Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1287 E. 2020/583 K. 02.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1361 Esas
KARAR NO : 2020/617
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2018
KARAR TARİHİ : 17/11/2020
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu—– havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin demir alım satım işi yaptığını, müvekkilinin iş yaptığı ————-tarihinde davalı firma ile birleştiğini ve bu tarihten sonra faturaların davalı firma adına düzenlenmeye başlandığını, fatura bedelleri süresinde ödenmediğinden satışı yapılan ürünlerin aradan geçen süre zarfında oluşan fiyat farklarının davalı tarafından ödenmesi hususunda tarafların anlaştıklarını, müvekkilinin davalıdan olan fiyat farkı alacağı için ‘Vade Farkı’ açıklaması ile; —– tarihli —- no.lu —- bedelli fatura, —- tarihli —-bedelli fatura, —- tarihli — no.lu — bedelli fatura, —- tarihli —-no.lu —- bedelli fatura, —- tarihli — no.lu —- bedelli fatura.—– tarihli —– bedelli faturaları müvekkilinin demir alım satım işi yaptığını, müvekkilinin iş yaptığı———— tarihinde davalı firma ile birleştiğini ve bu tarihten sonra faturaların davalı firma adına düzenlenmeye başlandığını, fatura bedelleri süresinde ödenmediğinden satışı yapılan ürünlerin aradan geçen süre zarfında oluşan fiyat farklarının davalı tarafından ödenmesi hususunda tarafların anlaştıklarını, müvekkilinin davalıdan olan fiyat farkı alacağı için ‘Vade Farkı’ açıklaması ile; —- no.lu — bedelli fatura,— tarihli — no.lu —-bedelli fatura, —- tarihli —- bedelli fatura, —tarihli —- no.lu —-bedelli fatura, —- tarihli —– bedelli fatura, —– no.lu ——– bedelli faturaları talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu ——— havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı borç yükleyen bir sözleşme olduğunu, ihtilafın mal tesliminden değil alacağın ödenip ödenmediğinden kaynaklandığını, bu sebeple ———- görülmekte olan dava açısından yetkili olduğunu, dava dilekçesinde önceki faturalardan kaynaklanan alacakların vadeleri gelmesine rağmen ödenmemesi, müvekkilinin demir taciri olması ve bu tür ürünlerde aşırı yükselmelerin olması sebebi ile müvekkilinin zarar ettiğini, bu sebeple fiyat farkının davalı tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığını fakat bir kısım fatura bedellerinin ödenmediğini iddia ettiklerini, Ödemelerin vadesinde yapılmadığı için fiyat farkının ödenmesi hususunda tarafların anlaşmaya vardığı yönündeki iddialarını ispat yükünün kendilerinde olduğunu kabul ettiklerini, bu iddialarını ispatı için faturalar ile kaşe ve imzalı mutabakat formlarına dayandıklarını, davaya konu faturaların sadece vade farkı ——- düzenlendiğini, satışı yapılan mal ve bedelinin yer aldığı faturada vade farkı yazılmış gibi bir durumun bulunmadığını, davaya konu faturaların önceden satışı yapılan ve faturalarda yer alan malların fiyat farkı sebebi ile düzenlendiğini, davalının vade farkını faiz gibi algıladığını, bu iddiasının doğru olmadığını, kaldı ki ne şekilde algılandığının da önemli olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili ——-tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu ——- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: öncelikle icra dairesinin yetkisine itirazda bulunduklarını, mahkemeniz yetkili olmadığından davanın yetkili —- ilinde açılması gerektiğini, davacının dava dilekçesinde, toplam —— adet faturayı düzenleyip davalı tarafa verdiğini, davalının faturalara itiraz etmediğini, davalının faturaları ticari defterlerine işlediğini, mutabakat formlarından bahisle tarafların Fiyat Farkı hususunda anlaştıklarını iddia ettiğini, davacının iddialarının yerinde olmadığını, davacı tarafın tek taraflı ve keyfi olarak düzenlediği açık olan faturaların müvekkili şirket defterlerine hiçbir zaman işlenmediğini, davacı tarafın keyfi faturalarına karşılık davacı şirket yetkilileriyle iletişim kurulmaya çalışılsa da çağrılarına cevap verilmediğini, davacının faturalarının hiçbir veriye dayanmadığını, davacının dava dilekçesinde ‘Fiyat Farkı’ demekle yargılamayı çarpıtma niyetinde olduğunu, zira sözü edilen faturaların ‘Vade Farkı’ olarak düzenlendiğini, ticari ilişkilerde taraflar birbirlerinden vade farkı talep edebilmeleri için aralarındaki sözleşmelerde bu hususu açıkça kabul etmeleri gerektiğini, aksi halde vada farkı faturası düzenlenmiş ve karşı yana ibraz edilmiş ve karşı tarafça faturaya TTK 21/2 gereği itiraz edilmemiş olmasının tacire vade farkı talep hakkının doğurmayacağını, davacının davasında dayandığı —— da bu hususu destekler nitelikte olduğunu,icra takibine konu edilen faturaların —– olmadığını, herhangi bir mal ve hizmet karşılığını içermediğini, bu nedenle faturalara itiraz edilmemesinin kabul edildiği anlamına gelmeyeceğini, Konuyla ilgili olarak———- karar da ‘Taraflar arasında yazılı şekilde yapılmamış olmakla birlikte geçerli sözleşme ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda faturalara (bedelin belli bir sürede ödenmemesi halinde vade farkı ödenir) ibaresinin yazılarak karşı tarafa tebliği ve karşı tarafça TTK.23/2 maddesi uyarınca sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde bu durum sadece fatura münderecatının kesinleşmesi sonucuna doğurup vade farkının davalı yanca kabul edildiği ve istenebileceği anlamına gelmeyeceğine’ karar verildiğini, davacı ile müvekkili arasında yazılı bir sözleşme yapılmadığının açık olduğunu, yukarıda bahsedilen kararda izah edildiği gibi davacının herhangi bir faturasında vade farkı ödeneceğine dair ilişkin bir ibare yer almadığını, kaldı ki davacının vade farkı faturalarında hangi bedel esas alınarak hangi tarihten hangi tarihe kadar hangi oranda vade farkı uyguladığının da belli olmadığını, bu hususun denetime açık olmadığını, davacı ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişkinin sipariş formları ve bunlara istinaden düzenlenen faturalar üzerinden devam ettiğini, sipariş formları üzerinde mal/hizmetin cinsi, teslim süresi, birim fiyatı, malın miktarı, fatura tutarı ve vadesinin belirlendiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında —– tarihinde mutabakat yapıldığını, davacının sipariş formunda —–fatura keseceğini taahhüt ederek;————– tarihli faturaları düzenlediğini ve müvekkiline verdiğini, davacının müvekkili tarafından yapılan ara ödemeleri dikkate almadığını, davacının dava konusu faturalara bakıldığında yapılan ödemelere rağmen vade farkı olarak düzenlenen fatura tutarlarının arttığının görüleceğini, bu hususun davacının keyfi faturalar düzenlediğini gösterdiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, davacının ———-olan alacağına tek sipariş formundan kaynaklı faturalar toplamı olan —– tutarına karşılık müvekkili şirketten hiç ödeme almamış olsaydı ve alacağını son fatura tarihi olan —– tarihinde icra takibine konu etseydi, davacının aldığı tüm ödemeleri inkarı halinde dahi alabileceği faiz miktarının —— tarihleri arasında yıllık —— üzerinden faiz talep edebileceğini, bunun da davacının icra takibine konu ettiği vade farkı faturalarından az olacağını ———- davacının; ——tarihli —– tarihli ———- tutarlı vade farkı faturaları müvekkili şirket kayıtlarına alınarak hakkaniyet ölçüsünde ve müvekkili şirketin geç ödemesinin davacı alacaklı da yarattığı ekonomik etkiyi bertaraf etmeye yönelik bedeller toplamı ———- karşılığının ödendiğini, davalı müvekkilinin hakkaniyet ile davranarak davacının ekonomik dünyasında oluşabilecek zararı dahi üstlenerek tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacı ile müvekkilinin vade farkı hususunda anlaşmalarının yukarıdaki tutar ve koşullarda doğru olduğunu, müvekkilinin davacı ile takip konusu faturalar iade faturası kesilmesi konusunda anlaştıklarını, davacının işbu davasının haksız olduğunu, açıklanan nedenlerle yetki itirazları nedeniyle davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili —— tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde taraflar arasında davacının davalıya demir satışı şeklinde ticari ilişki bulunduğu sabit olmakla davaya konu takibe dayanak yapılan —- numaralı —– bedelli, — tarihli —- numaralı —- bedelli, —- tarihli —- numaralı — bedelli, —– tarihli —-numaralı —- bedelli, —- tarihli —- numaralı — bedelli, —- tarihli —-numaralı —— bedelli faturalar nedeni ile vade farkı alacağı bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen ——- sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından ——— tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın—–yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya mübrez davalı ——– arasında düzenlenen davaya konu — adet fatura incelendiğinde, faturaların: —– numaralı, —- bedelli; — tarihli, — numaralı, —-bedelli; —- tarihli, —- numaralı, —bedelli; —- tarihli, —-numaralı, —- bedelli; —- tarihli, —- numaralı, — bedelli; —- tarihli, —-numaralı, —-bedelli olduğu anlaşılmıştır.
—– yazılan talimat uyarınca Mali Müşavir bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda özetle: davalı ———yılları ticari defterlerinin incelendiği, —– ticari defterlerinin E-Defter kapsamında tutulduğu, davalı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin —- başladığı, —-yılında davacının —- adet faturasının bulunduğu, buna karşılık davalının ——— ödeme yaptığı, davalının —- bakiye borcunun —- yılına devir ettiği, — yılında karşılıklı alışveriş sonucu — tarihi itibariyle davalı borcunun —– olduğu, —– yılında davacının ——- tutarlı faturasının kayıtlı olduğu, ——–tarihinde davacı borcuna —– tarihli ——-tarihli —- no.lu —- tarihli —– tarihli —- tarihli — tarihli —- no.lu— dahil — bedelli İade Faturası kaydedildiği ve hesap bakiyesinin kapatıldığı, —- — tarihi itibariyle davalı borcunun——— olduğu, davalının ticari defter kayıtlarına göre davacıya vade farkı borcunun bulunmadığı, davalının defter kayıtlarının birbirini doğruladığını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi ——— tarihli raporunda özetle; dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davacının ibraz ettiği usulüne uygun tutulduğu anlaşılan ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan nedenlerle, dosyada taraflar arasında vade farkı oranına ilişkin düzenlemiş bir sözleşme bulunmadığı, davacının ibraz ettiği dökümden davalı —- yılında önce ticari ilişkiye başladığı zira hesabın —- itibariyle — borç bakiyesi ile açıldığı,— yılında davacının davalı borcuna ——tutarında fatura kaydettiği, — yılında davalıdan — tahsil ettiği —– itibariyle oluşan —- davalı borcunun aynen —-yılına devir olduğu, Davacının —- yılında davalıya herhangi bir mal satış faturası düzenlemediği, devirden gelen —- dışında davalı borcuna kaydedilen —- tutarın davacının —adet fiyat farkı faturasından kaynaklandığı, yukarıda belirtilen — tutarındaki vade farkı faturalarının——— davalının kabulünde olduğu, bu faturaların ihtilaf konusu olmadığı, davacının toplam ——adet vade farkı faturasının ihtilaf konusu olduğu, davacı tarafın dava konusu——– faturasında da hesaplamanın nasıl yapıldığına, hangi gecikme oranının uygulandığına, tahsilat ortalama vadesinin ne olduğu konularında hiçbir bilgi olmadığı, davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde ‘Müvekkilinin demir taciri olması ve bu tür ürünlerde aşırı yükselmelerin olması sebebi ile müvekkilinin zarar ettiğini’ bu nedenle vade farkı faturaları düzenlediğini iddia ettiğini ancak bu iddiasını kanıtlayabilmesi için davalı alıcıya —– aylarında sattığı —— nasıl ve ne şekilde altından yüksek oranda arttığını ve bu artış oranının vade faturalarına yansıttığını, güncel piyasa fiyatları ile kanıtlamak zorunda olduğu, davacının dayandığı, —- ‘Davalıya tebliğ edilen faturalara süresinde bir itiraz yok ise, davalının kabul ederek defterlerine işlediği faturalar için sonradan iade faturaları düzenlemesi kendisinin yararına bir sonuç doğurmaz————-yönündeki bu kararının davamız konusunda geçerli olamayacağı ancak bu husus tamamen hukuki olduğundan Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, davalı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılacak inceleme sonucu düzenlenecek rapora ve tarafların işbu rapora itirazlarına göre nihai bir raporun düzenlenebileceğini beyan ve rapor etmiştir.
Mali müşavir bilirkişi —— tarihli ek raporunda özetle; Mahkemenin verdiği görev çerçevesinde dosya, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, davalı şirket ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen Talimat Bilirkişi Raporu, tarafların vergi dairelerinden gelen BA-BS Formları üzerinde yapılan inceleme sonucu, mahkemenin kabulü halinde, davacı şirketin—- öncesinde ticari ilişkiye başladığı, daha sonra bu şirketin davalı —–davacının davalı ile olan —- yılı cari hesabının —- borç bakiyesi ile açıldığı, davalı tarafın mal faturalarından doğan borcunu vadesinde ödememesinden dolayı davacı tarafın davalı yana — tarihi ile —-tarihleri arası —– adet vade farkı faturası tanzim ettiği, davalı şirketin davacının tüm faturalarını kabul edip ticari defterlerine kaydettiği, bu faturaları bağlı bulunduğu —- beyan ettiği, —-tutarındaki ilk dört vade farkı faturasını ödediği, davalı tarafın kaşe ve imzalı olarak mutabık kaldığını beyan ettiği —- faturaya karşılık TTK md 21/f.2 hükmüne aykırı bir şekilde aylar sonra İade Faturaları tanzim ettiği, yani faturalara yasal süresinde itiraz etmediği, yerleşmiş —- göre davalının kabul ederek ticari defterlerine kaydettiği, —- beyan ettiği faturalar için aylar sonra İade faturaları kesmesinin kendi yararına sonuç doğurmayacağı,—– verilerinden — takip tarihi itibariyle avans faizi oranının yıllık —-olduğu görüldüğünden belirlenen — asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık ——- değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, sonuç ve kanaatine varıldığını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi kök ve ek raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Ticari Defterlerin Delil Kabiliyeti
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır. (TTK m. 83)
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. (HMK m. 199)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir. (HMK m. 219)
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/2-3-5)
Temerrüt
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/1,2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
Faiz
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
———- önceki yılın —– kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, —önceki yılın —- uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, faturalar, takip dosyası, bilirkişi raporları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin —-tarihinde davalı şirketle birleşen ——– aralarında demir alım satım işinden kaynaklı ticari ilişki bulunduğu, satılan ürünler nedeniyle kesilen faturaların zamanında ödenmediği iddiasıyla davacı tarafça vade farkı faturaları kesildiği, bu vade farkı faturalarının davalı defterlerine kaydedildiği ve davalı tarafça vergi dairesine verilen ba formlarında yer aldığı ayrıca kesilen vade farkı faturalarından —-tarihli — bedelli, — tarihli — bedelli, —-tarihli —- bedelli ve —-bedelli faturaların davalı tarafça ödendiği,—- tarihli — bedelli, —-bedelli, —- bedelli, —- bedelli, —- bedelli ve—-tarihli—- bedelli faturaların ödenmediği, vade farkı faturalarından dolayı taraflar arasında ————– tarihli mutabakat formlarının düzenlendiği ve formlarda davalının kaşesinin ve davalı temsilcisinin imzasının bulunduğu,————- karar sayılı kararına göre, “vade farkı istenebilmesi için taraflar arasında bu konuda yazılı bir sözleşme ya da teamül halini almış fiili bir uygulamanın mevcudiyetinin kanıtlanması…” gerektiği, davalı tarafça bir takım vade farkı faturalarının ödenmesi, tüm vade farkı faturalarının davalı defterinde kayıtlı olması, tüm vade farkı faturalarının davalı tarafça ba formlarında bildirilmesi ve mutabakat formları birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında vade farkının ödenmesine ilişkin teamül bulunduğunu kabul etmek gerektiği, davacının vade farkı talep edebileceği, davalı tarafça davaya konu vade farkı faturalarının ödendiğinin ispatlanamadığı, bu nedenle davacının takip yapmakta haklı olduğu, takip yapılırken faizin türü ve oranı belirtilmediğinden alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği ———— alacağın faturaya dayanması nedeniyle likit olduğu ve alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, ————– sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi geçmemek kaydıyla avans faizi uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 25.259,12 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 4.465,92 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 20.793,20 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 34.334,03 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 194,50 TL posta ve tebligat gideri, 4.465,92 TL peşin harç ve 35,90 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 6.296,32 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/11/2020