Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1331 E. 2021/548 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1331 Esas
KARAR NO : 2021/548

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ : 08/07/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 20/11/2018 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı, muhatabı—- değerindeki —– sayılı icra takip dosyası ile icra takibine konu ettiğini, çekteki —— müvekkilinin de sözde cirosu bulunduğunu, davalı şirket tarafından davaya konu icra takibine konu edilen çekte yer alan müvekkili— imzasının ve kaşesinin taklit edilerek kullanılan sahte ciro olduğunu, dava konusu yapılan bu çeklerde yer alan keşideci, lehtar ve cirantalarla müvekkilinin hiçbir ticari bağının bulunmadığını, çekte gerçek bir imzası bulunmayan müvekkili şirketin bu çekte —–, şirkete ve bu arada davalı bankaya da borcu bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 08/07/2021 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu —- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı hakkında müvekkili — —- dosyasında icra takibi yapıldığını, açılacak herhangi bir menfi tespit davasına bakmaya yetkili mahkemenin—-olduğunu, takip dayanağı ve dava konusu çekin müvekkili bankanın —- müvekkili bankaya tahsil edilmek ve tahsil edildiğinde kullanmış olduğu —- edilmek üzere vermiş olduğu bir çek olduğunu, davacı — kendisine ait olmadığını iddia ettiğini, müvekkili —— müşterisi tarafından tahsil edilmek üzere verilmiş olduğu ve çekte bulunan imzaların cirantalara veya keşideciye ait olup olmadığının müvekkili —— mümkün olmadığı ve bu şekilde hukuken bir yükümlülüğünün bulunmadığını, davacı tarafından takip konusu çek ile ilgili olarak borçlu bulunmadığı ve imzanın kendisine ait olmadığı iddialarının lehtara ileri sürülebilecek iddialardan olduğunu, borçlu ile çek lehine düzenlenen arasındaki ilişkiden dolayı borçlu bulunmadığının çek hamili 3. Kişi olan müvekkili—- karşı ileri sürülmesinin hukuken mümkün olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 08/07/2021 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, —— takibe konu çekteki davacıya —– cirodaki imzanın davacıya ait olup olmadığı, davalı bankanın imzanın gerçekliğini kontrol yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı ve mahkememizin yetkisi noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, davaya konu çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) ile çekin iadesi davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Menfi tespit davasını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/1. Maddesindeki ” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Yazılan müzekkereler uyarınca: ——- sayılı yazısı ile gönderilen —- imzasının bulunduğu —— sayılı yazısı ile gönderilen —- imzasının bulunduğu ——dosyasından gönderilen —– ——— aslının bilirkişi incelemesine esas olmak üzere mahkeme dosyasına gönderildiği anlaşılmıştır.
——-sayılı takip dosyasından celp ve tetkik edilen çek aslı incelendiğinde——olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi mahkememize sunduğu 18/06/2021 tarihli raporunda özetle: inceleme konusu çekteki cirantacı imzası ile atfen atılan imzalar——belgelerindeki imzaları—– açısından saptanan uyumsuzluk ve benzemezlikler nedeni ile —– —– ürünü olmadığını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, —– adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, —– müzekkere cevapları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafından davacı aleyhine —– esas numaralı takip dosyası ile çeke dayalı takip başlatıldığı, takibe dayanak çekin incelenmesinden; çekin—-, lehtarının—-, çekin—– lehtara, —— davacıya ait olduğu ve çekin dava dışı şirket tarafından davalı bankaya ibraz edildiği anlaşılmış, eldeki davada davacının çekte yer alan cironun kendileri tarafından yapılmadığı iddiasıyla imza inkarında bulunması nedeniyle davacı ———- elverişli imzalarının bulunduğu belge asılları celp edilmiş ve şirket temsilcisinin imza örnekleri de alınarak dosya imza incelemesi yapılmak üzere konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından sunulan —– nedeniyle hükme esas alınan rapora göre çek üzerinde yer alan imzanın davacı şirketin temsilcisine ait olmadığının tespit edildiği anlaşılmış, davalı tarafından duruşmada bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise de alınan raporun dosya ——olması nedeniyle itiraz yerinde görülmemiş ve çek üzerinde yer alan imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmaması nedeniyle çekten dolayı davacının davalıya borcunun bulunmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak menfi tespit davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davacının davalıya——– dosyasına konu ——- keşide yeri ———- bedelli çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 5.054,94 TL karar ve ilam harcından yargılamanın başında peşin olarak alınan 1.511,69 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.543,25 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan 35,90 TL başvuru harcı, 700,00 TL bilirkişi ücreti ve 629,70 TL posta ve tebligat masrafından oluşan yargılama gideri ile 1.511,69 TL peşin yatan harç olmak üzere toplam ‭2.877,29‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan—–avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.