Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1297 E. 2023/688 K. 16.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/42
KARAR NO: 2023/643
DAVA: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/12/2019
KARAR TARİHİ: 20/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine ——- E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, usulsüz tebligat nedeniyle işbu takipten haberdar olunmadığını, müvekkilinin kooperatife ait —— ili ——- İlçesi, ——- Mahallesi ——– mevkiinde bulunan ——- ada, ——– parselde kayıtlı taşınmaza dair satış günü verildiğinin öğrenildiğini, müvekkillerine usulüne uygun herhangi bir tebligat yapılmamakla birlikte satış gününün öğrenilmesinin akabinde icra dosyası incelendiğinde davalı tarafça ödeme emrinde dayanak belge olarak “Yapı Denetim Hizmet Sözleşmesi” isimli belgenin gösterildiği anlaşıldığını, bahse konu belgenin tebligatların ekine konulmadığını, dosyada mübrez usulüne aykırı tebliğ mazbataları uyarınca dayanak belgenin borçlu müvekkile gönderilmediğini, sözleşmenin tebliğe çıkarılmamakla birlikte icra dosyasına sunulan suretinde; İçerikte yapı sahibi olarak “———” müvekkilin gösterildiği, sözleşmeyi imzalayanın ise “——–” yani ——– firma olduğunu, yapı sahibi olarak müvekkilinin adının kullanıldığını ancak müvekkilinin böylesi bir sözleşmeden haberi dahi bulunmadığını, sözleşmedeki kase ve imza müvekkilinin ve kooperatif yetkililerinin eli ürünü olmadığını, bu hususta mahkemece gerekirse imza incelemesi yapılmasını talep ettiğini sözleşmenin dava dışı ——– yani ——– firma ile davalı yapı denetim firması arasında akdedildiğini, sözleşmenin müvekkili açısından hiçbir bağlayıcılığı ve dolayısıyla borçlandırıcı niteliği bulunmadığını, sözleşmeden ve sözleşmeye dayandırılan icra takibinden kaynaklanan herhangi bir borç ve yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkili kooperatife ait ——- ili ——- İlçesi, ——— mevkiinde bulunan ——– ada, ——— parselde kayıtlı taşınmaza 13.01.2020 günü 11:10-11:15 saatine satış günü verildiğinden takdir edilecek teminat mukabilinde öncelikle satışın ve nihayetinde takibin durdurulmasını, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takip tutarının % 20 ‘sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesni talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın her iki tarafı tacir olduğu ve dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğu dikkate alındığında Görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğunu, göreve itiraz ettiklerini, davacı şirketin, icra takibine konu 23.03.2006 Tarihli Yapı Denetim Hizmet Sözleşmesi’nin konusu ——– İli, ——- İlçesi, —— Mevkii ——- Sokak adresindeki ve ——- pafta, ——– Ada, ——- Parselde kayıtlı arsada dava dışı ——– isimli şahısla birlikte malik olduğunu, müvekkili şirket ile davacı adına hareket eden dava dışı ——— arasında 23.03.2006 Tarihli Yapı Denetim Hizmet Sözleşmesi akdedildiğini, akdedilen sözleşmenin konusunu davacı Yapı sahibine ait ——– İli, ——– İlçesi, ——- Mah. ——— Mevkii ——– Sokak adresindeki ve ——- pafta, ——– Ada, ——– Parselde kayıtlı arsa/arazi üzerinde yapılacak bulunan bodrum katları hariç kat, 3248 m2 inşaat alanı bulunan toplam altı katlı yapının denetim kuruluşu müvekkil şirket tarafından ruhsat ve eklerine uygun yapılmasının denetlenmesinin oluşturduğunu, davacı tarafın yapı ruhsatını imzalayarak müvekkilin yapı denetim hizmeti vermesini kabul ettiğini ve bu yönde idare tarafından düzenlenen yapı ruhsatına itiraz etmeyerek yapı denetim sözleşmesinin tarafı haline geldiğini, davacının yasal mevzuat gereği yapı denetim ücretinden sorumlu olduğunu, Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, yapı denetim sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine karşı aleyhimzide açtığı davanın haksız ve hukuksuz olduğunu, davacının müteahhit kooperatif ile akdettiği sözleşmeden doğan daireleri teslim aldıktan sonra yapı denetim sözleşmesinin 3. maddesine dayanarak bu sözleşmenin kendiliğinden sona erdiğini ve müvekkilin yapı denetim ücretine hak kazanmadığını ileri süremeyeceğini belirterek davacının haksız ve hukuka aykırı menfi tespit davasının reddine, davacının asıl alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine. yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, davacının——– Esas sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.Davacı vekili 20.09.2023 tarihli celsede, davacı ile sulh olunduğunu, davadan feragat ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücret talepleri bulunmadığını, davalı vekili de yine aynı celsede sulh olunduğunu, herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını belirtmiş, taraf vekilleri duruşma tutanağını imzalamışlardır. Davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat yetkisisin bulunduğu anlaşılmıştır.Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir(HMK m.307). Feragat, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği gibi, hüküm ifade edebilmesi de karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir, ancak feragat kayıtsız ve şartsız olmalıdır(HMK m.309). Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir(HMK m.310) ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur(HMK m.311). Vekilin davadan feragat etmesi halinde, bu konuda vekaletnamesinde özel yetki bulunmalıdır(HMK m.74). Feragat beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir(HMK m.312).Yapılan yargılama sonucunda; toplanan deliller, feragat, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf duruşmada kayıtsız ve şartsız olarak davasından feragat ettiğini bildirmiş olup, feragat beyanının yasal şartları taşıdığı, taraflarca yargılama gideri ve vekalet ücreti de talep edilmediğinden yapılan masrafların tarafların kendi üzerlerinde bırakılmak suretiyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-DAVANIN FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 10.749,25 TL harçtan alınması gerekli olan 269,85 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile fazla alınan 10.479,40 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Taraflarca yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, yapılan yargılama masraflarının tarafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan teminatın karar kesinleştiğinde HMK 392/2 maddesinde belirtilen süreler nazara alınarak iadesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; artan delil avansının davalıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——- Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/09/2023