Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1350 E. 2020/504 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1350 Esas
KARAR NO : 2020/504

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2018
KARAR TARİHİ : 13/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında—– tarihinde satım sözleşmesinin imzalandığını, yapılan sözleşmenin —– cinsinden verilmiştir” denildiğini, taraflarca sözleşmeye konu ürünlerin net olarak ——– cinsinden satılacağının belirlendiğini, yine sözleşmenin A.5.4. Ödemeler kısmında ise “%10 avans ödemesi, sözleşmenin imzalanmasını veya sipariş onay yazınızı teyidimizi müteakip olarak peşin ödenecektir % 90 + KDV bakiyesi, malzemelerin tesliminden sonra kesilecek faturamıza istinaden 135 gün vadeli olarak ödeneceğinin” kararlaştırıldığını, davacı yan tarafından toplam ——— bedelli ürünlerin, toplam 7 fatura karşılığı davalıya teslim edildiğini, davalı tarafından, davacı yana —————– olmasına rağmen davalı yan tarafından —– tarihlerinde 200.000,00 TL ve 206.000,00 TL olarak ödeme yapıldığını, davalı yan tarafından yapılan ödemelerin söz konusu tarihlerdeki ———- bakiye borcunun bulunduğunu, ayrıca ——- tarihli —— bedelli toplam——- bedelli faturalarının davalı yan tarafından , davacı yana ödenmediğini, davacı yana ödenmediğini, davacı yan tarafından davalı yana borcunun ödenmesi amacıyla Bakırköy —–Noterliği vasıtasıyla —- tarihli — yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini, davacı yanca gönderilen ihtarnamenin davalı yan tarafından 17/08/2018 tarihinde tebliğ alındığını ve ihtarnameye cevap olarak gönderilen Üsküdar —- Noterliği’nin —————-yevmiye numaralı ihtarnamesi ile gerçeği yansıtmayan bir takım iddialarda bulunulduğunu, davalı yanın, davacı yana ———- asıl alacağın ihtarname ile tümerrüde düşme tarihi olan ————— bankaların bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ve 597,52 TL nin ticari reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davalı yana ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında ——- adı verilen iş hakkında yapılmış sözleşme gereği ödemelerinin tamamlandığını, taraflar arası yapılan sözleşmenin 14/07/2017 tarihli olduğunu ve davacı yana, davalı yan tarafından toplam 406.000,00 TL karşılığı,—- ödemenin yapıldığını, davacı yanca, dava dilekçesinde belirtilen—-ödemesiyle birlikte toplam —- ödemenin davalı yan tarafından davacı yana ödendiğini, davalı yanın davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, çeklerin —————————kurundan değerleme yapıldığını ——–olarak davacı yana tevdi edildiğini, sözleşmenin başında ödenen——- davalı yan tarafından, davacı yana fazlasıyla ödemesinin yapıldığını ve hatta davalı yanın, davacı yandan 21.000,00 TL alacaklı olduğunu, taraflar arasında yapılan görüşmeler heticesinde USD’nin TL’ye çevrilerek ödenmesinde sorun olmayacağı ve neticesinde cari hesap bakiyesinin kapatılmasında mutabakat sağlandığını, tüm bu nedenlerle davanın reddine , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verildi.
İNCELEME VE GEREKÇE:
UYUŞMAZLIK; taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak yapılan 14/02/2017 tarihli sözleşme uyarınca davacının sözleşmeye konu ürünleri, davalıya teslim ettiği, iddiası üzerine davalı tarafından davacıya ————————— olarak kararlaştırılmış olmasına rağmen —- ödemeler sonrası, davalının davacıya sözleşme ve faturalar karşılığında bakiye —– sonradan düzenlenen iki adet fatura bedeli olan 597,52 TL borcu bulunup bulunmadığı hususlarında ihtilaf bulunduğu tespit edildi.
Dava, taraflar arasında düzenlenen sözleşme uyarınca davacı tarafından davalıya sözleşme kapsamında ödeme amacıyla ve verildiği tarihteki kur üzerinden hesaplanarak verilen 10/12/2017 vade tarihli ————————tutarlı çekler nedeniyle davacının vade tarihindeki kur üzerinden yapılan hesaplama sonucu —– olarak düzenlenen 2 adet fatura bedeli 597,52 TL alacağın tahsiline ilişkin açılan alacak davasıdır.
Mahkememizce tarafların tüm delilleri toplanmış, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olup, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu 05/08/2019 tarihli raporunda özetle; davacı tarafından davalıya 9 adet toplam 504.365,99 TL tutarında fatura düzenlendiği, davalı tarafından davacıya çeşitli tarihlerde toplam 505.464,75 TL tutarında ödeme yapıldığı, taraflar arasında son işlem tarihi olan 05/02/2018 tarihi itibariyle davacı yanın davalı yandan alacaklı olmadığı, 1.098,76 TL borçlu olduğu, 31/12/2018 tarihinde bir borç dekontu ile davalı yana 56.118,92 TL kur farkı borcu eklemesi ile davacının davalı yandan 55.020,16 TL alacaklı duruma geçtiği, davalı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme davacı tarafından davalı yana 9 adet toplam 504.366,01 TL tutarında fatura düzenlediği, davalının davacıya çeşitli tarihlerde toplam 505.511,50 TL tutarında ödeme yaptığı, taraflar arasındaki son işlem tarihi olan 05/02/2018 tarihi itibariyle davalının davacıya borçlu olmadığı, 1.145,49 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından davacıya verilen 10/12/2017 vade tarihli 200.000,00 TL tutarlı çek ve 10/02/2018 vade tarihli 206.000,00 TL tutarlı çekin vade tarihi itibariyle ——- çevrilmesi sonucu davacı tarafından düzenlenen ————- tutarlı fatura için davalı tarafından davacı yana toplam—ödeme yapıldığı, davacının davalıdan dava tarihi itibariyle 10.784,28 USD alacaklı olduğu, davacı tarafından düzenlenen faturalarda —————— tarafından son açıklanan (işlem tarihinden 1 gün önceki) döviz satış kurunun baz alındığı, faturalarının tamamının davalı ticari defterlerinden aynı tutar ve kurla kayıtlı olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Dava, cari hesap ve kur farkı alacağından kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilirkişi raporu incelendiğinde kur farkına esas olan faturalara yönelik ödemelerin bir kısmının çek ile yapıldığı görülmektedir. Çek ile yapılan ödemelerde kur farkı istenemeyeceği Dairemizce istikrar kazanmış uygulamalardandır. Bu durumda mahkemece bilirkişiden ek rapor alınarak çek ile yapılan ödemeler düşüldükten sonra bakiye ödemeler yönünden kur farkı hesaplanarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. ( Yargıtay ——- )
Dava kur farkı alacağından kaynaklanmaktadır. Kur farkına esas olan faturalar incelendiğinde, satılan malların döviz karşılığının gösterildiği ve bu nedenle ödeme tarihlerine göre kur farkı istenebileceği anlaşılmaktadır. Ancak malın geri iadesi suretiyle yapılan ödemeler ile çek keşide edilmek suretiyle yapılan ödemelerde kur farkı istenemez. Bono ile yapılan ödemelerde ödeme tarihi, havale ve elden yapılan ödemelerde ise makbuz ve havale tarihi itibariyle kur farkı doğuyorsa bu fark istenebilir. Bu durumda mahkemece bu ilkeye göre yaptırılacak bir hesaba göre karar verilmesi gerekirken tüm ödemeler yönünden kur farkı doğacağına dair bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. ( Yargıtay ——– )
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. M.141); toplanan deliller, faturalar, ihtarnameler, ——- tutarlı ve ——- tutarlı çek fotokopileri, taraflar arasında düzenlenen sözleşme, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacı tarafından 144.019,93 USD bedelli ürünler toplamı 7 adet fatura düzenlendiği, davalı tarafından sözleşme kapsamında 27.500,00 USD bedelli çekin davalıya ödendiği, bakiye tutar yönünden ise davalı tarafından davacıya 200.000,00 TL ve 206.000,00 TL tutarlı çek ile ödeme yapıldığı, yine davacı tarafından sözleşme kapsamında 478,58, TL bedelli ve 118,94 TL bedelli toplam 597,52 TL tutarında fatura düzenlendiği, davacının sözleşme bedelinin USD olmasına rağmen davalı tarafından 200.000,00 TL ve 206.000,00 TL olarak yapılan ödemeler ile ödeme tarihindeki USD kuru dikkate alındığında davalının cari borcunun kapanmadığını ve 10.344,74 USD bakiye borcunun olduğunu iddia ettiği, alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu faturaların davacı ve davalı defterlerinde kayıtlı olduğu gibi davalı tarafından davacıya verilen 200.000,00 ve 206.000,00 TL tutarlı çeklerinde davacı tarafından kabul edildiği ve ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalı borcundan düşüldüğü, davacının sözleşme kapsamında düzenlediği 9 adet toplam 504.365,99 TL tutarındaki faturalarına karşılık davacı tarafından davalıya toplam 505.464,75 TL tutarında ödeme yapıldığı, davacının kendi ticari defter ve kayıtlarına göre davalıya 1.098,76 TL tutarında borçlu olduğu, işbu davacı tarafından düzenlenen 9 adet faturanın 7 adetinin USD olarak düzenlendiği, 2 adetinin ise TL üzerinden düzenlendiği ve toplam tutarının 597,52 TL olduğu, her ne kadar sözleşmede ödemelerin USD üzerinden yapılacağı belirtilmiş ise de davalı tarafından çeklerin düzenlendiği tarihteki kur üzerinden bakiye borç tutarı TL ye çevrilmiş ve TL üzerinden 200.000,00 TL ve 206.000,00 TL tutarlı çekler düzenlenmiş ve davacı iş bu çekleri kabul etmiş, ticari defterlerine kaydetmiş ve tahsil etmiş olmakla Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda çek ile yapılan ödemelerde kur farkı istenemeyeceği sabit olup davacı tarafından yapılan ödemeler ile davalı borcunun sona erdiği, davacının kur farkı nedeniyle ödeme tarihindeki kur üzerinden davalıdan talepte bulunamayacağı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın REDDİNE,
2-Dava açılırken alınması gerekli 54,40 harcın peşin olarak 950,12 alındığından bakiye fazla alınan 895,72 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ———uyarınca 8.032,64 TL ———davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.