Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1374 E. 2021/118 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1374 Esas
KARAR NO: 2021/118
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 29/11/2018
KARAR TARİHİ: 09/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait —plakalı ticari araç ile— ticari araç sürücüsü davalı —— trafik kurallarına aykırı hareketleri sebebiyle gerçekleşen kazada aracının hasar gördüğünü, kaza tespit tutanağında da belirtildiği gibi —-plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu, kaza sonrası alınan eksper raporunda kaza sebebiyle aracın aldığı hasarın giderilme süresine ve bu süreçte ticari nitelik taşıyan aracın iş gücü kaybına ilişkin tespitler yapıldığı, —– tarihli rapora göre davalının % 100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkil şirkete ait aracın yetkili servisinde yapılan onarımı süresince aracın —günlük iş gücü kaybı ile yatmış olduğunun tespit edildiğini, yine raporda aracın —– gün bakımda kalması süresince kilometre başı maliyetinin — olduğunu, günlük çalışma saati olan — saat üzerinden hesaplama yapıldığında günlük kazancının —- günlük kazanç kaybının ise —olduğu, işbu zararın tahsili amacıyla ——— sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip yapıldığını, davalının icra dairesinin yetkisine, borca, faize ve ferilerine itiraz ederek takibin durdurulmasına sebep olduğu, davalının yetki itirazının yerinde olmadığını, haksız fiil halinde HMK 16. Maddesi gereğince birden fazla mahkemenin yetkili kılınarak davacıya bir seçimlik hak tanınmış olduğu göz önüne alındığında davacının yerleşim yeri olan — bağlı olduğu —— Mahkemeleri ve İcra Daireleri nezdinde hak arama yoluna gittiğini, bu nedenle yetki itirazının yerinde olmadığını, sonuç olarak davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına ve % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili herhangi bir cevap dilekçesi sunmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazası nedeni ile araçta meydana gelen hasar nedeni ile serviste tamirde kaldığı süreç içerisinde ticari nitelikte aracın çalışamaması nedeni ile kazanç kaybının tazmini istemine ilişkin olup, davanın hukuki sebebi Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” şeklindeki hükmüne dayanmaktadır . Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu trafik kazası nedeniyle davalıya ait aracın davacıya ait araca çarpması iddiasıyla oluşan kazanç kaybının davacı tarafından davalıdan tahsilini talep edip edemeyeceği noktasındadır.
Celp ve tetkik olunan ——- sayılı dosyanın incelenmesinde davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine genel haciz yolu ile ilamsız takip yapıldığı ve takipte —- kazanç kaybı ve —— işlemiş faiz alacağının tahsilinin talep edildiği, davalıların takibe itirazı üzerine durduğu yönünde ve itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Dosya kapsamındaki maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağının incelenmesinde kazanın meydana geldiği — tarihinde davalıya ait — plakalı araç sürücüsü — plakalı araç sürücüsü—– arasında düzenlendiği, sürücü beyanları kısmında davalı —– yolun kesik olduğunu fark ettiğinde bir yere vurduğunu, sonra aracın geri gittiğini, dava konusu araca vurduğunu ” beyan etmiştir.
Davacıya ait araç sürücüsü ile ” ——- istikametine seyir halinde iken yol çalışması sebebi ile oluşturulan atlama şeridinde önümdeki tır seyir halinde iken bankete vurdu ve ben dörtlü ikaz ışıklarını yaktım ve aracımı durdurdum ve kaza yapan araç geri geldi ve ben korna ile uyardım, fakat araç geldi, bana kasa ile vurdu. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Celp ve tetkik olunan araç tescil bilgilerine göre —- plakalı aracın davacı —-kayıtlı olduğu görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan araç tescil bilgilerine göre —- plakalı araç davalı —- kayıtlı olduğu görülmüştür.
—– plakalı araca ait tramer kayıtları celp edilmiştir.
Davacıya ait aracın ticari araç olması ve kamyon olması nedeniyle ———– müzekkere yazılarak dava konusu araç ile aynı mahiyetteki bir aracın günlük kazancının tespiti yönünden müzekkere yazılmış olup, müzekkere cevabında aracın günlük kazancının —— arasında değiştiği, seyir ve sürüş bilgileri ile hesaplama kriterlerine ilişkin tablonun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Tarafların tüm delilleri celp olunarak teknik bilirkişiden rapor alınmıştır, alınan raporun dosyadaki verilere uygun bilimsel ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır.
Alınan teknik bilirkişi raporunda özetle; kusur yönünden yapılan değerlendirmede, —— plakalı araç sürücüsünün seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde önünde seyir halinde olan ve bankete çarparak geriye hareket ederek aracının ön kısmına çarpan davalı sürücü yönetemindeki ——- plaka sayılı çekicinin araca çarpması sebebiyle kazada kusurunun bulunmadığı, davalı sürücü yönetimindeki —– plakalı araç sürücüsünün seyir halinde iken gereken dikkatini yola vermediği, mahal şartlarını ve yol özelliklerini dikkate almadan kontrolsüz bir şekilde seyir halinde olduğu, banket başına tedbirsizce çarparak geriye hareket ettiği, dava konusu aracın ön kısımlarına tedbirsizce çarparak olayın meydana gelmesine sebebiyet verdiği anlaşılmakla kazanın meydana gelmesinde % 100 oranında kusurlu olduğunu, kazanç kaybı yönünden yapılan değerlendirmede dosyada mevcut kasko ekspertiz raporunda aracın —– olduğu, kaza nedeniyle hasar onarım süresinin —- iş günü olduğu, ve hasarlı parçaların tespitinin yapıldığı, araçta kaza nedeniyle oluşan hasar bedelinin— hariç — olduğu, yine davacı tarafından dosyaya sunulan —- tarihli iş gücü kaybı tespit raporuna göre aracın onarımının —- yapıldığı, oluşan hasar neticesinde aracın serviste — gün kaldığı, günlük kazancının — günlük kazancının ise — olduğu, dosyada mevcut —- raporu ve hasar fotoğrafları ile hasarlı parça malzeme işçilik kalemlerinin şekli ve niteliği de dikkate alındığında aracın makul ortalama onarım süresinin 15 iş günü olabileceği, davacının bu süre içerisinde aracından faydalanamamış olması nedeniyle kazanç kaybına uğradığı, dava konusu aracın muadillerinin serbest piyasa koşullarında kiralama bedelinin —- civarında olabileceği ve — günlük onarım süresi boyunca davacı kazanç kaybının —– olabileceği yönünde rapor düzenlendiği ve usulüne uygun olarak raporun taraflara tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm delillere, alınan bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar hep birlikte değerlendirildiğinde; davacıya ait — plakalı araç ile davalıya ait — plakalı araç arasında — tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacıya ait aracın hasarlandığı ve — gün süre ile serviste onarımda kaldığı, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün % 100 kusurlu olduğu, davacıya ait araç sürücüsünün ise kazanın meydana gelmesinde bir kusurunun bulunmadığı, davacıya ait aracın çekici olduğu ve—–gelen müzekkere cevabına göre davaya konu aracın emsallerinin günlük kazancının ortalama —- arasında değiştiği, davacının ise takip talebinde aracın günlük kazancının dosyada mevcut eksper raporunda belirtilen şekilde —üzerinden toplam 15 günlük onarım süresi boyunca —kazanç kaybı ve kaza tarihinden takip tarihine kadar —- tutarında işlemiş faiz talebinde bulunduğu, davacının faiz talebinin de takipte belirttiği faiz miktarının yerinde olduğu, haksız fiilden dolayı meydana gelen zarardan davalının haksız fiil hükümlerine göre davacı zararından % 100 kusurlu olması nedeniyle sorumlu olduğu, zararın haksız fiilden doğmuş olması ve alacağın varlığı ve miktarı yargılama ile tespit edilmiş olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın kabulü ile,
2-Davalının —- sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline,
3-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
4-Şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
5-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 1.175,74-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 207,88-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 967,86-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan; 35,90-TL Başvuru Harcı, 207,88-TL Peşin/nisbi Harcı, 800,00-TL Bilirkişi ücreti, 198,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.241,78TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2021