Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1340 E. 2020/93 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1340 Esas
KARAR NO: 2020/93
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2018
KARAR TARİHİ: 30/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yanın——- adet dairesini konaklama maksadı ile üçüncü şahıslara kiraladığını, dairelerin münhasıran çalışması maksadıyla ayrı kart sistemlerinin yapılması için gerekli olan——- değerinde ———- tarafların mutabakatı sonucu davalı yana teslim edildiğini, davacı yan tarafından yapılan hizmete karşılık davalı yana fatura tanzim edildiğini ve faturanın ——– tarihinde davalı yana tebliğ edildiğini, davalı yan tarafından faturaya herhangi bi itirazda bulunulmadığını, davalı yan tarafndan davacı yana ödeme yapılmaması üzerine, alacağın tahsili amacıyla ——– İcra müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı ilie takibin durdurulduğunu, tüm bu nedenlerle davanın kabulüne, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalının alacağın % 20 sinden az olmaka üzere icra inkar tazminatın mahküm edilmesine yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, takibe konu——— bedelli bedelli faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup İİK 67 vd maddelerine dayanmaktadır.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve ibraz edilen davacı şirkete ait tüm ticari defter , kayıt ve dayanakları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır. Alınan raporun dosyadaki verilere uygun ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla, hükme esas alınmıştır.
Davaya konu ——- İcra müdürlüğünün —— esas sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde ; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine —— tarihinde ———- faturalara dayalı olduğu belirtilerek alacağın tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalının süresi içerisinde itirazı üzerine takip durduğu görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan takibe konu faturanın incelenmesinde fatura bedelinin toplam —— olduğu, teslim alan kısmında ———– isimli şahsın imzasının olduğu görülmüş olup taraflar arasındaki mail yazışmalarında — isimli şahsın soyadının—– olduğu anlaşılmış olup, davalının adresinin bağlı olduğu —- müdürlüğünden davalı şirket çalışanlarının isimleri istenmiş olup faturada imzası bulunan ———– takibe konu fatura tarihinde davalı şirket çalışanının olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesi yönünden ön inceleme duruşmasında bilirkişi ara kararı oluşturulmuş ve hazır olmayan davalıya ihtar yerine geçmek üzere duruşma zaptı tebliğ edilmiştir. Bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu ——— tarihli raporunda özetle, davacı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, takibe konu faturanın ayrı bir cari hesapla takip edildiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin——– tarihinde başladığı, takibe konu faturanın davacı ticari defterlerinde kaydedildiği, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre takibe konu faturaya istinaden davalı tarafından bir ödeme yapılmadığı, faturaya davalı tarafından— gün içinde itiraz edildiğine dair bir belge olmadığı, takibe konu faturanın davacı tarafından —- —– döneminde———-TL olarak beyan edildiği, davalı tarafından takibe konu faturanın BA bildiriminin yapılmadığı, davalı tarafın ise ihtara rağmen ticari defter ve kayıtlarını incelemeye sunmadığı, sonuç olarak davacının takip tarihi itibariyle davalıdan ———-alacaklı olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. ————— ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ticari defter kayıtları ile alacağın varlığı ispatlandığı halde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılması gereken iş talep edilen alacağın kanıtlandığı ancak icra inkar tazminatı talep etme koşullarının gerçekleşmediği gözetilerek hüküm kurmak olduğu halde yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.————
Yapılan yargılama sonucunda ; dosya kapsamındaki tüm deliller; vergi dairelerinden celbolunan BA/BS formları , alınan bilirkişi raporuna göre , taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davaya dayanak yapılan faturaların davalı tarafa tebliğ edildiği, faturada teslim alan kısmında isim ve imzası bulunan—– davalı şirket çalışanı olduğunun ———— kayıtlarında sabit olduğu, alınan bilirkişi rapouna göre taraflar arasında bir ticari ilişkinin mevcut olduğu ve ticari ilişki kapsamında davalı tarafından bir kısım ödemeler yapıldığı, davalı ticari defter ve kayıtlarına göre davacının takibe konu fatura nedeniyle davalıdan usulüne uygun tutulmuş ticari defter ve kayıtlarına göre ——— alacaklı görüldüğü, davacının takibe konu faturayı usulüne uygun olarak ilgili vergi dairesine bildirdiği, davalının ise bilirkişi ara kararında TTK 80/81/82/83/84/85/86 maddeleriyle HMK nın 219. Maddelerinin uygulanacağı yönünden ihtarat yapılmasına rağmen ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği, takibe konu faturanın davalıya tebliğ edildiği sabit olması karşısında davalının faturaya itiraz ettiğine ilişkin dosyaya yansıyan herhangi bir belge olmadığı gibi davalının takip konusu fatura bedelini ödediğine ilişkin bir belge de bulunmadığı davacının dava dilekçesinde tarafların ticari defter ve kayıtlarına delil olarak dayandığı, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekeceği ve davacının alacağını ispatlamış olduğu kanaatine varıldığı, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu icra inkar tazminatı hüküm ve koşullarının oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının ——- İcra Müdürlüğü’nün ——- esas sayılı dosyasına vaki itirazın ——- yönünden İPTALİ ile takibin DEVAMINA, takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden kamu bankalarınca USD cinsinden açılan bir yıllık mevduat hesabına uygulanan en yüksek faizin uygulanmasına,
2. Alacak likit olduğundan asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3- Başlangıçta peşin olarak alınan 131,51 TL harcın alınması gerekli olan 805,05 TL harçtan mahsubu ile bakiye 673,54 TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 131,51 TL, posta ve tebligat gideri 112,80 TL, bilirkişi ücreti 750 TL, olmak üzere toplam 994,31 TL yargılama masrafının davalı ‘dan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 3.400 TL avukatlık ücretinin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ————Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/01/2020