Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1222 E. 2019/991 K. 22.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1222
KARAR NO : 2019/991

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/10/2018
KARAR TARİHİ : 22/10/2019

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 31/10/2018 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalının araç kiralama şirketi olarak kendisine ait 10 araç için—— araçlarını sigorta ettirdiğini, sigorta işlemlerini davacının yaptığını, buna ilişkin taraflar arasında 10 adet —–düzenlendiğini, davacının acente olarak sigorta poliçe prim bedellerini —— şirketine ödediğini, davalı tarafından davacı tarafa ödenmesi gereken poliçe primlerinin ödenmediğini, bu nedenle iptal edildiğini ve İstanbul Anadolu —–. İcra Dairesi ‘nin —-sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin ödeme emrinin kendisine tebliğinden sonra icra takibine ve yetkiye haksız şekilde itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, yetki itirazının sigortacı ile sigortalı arasında doğan ihtilaflarda yetkili mahkemenin sigortalının ikametgahının, sigortacının merkezinin bulunduğu yer mahkemeleri olması sebebiyle yersiz olduğunu, davacı acente ile davalı arasında ——- düzenlendiğini ve davalının 10 aracını sigorta ettirdiğini, sonrasında davalı tarafın ödemesi gereken sigorta poliçe prim bedellerini ve araç ikame bedellerini davacıya ödemediğini, bu nedenle de bütün sigorta poliçelerinin iptal edildiğini, başlatılan icra takibinde davalı tarafın ödemesi gereken toplam poliçe prim bedellerinden zeyilname düzenlendikten sonra iade edilmesi gereken tutarlar düşüldükten sonra icra takibinin başlatıldığını, davalı tarafın icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğunu beyanla iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 ‘sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 22/10/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 06/12/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin ——— olması sebebiyle yetkili mahkemelerin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, taraflar arasında sigorta aracılık hizmetleri bakımından herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, bu nedenle davacıya verilen yazılı veya sözlü bir talimat bulunmadığını, talimat olmamasına rağmen davacı tarafça müvekkili şirkete ait araçlara kasko sigorta poliçesi düzenlendiğini, müvekkilinin ödeme talep edilmesi ile poliçelerin varlığından haberdar olunduğunu, davacı tarafça müvekkili şirkete ait araçlara kasko poliçesi temin etmenin teklif edildiğini, ancak makul bulunmayan tekliflerin kabul edilmediğini, durumu telefonda beyan edildiğini, aksi durumun ispatının davacı tarafta olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafça poliçeleri temin eden —— prim ödemesi gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, davacının prim tahsil yetkisi bulunup bulunmadığının, ödeme yapıldı ise miktarının araştırılması gerektiğini, ödeme yapılmamış ve prim tahsil yetkisi bulunmadığı takdirde yerleşik içtihatları gereği davanın reddinin gerektiğini beyanla haksız davanın reddi ile davalının % 20 ‘den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 22/10/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde —– şirket tarafından davalı şirket ile davalının araçlarına kasko poliçesi düzenlenmesi için sözleşme yapılıp yapılmadığı, sözleşme yapılmış ise yapılan kasko poliçe primlerinin davalı tarafından ödenip ödenmediği, ödenmediği iddia olunan primlerin sigorta şirketine acente tarafından ödenip ödenmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 30/01/2018 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 05/02/2018 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, yetkiye, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan————— nolu poliçeler incelendiğinde,——–.tarafından tanzim edildiği anlaşılmıştır.
————— yazılan müzekkere cevabına göre; davacı ———- tathsilat işlemlerini gerçekleştirmeye yetkili olduğu belirtilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi ile ————— havale tarihli raporunda özetle; davaya konu kasko poliçelerinin düzenlenmesine ilişkin davalı tarafın iradesini gösterir her hangi bir belgenin davacı tarafça ibraz edilmediğini, kasko sigorta poliçelerinde davalı şirketin imzasının bulunmadığı, kasko poliçelerinin davalı tarafa TTK 1424 md.gereğince teslim edildiğini gösterir bir belgenin de mevcut olmadığı, sözleşmenin ispatının genel hükümlere tabi olduğu ve dosya içeriğine göre davacı sigorta acentesinin davalı taraftan primleri talep etmekte haklı olmadığı, davacı ticari kayıtlarında davaya konu sigorta poliçelerinin ve zeyillerinin yer aldığı beyan ve rapor edilmiştir
Bilirkişi heyeti raporu usulüne uygun olarak taraflara tebilğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir. (TTK.md.1401/1)
Aksine sözleşme yoksa, sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksidinin ödenmesi ile başlar; kara ve denizde eşya taşıma işlerine ilişkin sigortalarda, sigortacı, sözleşmenin yapılmasıyla sorumlu olur.(TTK.md.1421/1)
Sigortacı; sigorta sözleşmesi kendisi veya acentesi tarafından yapılmışsa, sözleşmenin yapılmasından itibaren yirmidört saat, diğer hâllerde onbeş gün içinde, yetkililerce imzalanmış bir poliçeyi sigorta ettirene vermekle yükümlüdür. Sigortacı poliçenin geç verilmesinden doğan zarardan sorumludur.(TTK.md.1424/1)
Sigorta ettiren, sözleşmeyle kararlaştırılan primi ödemekle yükümlüdür. Aksine sözleşme yoksa sigorta primi peşin ödenir. (TTK.md.1430/1)
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, poliçeler, sigorta şirketi tarafından gönderilen acentelik sözleşmesi, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında tanzim edilen poliçelere dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, davacı tarafça —– olarak davalı şirket araçları hakkında takibe konu sigorta poliçelerinin tanzim edildiği, ancak davalı tarafça taraflar arasında davaya konu kasko poliçelerinin düzenlenmesi hususunda yazılı veya sözlü talimat yada anlaşma bulunmadığının iddia edildiği, TTK.nun 1424/1 maddesi uyarınca sigortacının en geç 15 gün içinde poliçeyi sigorta ettirene vermekle yükümlü olduğu, ayrıca TTK.nun 1421/1 maddesine göre sigortacının sorumluluğunun primin veya ilk taksidin ödenmesi ile başlayacağı, yine TTK.nun 1430 ‘uncu maddesinde taraflar arasında aksine sözleşme yoksa sigorta primi veya ilk taksidin veya nakden ödenmesinin şart olduğu, dava dosyasında poliçelerin davalıya verildiğine ilişkin herhangi bir bir ispat bulunmadığı, bu halde TTK.nun 1424/3 ‘üncü maddesi gereğince sözleşmenin ispatının genel hükümlere göre yapılması gerektiği, sigorta priminin veya ilk taksidinin tahsil edildiğine ilişkinde dosyada herhangi bir delil bulunmadığı, her ne kadar davacı taraça bir takım —– yazışmaları dosyaya sunulmuş ise de, sözleşmenin kurulması için gerekli olan bedele ilişkin bir icap bu yazışmalarda bulunmadığı gibi bu yazışmaların hangi poliçelere ilişkin olduğunun da belirsiz olduğu, bu haliyle taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulduğunun ispatlanamadığı, davacının takibinin tanzim edilmiş poliçelere dayanması ve davacının takibinde kötü niyetli olduğunun ispatlanamaması nedeniyle kötü niyet tazminatı şartlarının oluşmadığı, sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 273,45 TL harcın alınması gerekli olan 44,40 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 229,05 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —— uyarınca ——— avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı ‘ya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
7-Karar kesinleştiğinde, İstanbul Anadolu ———- İcra Mürdürlüğünün ——— Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.