Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1402 E. 2020/85 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1402
KARAR NO : 2020/85

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2018
KARAR TARİHİ : 30/01/2020

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu —-havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı tarafa ———-verdiğini, taraflar arasında faturalara müstenit cari hesap şeklinde işleyen bir ticari ilişki bulunduğunu, davacı tarafça verilen hizmet karşılığı davalı yanın açık hesabının—– borç bakiyesi verdiğini, davalı taraftan açık hesap bakiyesinin tahsil edilememesi üzerine alacağın tahsili amacı ile İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, ticari defterlerin incelenmesi sonucu alacağın ortaya çıkacağını belirterek davalı tarafın icra takibine itirazının iptali ile devamına, alacağın % 20 ‘sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu —— havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin gerek vergi dairesince, gerekse de iç ve dış bağımsız denetim kuruluşlarınca sürekli denetlenen şeffaf mali yapısı ile güvenilir bir medya kuruluşu olduğunu, bu nedenle hizmet alınmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davalı tarafın mutabakata yanaşmamış olmasının müvekkilinin alacaklı olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğini, alacağın likit olduğunu beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili —- tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; davanın bilirkişi raporu ile sübuta erdiğini beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu —— havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacının dayanağı olan ticari defter ve kayıtlara itiraz ettiklerini, kayıtlar üzerinden mutabakat yapılamadığını, sunulan faturalara ilişkin hizmetin alınmadığını, takibe konu —- cari hesap borcunu kabul etmediklerini, yerleşik —- içtihatlarınca faturanın hizmetin verildiği anlamına gelmediğini, tek başına ispat aracı olmadığını, fatura sunan davacının verdiği hizmeti ispatla yükümlü olduğunu, belirttikleri hususların ticari defter incelemesi ile ortaya çıkacağını beyanla davanın ve % 20 icra inkar tazminatının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu —- havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: taraflar arasında mutabakat yapılmadığını, müvekkili şirketin herhangi bir borcunun bulunmadığını, faturaların teslim edildiği hususunda ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, borcun likit olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 30/01/2020 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrar ettiklerini, faturaların defterlerde kayıtlı olmasının kesin delil olmadığını, davacı tarafın mal ve hizmet verdiğini ispatlayamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı tarafından takibe konu faturlar nedeniyle davalıya hizmet verilip verilmediği ve bu faturalar nedeniyle davacı alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından —- tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna —— tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilince dosyaya sunulan—- incelendiğinde;—tarihli ilan bordrosunun —- tarihli ilan bordrosunun— tarihli ilan bordosunun —— tarihli ilah bordrosunun — bedelli olduğu ve —- tarafından —-.adına tanzim ve imzalı olarak teslim edildiği anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi —-havale tarihli raporunda özetle; tarafların 2017-2018 yılı ticari defterlerinin 6102 sy TTK hükümlerine göre usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi olan ——tarihi itibariyle ——- alacaklı olduğu, davacı tarafın — alacağı için davalı taraftan 3095 sy yasa md.2 uyarınca icra takip tarihi olan — tarihinden itibaren % 19,50 TL oranında avans faizi talep edebileceği beyan ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Ticari Defterlerin Delil Kabiliyeti
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır. (TTK m. 83)
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. (HMK m. 199)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir. (HMK m. 219)
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/2-3-5)
Temerrüt
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/1,2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
Faiz
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
—– önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı,— —–günü önceki yılın —-günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, faturalar, ilan ordinoları, BA bildirimleri, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında açık hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan —— alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya—- bakiye borcunun bulunduğu, davacı tarafından davalı yana düzenlenen tüm faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, taraf defterlerindeki mutabakatsızlığın davalının ——-tarihinde hemde —– tarihinde davacı alacağından düşmek suretiyle mükerrer kayıt yapmasından kaynaklandığı ve bu nedenle —çek bedeli kadar taraf defterleri arasında mutabakatsızlık bulunduğu, her ne kadar davalı vekilince bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde davacıya hem —tutarında çek verildiği, davacının çeki halen iade etmediği, hemde —- tutarında ödeme yapıldığı ve buna ilişkin dekontun sunulduğu beyan edilmiş ise de, çeke ilişkin ödemenin davacının ticari defterinde kayıtlı olduğu da değerlendirildiğinde davacının bu çek nedeniyle davalıya müracaat hakkı kalmadığından ve kambiyo ilişkisi de sona ermiş bulunduğundan davalı ticari defterlerindeki mükerrer kaydın nazara alınamayacağı, bu halde tarafların ticari defterlerinin tam mutabakat içinde olacağı, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay — HD’nin —– Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği(Yargıtay —HD’nin — Karar sayılı ilam) davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat bulunmadığı, davalı tarafa yemin delilinin hatırlatılmasına rağmen buna ilişkin herhangi bir beyanda bulunulmadığından yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldıkları, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, davacının tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz(3095 sy. m. 2/2) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2), alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2), sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü’nün ——Esas sayılı dosyasına vaki itirazının —- asıl alacak yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si olan — icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan —- harcın ve icra takibi peşin harcı 513,32 TL’nin alınması gerekli olan—–harçtan mahsubu ile bakiye 5.259,75TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç — posta ve tebligat gideri —, bilirkişi ücreti—-olmak üzere toplam — yargılama masrafının davalı ‘dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca — avukatlık ücretinin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
8-Talep edilmesi halinde bir sureti dosyaya konulmak kaydıyla İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.