Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1435 E. 2019/558 K. 30.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1435 Esas
KARAR NO : 2019/558
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 10/12/2018
KARAR TARİHİ: 30/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin————-markası altında uzun süreli filo araç kiralama işiyle iştigat ettiğini, davalıların araç maliki, sürücüsü ve sigortalısı olan ———————- plaka sayılı aracın müvekkil şirkete ait ve seyir halinde bulunan ————plaka sayılı araca % 100 kusurlu olarak çarpmak suretiyle hasara uğrattığını, meydana gelen kaza sonucu müvekkil firmaya ait aracının rayiç değerinde düşüş yaşandığını ve araçta ——–TL lik değer kaybı oluştuğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre de bir araç ne kadar iyi onarılırsa onarılsın rayiç değerinden kaybettiğini, değer kaybı hakkındaki iddianın haklılığını ortaya koyduğunu, kaza nedeniyle müvekkil şirketin aracını tamir edildiği süre içerisinde kiraya veremediğnii, kazaya karışan müşterisine de bu aracın yerine başka bir araç temin etmek zorunda kaldığını, dolayısıyla kaza nedeniyle müvekkil firmanın ticari kazancından mahrum kaldığını, işbu değer kaybının ve kazanç kaybı bedellerinin ödememesi üzerine, davalı aleyhine İstanbul Anadolu 12. İcra Müdürlüğü’nün ————esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak borçlu dava konusu icra takibine zaman kazanmak maksadıyla haksız ve gerçeğe aykırı bir şekilde itiraz ettiğini tüm bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle açılan davada görev itirazında bulunduklarını, davacı tarafça haksız fiil eyleminden (trafik kazası) kaynaklanan değer ve kazanç kaybı nedeniyle oluşan maddi zarar talebine ilişkin alacak davası, görevli mahkemede açılmadığını, bu davanın ticari bir dava olmadığını, dava dilekçesi incelediğinde, sigorta şirketi davaya dahil edilmemiş sadece gerçek kişilere karşı dava açıldığını, bu durum da dikkate alındığında, bu davada görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi olduğunu, öncelikle bu durumun dikkate alınarak mahkemenizce görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafından açılan dava yetkili mahkemede de açılmadığını, yetki itirazında bulunduklarını,. şöyle ki; davacı tarafça istanbul anadolu 12. icra müdürlüğü’nün———- e sayılı icra dosyası ile açılan ilamsız icra takibinde süresinde sunulan ————– tarihli itiraz dilekçesinde ” borçular’ın adreslerinin————— olduğu yetkili icra müdürlüğü’nün bakırköy icra müdürlükleri olduğu belirtilerek yetkiye itiraz edildiğini, buna rağmen davacı icra takibini yetkili icra müdürlüğü’nde açmadığı gibi davayı da yetkili mahkemede açmadığını, hem davalılar’ın adresi( bahçelievler) hem de söz konusu trafik kazasının olduğu yer ( bakırköy) dikkate alındığında tek yetkili mahkemenin bakırköy mahkemeleri olduğunu, bütün bu olaylar dikkate alınarak mahkemenizce yetkisizlik kararı da verilmesini talep ettiklerini, davacı’nın dava dilekçesinde talep ettiği haksız fiilden kaynaklı kazanç kaybı ve değer kaybına ilişkin maddi zarar talebi ” zamanaşımına ” uğradığını, zamanaşımı defiinde bulunduklarını, şöyle ki; dava konusu trafik kazası ————– tarihinde meydana geldiğini, davacı bu tarihten yaklaşık 2 yıl geçtikten sonra ———-icra takibi yapmış, 3 yıl geçtikten sonra da———— dava açtığını, oysa ki borçlar kanunun’da belirtildiği üzere haksız fiilden kaynaklı davalarda zamanaşımı iki yıl olduğunu, davacı bu tarihte hem zararını hem de zarar vereni bildiğini, davacı icra takibi ya da dava ile zamanaşımına uğramış alacağı canlandırmaya çalışmış ancak borca yapılan borca itrazımız ve cevap dilekçemizde ”zamanaşımı defii’ ile bu duruma engel olunduğunu, davanın esasına girildiğinde öncelikle bu durumun dikkate alınarak davanın esastan reddini talep ettiklerini, davacı itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmamış olduğunu, bu durumun da dikkate alınmasını ve itirazın iptali davasının bu yönüyle de reddini talep ettiklerini, dava dilekçesinde davalılar’ın kusuruna ilişkin açıklamalar ve zarar iddiaları doğru olmadığını ve dayanaksız ,soyut iddialar olduğunu, iddia edilen alacağın likit olmadığını, davacı’nın talepleri bu yönüyle de haksız olduğunu, davacı’nın davalılar’a ait araç üzerinde ihtiyati tedbir konulması talebi haksız olduğunu, şöyle ki; bu davada uyuşmazlığın konusu davalılar’a ilişkin araç değildir. davacı’nın talebi maddi zarar talebidir. davaya konusu olmayan mal hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemez. ayrıca davalılar thy de ücretli çalışan işçiler olup, dava ilamının tahsilinin imkansızlığı hiçbir suretle söz konusu değildir. bu durumda dikkate alınarak ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen değer ve kazanç kaybı nedeniyle itirazın iptali istemine ilişkindir.
Görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. (HMK 114/I-c maddesi)
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.( HMK 1 maddesi)
Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığını davanın her aşamasında resen araştırılır. (HMK 115 maddesi)
Ticari davalar TTK. 4. maddesinde mutlak ve nispi ticari davalar düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kamumda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise nispi ticari dava sözkoııusu olup mahkememizin görev alanı içinde kalacaktır.
TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere Asliye Ticaret Mahkemesinde bakmakla görevlidir.
TTK nın 3. Maddesinde “bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlenmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen değer ve kazanç kaybı nedeniyle itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce, “Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine yönelik olduğundan yargılamanın her safhasında resen gözetilmelidir. (6100 SY madde 1). Öte yandan Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki eski düzenlemelerin aksine iş bölümü değil görev ilişkisidir. (6102 SY madde 5/3). Ticaret Mahkemelerinin hangi davalara bakacağı sınırlı şekilde belirlenmiş ve sayılmıştır. (6100 SY madde 4). Buna göre ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar her iki tarafı tacir olan ve uyuşmazlığın, tarafların ticari işletmelerinden kaynaklandığı davalardır. Mutlak ticari davalar ise; anılan yasa maddesinde birden fazla bent halinde zikredilmiştir. Nispi ticari davadan sözedilebilmesi için ihtilafın sözleşmeden kaynaklanması şartı olmayıp haksız fiilden kaynaklanması da mümkündür. Yeter ki haksız fiil iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olsun————-. Somut olay bu bağlamda değerlendirildiğinde; kazaya karışan araçlar davacı ve davalı şirket adlarına kayıtlıdır. Tüzel kişi tacirlerin adi sahası bulunmadığından ticari işletmelerin faaliyeti esnasında kazanın meydana geldiğinin kabulü zorunludur. Dolayısıyla zikredilen taraflar arasındaki anlaşmazlık nispi ticari dava vasfındadır. Her ne kadar diğer davalıyla ilgili davanın genel mahkemelerde görülmesi gerekmekte ise de; birden fazla davalının, birden fazla görevli mahkemenin bulunduğu ve davalıların ihtiyari dava arkadaşı oldukları durumlarda yargılama özel mahkemede yapılmalıdır.———–gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, ” dava, trafik kazası nedeniyle oluşan değer kaybı ve kazanç kaybı istemine ilişkin itirazın iptali davası olup haksız fiilden kaynaklandığı,davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili dava olmadığı, davanın 6102 Sayılı TTK.’nun 4 ve 5 maddelerinde düzenlenen ticari davalardan olmadığı,davanın haksız fiilden kaynaklı tazminat davası olup malvarlığına yönelik dava olduğu,6100 Sayılı HMK.nın 2 maddesine göre Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanına girdiği…” gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiş ve bu karar kesinleşmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 3. maddesinde ise, ” Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlenmiştir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda, davacı şirkettin oto kiralama işi ile iştigal ettiği anlaşılmış ise de, davacı, şirketine ait ———— plakalı araç ile davalıya ait————plakalı aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda, davacıya ait araçta hasar meydana geldiğini belirterek kazanç ve değer kaybının davalılardan tahsilini talep etttiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, araç kiralamadan veya ticari ilişkiden kaynaklanmadığı, davacının kiralamakta kullandığı araç ile davalıya ait aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklandığı, bu haliyle uyuşmazlığın haksız fiile dayalı tazminat davası olduğu anlaşıldığından, davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.—————-
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda, davacı şirketin oto kiralama işi ile iştigal ettiği anlaşılmış ise de, davacı, şirketine ait ——— plakalı araç ile davalıya ait———— plakalı aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda, davacıya ait araçta hasar meydana geldiğini belirterek kazanç ve değer kaybının davalılardan tahsilini talep etttiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, araç kiralamadan veya ticari ilişkiden kaynaklanmadığı, davacının kiralamakta kullandığı araç ile davalıya ait aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklandığı, bu haliyle uyuşmazlığın haksız fiile dayalı tazminat davası olduğu anlaşıldığından, davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2019