Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/169
KARAR NO : 2022/13
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/06/2017
KARAR TARİHİ : 11/01/2022
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu 12/06/2017 tevzi tarihli dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket aleyhine —-. Sayılı dosyası davalı tarafından karşılıksız çek keşide etme suçundan ötürü şikayetçi olduğunu, müvekkilinin çekten bu şekilde haberdar olduğunu, şikayete konu çek —-bedelli çek olduğunu ve çekteki imzaların müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığını, çekin arka yüzündeki—- kaşedeki cironunda gereksiz bir ciro olduğunu — lehdarı olmadığı için bu cironun da bir hükmünün olmadığını imzanın da müvekkiline ait olmadığını, davalı şirket tarafından 01/11/2016 tarihinde bankaya ibraz edildiğinde de banka ‘— tarihli takas ortamında keşideci imzası tutmadığı gerekçesiyle işleme alınmamıştır” kaşesiyle iade ettiğini, buna rağmen imzaların müvekkile ait olmadığını bilen davalının çeki iade etmesi gerekirken aksine çek şikayeti yaparak kötü niyetli şekilde çek ile ilgili işlem yapmaya devam ettiğini, —- bedelli çekteki imzaların müvekkil şirkete ait olmaması sebebi ile işbu çek açısından müvekkilin davalıya borcu olmadığı hususunun tespiti ile davalarının kabulünü, kötü niyetli olarak çekleri iade etmeyen ve yasal işlem başlatan davalı aleyhine asıl alacağın %40’ından az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili 14/01/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinin verildiği tarihte reddedilen ve daha sonra istinaf aşamasına geçilen davada vekil olarak kendilerine tebligat yapılmadığından ve müvekkil şirkete de cevap dilekçesi sunma imkanı verilmediğinden henüz davalı taraf olarak müvekkil şirket adına cevap dilekçesi gönderilemediğini, bu itibarla iş bu dilekçelerini de davaya ilişkin cevaplarını süresi içerisinde sunduklarını, dava konusu çekteki imzanın, davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı bilirkişi incelemesi ile açığa çıkacağını, oluşan durumda kötü niyetli bir taraf varsa bu müvekkil şirket değil davacı şirketin kendisi olduğunu, davacı şirketin müvekkil şirketten mal satın almasına rağmen bunların bedelini ödemeyerek müvekkil şirkete 5.554.613,88 TL borçlandığını, takiben şirketin içini boşaltarak ve müvekkil şirketçe uygulanan hacizleri sonuçsuz bırakmak için mallarını kaçırarak telafisi imkansız zarara sebep olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirketçe müvekkil şirket emrine düzenlenen çeki bankaya ibraz ettiğini, ancak keşideci imzası tutmadığı gerekçesiyle banka tarafından kayıt düşülerek çekin müvekkil şirkete iade edildiğini, bu durum karşısında karşılıksız çek keşide eden davacı şirketin ve davacı şirketin yetkilisi olan —karşılıksız çek keşide etmek suçundan cezalandırılmaları talebiyle dava açıldığını, davanın —-görüldüğünü, yargılamanın istinaf aşamasında ve henüz kesinleşmediğini, müvekkil şirketin davacı şirketçe müvekkil şirket adına düzenlenen çeki, imzasının farklı olmasından ötürü icra takibine konu etmediğini, ancak alacağın tahsil edilememesi sebebiyle karşılıksız çek düzenleyen davacı şirkete karşı karşılıksız çek şikayeti yoluna gidildiğini, davacı şirketin dava dilekçesinde çek altındaki imzayı inkar etmekte ise de, bu çeklerin çalındığına ya da kaybolduğuna dair bir iddiasının bulunmadığını, başka bir deyişle davacı şirket tarafından bu yönde iddiada bulunulmaması çek altına bilerek ve isteyerek müvekkil şirketi zarara uğratmak adına yetkisiz imza atıldığı ihtimalini gündeme getirdiğini, bu sebeple, davacı şirkete müzekkere yazılarak dava konusu çek hakkında zayi davası açıp açmadıklarının ya da savcılığa şikayette bulunup bulunmadıklarının sorulmasını talep ettiklerini, müvekkili şirketin dava konusu çeki davacı şirketten aldığını, davacı şirketin borçları karşılığında müvekkil şirkete çeki verdiğini, müvekkil şirketin alacağını tahsil edemediğini, imza incelemesi sonucunda ortaya çıkacak duruma göre, çek altındaki imzanın yetkiliye ait olmaması halinde dahi, davacı şirket; müvekkil şirkete aldığı mal bedelleri oranında borçlu olduğunu, davacı şirketin münferiden imzaya yetkili kişisi —- olduğunu, bu durumda davacı tarafın iddiasına göre çek üzerindeki imzaların davacı şirket yetkilisi —– olmaması gerektiğini, çekte yer alan düzenleyen ve ciranta imzası kısımları yetkisiz şekilde doldurularak çekin müvekkil şirkete teslim edilmiş olması gündeme geldiğini, müvekkili şirketiin kötü niyetli olarak ifade etmesinin haksız olduğunu, bilerek ve isteyerek çek altına yetkisiz imza atmak ve bu çeki müvekkil şirkete vermek suretiyle müvekkil şirketi zarara uğratan davacı şirketin kötü niyetli olduğunu belirterek haksız davanın reddine, kötü niyetli davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
—— Soruşturma sayılı dosyası,
—– Esas sayılı dosyası,
-Taraf —–kayıtları,
—– Esas sayılı dosyası,
-İmza örnekleri,
-Grafoloji Uzmanı bilirkişi raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İİK 72 maddesine istinaden icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davaya konu çek nedeni ile davacının davalı tarafa borçlu olup olmadığı, çek üzerindeki imzaların davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı, çekin arkasındaki cironun geçerli olup olmadığı, taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, çekin ticari ilişki nedeni ile borçlarına karşılık olarak, davacı şirket tarafından davalı tarafa verilip verilmediği, kötü niyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır.
—-Karar sayılı görevsizlik kararı verilmiştir. Davacı vekili tarafından görevsizlik kararı istinaf edilmiştir.
——- Karar sayılı kararı ile davacı vekilinin istinaf talebinin kesin olarak reddine karar verilmiştir.
—-görevsizlik kararı —- Esas sayılı dosyasının kesinleşmesi üzerine dosya mahkememize esasına tevzi edilmiştir.
— sayılı dosyasının incelenmesinde; müştekisinin —– olduğu, 16/02/2018 tarihli gerekçeli karar ile sanıkların beraatına ilişkin karar verilmiştir.
Davacı şirket yetkilisi — tarihinde imza incelemesine esas olmak üzere ıslak imza örnekleri aldırılmıştır.
Davacı şirket yetkilisi —, imza incelemesine esas olmak üzere dilekçesinde bildirdiği —- müzekkere yazılarak ıslak imza örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir.
Davalı vekili tarafından dava konusu mezkur çek aslı imza incelemesi esas olmak üzere mahkememize teslim edildiği, çek aslının —-tarihli tutanak karşılığında kasaya alındığı görülmüştür.
Mahkememizin 30/09/2021 tarihli celsesinde dosyanın Grafoloji Uzmanı bilirkişiye tevdii ile rapor aldırılmasına karar verilmiş, dosya 01/10/2021 tarihinde bilirkişiye teslim edilmiş, bilirkişi 13/10/2021 tarihinde raporunu ibraz etmiş, rapor taraflara tebliğ edilmiştir.
Grafoloji Uzmanı bilirkişi mahkememize sunduğu 13/10/2021 tarihli raporunda sonuç olarak: İnceleme konusu çekin ön yüzünde —ve arka yüzünde aynı şirkete atfen atılmış ciro imzası ile davacı şirket yetkilisi —karşılaştırma imzaları arasında, imza incelemesinde kullanılan —- çok önemli farklılıklar saptandığından, inceleme konusu keşideci imzası ile ciro imzasının, mevcut karşılaştırma imzalarına kıyasla davacı şirket yetkilisi — eli ürünü olmadığı kanaatinde olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Dosyada mevcut tüm delillerin incelenerek değerlendirilmesinde, hükme esas olarak alınan 13.10.2021 tarihli Grafoloji Uzmanı bilirkişi raporu dayanak yapılarak; Davaya konu — tarihinde ibraz edildiği, çek üzerindeki keşideci imzası tutmadığı belirtilerek çekin ödenmediği ve çek üzerine de karşılıksız çek ibaresi yazılmadığı,
Davalı şirket yetkilisi tarafından —- sayılı dosyası ile davacı şirket ve şirket yetkilisi aleyhine karşılıksız çek düzenlemek suçu nedeniyle şikayette bulunulduğu, yargılama neticesinde sanıklar hakkında beraat kararı verildiği,
Mahkememizce imza incelemesine esas olmak üzere aldırılan 13.10.2021 tarihli Grafoloji Uzmanı bilirkişi raporuna göre; inceleme konusu yapılan dava konusu —-, çek numarası —, ön yüzünde keşideciye atfen atılmış imzave arka yüzünde aynı şirkete atfen atılmış ciro imzasının davacı şirket yetkilisi — eli ürünü olmadığı,
Davalı tarafın davaya konu çekin lehdarı olduğu, çek üzerinde keşideciye ait imzanın davacı şirket yetkilisi tarafından imzalanıp imzalanmadığını bilmesi gerektiği, bilirkişi incelemesine göre davaya konu çek ön yüzündeki keşideci ve çek arkasındaki ciro imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı, ancak davalı tarafından çekin takibe konulmadığından kötü niyet şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla; —, keşide yeri — bedelli çek nedeniyle davacı tarafın davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜ ile,
Davaya konu mezkur— —-emrine verilmiş 50.000,00 TL bedelli çek nedeniyle davacı tarafın davalı tarafa borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Davalı tarafın davaya konu çekin lehdarı olduğu, çek üzerinde keşideciye ait imzanın davacı şirket yetkilisi tarafından imzalanıp imzalanmadığını bilmesi gerektiği, bilirkişi incelemesine göre davaya konu çek ön yüzündeki keşideci ve çek arkasındaki ciro imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı, ancak davalı tarafından çekin takibe konulmadığından kötü niyet şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 853,88 TL harcın alınması gerekli olan 3.415,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.561,62 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 31,40 TL, peşin harç 853,88 TL, posta ve tebligat gideri 209,00 TL, bilirkişi ücreti 700,00 TL olmak üzere toplam 1.794,28 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan — ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.