerindeki ——, çatının kapatılmadığı…—- olarak—————- serbest piyasa koşullarındaki bedeli —- olarak tespit isteyenin taahhüdü altında olan işlerin toplamının 841.253,80 TL + KDV olduğunun hesaplandığı, oranlar bağlamında —–kendi—- tamamlama oranının %22,958,— içerisindeki tamamlanma oranının %26,734 ,— tamamlanma oranının da %18,921 olarak tespit edildiği,
—– sayılı dosyasının incelenmesinde; asıl davalı birleşen davacı tarafından asıl davacı birleşen davalı aleyhine yapılan işler ile ilgili tespit talebinde bulunulduğu, mahkemece alınan 19.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda; “..—– tamamlanmış olduğu,—yapılmış olduğu, bir kısım — olduğu.— almadığının görüldüğü,—- tarafından belirlenen piyasa, malzeme + işçilik fiyatları ile hesaplanmak —- olarak tespit edilmek sureti ile 236.665,20 TL olarak hesaplandığı, sözleşmede—–davalı —yapmış olduğu — toplam imalata oranının %9 olarak tespit edildiği—- belirtildiği,
——– asıl davacı —– asıl davalı —- edildiği, sözleşmede kararlaştırılan bedelin ödeme koşullarına göre ödenmemiş olması nedeni ile inşaatın durdurulduğu, sözleşmede kararlaştırılan bedellerin ödenmesi, aksi takdirde şirket hakkında yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiği, ihtarnamenin asıl davalı birleşen davacı şirkete—- edildiği,
———–Taahhüdünüzde olan işlerin hiçbirini yerine getirmediğiniz tarafımızca tespit olunmuş ve tarafınıza —– defalarca yapılmıştır…, işi yapacağınızı taahhüt ederek tarafımızın —- borç olarak tanımladığınız rakamın bile —- aldınız…, bu konuda daireye karşılık tarafımıza yüksek meblağda borçlu olduğunuzu hatırlatırız…, tüm bu hususlar dikkate alındığında işinizi yapmamaya veya bu şekilde —- durumda tarafınıza ——— göndermeden —– ayrıca oluşmuş ve olacak tüm zararların tazmini yoluna gideceğimizi ihtar ederiz…” şeklinde belirtildiği, ihtarnamenin asıl davacı birleşen davalıya tebliğ edildiği,
—— incelenmesinde dava dışı—– davalı birleşen davacı şirket arasında düzenlendiği,
—– nolu ihtarnamenin dava dışı — tarafından asıl davalı birleşen davacıya kat —- ihtarnamelerinin de yine dava dışı arsa malikleri tarafından asıl davalı birleşen davacıya kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükümlenilen işlerin gecikmesine ilişkin olarak ihtarda bulunulduğu,
—— tarafından dosyamız asıl davalı birleşen davacı şirket ile dava dışı—- tarihli çekin tahsili için genel haciz yolu ile takip yapıldığı,
—-asıl davacı şirket yetkilisi— tarafından asıl davalı birleşen davacı şirket yetkilisi ve dava dışı— bahisle şikayette bulunulduğu, yapılan soruşturma sonucunda takipsizlik kararı verildiği,
——–asıl davalı birleşen davacı şirket yetkilisi tarafından davacı ——- haksız suç isnadında bulunmak ve mahkemeleri yanıltmak için el yazısı ile yazılarak imzalanan belgeyi gizlemek sureti ile maddi menfaat sağlandığından bahisle şikayette bulunulduğu,
—– Esas sayılı dava dosyasının— olunarak yapılan incelenmesinde; asıl davacı birleşen davalı şirket tarafından dava dışı — aleyhine T.M.K 893 maddesi kapsamında —- hakkında dava açıldığı, yargılamanın devam ettiği, mahkemece, mahkememizin işbu dava dosyası ile —- Esas sayılı dava dosyasının sonucunun bekletici mesele yapıldığı,
—-Esas sayılı dava dosyasının celp olunarak yapılan incelenmesinde; asıl davacı birleşen davalı şirket tarafından asıl davalı birleşen davacı şirket ile birlikte dava dışı arsa malikleri aleyhine yine T.M.K 893 maddesi kapsamında— esas olmak üzere T.M.K’nun 1011 maddesi uyarınca geçici tescil kurulması hakkında dava açıldığı, mahkemece; “…T.M.K 895 maddesi hükmünce tescilin yüklenilen işin tamamlanmasından başlayarak 3 ay içinde yapılmış olması ve tescilin yapılabilmesi için alacağın malik tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmış olması şarttır. Taraflar alacak miktarında veya teminat hakkında anlaşamaz iseler T.M.K’nun 1011. Maddesi uyarınca geçici tescil şartı verilmesi istenebilir. Ancak geçici tescil isteminin de işin tamamlanmasından başlayarak 3 ay içinde yapılmış olması şart olup tüm dosya kapsamından alt yüklenici davacının alacak miktarı hususunda taraflar uyuşamadıkları gibi mahkemece de karara bağlanmadığı, yani alacağın miktarının tartışmalı olduğu, ayrıca —edilmediği, geçici —isteminin işin tamamlanmasından başlayarak 3 ay içinde istenebileceği, böylelikle — koşullarının henüz oluşmadığı…” gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, karara yönelik istinafın —- Karar sayılı kararı ile reddedildiği,
Anlaşılmıştır.
Asıl davacı dayanak sözleşme uyarınca— olduğu işlerin devamı sırasında sözleşmede kararlaştırılan aylık 200.000,00 TL bedelli ödemelerini — edemediğinden inşaatı durdurduğunu, ödemelerin yapılmasını talep ettiğini ancak asıl davalı tarafından ödemelerin yapılmadığını——durdurduğu tarihe kadar yapmış olduğu iş bedelinin tahsilini talep ettiği, birleşen davacı ise—- içinde tamamlanmadığını, sözleşmede belirlenen bedelin ödenmesi kapsamında kendisine ait taşınmazın davalı—- dolayısıyla asıl davacıya borçlu olmadığını iddia ederek asıl davacı birleşen davalının edimlerini yerine getirmediğinden bahisle uğradığı maddi manevi zararın tazminini talep etmektedir.
Taraf şirketlerin ticari defter kayıt ve dayanakları belgeleri üzerinde yaptırılan inceleme sonucunda düzenlenen;
——- bilirkişi—— davalı birleşen davacı şirketin iddia ve savunmalarına konu taşınmazın davacı birleşen davalı şirket ortağı—- tarihinde — ile ilgili herhangi bir kaydın ticari defterlerinde yer almadığı,—- ile ——kayıt yapıldığı, yani davalı ——– hesabında satıcılar hesabında 236.000,00 TL den başka bir kaydın bulunmadığı…” tespit edildiği,
Mahkememizce —- tarafın — onamaları ile yevmiye defterlerinin noter kapanış onamalarının sürelerinde yaptırıldığı, defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve birbirini teyit ettiği, davacının ——- hakediş bedeli içerikli faturanın davalı birleşen davacı şirketin borcuna kaydettiği,—– kadar hesapta başka bir hareketin bulunmadığı, —–asıl davalı birleşen davacının 236.000,00 TL borçlu olduğunun kayıtlı bulunduğu, bakiyenin —- tarihine kadar—-tarihinde—- kaldığı, 334.786,62 TL malzeme bedelinin——yapıldığı…– tespit edildiği,
görülmüştür.
Yukarıda da izah edilen taraflar arasında akdedilmiş olunan sözleşmenin 4. maddesi hükmüne göre asıl davalı birleşen davacı iş bedellerini her birini aylık 200.000,00 TL + KDV tutarlı 20 eşit taksitte ödeme borcu altına girmiştir. Tarafların incelenen ticari defter ve kayıtlarında tespit edildiği gibi uyuşmazlık konusu olmayacak şekilde tarafların tüm iddia ve savunmalarına göre sözleşmenin akdedilmesinden sonra birinci aya ilişkin KDV dahil 236.000,00 TL lik taksit tutarının ve sonraki taksitlerin ödenmediği açıktır. Bu nedenle asıl davalı birleşen davacı işveren şirket, iş bedellerini ödeme borcunun ifasında temerrüde düşmüştür. Dolayısıyla davacı birleşen davalı — sözleşmeyi feshetme hak ve yetkisine sahip olmuştur. Davacı taraf sözleşmeyi ileriye — gibi dava tarihine kadar yapmış olduğu işlerin bedelini talep etme hakkına da sahiptir. Bu noktada davalı birleşen davacı şirketin asıl ve birleşen davada iddia ve savunmasına konu ettiği şekilde bir taşınmazı asıl davacı şirketin ortağı —- sözleşme bedeli karşılığında devrettiği hususunun irdelenmesi gerekmektedir. — tarihinde satış yapılmak sureti ile devredildiği — anlaşılmaktadır. Davacı şirket işbu taşınmazı ortağının sözleşmeden bağımsız olarak kendi şahsi kararı doğrultusunda satın aldığını iddia etmektedir. Davalı şirket ise bu taşınmazın davacı şirkete sözleşme bedeli karşılığında devredilmek üzere ortağı adına —- savunmaktadır. Dosya kapsamında bu taşınmazın sözleşme bedeli yönünden davacı şirkete devredilmek üzere inançlı işlem gereği şirket ortağı —-devredildiği yada sözleşme bedelinin teminatı olmak üzere şirket ortağına devredildiğine ilişkin de yazılı delil bulunmamaktadır. Davalı yanın bu husustaki savunması inançlı işlem olarak değerlendirilse dahi —- kararının sonuç kısmında belirtildiği üzere; — işleme dayalı olup dinlenilirliği kabul edilen iddiaların ispatı, şekle bağlı olmayan yazılı delildir.— olarak adlandırılan bu belgenin sözleşmeye taraf olanların imzasını içermesi ve en geç sözleşme konusu işlem tarihinde düzenlenmiş olması gereklidir. Bunun dışındaki bir kabul, hem İçtihadı Birleştirme Kararının kapsamının genişletilmesi, hem de taşınmazların tapu dışı satışlarına olanak sağlamak anlamını taşıyacağından kendine özgü bu sözleşmelerle bağdaştırılamaz. —muamelelerde taraflar yakın akraba olsalar dahi tescile karar verilebilmesi için aralarında yazılı bir delil veya davalının elinden çıkmış aleyhlerine delil olabilecek yazılı bir belgenin bulunması gerekir. Bu tür davalar tanıkla ispat edilemez. Yazılı delil veya “delil başlangıcı” yoksa inanç sözleşmesinin ikrar (HMK m.188) yemin (HMK m. 225 vd) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır. —- Karar sayılı kararı ve benzeri kararları) somut uyuşmazlığa dönüldüğünde, dosya kapsamına bu yönde yazılı bir delil sunulmamış olup asıl davalı taraf yemin deliline de dayanmamıştır. Bu nedenle asıl davalı birleşen davacı şirketin bu yöndeki savunmasına mahkememizce itibar edilmemiştir.
Birleşen davada davacı işveren davalı birleşen davacı —- şirketin eser sözleşmesini — sözleşmesini) haksız feshettiğinden bahisle maddi manevi zarara uğradığından tazminini talep etmektedir. Ancak asıl davada yukarıda irdelendiği şekilde sözleşmede belirlenen ödeme yükümlülüğünü birleşen davacı şirket yerine getirmeyerek temerrüte düşmüş olması nedeni ile sözleşmeyi haklı olarak feshettiği kabul edildiğinden birleşen davada davacının birleşen davalıdan talep edebileceği bir tazminat alacağı bulunmadığı tespit edilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm deliller, alınan bilirkişi raporları tüm halinde değerlendirildiğinde asıl davacının dayanak sözleşmeyi davalının sözleşme bedelini sözleşme şartlarına uygun şekilde ödememesi nedeni ile sözleşmeyi haklı olarak feshettiği, dava tarihine kadar yapmış olduğu işlerin bedelini talep edebileceği, mahkememizce yaptırılan teknik bilirkişi heyeti incelemesi sonucunda düzenlenen ve yukarıda da yazıldığı üzere hükme esas alınan raporda tespit edilen ve teknik bilirkişi tarafından kadru maruf görülen, davacının sözleşme uyarınca yerine getirdiği tespit edilen —- 301.030,00 TL — toplam 841.253,80 TL yi talep edebileceği, davalı birleşen davacının —- devrini yaptığı — sözleşme bedeli karşılığında değerlendirilmesi gerektiği yönündeki savunmasını yazılı delil ile ispatlayamadığı, bu nedenle bu yöndeki savunmaya itibar edilemeyeceği, davacı birleşen davalının sözleşmeyi haklı olarak feshetmiş olması nedeni ile birleşen davada davacının haksız fesih nedeni ile maddi manevi tazminat talep hakkının yasal dayanağı bulunmadığı vicdani kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.ASIL DAVADA; Asıl davanın kabulü ile 877.253,80 TL alacağın 500.000,00 TL’sinin dava tarihi 19/02/2018 tarihinden itibaren, 377.253,80 TL’sinin ıslah tarihi 02/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte asıl davalıdan tahsili ile asıl davacıya ödenmesine,
-Başlangıçta peşin olarak alınan 8.538,75 TL harcın ıslah/tamamlama harcı 6.500,00TL ile birlikte, alınması gerekli olan 59.925,21 TL harçtan mahsubu ile bakiye 44.886,46 TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 35,90 TL, peşin harç 8.538,75 TL, ıslah/tamamlama harcı 6.500,00 TL ile birlikte, posta ve tebligat gideri 810,70TL, bilirkişi ücretleri 2.500,00 TL (tamamının 1/2’si), talimat bilirkişi masrafı 500,00TL olmak üzere toplam 18.885,35 TL yargılama masrafının davalı ‘— alınarak davacıya verilmesine,
-Davalı tarafça yargılama sırasında yapılan 2.500,00 TL bilirkişi (tamamının 1/2’si) masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan— avukatlık ücretinin davalı — alınarak davacı tarafa verilmesine,
2.BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN——- DAVADA; BİRLEŞEN DAVANIN REDDİNE,
-Başlangıçta peşin olarak alınan 1.707,75 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 59,30 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı Harçlar Kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 1.648,45 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine,
– Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-Davalı tarafından tebligat ve posta gideri olarak yapılan 28,00 TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Maddi tazminat davası yönünden davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan——3/4 maddesi uyarınca 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Manevi tazminat davası yönünden harçlandırılmış bir dava bulunmadığından vekalet ücreti hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
3.Asıl ve birleşen davada karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, asıl davacı, asıl davalı, birleşen davacı, birleşen davalı vekili ve ihbar olunan …——-.., … vekilinin yüzüne karşı, diğer ihbar olunanların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı