Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/154 E. 2022/485 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/154 Esas
KARAR NO: 2022/485
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/02/2018
KARAR TARİHİ: 28/06/2022
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu —- havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili —- senetlerine mahsus takip yoluyla icra takibi yapıldığını, yapılan icra takibine karşı dayanak yapılan senedin kambiyo vasfında olmadığı itirazı yaptıklarını, —- sayılı dosyasında taleplerinin reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, taraflar arasında—- tarihinde matbaa işletmek üzere yer kiralanmasına karar verildiğini, davacı müvekkilinin —- tarihli kira sözleşmesini imzaladığını, yer tuttuğunu ve toplam —- arasında müşterek ortaklık kurulduğunu, ortakların birbirlerine dürüst davranmaları ve teminat amaçlı olarak karşılıklı olarak her biri diğerine , — bedelli —– vade tarihli kambiyo senedi tanzim ve teslim ettiklerini, bilahare işi tasfiye kararı aldıkların ve tasfiye işlemlerine girdiklerini , davacı müvekkilinin kendisinde olan ve davalıların borçlu ve kefil olduğu —– tarihli teminat senetlerini kendilerine iade ettiğini, ancak diğer ortak olan davalıların, evraklar karışık bulamadık, bulup vereceğiz diyerek oyaladıklarını, müvekkilinin davalı—- borcu olmadığına dair —- tarihli ibraname aldığını, ancak kötüniyetli olarak ibranameye rağmen senet kasıtlı olarak ciro edilerek davalılardan —-da eşi, diğer davalı —– sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, müvekkilinin, davalılardan—– hiç bir ticari ilişkisi bulunmadığını, — davalılar hakkında TCK md.156 gereğince “bedelsiz senedi kullanma” suçu nedeniyle suç duyurusunda bulunduklarını beyan ederek; öncelikle dava konusu senedin takibe konulduğu —— sayılı dosyasında yatan paraların, ihtiyati tedbir kararı verilerek dava sonuna kadar dosya alacaklısı görünen davalı—– ödenmesinin durdurulmasına, takibe dayanak —– vade tarihli teminat olarak verilen senetten dolayı davacı müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasından davalı —- ödenen paraların istirdadına, —– sayılı icra takibinin iptaline, davalıların %40’tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderlerinin ve ücret-i vekâletin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı —– cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının haksız ve yersiz olduğunu, davalı müvekkili —- akraba olup anne tarafından kuzen olduklarını, davacı —- müvekkilinden bir fuar işinin broşür, ilan ve benzeri reklam işlerini aldığını, çok kazançlı bir iş olduğunu, bunun için matbaa açacağını ancak kendisine bankanın kredi vermediğini, davalı müvekkilinden, kendi adına kredi çekmesini, krediyi çekmesi halinde kendisinin her ay düzenli olarak krediyi ödeyeceğini söyleyerek —- kredi çekmesini talep ettiğini, bunun üzerine müvekkili, o zaman eşi olan — habersiz —- çektiğini, kredinin geri ödemesinin ise— olduğunu, krediyi çeken müvekkilinin parayı, diğer davalı—yanındı davacı —— teslim ettiğini, davacı —- müvekkilinin çektiği kredi ile matbaa makineleri satın aldığını, dükkan tuttuğunu, yine kendi adına vergi kaydı açarak bu konuda iş yapmaya başladığını, daha sonrasında davacının, iş yerini iyi idare edemediğini, krediden arta kalan paraları da kendi ihtiyaçları için harcayarak parayı tükettiğini, sonrasında iş yapamadığı için vergi kaydını kapattığını, makineleri 3. Kişilere sattığını, davacının, bir kaç defa isterse müvekkilinin de işe ortak edebileceğini söylediğini, ancak müvekkilinin hiç bir zaman işe ortak olmadığını, müvekkilinin tüm bu zamanlarda —- yıllarında kendi mesleği olan asansör üzerine çalıştığını, davacının müvekkiline hiç bir zaman kredi taksitleri için ödeme yapmadığını, kredinin bütün ödemelerinin müvekkili ve müvekkilinin babası tarafından yapıldığını, müvekkilinin senede imza atmadığını,—-ait olduğu iddia edilen ibraname içeriğini kabul etmediklerini, davalı —- birlikte matbaa işini yürüttüklerini, müvekkilinin kredi alacağının taksitlerinin ödenmemesi üzerine müvekkilinin eşine bu senet ciro edilmek suretiyle verildiğini, sonrasında müvekkili ile eşi —– aşamasına gelince senedi —– ederek müvekkiline devrettiğini beyan ederek; haksız davanın reddi ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- tarihli duruşmada; ” davacı—–benim olduğu matbaa kurulmasına ilişkin bir adi ortaklık kurulmuştur, bu adi ortaklık çerçevesinde tarafların birbirine güven duyması açısından —senetleri karşılıklı olarak birbirimize verdik, ustalık benden masraflar onlardandı. Ancak —-sonra işler kötüye gitti dükkan kapandı. Davalı tarafından çekilen kredinin —– verdiğini görmedim. Ancak sürekli beraber olduğumuz için —- çekeceğini beyan etti, davacı —- sen krediyi çek borcu biz öderiz dedi, davalının beyan ettiği kredi çekilmiştir, tekrar ederiz, taraflar arasındaki adi ortaklığa ilişkin bir yazılı sözleşme yoktur, resmiyette herşey —- düzenlenmiştir, faturalar —-düzenlenmiştir, Davanın reddine karar verilsin ” ve ayrıca ” bana göstermiş olduğunuz senet altındaki imza bana aittir, ayrıcı icra dosyasında takibe konu senet arkasındaki imza bana aittir, ben seneti ciroladım ama ne amaçla — verdiğimi hatırlamıyorum, ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı —–dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı — dava dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşumlara da iştirak etmediği görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık: Taraflar arasında daha önce var olduğu iddia olunan adi ortaklık kapsamında davacı tarafından davalıya verilen —– bedelli dava konusu senet nedeniyle davacının davalılara borçlu olup olmadığı, senetin taraflar arasında iddia olunan anlaşma uyarınca teminat senedi olarak verilip verilmediği, davacının borçlu olmadığının tespiti hususlarında ihtilaf bulunduğu tespit edildi.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Menfi tespit davasını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/1. Maddesindeki ” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen—– dosyasında; davacı/takip borçlusu hakkında davalı —— tarafından davaya konu —-bedelli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü genel haciz yolu ile takip yapıldığı ve takibin kesinleştiği görülmüştür.
Davaya konu senetin incelenmesinde keşidecisinin davacı borçlu — olduğu, kefil kısmında davalı —- bulunduğu, ancak kefil olarak —- imzasının bulunmadığı, senet lehtarının —olduğu, senetin arka yüzünde —- isim ve imzasının bulunduğu ve senet arkasına —- tarihli senetle ilgili aramızda alacak verecek kalmadığından bu senetle ilgili hiçbir ilişkim kalmamıştır, ne alacak ne verecek … ile alakası kalmamıştır, hiç bir şekilde senete karşı tarafıma alacak verecek meselesi ile ilgili mahkemeye intikal etmeyecektir. Alacaklı olan kişi —–ibaresinin yazılı olduğu ve senet altında — isim ve imzasının olduğu görülmüştür.
Davacı tarafça dosyaya sunulan — tarihli düzenlenme tarihli senet fotokopisinin incelenmesinde; keşidecisinin —olduğu, kefil kısmında —- bulunmakla birlikte, — imzasının bulunmadığı, lehtarının —- olduğu, senet bedelinin —– aramızda anlaştığımız şekilde ben—– arasındaki ortaklığımız sona ermiştir. Yukarıda senet suretinde borçlu görüken—– bana hiçbir borcu yoktur. Teminat olarak aramızda düzenlenmiş aynı miktarlı ve borçlusu ben —- ve diğer senetin borçlusu — senetleri — tarafından bana teslim edilmiştir. Yukarıda fotokopisi olan senet aslı ile —- diğer senet temin edilip —-iade edilecektir. Ortaklıktan kalan tarafların hiçbir hak ve alacağı kalmamıştır. ” şeklinde olduğu görülmüştür.
Davacı tarafça dosyaya sunulan — tarihli senet fotokopisinin incelenmesinde; keşidecisinin —lehtarının —- isminin yazılı olduğu, ancak—- kefil olarak bono üzerinde imzasının bulunmadığı görülmüş olup davacı vekilince senet aslı sunulmadığı gibi senetin davalı —iade edildiğine ilişkin ispata yarar bir delilde sunulmamış olup, iş bu senetteki imzanın davalı — ait olup olmadığı hususunda isticvap’ına karar verilmiş olup, —– tarihli duruşmadaki beyanında; ” bana göstermiş olduğunuz borçlusu olduğum —- düzenlenen bonodaki isim ve imza bana ait değildir. Davacı ile hiçbir şekilde adi ortaklık kurmadık davacı bizim aile dostumuzdur. — davacı arasında bir fuar işi varmış, davacı benden borç para istedi. Ben de bankadan —- kredi çektim ve bu parayı davacıya elden verdim. Yanında davalı ——– da vardı. Ben parayı vermeme rağmen kredi borçlarını davacı ödemesi gerekirken ödemedi. Takibe konu seneti bankadan çektiğim kredi borcunun ödenmeme ihtimaline binaen takibe konu senedi, davacı düzenleyerek eşime verdiler. Eşimle de boşanma aşamasındayken eşim bu senedi cirolayarak bana verdi. ” Şeklinde beyanda bulunmuş olup,—– çekilen krediye ilişkin ödeme planının ve geri ödemelere ilişkin bir kısım ödeme dekontlarının dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Davalı tarafça .—-düzenlendiği iddia olunan —– bedelli senet altındaki imzanın—- ait olup olmadığı tespiti yönünden senet aslı sunulmadığı için imza incelemesi yapılamamıştır.
Davacı vekili —- tarihli duruşmadaki beyanında, adi ortaklığa ilişkin ticari sicilinde veya vergi dairesine bir kayıt bulunmadığını, fiili bir adi ortaklık olup resmi işlemlerinin müvekkili adına yapıldığını, —– tarafından imzalanan senet fotokopisini dosyaya sunmakla birlikte senet aslının davalıda olduğunu beyan etmiştir.
Celp ve tetkik olunan —– dosyanın incelenmesinde; davacı — tarafından davalı —-İcra Takibine İtiraz dosyasında, davacının takibe konu senetin kambiyo vasfı taşımadığı gerekçesi ile yapmış olduğu şikayete ilişkin takibe konu bononun incelenmesinde, senette yasal olarak bulunması gereken zorunlu unsurların takibe konu bono niteliğindeki senette mevcut olduğu, takibe konu bonodaki ciro zincirinde kopukluk olmadığı ve tüm bu nedenlerle—–senetten dolayı yetkili olduğu ve icra takibinde bulunabileceği, ayrıca borcun alacaklıya ödendiğinin davalı borçlu yanca geçerli yazılı ödeme belgeleri ile kanıtlanılamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacı tarafından davalı —-hakkında bedelsiz seneti kullanma suçuna istinaden —– nolu dosyasında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Davalı —- tarihli duruşmadaki beyanında; taraflar arasında adi ortaklığa ilişkin bir yazılı sözleşme olmadığını, resmiyette her şey ——- kendi arasında matbaa kurmasına ilişkin bir adi ortaklık olduğunu, tarafların birbirine güven duyması açısından—- senetlerin karşılıklı olarak birbirlerine verildiğini beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı vekilince davalı—-adi ortaklık kurulduğu ve adi ortaklığının kurulmasına istinaden tarafların birbirine güven duyması açısından birbirlerine —- bedelli bonolar düzenlendiğini, iş bu bonoların davaya konu bonunun teminat senedi olduğunu, davacı tarafça davalı — keşidecesi olduğu — bononun davacı tarafından davalı — iade edilmiş olmasına rağmen— borçlu olarak görüldüğü, takibe ve davaya konu—– bononun müvekkiline iade edilmediğini ve bedelsiz kalan senetin takibe konu edildiğini iddia etmiş olup, bu nedenle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Takibe konu bononun incelenmesinde; bononun yasal şartları taşıdığı ve kambiyo seneti vasfında olduğu, bonoda kefil olarak her ne kadar davalı —-ismi yazılı ise de — bono üzerinde imzasının bulunmadığı, — tarafından ciro edilerek davalı— verildiği, — tarafından ise senet arkasına bu bono nedeniyle bir alacağının bulunmadığı, alacaklı kişinin —- olduğu yazılı olduğu ve bu haliyle senetin yasal hamilinin —-olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili her ne kadar senetin taraflar arasında kurulan adi ortaklığa ilişkin teminat seneti olarak verildiğini iddia etmiş ise de; davalı — taraflar arasında kurulmuş herhangi bir adi ortaklık bulunmadığı, takibe konu bononun———-çekmek suretiyle verilen —– borca ilişkin düzenlendiğini beyan etmiş olup, davacı tarafça dava konusu bononun teminat senedi olduğu iddiası ispatlanamadığı gibi davalı —–adi ortaklık kurulduğu hususunun da ispatlanamadığı ayrıca davalı vekilince dosyaya sunulan borçlusu —- olan lehtarı davacı —- bedelli senet aslı dosyaya ibraz edilememiş olup, davalı —- senet üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiası yönünden imza incelemesi de yapılması mümkün olmamıştır.
Taraflar arasında adi ortaklık kurulduğuna ilişkin yazılı bir sözleşme olmadığı gibi adi ortaklığın ticaret sicil müdürlüğüne veya vergi dairesine bildirilmediği ve fiilen adi ortaklık kurulduğu davacı vekilince beyan edilmiş olup, ispat yükü davacı da olan adi ortaklığa ilişkin hususun davalı—-adi ortaklık olmadığına ilişkin iddiası karşısında ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı —, taraflar arasında adi ortaklık kurulduğunu duruşmadaki beyanlarında tekrar etmiş, tarafların birbirlerine düzenlediği — bedelli senetlerin karşılıklı iade edeceği hususunu kabul ettiği ve takibe konu senet nedeniyle bir alacağının olmadığını beyan etmiş olması karşısında, —- yönünden senet arkasında cirosu olması nedeniyle davacının — karşı borçlu olmadığının tespitini istemekte hukuki yararının bulunduğu, ancak diğer davalılar —yönünden borçlu olmadığı hususunu ispatlayamadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak —- yönünden açılan davanın reddine, —– yönünden açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda açkılandığı üzere;
1.Davalı — yönünden açılan davanın kabulü ile davacının —dosyasında takibe dayanak yapılan—- ödeme tarihli, keşidecisi — olan ve diğer davalı—–ciro edilen ve — tarafından diğer davalı —— edilen bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine,
2—– yönünden açılan davanın reddine,
3-Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 426,94 TL harcın alınması gerekli olan 1.707,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.280,81 TL karar ve ilam harcının davalı —- alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 426,94 TL peşin harç, 5,20 TL, vekalet harcı, 35,90 TL başvurma harcı, posta ve tebligat gideri 266,50 TL olmak üzere toplam 734,54 TL yargılama masrafının davalı —- alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davalı —- alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı —– yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı—- verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı asil ve vekili ve davalı —- vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——–Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/06/2022