Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1448 E. 2021/362 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1448 Esas
KARAR NO : 2021/362

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2018
KARAR TARİHİ : 29/04/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 11/12/2018 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 06/10/2016 tarihinde—- imzalandığını, davacı yan tarafından sözleşme gereği edimlerinin eksiksiz yerine getirildiğini, davacı yan tarafından sunulan hizmetlere karşılık her ay düzenli olarak davalıya faturaların düzenlendiğini ve teslim edildiğini, faturalara hiçbir itirazda bulunulmadığını ve davalı ——— tarafından fatura borcunun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu beyanla, davalarını kabulüne, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalının; alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu—-dilekçesinde özetle: Taraflar arasında hizmet sözleşmesinin imzalandığını, davalı yanın harhangi bir hizmet almadığını ve davacı yanın verdiği hizmeti ispatlaması gerektiğini, taraflar arasında sadece —- imzalandığnıı, davalı—–aldığı hizmetler karşılığı bir kısım fatura ödemelerini yaptığnı, davacı yanın üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini, bu sebeple davalı yan tarafından kalan fatura ödemelerinin yapılmadığını beyanla davanın reddine yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
—— sayılı icra dosyası,
—— sözleşme suretleri,
-Mali Müşavir bilirkişinin —-
-Davalı şirket —-celse isticvap beyanı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, KABUL VE GEREKÇE;
Dava, Sözleşmeden kaynaklanan, faturaya dayalı cari hesap alacağını istinaden başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar ——- uzmanlığı, —sözleşmesi imzalanıp imzalanmadığı, sözleşmenin kaynaklı— ile faturalandırılan cari hesap alacağı bulunup bulunmadığı, faturaların davalı şirket yetkilisine teslim edilip edilmediği, hizmetin verilip verilmediği, sözleşme ve faturaların teslim belgelerinde davalı şirket yetkilisinin imzasının bulunup bulunmadığı, yetki, imza, takip öncesi faiz talep edilip edilemeyeceği, temerrüd şartlarının oluşup oluşmadığı, inkar tazminatı koşullarının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Celp ve tetkik edilen—— dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 19/04/2018 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliğ üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı borca itiraz dilekçesi sunduğu ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı şirket temsilcisi—celsede; “Tarafıma göndermiş olduğunuz tebligatı 1 hafta önce aldım, dosyaya karşı beyanda bulunmak üzere tarafıma süre verilmesini talep ederim, biz davacı ——- şirketi ile –sözleşmesini imzaladığımız doğrudur, bana göstermiş olduğunuz sözleşme— imza bana aittir, ancak davacı taraf bize bu hizmeti vermemiştir, öncelikle davacı tarafın hizmeti verdiğini ispat etmesi gerekir, temsilciliğini yaptığım şirket —– — aşamasındadır, sözleşme tarihinden sonra biz davacı şirketten —-tam olarak almadık, hatırladığım kadarıyla davacı şirkete birkaç fatura ödemesini yaptık ancak daha sonra sözleşme gereği hizmet tarafımıza verilmediği ve işyeri hekiminin işe gelmemesi dolayısıyla ödeme yapmadık,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce mali müşavir bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi 20/05/2020 tarihinde raporunu ibraz etmiş ve rapor taraflara tebliğ edilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi mahkememize sunduğu 20/05/2020 tarihli raporunda özetle; Taraflara ait ticari defterler üzerinde yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; Davacı yan tarafından incelemeye sunulan —- defterlerinin 6102 sayılı TTK. Ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğu, davalı yan tarafından incelemeye sunulan —- defterlerinin 6102 sayılı TTK. Ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğu, —- defterlerinin ise usulüne uygun tutulmadığı, (—- tasdikinin yapılmadığını,) tarafımızdan incelenen davacı yanın ticari defterlerinde; davacı yanın davalı yandan takip tarihi olan—– alacaklı olduğu, tarafımızdan incelenen davalı yanın ticari defterlerinde; davacı yan ile aralarında bir ticari ilişkinin mevcut olmadığı, tarafların birbirlerine fatura düzenlemediği ve ödeme almadıkları, davalı—-tarafından tarafımıza ——– uluşan herhangi bir fatura olmadığından cari heasp mevcut değildir.” bilgisinin verildiği, diğer bir ifadeyle davacı yan tarafından düzenlenen faturaların davalı yanın muhasebesine ulaşmadığı iddia edilerek faturaların ticari defterterlere kaydedilmediği tarafımızdan görülmüştür. Taraflar arası akdedilen sözleşmenin ihtilafsız olduğu, fakat davacı yanın sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğinin, fatura muhteviyatındaki —- (hangi tarihler arası veridiği,) verildiğinin, tarafımızdan tespit edilemediği, davacı — dosyaya fatura —- hizmetiği verildiğine ilişkin somut belge bilgi sunulmadığı, faturaların ve muhteviyatındaki hizmetin davacı yan tarafından davalı yana verilip verilmediğinin tarafımızdan tespit edilemediğini beyan ve rapor etmiştir.
Mali müşavir bilirkişi raporuna karşı davacı vekilinin itirazı üzerine mahkememizce önceki bilirkişiden ek rapor aldırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi mahkememize sunduğu —tarihli kök raporunda değiştirilecek bir husus bulunmadığını beyan etmiştir.
Dosyada mevcut tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek, hükme esas alınan 06/01/2021 tarihli Mali Müşavir bilirkişi raporu dayanak yapılarak; taraflar arasında —-imzalandığı,
Mali müşavir bilirkişi tarafından incelenen — yıllarına ait davacı ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun tutulduğu, davacı lehine delil vasfına haiz bulunduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, taraflar arası ticari ilişkinin 31.10.2016 tarihinde başladığı, davacı tarafından davalı adına ———- fatura düzenlediği, davalı tarafından davacı tarafa —- ödemesi yapıldığı, taraflar arasında — olmadığı, davacı tarafın incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre — alacaklı olduğu görülmüştür.
Mali müşavir bilirkişi tarafından incelenen —- usul ve yasaya uygun tutulduğu, 2018 yılı kapanış tasdikinin yapılmadığı, 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin davalı lehine delil vasfına haiz olduğu, ancak 2018 yılı ticari defterlerinin davalı lehine delil vasfının bulunmadığı, davalı ticari defterlerinde taraflar arasında ticari ilişki mevcut olmadığı, tarafların bir birlerine fatura düzenlemedikleri ve ödeme almadıkları görülmüştür.
Takibin dayanağının ” fatura, cari hesap ve sözleşme gereği alacak” olduğu, davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibari ile 3.250,14 TL alacaklı olduğu, bu alacağın davacı tarafından davalı tarafa düzenlenen faturalardan kalan bakiye alacak olduğu, davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı şirket ünvanına düzenlenmiş bedeli ödenmemiş faturalar olduğu, fatura muhteviyatının iş sağlığı ve——davalı tarafa teslim edildiğinin ve hizmetin verilmediğinin davacı tarafından ispatlanması gerektiği,
Fatura —— bildirilmesinin —olarak; — girişi ve atamalarının (—- ancak hizmet alan davalı şirket yetkilisinin— ile yapılabileceği,
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin ihtilafsız olduğu, fakat davacı tarafın sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği,—— sağlığı hizmetlerini verip vermediği, ne süre ile verildiği bilirkişi tarafından tespit edilemediği, davacı tarafından fatura muhteviyatındaki hizmetin verildiğine ilişkin somut belge ve bilgi sunulmadığı, faturaların ve muhteviyatlarındaki hizmetin davacı tarafından davalı tarafa verilip verilmediği davacı tarafından ispat edilemediği anlaşılmakla; davanı reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 64,4 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 59,3 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı harçlar kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 5,1 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine,
3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya; delil avansının davalıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, miktar itibari ile kesin olmak üzere karar verildi.