Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/149 E. 2020/694 K. 14.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/149 Esas
KARAR NO : 2020/694

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/02/2018
KARAR TARİHİ : 14/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; —– plakalı araç ile müvekkilinin —-plakalı aracın çarpışması sonucu —–yaralandığını, kaza nedeniyle iş göremezlik oluştuğunu,—-ile sigortalı olduğunu, davalı şirkete yasal süre içinde başvurulduğunu, şimdilik 1000,00 TL iş göremezlik tazminatını davalı—-temerrüde düştüğü başvuru—- tarihinden, diğer davalı—–yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı —– taşınır ve taşınmaz mallarına ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı ——-vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının teminat dışı olduğunu, asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkilinin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yüklenilmesini talep ve dava etmiştir.
—– cevap dilekçesi özetle; ilk olarak huzurdaki davanın yetkisiz mahkemede açıldığını belirtmiş olup yetkili mahkemenin— Mahkemeleri olduğunu ve dosyanın yetkisizlik kararı verilerek — Mahkemeleri’ne gönderilmesi gerektiğini, ayrıca her iki aracın da hususi olduğunu ve bu davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, kusur ile ilgili beyanların kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bunun için kazanın meydana geldiği yer, kaza şekli ve nedeni hususlarının bilinmesinin gerektiğini, kazanın oluş şeklinin anlaşılması ———- görüntülerinin celbini talep ettiklerini, olay anında motor sürücüsünün ehliyetsiz ve hiçbir koruyucu tertibatı bulunmadığını, ehliyeti olmayan bir sürücünün kusursuz olduğunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, hiçbir koruyucu tertibatı bulunmadan bu kazaya sebebiyet verilmiş olması zararı doğurtan asıl neden olduğunu, bu nedenle davalı müvekkilinin tam kusurlu olduğuna dair iddiaları hiçbir şekilde kabul etmediklerini, davacı tarafın manevi tazminat taleplerinin fahiş ve yersiz nitelikte olduğunu, maddi tazminat bakımından da kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının —— gönderilmesi gerektiğini belirtmiş ve sonuç olarak davanın tümden reddi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu trafik kazası nedeniyle kusur durumu, davalı sigorta şirketinin zarardan sorumlu olup olmadığı, zararın teminat kapsamında kalıp kalmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, Geçici ve Sürekli İş Göremezlik nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER
Taraflarca sunulan ve celp olunan delillerden;
21/12/2017 tarihli Kaza Tespit Tutanağında; —— — istikametine giderken ———- sola dönmek isteyen ve sürücülüğünü—— plakalı aracın ön sağ kısmına motosikletinin ön tarafı ile çarpması neticesinde yaralanmalı (—– plakalı motosiklet —– ile neticelenen Yaralanmalı ve Maddi Hasarlı trafik kazası meydana geldiği, bu kazanın oluşumunda——- plaka sayılı araç sürücüsü — —— 2918 sayılı K.Y.T Kanununda belirtilen sürücü kusurlarından 53/1-b (sola dönüş kurallarına riayet etmemek) kusurlarını ihlal ettiği, diğer sürücü ——— kural ihlali yapmadığının tespit edildiği,
——— tarafından tanzim edilen —– incelendiğinde; poliçenin 31/07/2017-31/07/2018 tarihleri arasında geçerli olduğu, sigortalısının ———- ise ölüm ve sakatlanma kaza başına 1.650.000,00 TL ile sınırlı olduğu,
Trafik tescil kayıtlarına göre kaza tarihi itibariyle — plakalı aracın ——- adına kayıtlı olduğu,
Hasar dosyasına göre de davacı tarafından sürekli maluliyet nedeni ile davalı sigorta şirketine 18.01.2018 tarihinde başvuruda bulunulduğu ancak davalı sigorta şirketi tarafından başvuruya istinaden ödeme yapılmadığı,
Somut uyuşmazlığa konu trafik kazası—– Asliye Ceza Mahkemesinin——Esas sayılı dava dosyasında;—- —- Soruşturma sayılı———- Esas ve iddianame numarası ile davalı—–aleyhine davacı ——somut uyuşmazlığa konu kaza sonucunda basit tıbbi müdahale ile giderilemez şekilde yaralandığından bahisle T.C.K’nun 89/1 ve 53. Maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sırasında keşif yapılarak trafik bilirkişilerinden alınan——– caddesine çıkış yaparak sola dönüşe —— istikametine doğru seyretmek isterken sola dönüşe başlamadan önce kontrolsüz kavşağa yaklaştığında yolun düz ve görüşün açık olmasına rağmen kavşak ağzında durup beklemesi, yol kontrol etmesi, sola dönüş için yolun müsait olup olmadığını irdelemesi ve yoldaki trafiğin akışını dikkate alması, karayolunu kullanan diğer kişilerin (Motorsikletlinin) seyir hareketini engellememesi ve zorlaştırmaması, sola dönüşünü dar kavisle yapmayıp geniş kavisle yapması, yasada ön görülen sola dönüş kurallarına riayet etmesi, yoldaki—– düşürecek tarzda riskli davranışlardan kaçınması gerekirken, bu lazime ve tedbirlere riayet etmede geç kalmış ancak kendi şoförlük yeteneğine, ——– sırasında yolun boş olacağı ihtimaline güvenmek sureti ile ana yol üzerinden her an başka araçların gelebileceğini düşünerek zamanında çarpmayı önleyici hiçbir tedbir almamış, diğer araçların ve mağdurun kullandığı motosikletin kaçarak kendisine yol vermesini beklemiş, ancak sonucun gerçekleşmeyeceği yönünde yanlış düşünce ile hareket ederek K.T.K’da ve yönetmelikte öngörülen ve uyulması zorunlu olan emredici kurallara aykırı davranarak objektif olarak öngörülebilir ve önlenebilir zarar sonucu önleme konusunda üzerine düşeni yapmayarak mevcut kazada K.T.K’nın 53/b maddesi, K.T.Y ‘nin 102/b maddesindeki sola dönüşlerde sürücülerin sola dönüş işareti vermeye, yolun gidişine ayrılmış olan kısmının soluna yaklaşmaya, hızını azaltmaya, dönüş sırasında karşıdan gelen ve emniyetle durdurulamayacak kadar kavşağa yaklaşmış olan taşıtların geçmesini beklemeye, gideceği yolun gidişe ayrılan kısmına girmek üzere dönüşünü yaparken, arkadan gelen ve sola dönecek diğer taşıtları engellememek için geniş kavisle dönüş yapmaya, gideceği yola girdikten sonra en kısa sürede trafiği tehlikeye düşürmeden sağa yaklaşmaya ilişkin K.T.K’nın 67. Maddesi, K.T.Y’nin 137/b maddesini ihlal ettiği, yine K.T.K’nın 57/b-5 maddesi ile K.T.Y’nin 109/b – 5 maddelerindeki tali yoldan ana yola çıkan sürücülerin ana yoldan gelen araçlara ilk geçiş hakkını vermek zorunda olmalarına ilişkin kuralı da ihlal etmek sureti ile ana yoldan geçen motosikletli sürücüye kavşak içinde çarpması neticesinde bu kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğinden objektif olarak ön görülebilir ve önlenebilir zararlı sonucu önleme konusunda üzerine düşeni yapmadığından olayda asli derecede kusurlu olduğu , davacının da somut olayda gündüz görüşe açık ve meskun mahal olan kesimde seyri sırasında yola gereken dikkati vermediğinden ve aracının hızını mahal şartlarına göre ayarlamamış olduğundan dolayı bu kazada kendisinin tali derecede kusurlu olduğunun tespit edildiği,
——- sayılı raporunda ; “… Tüm dosya kapsamı, kaza tespit tutanağı, olay yeri basit krokisi, keşif zaptı, bilirkişi raporu, olay yeri fotoğrafları, olay anını gösterir kamera görüntüsü, CD inceleme tutanağı, olayın oluş şekli, konumu ve tüm beyanlar incelendiğinde; kazanın—— sevk ve idaresinde bulunan—— katılmak istediği sırada, idaresindeki aracın ön kısımları ile seyir istikametine göre sol tarafında bulunan kavşak —– seyirle gelen ve düz istikamette hareket halinde olan sürücü —-sevk ve idaresinde bulunan —- motosikletin ön kısımları ile çarpışması sonucu meydana geldiği, ayrıca dosya kapsamından kaza esnasında motosiklet sürücü’nün kask takmadığının anlaşıldığı, müterafik kusur kavramını belirten T.B.K’nun 52 maddesine göre zarar gören… Zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise ; hakim tazminatı indirebilir ya da tamamen kaldırabilir olarak düzenlendiği, Yargıtay —– H.D’nin uygulamaları doğrultusunda… Davacının mütefarik kusurunun bulunup bulunmadığı ve değerlendirilmesinin takdirinin sayın mahkemeye bırakılarak kask takmamadan kaynaklanan mütefarik kusur dikkate alınmadan kazanın oluşumundaki sürücülerin kusur durumunun değerlendirildiği ve mevcut bulgulara göre davalının sevk ve idaresindeki otomobil ile meskul mahalde gündüz vakti seyri sırasında gerekli dikkat ve özeni yola verip, bahse konu kaza mahalli kavşak noktasına geldiği anda dönüş manevrasına başlamadan önce, kaplama içerisinde seyir halinde olan araçların seyir durumlarını dikkate alması, öncelikli geçiş hakkını düz istikamette seyir halinde olan araçlara verdikten sonra dönüş manevrasını uygun bir anca kontrollü bir şekilde tamamlaması gerekirken, bu hususlara riayet etmeden kontrolsüz bir şekilde girmiş olduğu, kavşak bölümünde dönüş manevrasına başladığı sırada idaresindeki aracın ön kısımları ile sol tarafında bulunan —–takiben seyir ile gelen ve düz istikamette hareket halinde olan motosiklet ön kısımları ile çarpışması sonucu gerçekleşen kazada asli kusurlu olduğu, sürücü ——sevk ve idaresindeki motosiklet ile meskul mahalde gündüz vakti seyri sırasında gerekli dikkat ve özeni yola vermesi, bahse konu kaza mahalli kavşak noktasına geldiği anda hızını yeterince azaltması, kavşak mahallinde dönüş manevrası yaparak yola katılmak isteyen araç nedeni ile etkili tedbir alması gerekirken, tedbirsizce seyri sırasında gerçekleşen kazada tali kusurlu olduğu, davalı sürücü —– %75 oranında, davacı —– %25 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği,
—— tarih ve —- Resmi Gazete’de yayınlanmış olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde; sol omuz hareket (—- kısıtlılığına bağlı—-.. Kişinin vücut genel çalışma gücünden %4 nispetinde kaybetmiş olduğunun hesaplandığı, dolayısı ile maluliyet oranının %4 olduğu—– sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan —- hükümlerine göre yapılan hesaplamada…yaşa göre meslekte kazanma gücünün azalma oranının %2,1 olduğu, vücut genel çalışma gücünden %2,1 nispetinde kaybettiği, 6 ay süre ile geçici işgörmezlik halinde kaldığı, bu süre içerisinde %100 malül sayılabileceği…” nın belirtildiği,
Aktüerya Uzmanı Bilirkişinin 23/09/2020 havale tarihli raporunda da özetle; 21/12/2017 tarihinde meydana gelen yaralanmalı kazada ——- ait tazminat tutarının toplamda 21.779,90 TL olarak hesaplandığı, olay tarihini kapsayan—- kişi başına bedeni limitinin 330.000,00 TL olduğu, %2,1 oranındaki maluliyet durumu nazara alınarak —-tablosuna göre yapılan hesaplama sonucunda davacının 6 aylık geçici iş göremezlik dönemi yönünden 6.552,10 TL , sürekli iş göremezlik dönemi yönünden de 15.227,79 TL olmak üzere toplam 21.779,90 TL tazminat talep edebileceği, bu tazminat miktarının da ——-görülmüştür.
Davalı taraf mahkememizin görevine ve yetkisine yönelik itirazda bulunmuş ise de; davalılardan—- poliçesinden kaynaklandığından mahkememizin görevli olduğu, yine davalılardan sigorta şirketi’nin —– mahkememizin yargı yetkisi kapsamında kalan ——- olması nedeni ile mahkememizin yetkili olduğu anlaşıldığından bu yöndeki itirazların reddine karar verilmiştir.
Davacı —- dosya kapsamındaki nüfus kaydına göre— doğum tarihli olduğu, her ne kadar davanın açıldığı tarihte 07.02.2018 tarihinde henüz — yaşını ikmal etmediğinden davanın velayeten açılmış ise de; yargılama aşamasında 12.04.2019 tarihi itibariyle — yaşını doldurmuş olması nedeni ile kendisi tarafından bizzat verilmiş vekaletnamenin dosyaya sunulması sağlanmıştır.
Davalı taraf davacının kaza tarihinde gerek ehliyetsiz oluşu, gerekse olay esnasında motosiklet sürücüsü davacının kask takmaması nedeni ile koruyucu tertibat kullanmadığından müterafik kusurlu olduğundan bahisle araç kullanan davacı hakkında yapılan aktüerya tazminat hesabından (ehliyetsiz oluşundan %20 + Koruyucu tertibatsız şekilde oluşundan %20 olmak üzere ) %40 oranın da indirim yapılması gerektiği yönünde savunmada bulunulmuştur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve trafik mevzuatı uyarınca ehliyeti olmayan sürücülerin araç kullanması yasaktır. Zira ehliyeti olmayan kimsenin gerekli eğitimleri almaması sebebiyle tehlikeli bir şekilde araç kullanma ve hata yapma riski yüksektir. Ehliyetsiz olduğu bilinen bir sürücü idaresindeki araca binilmesi zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet vermektedir. Davacı sürücünün ehliyetinin bulunmaması kusur oranlarının tespiti yönünden dikkate alınmaz.(BAM –. HD — Karar sayılı kararı ile Yargıtay ——- muhtelif içtihatları nazara alınarak) Mahkememizce alınan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü kanaati ile, davalı tarafın kusura yönelik itirazı mahkememizce nazara alınmamıştır.
Davalı tarafın savunmasında ileri sürdüğü davalı tarafın koruyucu tertibatsız şekilde motosiklet kullanması nedeni ile yaralanmasına ilişkin hususta da; mahkememizce esas alınan ve ceza yargılamasındaki bilirkişi raporunda da aynı şekilde davacının kaza anında kask takmadığı belirlenmiştir. Ne var ki, kaskın takılmamaması tek başına indirimi gerektiren bir husus değildir. Kask takmama eylemi ile zarar arasında illiyet bağının bulunması da gerekir. Uyuşmazlığa konu trafik kazasından sonra alınan ve dosya kapsamına sunulan —– Hastanesi’nin —- tarihli Poliklinik Epikriz raporunda; “… Trafik kazasında, diğer ve tanımlanmamış motorlu araçlarla çarpışmada sürücünün yaralanması yumuşak doku bozukluğu, tanımlanmamış kafa travması yok, nörolojik muayenesi olağan…” tespitinin yapıldığı, —- tarihinde düzenlediği Maluliyete ilişkin raporda; “…muayene bulguları içerisinde muayene edilen şahsın, sol omuz başında——yeni—-alanları izlendiği, sağ femur iç kısımda distalde 1,5 cm lik sağ cruris lateral’de 1 cm lik nedbe alanları izlendiği…ve sol omuz hareket (obduksiyon ve fleksiyon ” kısıtlılığına bağlı olan arazlarının sol üst ekstremitenin özürlülük oranı…” şeklinde tespit yapılarak maluliyet oranının belirlendiği, bu durumda belirlenen yaralanmaya ilişkin bilgi ve bulgular dikkate alındığında davacının diğer bedensel yaralanmalar yanında kafa travmasına bağlı yaralanmasının bulunmadığı gözetildiğinde oluşan maluliyete davacının kask takmaması ve diğer koruyucu tertibatsız oluşunun etkili olmadığı zararı arttırıcı nitelikte bulunmadığı kanaatine varıldığından (BAM — HD —- Karar sayılı ve daha bir çok içtihat nazara alınarak) belirlenen tazminat miktarından müterafik kusur indirimi yapılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler(TBK m. 51).
—-sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır(KTK m. 90).
14/05/2015 tarih ve 29355 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na, 2/02/2016 Tarih ve 29612 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yayım tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar’ın 4. Maddesi ile eklenen ve 01/06/2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenen “genel şartların uygulanacağı sözleşmeler” başlıklı C.11. Maddesi “Bu Genel Şartlar yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır.” şeklindedir.
Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır(Yargıtay —– Karar Sayılı İlamı).
Kaza tarihinin ve sigorta poliçe tarihinin genel şartlarının yürürlüğe girdiği 01/06/2015 tarihinden sonra olması dikkate alındığında, açılan davalar 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekir(İstanbul BAM ———— Karar Sayılı İlamı).
Yargılama sırasında Anayasa Mahkemesi’nin—- sayılı iptal kararı doğrultusunda tespit edilecek yönetmelik uyarınca davacının yeniden maluliyet oranının tespiti yönünde rapor alınması — hesap yapılarak aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınması yönünde davacı vekilinin talebi bulunmadığına ilişkin 14.12.2020 tarihli duruşmada imzalı beyanı doğrultusunda yeniden rapor alınmasına gerek görülmemiştir.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, Nüfus Kaydı, —, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; 21/12/2017 tarihinde sürücü —– sevk ve idaresindeki—- plakalı motosikletin çarpışması şeklinde yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği, kazada —- yaralandığı, yaralanmadan dolayı davacının (davacı tarafça itiraz edilmeyen maluliyet ve aktüerya raporuna göre ) %2,1 oranında sürekli maluliyetinin oluştuğu, geçici iş göremezlik süresinin 6 ay olarak tespit edildiği, meydana gelen trafik kazasında davacı — %25 davalı —- %75 oranında kusurlu olduğu, davacının kaza sırasında ehliyetsiz olduğu ancak ehliyetsiz olmasının kusur oranının tespitinde nazara alınamayacağı, kask takmaması veya diğer koruyucu tertibatsız oluşunun kazadaki yaralanmasını etkilemediği, maluliyet oranının oluşumunda etkili olmadığı, dolayısıyla davacı yönünden müterafik kusur addedilecek bir durumun bulunmadığı, davalıların davacının maluliyeti nedeni ile oluşan zarardan sorumlu oldukları, davalı sigorta şirketinin KTK’nın 97. Maddesine göre, sorumlu olduğu, zararın haksız fiilden doğmuş olması ve bir ticari işletmeyi ilgilendirmemesi nedeni tazminat alacağına yasal faiz uygulanması gerektiği, davalı sigorta şirketine 18/01/2018 tarihinde başvuru yapıldığı, başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası 27/01/2018 tarihinde temerrüdün oluştuğu ancak davacı tarafın talebi ile bağlı kalınmak sureti ile davalı sigorta şirketinin 30.01.2018 tarihinde temerrütün oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak destekten yoksun kalma tazminatı davasının 27/10/2020 tarihli harcı yatırılan talep arttırım dilekçesi doğrultusunda kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM :
1.Davacının maddi tazminat isteminin kabulü ile;
6.552,10 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 15.227,79 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı —-yönünden kaza tarihi 21/12/2017 tarihinden itibaren davalı —-.yönünden 30/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 9 yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile;
3.000,00 TL Manevi tazminatın kaza tarihi 21/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 9 yasal faizi ile birlikte davalı —- tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Manevi tazminat davasında fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 35,90 TL harcın ıslah/tamamlama harcı 70,97 TL ile birlikte alınması gerekli olan 1.692,71 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.585,84 TL karar ve ilam harcının davalılar ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 35,90 TL, ıslah/tamamlama harcı 70,97 TL ile birlikte, posta ve tebligat gideri ile bilirkişi giderinden oluşur toplam 1.864,00 TL yargılama masrafının davalılar’dan alınarak davacılara verilmesine,
6.Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan—- uyarınca 4.080,00 TL avukatlık ücretinin — alınarak davacılara verilmesine,
7-Davanın reddedilen manevi tazminat kısmı yönünden yürürlükte bulunan—- uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı—- vekiline verilmesine
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların ve vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.