Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1470 E. 2019/219 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1470 Esas
KARAR NO : 2019/219

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/07/2014
KARAR TARİHİ : 28/02/2019

DAVA :
Davacı vekili Mahkemeye sunduğu 17/07/2014 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davacı ile dava dışı ——— arasındaki 15.05.2011 tarihli harici ortaklık sözleşmesi uyarınca , müvekkil davacının 50.000 TL ödeyerek şirkete %2 oranıda hissedar olacağı, bu kapsamda müvekkil davacının mezkur şahısların yönlendirmeleri ile hisse bedellerini, ———— eşi olan ve şirketin gayri resmi ortağı olan davalıya ödediğini, ödemelerin banka dekontları ile sabit olduğunu, davalıların , müvekkil davacı haricinde dava dışı ————– %2 oranında ortaklık için 50.000 TL ve …’dan da %15 oranında ortaklık için 345.000,00 TL ödeme aldıkları, ancak hisse devirlerini gerçekleştirmedikleri gibi haksız surette alınan hisse bedellerini de iade etmedikleri, davalıların , davacı müvekkil ile birlikte diğer şahısları da mağdur ettiklerini, davalının hukuka aykırı yersiz ve mesnetsiz yetki itirazının iptaline, İstanbul Anadolu————–.İcra Müdürlüğü’nün 2014/1734 esas sayılı dosyasına yapılan yetkiye ve borca ilişkin itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın likit/belirlenebilir olması karşısında davalı/borçlunun asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkemeye sunduğu 09/10/2014 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 28/02/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkemeye sunduğu 08/09/2014 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: haksız ve yersiz açılan davanın reddine, haksız ve kötüniyetli icra takibinden dolayı %20’den aşağı olmamak üzere davacı tarafın kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkemeye sunduğu 31/10/2014 havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili hüküm duruşmasına katılmamıştır.
İstanbul Anadolu—————. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin ————– Esas sayılı dosyası üzerinden verilen görevsizlik kararı üzerine dava dosyası mahkememize tevzi edilerek yukarıdaki esası aldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalı taraf şirket ortaklığına sermaye katkısı olarak verildiği belirtilen 41.750,00 TL yönünden yapılan takibe vaki itirazın iptali talebi olduğu ödemenin yapıldığı hususunda ihtilaf bulunmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu————- İcra Müdürlüğü’nün ——— Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 22/01/2014 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 27/01/2014 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez 15.05.2011 tarihli harici ortaklık sözleşmesi incelendiğinde taraflarının ———————— ile … olduğu, sözleşme konusunun —— kurulacak şirketin bir kısım hisselerinden her bir hisse 250,00 TL kabul edilerek yirmi hissesinin toplam 50.000,00 TL bedelle % 2 ortaklık hissesi ile …’ nın bu şirkete ortak yapılmasına ilişkin olarak imzalandığı anlaşılmıştır.
İcra dosyasında mübrez dekontlar incelendiğinde sırası ile ————- ve 30.11.2011 tarihlerinde; 3.000,00 er TL,———– ve —- tarihlerinde; 2.000,00 TL ve 2.250,00 TL, 30.05.2011 tarihinde; 25.000,00 TL , 26.04.2012 tarihinde; ise 3.500,00 TL olmak üzere toplam 41.750,00 TL’ nin davacı … tarafından davalı … hesabına Irak hisse bedeli açıklaması ile gönderildiği anlaşılmıştır.
Dosyada tercümesi bulunan kayıtlara göre 31.01.2017 tarihinde ———- kurulduğu ve şirket sahinin ——–olduğu anlaşılmıştır.
Kadıköy ———. Noterliğinin 20.11.2013 tarih ve —– yevmiye nolu davacının da aralarında bulunduğu keşide edenler tarafından muhatapları ——- ve …’ e Irakta kurulan şirketin Ağustos ayında 3. Kişilere devredilmiş olması nedeniyle ödenen bedellerin iadesinin talep edilmiş olduğu anlaşıldı.
Kocaeli ——— Noterliğinin 20.12.2013 tarih ve —–yevmiye nolu ihtarnamesi ile keşideciler —— ve … tarafından muhatapları … —- ve …’ a şirketin —- de kurulduğunu, şirketin resmi ortaklarının —————— olduğunu, …’ ün ise gayri resmi şirket ortağı olduğunu, şirket ortaklığı için verilen paranın istenmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu ihtar edildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ödeme dekontları, ihtarnameler, şirket kuruluş kayıtları, Yargıtay bozma ilamı, takip dosyası, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında şirket bedeli için ödenen bedelin iadesi istemine dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe yetkiye, borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, mahkememizce pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine Yargıtay —————-. Hukuk Dairesi tarafından 17/09/2018 tarih, 2016/13907 Esas, 2018/5376 Karar sayılı ilamı ile iddianın ileri sürülüş biçimi gözetildiğinde davada 818 sayılı Borçlar Kanunun 61 ve devamı maddelerinin tatbiki gerektiği ve işbu davada davalıya husumet düştüğü gerekçesi ile kararın bozulduğu ve mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verildiği, bozma ilamında, kurulan şirketin davacıya hisse devrinin yapılmadığı, davalı tarafın ödemeleri ortaklık bedeli olarak yaptığını, ancak şirketin başka ödemeleri için kullanıldığının savunduğunu, davacıya cevabı ihtarnamede de kurulan şirketin gayri resmi ortağı olduğu hususlarının Yargıtay tarafından kabul edildiği, kendisine husumet düşen davalının, şirketin gayri resmi ortağı olması nedeniyle kendisine taahhüt edilen hisselerin devredilmemiş olması nedeniyle davacı tarafa ödenen hisse bedellerinin iade edilmesi hususunda şirket ortaklarıyla birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, her ne kadar icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise de itiraz dilekçesi ekinde bulunan vekaletnamede …’ ün adresinin —————-olduğu, davalı ikametgahı yeri icra dairesinin yetkili olması karşısında icra dairesinin yetkisine vaki itirazın yerinde olmadığı, ayrıca harici ortaklık sözleşmesi —————— tarihinde yapılmış ve şirket —- tarihinde kurulmuş ve son para gönderimi 26.04.2012 tarihinde yapılmış olmakla birlikte davacının kendi çektiği ihtarnamesinde şirket hisselerinin 2013 Ağustos ayında 3. Kişilere devrini öğrendiğini beyan etmesi ve harici ortaklık sözleşmesinin ifa olanağının ortadan kalkmış olduğunun anlaşılması nedeniyle zaman aşımının bu tarih itibariyle işlemeye başlayacağı, zaman aşımı süresinin 6098 TBK’ nın yürürlükte olduğu dönemde işlemeye başlamış olması nedeniyle zaman aşımının iki yıl olduğu ve icra takip tarihi itibariyle zaman aşımı süresinin dolmadığı, bu kapsamda zaman aşımı definin de yerinde olmadığı, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, davacının takibinde adi faiz talep etmiş olması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz(3095 sy. m. 2/1) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu —————. İcra Müdürlüğü’nün ————- Esas sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si olan 8.350,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 504,30 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 208,70 TL’nin, alınması gerekli olan 2.851,94 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.138,94 TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 504,30 TL, posta ve tebligat gideri 231,00 TL, olmak üzere toplam 735,30 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —————–uyarınca 4.942,50 TL avukatlık ücretinin davalı ‘dan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
8- Karar kesinleştiğinde, İstanbul Anadolu—————. İcra Müdürlüğünün 2014/1734 Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve temyiz harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile Yargıtay’a temyiz yasa yolunun açık olduğu, temyiz dilekçesinde temyiz edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın temyiz edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.