Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/163 E. 2018/1126 K. 15.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/163
KARAR NO : 2018/1126

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/02/2018
KARAR TARİHİ : 15/11/2018

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 19/10/2015 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile ….. ……….. arasında nakliyat abonman sigorta sözleşmesi akdedildiğini, akdedilen bu sigorta sözleşmesinin 23/07/2017 tarih ve ……….ayılı sigorta poliçesine bağlandığını, sigortalı şirket tarafından ……. İsimli firmaya sterlizatör cihazı sattığını, emtianın taşıma işini davalı şirket tarafından taahhüt edildiğini, varış yerinde yapılan incelemede sigortalı emtiada eziklik olduğunun tespit edildiğini, durumun tutanak altına alındığını, ekspertiz raporu uyarınca 1.014,12 Euro mal zararının tespit edildiğini, eksper raporunda emtianın 528,00 TL bedel tamiri ve navlun dikkate alındığını ve sigortalı mal varlığında meydana gelen zararın 3.941,06 TL olarak belirlendiğini, bu zarar sigorta tazminatı olarak sigortalıya ödendiğini, sigortalının haklarına yasal halef olunduğunu, davalı … şirketine keşide edilen ihtarnameye cevap verilmediğini, bu nedenle bu davanın açıldığını beyanla davalının meydana gelen zarar nedeniyle sorumlu olduğunun tespitine, 528,00 TL tamir masrafı ve 3.413,06 TL navlun bedeli olmak üzere toplam 3.941,06 TL’nin asıl alacağa ödeme tarihi olan 23.10.2017 tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 13/03/2018 havale tarihli süre uzatım talebi ile 27/03/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle: taraflar arasında imzalanan taşıma sözleşmesi ile ihtilafların çözümünde İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığını, bu nedenle esasa girilmeksizin yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, davacı tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin rücuen tazmini davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: 6102 sayılı TTK’nın 1472/1. maddesindeki “ Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER:
………….. Arasında akdedilen sözleşme incelendiğinde, sözleşmenin Anlaşmazlıklar başlıklı kısmında sözleşmeden doğan ihtilafların hal mercisinin İstanbul Mahkeme ve İcra Daireleri olduğunun kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır(HMK m.17).
Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir(TTK m.12/1). Ayrıca ticaret şirketleri de tacir sayılırlar(TTK m.16/1).
Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir(TTK m.11 ).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, sözleşme, emtia faturası, eksper raporu, poliçe, gümrük kayıtları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının sigortalısı olan …………. ‘ye halef olarak eldeki davayı açtığı, bu hususun davacı tarafında kabulünde olduğu, taşıma sözleşmesinin taraflarının tacir oldukları, her ne kadar sözleşme 6100 sayılı HMK’nın yürürlük tarihinden önce 06/06/2000 tarihinde yapılmış ise de, bu sözleşme de yetkili kılınmış olan Mahkemelerin 1 Ekim 2011 tarihinden sonra açılan davada münhasıran yetkili mahkeme (Yargıtay 11. HD’nin 13/01/2016 tarih ve 2015/14611 Esas – 2016/173 karar sayılı ilam) olduğu, sözleşmenin Anlaşmazlıklar başlı kısmında sözleşmeden kaynaklı ihtilaflarda çözüm yerinin İstanbul Mahkemeleri olarak belirlendiği, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin; tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konulara veya kesin yetki hâllerine ilişkin olmayıp, belirli olduğu ayrıca yetkili kılınan mahkemenin açıkça gösterildiği(HMK m.18), sözleşmede belirlenen mahkeme kesin yetkili olmamakla beraber davalının cevap süresi içerisinde yetki itirazında bulunarak uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu beyan ettiği(HMK m.19/2), bu halde genel yetki(m.6) ve diğer yetki kurallarının uygulanma imkanı kalmadığı, davalının yetki itirazının süresinde ve usulüne uygun olduğu, davalının sözleşmedeki yetki şartına dayalı itirazı ile birlikte Mahkememizin yetkisinin sona erdiği, yetkili mahkemenini sözleşme ile belirlenen İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, davacı taraf her ne kadar sözleşmenin tarafı olmadıklarını iddia etmiş ise de, halefiyet kuralı gereği eldeki dava açıldığından davacının sigortalısının hangi hukuki yetkilere sahip ise davacı sigortalının da aynı durum ve koşullarda davada taraf olacağı, bu nedenle davacı vekilinin yetki itirazına karşı beyanlarının yerinde olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama harç ve giderleri yetkili mahkemede değerlendirilmek üzere Mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, bu nedenle davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın yetkili İstanbul (ÇAĞLAYAN) Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine yetkili mahkemece hükmedilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.