Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1405 E. 2020/184 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1405 Esas
KARAR NO : 2020/184
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 05/12/2018
KARAR TARİHİ: 27/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —-tarihinde, ——— katılımında meydana gelen ölümlü trafik kazasında, davalı … sevk ve idaresinde bulunan ve davalı …’nin maliki olduğunu sonradan öğrendikleri —- plakalı aracı ile müvekkillerinin eşi ve oğulları olan müteveffa ——– yaya olarak çarptığını, meydana gelen trafik kazasında müteveffa olay yerinde ağır yaralanmış ve aynı gün kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiğini, kaza mahalline gelen trafik polisi ekibi tarafından tutulan ——- tarihli trafik kazası tespit tutanağında kazanın davalı … sevk ve idaresindeki otomobil ile yaya olarak geçmekte olan müteveffaya ön sağ kısımdan çarpması sonucu meydana geldiğinin tespit edildiğini, müvekkillerinin yaşadığı maddi ve manevi zararın bir nebze olsun karşılanabilmesi için dava açılması zorunluluğu hasıl olduğunu beyan ile, fazlaya dair hakların saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkilleri … ve … adına her biri—-TL olmak üzere toplam —— destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan — tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, tüm davacılar yönünden ve ayrı ayrı — TL olmak üzere toplam — TL manevi tazminatın kaza tarihi olan —— tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama sonucu oluşacak tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu olayda kusuru olmadığnıı, müvekkilinin araç kirilimi işiyle uğraştığını, olay günü aracı kiralayan diğer davalı … ve müteveffanın birlikte ağır kusuru nedeniyle kaza meydana geldiğini, müteveffanın da olay yerinde alt geçit mevcutken taşıt yoluna geçmesiyle kazaya ağır kusuru ile sebebiyet verdiğini, olay günü diğer davalı … aracıyla — otoyoluna seyretmekteyken müteveffa ———- kaza alınında alt geçit olmasına rağmen yayalarına geçmesine yasal olan araç yolundan geçmeye çalışırken kaza meydana geldiğini, talep edilen tazminat tutarlarının fahiş olduğunu beyan ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davanın müvekkili yönünden reddini yargılama giderleri ve vekaletinin karşı tarafa tahmilini, arz ve talep etmiştir.
Davalı … .. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartı yerine getirilmediğini, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, müvekkil şirket tümerrüde düşmediği gibi dava açılmasına da sebebiyet vermediğini, öncelikle dava şartı noksanlığı sebebi ile de davanın reddini talep ettiklerini, esasa girilmesi halinde davanın esastan reddini, yargılama gideri ve yasal vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu trafik kazası nedeni ile davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kalıp kalmadığı ve zararın sigorta kapsamında kalıp kalmadığı ve sürücü ve işletenin sorumluluğunun olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, destekten yoksun kalma tazminatı(maddi tazminat) ve manevi tazminat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik olunan trafik tescil bilgilerine göre ——- plakalı aracın kaza tarihinde davalı … adına kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Celp ve tetkik olunan—- tarihli kaza tespit tutanağına göre sürücü … sevk ve idaresindeki —-plakalı araç ile —– yolunu takiben—- istikametine seyrederken —- yakınlarına geldiğinde aracın sağ ön kısımları ile yol üzerinde karşıdan karşıya geçmek isteyen yaya ——- çarpması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kazanın oluşumunda yaya —- karşıdan karşıya geçişlerde işaretlere riayet etmediği görüş ve kanaatine varıldığı yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Celp ve tetkik olunan — Başsavcılığının — soruşturma no ve ——– karar nolu kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın incelenmesinde soruşturma kapsamında alınan kusur bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde müteveffa —- karşıdan karşıya geçişlerde dikkatsiz ve tedbirsiz davranmak suretiyle yaya ve trafik güvenliğini tehlikeye düşürmek kuralını ihlal ettiği gerekçesi ile tam ve asli kusurlu olduğu, bu nedenle şüphelinin üzerine atılı bulunun taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı sonucuna varılarak kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce tüm deliller celp olunmuş ve bir kusur bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, dosyaya sunulan —- tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosyada mevcut kaza tespit tutanağı, kaza yeri krokisi, davalı sürücü .— Başsavcılığında vermiş olduğu ifade,—- CBS’ye hitaben hazırlanan —- tarihli kusur raporu hep birlikte değerlendirildiğinde kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü … yönetimindeki——- plakalı araç ile bariyer ile bölünmüş — yolunu takiben — istikametinden —-istikametine seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde istikametine göre sağ taraftan yola girerek bariyer istikametine geçiş yapmaya çalışan yayaya çarpması sonucu meydana gelen kazada kusursuz olduğu, müteveffa —–mahal ve yol özelliklerini dikkate almadan, gelen aracın uzaklık ve hızını dikkate almadan kontrolsüz bir şekilde yola girdiği, geçişini yayaların geçişine ayrılmış kısımları kullanarak yapmadığı, bariyer ile bölünmüş yolda karşıdan karşıya geçiş yapmaya çalıştığı ve KTK’nun 68/b ve 138/d ( yaya yollarında, geçitlerde veya mecburi hallerde taşıt yolu üzerinde bulunan yayaların, trafiği engelleyecek, tehlikeye düşürecek davranışlarda bulunmaları, dikkatsiz hareket etmeleri, oynamaları veya bu yerleri saygısızca kullanmaları yasaktır ) maddelerini ihlal ettiği anlaşılmakla yayanın bariyer ile bölünmüş yolu geçmeye çalıştığı hususu da dikkate alındığında dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı kazanın meydana gelmesinde % 100 kusurlu olduğu yönünde rapor tanzim edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.(TBK Madde: 51)
Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleşmişse; cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar uğranılan zararlar olarak kabul edilir.(TBK Madde: 53)
Destekten yoksun kalma zararları, Borçlar Kanunu hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.(TBK Madde: 55/1)
UYGULANACAK MEVZUAT
———– kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır(KTK m. 90).
14/05/2015 tarih ve 29355 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na, 2/02/2016 Tarih ve 29612 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yayım tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar’ın 4. Maddesi ile eklenen ve—– tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenen “genel şartların uygulanacağı sözleşmeler” başlıklı C.11. Maddesi “Bu Genel Şartlar yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır.” şeklindedir.
Kaza tarihinin ve sigorta poliçe tarihinin genel şartlarının yürürlüğe girdiği—- tarihinden sonra olması dikkate alındığında eldeki davada —-tarihinden sonra yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekir.
SORUMLULUK VE SİGORTA TEMİNATI
TBK’nın 61. Maddesine göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.
Aynı şekilde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 88. Maddesine göre de Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Aynı şekilde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 86. Maddesine göre işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu satış sahibi kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazaya etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.
Sigorta şirketinin sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitlerle sınırlıdır.(KTK m. 93)
Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
Dosya kapsamında mahkemece davacılar desteği yayanın kazada tam kusurlu olduğu ancak yayanın kusurunun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla desteğe çarpan araç sürücüsünün ve sigortacısının zararın tamamından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Tam kusurlu sürücü veya işleten yakınlarının açtıkları davalarda, davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açmaları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı … şirketinin sorumlu olacağına ilişkin Yargıtay içtihatlarından anlaşılması gereken, sürücü veya işleten kusursuz olsalar bile sigorta şirketinin tazminat yükümlülüğünün bulunduğu değil, sürücü veya işleten kusurunun destekten yoksun kalan üçüncü kişileri etkilemeyeceğidir. Somut olayda da; davalı şüpheli ——– ile sürücülüğünü yaptığı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalı … şirketi, araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde sorumlu olup, aracın çarptığı yayanın tam kusurlu olması halinde tazminat yükümlülüğü bulunmamaktadır ——-
Olaya ilişkin olarak görevli memurlarca düzenlenen —– tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağında müteveffa yayanın tam kusurlu olduğu, ———- tarihli raporunda sürücü Veysel Ketboğa’nın kusursuz, müteveffa yayanın tam kusurlu olduğu belirtilmiştir. Yargılama sırasında uzman bilirkişiden alınan —–tarihli raporda da davalı yanın kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Buna göre, dava konusu ölüm olayı yaya müteveffanın kendisinin tam kusuru ile meydana gelmiş olup, davalı sürücünün kusuru bulunmadığından, dolayısıyla ölenin kendisinin tam kusuruyla sebebiyet verilen olay ve meydana gelen zararla sürücünün fiili arasında illiyet bağı bulunmadığından (kesildiğinden), mahkemece davalı sürücü ve trafik sigortacısı hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, somut olayda uygulama yeri olmayan davalı işletenin kusura dayanmayan tehlike sorumluluğu gerekçesiyle davalı sigortacının ise işletenin sorumluluğunu üstlenmiş olduğundan bahisle aleyhlerinde yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu nedenle davalıların istinaf iddia ve itirazlarının yerindedir.——-
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda—- toplanan deliller, Nüfus Kaydı, Araç Tescil Bilgileri, Sigorta Poliçesi ve Hasar Dosyası, soruşturma dosyası, kusur bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; —- tarihinde davalıların sürücüsü işleteni ve sigortacısı olduğu—- plakalı araç ile bariyer ile bölünmüş —yolunu takiben — istikametinden — istikametine seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde aracın sağ ön kısımları ile istikametine göre sağ taraftan yola girerek karşıdan karşıya geçmeye çalışan müteveffa —çarpması sonucu yaya —- ölümü ile sonuçlanan trafik kazasının meydana geldiği, kaza tespit tutanağına ve soruşturma dosyasına ve mahkememizce alınan kusur bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde müteveffa —- % 100 kusurlu olduğu, sürücü …’ın ise bir kusurunun bulunmadığı, dolayısıyla işletenin de KTK 86. Maddesi uyarınca sorumluluktan kurtulduğu, diğer davalı sigortanın ise sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğu dikkate alındığından poliçe kapsamında sigortanın da sorumluluktan kurtulduğu, dava konusu ölüm olayı yaya müteveffanın kendisinin tam kusuru ile meydana gelmiş olup, davalı sürücünün kusuru bulunmadığından, dolayısıyla ölenin kendisinin tam kusuruyla sebebiyet verilen olay ve meydana gelen zararla sürücünün fiili arasında illiyet bağı bulunmadığından (kesildiğinden) davalı sürücü işleten ile birlikte diğer davalı sigortanın sorumluluğu da sigortalısının kusuru oranında olduğundan zarar sorumlusu olmadıkları sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın maddi ve manevi tazminat yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın REDDİNE,
2-Dava açılırken alınması gerekli 54,40 harcın peşin olarak 239,09 alındığından bakiye fazla alınan 184,69 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Maddi tazminat yönünden kendini vekille temsil ettiren davalılar yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 3.400,00 TL avukatlık ücretinin maddi tazminat davası reddolunan … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak kendini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
5- Manevi tazminat yönünden kendini vekille temsil ettiren davalılar yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 3.400,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak kendini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı … vekilinin vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/02/2020