Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1457 E. 2021/939 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1457
KARAR NO: 2021/939
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/12/2018
KARAR TARİHİ: 29/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu — tarihinde — sevk ve idaresindeki sevk ve idaresinde bulunan — plakalı aracın hızlı olarak seyretmesi neticesinde kontrolünü kaybetmesi sonucunda, arızası sebebiyle emniyet şeridinde durmakta olan — plakalı aracın sol önünde durmakta olan ve kaputtaki arızayı gidermekte olan müvekkillerin murisi — çarpmasıyla trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazasına karışan —- altında olduğunu, meydana gelen elim kaza neticesinde — müdahelelere rağmen — tarihinde hayatını kaybettiğini, meydana gelen ölümden dolayı müvekkiller —eşinin, çocuklar ise babalarının, murisin anne ve babası çocuklarının desteğinden yoksun kaldıklarını, müvekkili — müşterek çocukları ve murisin anne – babası sigortalı aracın yaptığı kaza nedeniyle ölen maktulün desteği ile yaşamlarını sürdürmekte ve maktul, müşterek çocukların barınma ve yaşamsal her türlü ihtiyacını bizzat gidermekte olduğu gibi beraber yaşadığı —- da her türlü yaşamsal ve barınma ihtiyacını karşılamakta olduğunu, müvekkili davacıların maktulün desteğinden yoksun kalmaları nedeniyle tazminat hak kazandıklarını, yine maktulün ölmesi nedeniyle müvekkiller tüm defin masraflarını da kendilerinin karşıladığını, defin masraflarının da sigorta kapsamına girmesi nedeniyle bu masrafların da davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin gerektiğini, maktulün ağır yaralı olarak kazadan sonra —-kaldırıldığını, uzun bir süre hayat mücadelesi verdiğini, — tarihinde davalı sigorta şirketine müvekkilin ağır yaralı olmasından dolayı geçici ve kalıcı iş gücü kaybı ve diğer maddi tazminatlar için ihtarname gönderildiğini, ancak cevap alınmadığını, vefattan sonra müvekkillerinin destekten yoksun kalma tazminatı için davalı —- tarihinde elektronik tebligat yolu ile yapmış olduğumuz başvuruya yasal süresi içinde cevap vermediğini, herhangi bir ödeme yapılmadığını, —- göre hesaplama yapılarak destekten yoksun kalma tazminatının ve defin giderlerinin ödenmesini talep ettiklerini, kazaya sebebiyet veren sigortalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, müteveffaya atfedilecek herhangi bir kusurun olmadığını, kaza tespit tutanağı yanlış, eksik ve davalı beyanına dayalı olarak yazılması sebebiyle gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin kendi aracının arızalanması üzerine emniyet şeridine çekmesine rağmen —- plakalı araç hızlı gelmesinden dolayı kontrolünü sağlayamayarak kazanın meydana geldiğini, dosyanın bilirkişiye gönderilmesi halinde bu hususun sabit olacağını, kusurlu sürücü —- tam kusurlu olması sebebiyle tüm zarardan sorumlu olduğunu —- niteliğinde olmaları ayrıca sigorta şirketlerinin ticari amaçlı olarak sigorta anlaşması yaptıklarından alacaklara uygulanacak faizin de ticari faiz olması gerektiğini, yaşı ve diğer unsurların etkisiyle bilirkişi tarafından hesaplanacak tazminat miktarı şu an için belirlenebilir olmadığından davalarının HMK 107. md uyarınca belirsiz alacak davası olarak açtıklarını, davalı sigorta şirketinin destekten yoksun kalma tazminatı dışında cenaze giderlerinden de sorumlu olduğunu, genç yaşta ani şekilde vefat eden ve geride eşi, çocukları, kardeşi ve yaşlı anne-babasını bırakan —– acı kaybı ailesinde derin üzüntüye sebep olduğundan müvekkillerde izahı güç ruhsal çöküntü ve ıstıraplara sebebiyet verdiğini, bu acının bir —– maksadıyla müvekkiller için toplam — manevi tazminat talep ettiklerini, — numarası ile —— dava yürütülmekte olup davalı —– tutuklanmasına karar verildiğini, müvekkillerinin herhangi bir mal varlığının bulunmadığını, —- ettiklerini belirterek yargılama aşamasının uzun sürmesinden dolayı davalı —-malvarlığını kaçırma şüphesi olmasından dolayı öncelikle davaya konu —- plakalı aracının üzerine tedbir konulmasına, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkımız saklı kalmak üzere; öncelikle adli yardım ve tedbir talebimizin kabulüne, şimdilik — haricinde her müvekkil için ayrı ayrı — destekten yoksun kalma tazminatı ve — defin giderinin, kaza tarihinden itibaren uygulanacak ticari faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline—, murisin çocukları olan — ayrı ayrı —murisin anne ve babası olan —murisin kardeşi— olmak üzere toplam —- manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalı ——tahsiline, yargılama giderleri ve ücret-i vekâletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı —— tarihli cevap dilekçesinde özetle; talep bakımından müvekkil şirkete usulüne uygun yapılmış bir başvuru bulunmadığını, mail aracılığıyla yapılan başvuruların usulüne uygun başvuru sayılmayıp değerlendirmeye alınmadığını, davacı vekilinin müvekkili şirkete elektronik tebligat yoluyla başvuruda bulunduklarını iddia etse de müvekkil şirkete bu şekilde bir başvuru evrakı ulaşmadığını, iddiasını kanıtlaması için davacı vekilinin gönderdiğini ve tarafımıza ulaştığını iddia ettiği mail çıktılarının dosyaya sunulmasını talep ettiklerini, ön inceleme safhasına geçmeden önce, dava şartı noksanlığı sebebiyle davayı usulden reddedilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, dava konusu trafik kazasına karışan — plaka sayılı aracın müvekkil şirkete —— poliçe sigortalı olduğunu, herhangi bir kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu teminat limiti ile sınırlı olduğunu, davanın reddi talepleri esas olmak üzere destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamasında esas alınacak unsurlar, genel şartlar’ da açıkça belirlendiğini, yapılacak hesaplamada genel şart hükümlerinin esas alınması gerektiğini, zarar hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, sigortalısının kusuru oranında sorumlu olan müvekkil —–de sorumluluğunun tespiti açısından tüm dosyanın ve savcılık / ceza davası evraklarının da eklenerek —- kusur raporu alınmasını talep ettiklerini, ayrıca davacıların—- herhangi bir ödeme alıp almadığının tespitinin gerektiğini, davacıların avans faizi talep edemeyeceklerini, ancak yasal faiz talep edebileceklerini, faiz başlangıç tarihinin gerekli tüm belgelerle birlikte yapılan müracaattan 8 işgünü sonrasından itibaren, böyle bir müracaat bulunmadığı takdirde ise, ancak dava tarihinden itibaren olabileceğini belirterek —-gereği yerine getirilmesi icap eden sigorta kuruluşuna başvuru şartı, davacı/lar tarafça yerine getirilmemiş olması nedeniyle, HMK 115/2 maddesi gereği davanın usulden reddine, usule ilişkin itirazlarımızın kabul görmemesi halinde ise esasa ilişkin itirazlarımız dikkate alınarak esastan reddine ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
Davalı — uyap havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın konusunu —–meydana gelen trafik kazasının oluşturduğunu, müvekkili aracıyla,—– istikametine ıslak zeminde, yağmurlu havada ve yasal hız sınırlarının altında seyretmekteyken, müteveffanın aracının her hangi bir güvenlik tedbiri alınmadan, reflektör veya uyarıcı işaret konulmadan, emniyet şerit çizgisine bitişik bir şekilde park edildiğini, yine araçta arıza olup olmadığına bakması için yolun daraldığı ve araç ve yolcu güvenliğini tehdit eder kavşak bitime araç park edildiğini, davacıların beyan ettiğinin aksine, araç, emniyet şeridinin içerisinde değil, emniyet şeridine bitişik olarak, tam kavşak noktasına be hiçbir uyarıcı işaret konulmadan park edildiğini, müvekkil tarafından, aracı ile seyir halindeyken, müteveffa vücudu ile normal şeridin içerisine girdiğini, olay anında havanın yağmurlu olması, gece vakti olması nedeniyle müvekkil tarafından, bir anda normal yola çıkan müteveffa fark edilememiş ve aracı diğer tarafa kıracak zamanı dahi kalmadan vahim olayın yaşandığını, müteveffa tarafından, aracı tam kavşak üzerinde, emniyet şeridine hiza olacak şekilde, dörtlüleri ve diğer hiçbir uyarıcı işareti olmadan park edilmediğini, daha sonrasında ise araç lastiklerine baktıktan sonra aracına girmek üzere normal yola girildiğini, bu esnada, hiç bir uyarıcı işaret konulmadan ve stop ettiği anlaşılmayacak şekilde duran aracının önüne bir anda müteveffanın çıktığını, müvekkili tarafından da direksiyona ani bir yön verilemediğini, müvekkilinin aracı hızlı kullandığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, tutanağın yanlış düzenlediğine ilişkin beyanlarına katılmadıklarını, kazanın sonrasında başlatılan —– dosyasından da re’sen yaptırılan bilirkişi incelemesinde müteveffa asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kusur yönünden ispatlanamamış davanın reddinin gerektiğini, müvekkiline ilgili kaza dolayısıyla kusur addedilse dahi kusuru oranında tazminata karar verilmesi gerektiğini, davacılar tarafından talep edilen manevi tazminat tutarları fahiş bulduklarını, müvekkilinin hiçbir şekilde kusurlu olduğunu kabul etmemekle birlikte; meydana gelen bu kazada mali sorumluluğunun tamamı diğer davalı konumunda olan sigorta şirketine ait olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Konusu: Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu trafik kazası nedeniyle kusur ve davacıların desteklerini kaybedip kaybetmedikleri ile davalı tarafın zararı tazmin yükümlüsü olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, destekten yoksun kalma tazminatı(maddi tazminat) ve manevi tazminat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER
Celp ve tetkik olunan Yaralanmalı/Ölümlü trafik kazası tespit tutanağı incelendiğinde; — sıralarında sürücü —–duraklayarak aracından inerek sağına soluna motoruna baktıktan sonra tekrar sol ön kapısından sürücü koltuğuna binmek istekken aracın kapısını açtığı sırada sürücü —-yine aynı istikametten gelip —-sağ şeritte seyir halinde bulunan sürücü —- plakalı aracının sağ ön köşe muhtelif kısımları ile çarpışması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, kazanın oluşumunda ———– duraklamak veya park etmek, zorunlu haller de gerekli önlemleri almadan duraklamak veya park etmek maddesi kuralını ihlal ettiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez — tarihinde —arasında geçerli olduğu, sigortalısının —— ile sınırlı olduğu anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan tescil bilgileri incelendiğinde; kaza tarihi itibariyle — plakalı aracın —- adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
—– dava dosyasının clebolunarak yapılan incelenmesinde; davamıza konu trafik kazası nedeniyle dosyamız davalısı —- aleyhine taksirle ölüme neden olma suçundan bahisle dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda —- tarihinde —-yapılan keşif, alınan bilirkişi raporları, katılan beyanları, sanık savunmaları ve toplanan tüm diğer deliller hep birlikte değerlendirildiğinde sanık——aracı emniyet şeridinde önceden gördüğü halde aracı ile sağ şeritte seyrine devam ederek emniyet şeridi üzerinde bulunan müteveffaya çarpmak suretiyle dikkate ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak üzerine atılı taskirle öldürme suçunu asli kusurlu olarak işlediği hususunda mahkememizde her türlü şüpheden uzak açık ve net bir kanaat oluşmakla eylemine uyan —- uyarınca suçun işleniş biçimi, sanığın taksire dayalı kusur durumu, meydana gelen zararın ağırlığı, ön görülen cezanın alt ve üst sınırları göz önünde bulundurularak takdiren 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına…” gerekçesi ile mahkumiyetine karar verildiği, kararın henüz istinaf incelemesinde olup, kesinleşmediği tespit edilmiştir.
—— dava dosyasının uyap üzerinden celboulnarak yapılan incelenmesinde; dava dışı olup, müteveffanın kardeşleri olan davacılar tarafından dosyamız davalısı —- aleyhine manevi tazminat davası açıldığı, yapılan yargılama sırasında mahkemece —– alınan kusur raporunda davalı—— % 60 oranında, müteveffa —- % 40 oranında kusurlu olduğu yönünde yapılan tespit esas alınarak manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verildiği, iş bu dava dosyasında verilen kararın da henüz kesinleşmeyip istinaf incelemesinde olduğu tespit edilmiştir.
—– %60 (yüzde altmış) oranında kusurlu olduğu, müteveffa — %40 (yüzde kırk) oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
—- havale tarihli raporunda özetle; davacı eş — toplam maddi zararının —olduğu, yeniden evlenme olasılığı —-olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda % 40 kusurunun bulunduğunun kabulü halinde davalılardan talep edebileceği toplam zararın — olacağı, — dahilinde yapılan garabeten hesaplanması sonucunda davalı sigorta şirketinin toplam —maddi zararının — sorumlu olabileceği, davacı kızı — toplam maddi zararının —olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda —kusurunun bulunduğunun kabulü halinde davalılardan talep edebileceği toplam zararın — olacağı, — poliçesi limitleri dahilinde yapılan garabeten hesaplanması sonucunda davalı sigorta şirketinin toplam— maddi zararının — sorumlu olabileceği, davacı oğlu —-olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda % 40 kusurunun bulunduğunun kabulü halinde davalılardan talep edebileceği toplam zararın — olacağı, —-limitleri dahilinde yapılan — sonucunda davalı sigorta şirketinin toplam —- sorumlu olabileceği, davacı anne — toplam maddi zararının —- olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda % 40 kusurunun bulunduğunun kabulü halinde davalılardan talep edebileceği toplam zararın —- olacağı, — limitleri dahilinde yapılan garabeten hesaplanması sonucunda davalı sigorta şirketinin toplam —- sorumlu olabileceği, davacı baba — toplam maddi zararının —- olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda % 40 kusurunun bulunduğunun kabulü halinde davalılardan talep edebileceği toplam zararın — olacağı, —- limitleri dahilinde yapılan garabeten hesaplanması sonucunda davalı sigorta şirketinin toplam —- sorumlu olabileceği, manevi tazminat taleplerinin hukuki değerlendirmesinin mahkemenin takdirinde olduğu, —-tarafından düzenlenen—tarihli müzekkere cevabında — yılına ait cenaze – defin giderleri ve masraflarının —-olarak bildirildiği, —tarafından gönderilen yazı cevabında davacılara desteği için — vefatı nedeniyle — cenaze ve defin gideri ödemesi yapıldığı, davacılar tarafından bir belge ibraz edilmemiş olmakla — ekonomik koşulları ve giderlerin niteliği ve kapsamı dikkate alınarak — kadri marufunda olduğu sonucuna varıldığı —- olduğu, davalı sigorta şirketinin zarardan sorumlu olduğundan söz edilemeyeceği belirtilmiştir.
Davacılar vekili —-havale tarihli ıslah/talep artırım dilekçesinde özetle; her türlü fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkili —destekten yoksun kalma tazminatlarını — müvekkili —destekten yoksun kalma tazminatlarını — yönünden — destekten yoksun kalma tazminatlarını —- müvekkili — yönünden — arttırarak — müvekkili —- destekten yoksun kalma tazminatlarını şimdilik — çıkardıklarını belirterek toplam —- çıkardıklarını belirterek bahse konu alacakların kaza tarihinden itibaren işletilecek ticari faiziyle birlikte davalı —- tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Kusur ve aktüer raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili —- — havale tarihli feragat dilekçesinde özetle; davalı —–aralarında sigorta poliçesi kapsamında sulh olunduğunu, sigorta şirketi açısından davanın konusuz kaldığını, bu nedenle sigorta şirketi açısından davalarından feragat ettiklerini, diğer davalı açısından hem maddi hemde manevi tazminat davalarının halen devam ettiğini belirtmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili ——– tarihli dilekçesinde özetle; davacı tarafça müvekkil şirket yönünden davadan feragat edilmiş olduğunu, müvekkili şirket yönünden davanın reddine karar verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama masrafı taleplerinin olmadığını belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler(TBK m. 51).
Maddi Tazminat
Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleşmişse; cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar uğranılan zararlar olarak kabul edilir.——
Destekten yoksun kalma zararları, Borçlar Kanunu hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.—-
Manevi Tazminat
Ölüm hâlinde, ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.—–
UYGULANACAK MEVZUAT
—- kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında——
—- yayımlanarak yayım tarihinde yürürlüğe giren—– tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenen “genel şartların uygulanacağı sözleşmeler”—- yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır.” şeklindedir.
—göre genel şartlar yürürlük tarihi olan — sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır—–
Kaza tarihinin ve sigorta poliçe tarihinin genel şartlarının yürürlüğe girdiği —- tarihinden sonra olması dikkate alındığında, açılan davalar —-tarihinde yürürlüğe giren —- yapılarak hüküm kurulması gerekir——-
SORUMLULUK VE SİGORTA TEMİNATI
Müteselsil Sorumluluk
TBK’nın 61. Maddesine göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.
Aynı şekilde ——de bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Araç Malikinin Sorumluluğu
—– “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklindedir. Ancak, işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir.——-
İşleten; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır—– Ayrıca araç maliki —–davaya konu trafik kazasında aracın sürücüsü olduğu sabit olmakla ayrıca haksız fiilden dolayı da sorumlu olduğu açıktır.
Sigortanın Sorumluluğu
Zarar görenin, ———- öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç —– içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya —- tahkime başvurabilir.—-
Sigorta şirketinin sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitlerle sınırlıdır.—-
Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez—–
Davacı tarafın, ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine;——– göre, aracın —–davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir. ——–
TEMERRÜT VE FAİZ
Sürücü ve araç maliki, haksız fiilin işlendiği tarihte temerrüde düşmüş olur.—-
Sigortacılar, hak sahibinin —- genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, —- birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde —-sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.—-
3095 sayılı yasanın 2. Maddesine göre; Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için aynı Kanunun 1. maddesinde belirlenen orana göre(yasal faiz) temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
Yargı yetkisini, —- adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda—– tarihinde davalı —- sevk ve idaresindeki —- plakalı araç ile davacıların murisi —şeklinde ölümlü trafik kazası meydana geldiği, kazada — öldüğü, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü — oranında, müteveffa —–oranında kusurlu oldukları, davacılardan — müteveffa desteğin annesi, — müteveffa desteğin babası, —müteveffa desteğin eşi, — müteveffa desteğin çocukları, —müteveffanın kardeşi olduğu, davada —- düzenleyen sigorta şirketinin de taraf olması nedeni ile poliçe tarihi itibariyle — tarihinde —- gerektiği, bu doğrultuda hazırlanan gerekçeli, denetime elverişli ve somut olaya uygun olması nedeniyle hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporuna göre davacıların — destekten yoksun kalma tazminatı ile —- cenaze ve defin gideri talep edebilecekleri tespit edilmiştir.
Davacılar vekili tarafından —- tarihinde mahkememize sunulan dilekçe ile sigorta şirketi ile anlaştıkları, sigorta şirketinin sigorta poliçe limitindeki —- tazminat miktarının ödendiğini belirterek sigorta şirketi yönünden feragat edildiğini bildirmiştir.
Ayrıca —– tarihli ıslah/bedel artırım dilekçesinde mahkememizce esas alınan aktüerya raporundaki hesaplamaya itiraz edilerek murisin kazancının asgari ücret değil, —- olması nedeniyle en düşük memur maaşı esas alınarak davacı —-yönünden de yeniden evlenme olasılığı yönünden —yapılarak hesap yapılması, gerektiğinden bahisle sunulan özel mütalaa doğrultusunda davacılar yönünden davalı—- talep ettiği miktarları davacı —yönünden —- —- artırarak davalı—-tahsilini talep etmiş, cenaze ve defin gideri yönünden bedel artırım talebinde bulunmamıştır.
Mahkememizce hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere;—–.kararlarında da belirtildiği üzere destekten yoksun kalan eşin yeniden evlenme ihtimali belirlenirken yaşı, —- —-yaşından küçük çocuk sayısı, ekonomik durumu, yaşadığı yöreye ait özellikler gibi pek çok unsur etkili olup, ülke gerçeklerine uygun ve uyumlu bulunan — kullanılmasının gerektiği,— hazırlanan tabloya göre davacı eşin kaza tarihindeki yaşına göre —- ihtimali tablosundaki belirlemelerin esas alınması gerektiği belirtildiğinden davacı — eşini kaybettiği — tarihinde —-dikkate alındığında — yeniden evlenme olasılığının —- indirim yapılması gerektiği, davacı——çıkarılarak davacının talep edebileceği maddi zarar hesaplamasına —- yeniden evlenme olasılığı yansıtılması gerekmiştir.
Keza müteveffanın ölüm tarihi itibariyle —- olarak dersaneler kapanana kadar dershanelerde daha sonrasında evde veya —-verdiği, son zamanlarda ise götürü usul iş yaptığını, ortalama —-gelir elde ettiğini davacı taraf iddia ederek hesaplamanın en düşük öğretmenin maaşı dikkate alınarak yapılması gerektiğini talep etmiştir. Ancak iddia edildiği şekilde müteveffanın geliri olduğuna dair yazılı bir belgenin dava dosyasına sunulmadığı gibi müteveffanın —– yazı cevabında müteveffanın eşi ve iki çocuğuna ölüm aylığı bağlandığı, müteveffaya ait hizmet dökümü incelendiğinde en son prime esas kazancının ——–vefat ettiği tarih arasında sürekli ve düzenli gelirinin bulunmadığı tespit edilmekle mahkememizce aktüerya bilirkişisinin tazminat hesaplamasında asgari ücreti esas almasının yerinde olduğu tespit edilerek davacılar vekilinin bu yöndeki itirazı ve sunulan özel mütalaaya mahkememizce itibar edilmeyerek —- tarihli aktüerya raporu esas alınarak raporda yapılan sigorta şirketi ve davalı —– yönünden garameten hesaplamada sigorta şirketinin sigorta poliçesi kapsamında sorumluluğundaki limiti ödediği ve davacıların sigorta şirketi yönünden bu nedenle davadan feragat etmiş olmaları nedeniyle davacıların talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminat miktarları davalı — yönünden sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktarlar düşülerek davacı — davacı —davacı — davacı —davacı –yönünden—destekten yoksun kalma tazminatını müteveffanın ölüm tarihi olan —–tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte talep edebilecekleri kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafın desteklerini kaybetmiş olmanın verdiği üzüntü, duyulan acı, elem ve ızdırap ile desteğe hısımlık ve yakınlık derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihlal edilen şahsi hakkın niteliği, olayın oluş şekli, zararın ağırlık derecesi, kusur durumu nazara alınarak hakkaniyet ilkesi gereğince davacı taraf lehine uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine— varılarak davanın destekten yoksun kalma tazminatı yönünden davalı —yönünden feragat nedeniyle reddine, davalı —-yönünden kısmen kabulüne, manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne, hükmolunan manevi tazminatlarında ölüm tarihi olan —tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
Maddi Tazminata ilişkin davada;
1-Davanın davalı —- yönünden davadan feragat nedeni ile reddine
2-Davalı —yönünden davanın kısmen kabulü ile ;
Davacı —-
Davacı —-
Davacı —
Davacı—
Davacı —
Destekten yoksun kalma tazminatlarının—– tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı— tahsili ile davacılara ayrı ayrı ödenmesine
—cenaze ve defin giderinin — tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı — tahsili ile davacı — ödenmesine
4-Maddi tazminat davasında fazla istemlerin reddine
1-Manevi tazminata ilişkin davanın KISMEN KABULÜ ile
Davacı —-
Davacı —
Davacı —–
Davacı —-
Davacı —–
Davacı —
manevi tazminatların — tarihinden itibaren işleyecek yıllık — faizi ile birlikte davalı—- tahsili ile davacılara ayrı ayrı ödenmesine
2-Manevi Tazminat davasında fazlaya ilişkin istemlerin reddine ,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan —- birlikte, alınması gerekli olan — harçtan mahsubu ile bakiye —- alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı —- yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan— ıslah/tamamlama harcı — davalı — alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan —- yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafın davalı sigorta şirketi yönünden yapmış olduğu 88,00 TL yargılama masrafının davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Maddi tazminat davası yönünden davacı taraf yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 6.034,85 TL avukatlık ücretinin davalı —- alınarak davacılara verilmesine,
7-Maddi tazminat davası yönünden davalı —–yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T ‘nin 13/3 maddesi uyarınca 6.034,85 TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Manevi tazminat davası yönünden davacı taraf yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 13.925,00 TL avukatlık ücretinin davalı —- alınarak davacılara verilmesine,
9-Manevi tazminat davası yönünden davalı —–yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 10/2 maddesi uyarınca 13.925,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak bu davalı ‘ya verilmesine,
10-Davalı—- yönünden yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekili ve davalı —- vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile——- istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/12/2021