Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1204 E. 2021/268 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1204 Esas
KARAR NO: 2021/268
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/10/2018
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka —–arasında akdedilen —– istinaden krediler kullandırıldığını —–diğer davalıların müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıkları kredi borcunun zamanında ödenmemesi üzerine —– dosyasından ilamsız takibe geçildiğini, davalı borçluların itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçluların—– adreslerine usulüne uygun şekilde hesap kat ihtarları gönderildiğini, ihtarnameye borçluların bir aylık süre içerisinde itiraz etmediklerini, bu nedenle yapılan itirazların iptalini, —— üzerinden takibin devamını, borçlular aleyhine % 20 oranında icra inkar tazminatı hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;—- yevmiye nolu, pay devir sözleşmesine ile —–bulunan hissesini —– devrettiğini bu tarih itibariyle şirket ortaklığından ayrılmış olması sebebiyle bu tarihten itibaren bir sorumluluk yüklenemeyeceğini, —- müvekkilinin imzası ve sorumluluğunun bulunmadığını, —– tarihinde ödeyerek kapattığını —- sene süresince banka ile ticari ilişkileri olmadığını, davacı banka tarafından talep edilen faiz miktarını nfahiş olduğunu, TBK 20 ve 21. Maddeleri ile düzenlenen genel işlem koşullarına aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini, davacının kötü niyetli olması nedeniyle % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir.
Dava: Dava genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Celp ve tetkik olunan—– dosyasının incelenmesinde davacı alacaklı tarafından davalı asıl borçlu ve müteselsil kefiller aleyhine —- tarihli icra takibi ile kredi alacağının tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız takip yapıldığı, davalı borçluların süresi içerisinde takibe itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan — tarihli kredi sözleşmesinin incelenmesinde kredi limitinin —- olduğu, asıl borçlunun davalı —- olduğu, işbu krediye kefil olarak davalı —davalı ——–müteselsil kefil olduğu ve kefaletin türüne ilişkin kefillerin el yazısı ile ” işbu kredi sözleşmesi gereği kullandırılmış veya kullandırılacak kredilere müteselsil kefil olduğumu beyan ederim” şeklinde yazılı olduğu görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan —- tarihli genel kredi sözleşmesinin incelenmesinde asıl borçlunun davalı —– olduğu, kredi limitinin —-olduğu, ve kredi sözleşmesine davalılardan —- müteselsil kefil olduğu görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan —–düzenlenen —- nolu limited şirket pay devir sözleşmesinin incelenmesinde davalı—- davalı asıl borçlu —- hisselerini diğer davalı——-devrettiği anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan —– düzenlenen —- tarihli ihtarnamenin incelenmesinde davalı —– tarafından davacı bankaya asıl borçlu şirketteki hisselerini devretmek suretiyle ortaklıktan ayrıldığını ve şirketteki haklarını tüm hak kuruluşlarıyla davalı—– devrettiğine ilişkin ihtarname düzenlendiği, ihtarnamenin davacı bankaya ——tarihinde davacı bankaya tebliğ olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık hakkında bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu — tarihli raporunda özetle; davalı —– tarihli —-müteselsil kefil olarak imzaladığı, takibe konu kredi kartı borcu ve —- davalı asıl borçlu şirkete tahsis edilen ticari nitelikli —- bir kredi hesabı olduğu, kredi kartı ve —- şirketteki hisselerini devrederek şirket ortaklığından ayrıldığı tarihte bakiyesinin ne olduğuna ilişkin dosyada belge bulunmadığı, ancak davalı—— tarafından şirket ortaklığından ayrıldığına şirketin bundan sonraki borçlarından sorumlu olmayacağına ilişkin bir ihbarnameyi davacı bankaya göndermiş olsa dahi o tarihteki tüm borçlardan sorumlu olduğu ve davacı bankanın kullandırılan krediler nedeniyle toplam alacağının —- olduğu yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Tarafların rapora karşı itirazları ve davalı —- tarihli sözleşmede kefil olarak imzasının bulunmaması nedeniyle ikinci sözleşmeden dolayı davalı ———- kredi borcundan dolayı sorumluluğu bulunup bulunmadığı ve ikinci sözleşmenin ilk sözleşmenin devamı niteliğinde olup olmadığı ve kredi borcunun hangi sözleşmeden kaynaklandığı ve tutarının ne olduğu yönünden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişi — tarihli ek raporunda dava konusu edilen kredilerin —- tarihli ilk kredi sözleşmesine dayalı olarak açılıp kullandırılan ve devam eden risklerden oluşan kredi borçları olduğu, —— tarihli ikinci sözleşme imzalanmadan önce kullandırılan kredi borçlarının aynen devam ettiği, bu sözleşmeye dayalı olarak kullandırılan kredi riskinin tasfiyesinin söz konusu olmadığı, — tarihli sözleşmede davalı — kefalet imzası bulunmamakla birlikte —- kefalet imzasının bulunduğu — tarihli sözleşmeye dayalı olarak açılıp kullandırılan kredi risklerinin — tarihli sözleşmede de devam ettiği ve —- talep edilebilecek nakdi borcun — bankaya iade edilmeyen çeklerden dolayı depo sorumluluğunun —- olduğu yönünden rapor düzenlenmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Davalı —- vekili rapora itiraz dilekçesinde ilk sözleşmeye istinaden verilen kredi borcunun tamamen ödendiğini ve takibe konu alacağın —- sonra genel kredi sözleşmesi ile kullandırılan kredi olduğu ve —— tarihli kredi sözleşmesinin pay devir tarihinden sonra düzenlendiğini, bu sözleşmede imzasının bulunmadığını, sözleşmelerin birbirinden bağımsız olduğunu, bu nedenle borçlu olmadığı yönünde itiraz etmiştir.
Davacı banka ise rapora karşı itirazında borçlulara — tarihli genel kredi sözleşmesiyle —— limitli kredi tesis edildiğini, kullandırılan kredilerin cari hesap şeklinde yürüdüğünden kimi zaman borçluların krediye bağlı olarak bankaya riskleri azalmış, kimi zaman ise artmış olduğunu, kredi limitinin arttırılması amacıyla — tarihinde ve —- üst limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile davalıların kredi üst limitinin — olarak arttırıldığını, dolayısıyla —- tarihli genel kredi sözleşmesinin yeni bir sözleşme olmayıp ——– tarihinde imzalanan genel kredi sözleşmesinin üst limitini arttırmak ve davalı borçluların kredi limitinin arttırılması amacıyla imzalandığını, bilirkişi raporunda sözleşmeler arasında bir bağlantı kurulmadığı tespit edilmiş ise de cari hesap şeklinde yürüyen ilişkide kredi kullandırıımı ve kredilere bağlı olarak yapılan ödemelerin tek bir hesaptan takip edildiği bu nedenle limit arttırımı için imzalanan sözleşme ile yeni bir hesap açılmadığını ve —- tarihli kredi uyarınca davalılara krediler kullandırıldığından davalı —– hisselerini devredip şirketten ayrılmış olsa da kefaletinin devam ettiğini, sadece —– tarihli ve limit arttırımı yapılan genel kredi sözleşmesinde imzası bulunmadığından bankaya karşı sorumluluğunu —- bedel ile sınırlandığını, beyan etmiştir.
Davalı şirket adına —-tarihinde davacının takibe konu ettiği ——- adet çek yaprağını davacı bankaya iade ettiği anlaşılmştır.
Mahkememizce tarafların rapora karşı itirazlarını değerlendirmek suretiyle yeni bir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu — tarihli kök raporu ve —- tarihli ek raporunda özetle; davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalıdan —— kat öncesi işlemiş faiz ve ferileri, — sonrası işlemiş akdi faiz ve —- olmak üzere toplam —– alacaklı olduğunu rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan yargılama sonunda(Ay. m.141); sunulan deliller, talep dilekçesi ekinde sunulan yukarıda vasıfları yazılı belge(ler), kredi sözleşmeleri, bilirkişi raporları, limited şirket pay devir sözleşmesi,———– düzenlenen ihtarname iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı banka tarafından—- tarihli kredi sözleşmesi ile davalı asıl borçlu —– limitli kredi kullandırıldığı ve bu krediye diğer davalılar—– müteselsilen kefil oldukları, daha sonra ise davacı banka tarafından —-tarihinde davalı asıl borçlu —– limitli kredi kullandırıldığı, işbu krediye de— müteselsil kefil olduğu, davalı —- ikinci kredinin kullandırıldığı — tarihinden önce —tarihinde —-yevmiye nolu limited şirket pay devir sözleşmesi ile asıl borçlu davalı şirketteki hisselerini diğer davalı —– devrettiği ve bu hisse devrinin gerçekleştiğini davacı bankaya ikinci kredinin kullandırıldığı tarih olan— tarihinden yaklaşık — yıl sonraki tarih olan — tarihli —– düzenlenen ihtarname ile davacı bankaya ihtaren bildirildiği, davacı banka tarafından davalıların kullandırılan kredilerinden kaynaklı alacağın tahsili için —— sayılı takip dosyası ile genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yapıldığı, davalıların takibe süresi içerisinde itirazı üzerine takibin durduğu ve huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Davalı—– davalı asıl borçlu şirketteki hisselerini ikinci kredinin kullanıldığı tarihten önce devrettiğini ve ikinci kredi sözleşmesinde imzası bulunmadığını, müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu —-tarihli sözleşme konusu kredi borcunun da asıl borçlu şirket tarafından ödendiğini iddia ederek takip konusu borçtan dolayı borçlu olmadığını beyan etmektedir.
Davalı ——-müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunan kredi sözleşmesinin 3.5 maddesinde düzenlenen kefillerin sorumluluğuna ilişkin maddede kefillerin müşterinin bankaya sözleşmeden doğan borçları için sözleşmede belirtilen kefalet limitiyle sınırlı olmak üzere sorumlu olacaklarının taahhüt edildiği, sözleşmenin 3.5.2.1 maddesinde Türk Borçlar Kanun’u 582. Maddesi gereği, müteselsil kefaletin sözleşme sebebiyle doğmuş borçları kapsadığı gibi, ileride doğması muhtemel borçları da kapsayacağı, yine sözleşmenin 3.5.2.5 maddesinde TBK 598. Maddesi gereği iş bu kefaletlerin süresiz olarak verildiği, yine sözleşmenin 3.5.2.12 maddesinde kefiller, bankanın müşteriye sözleşmeye istinaden kullandırdığı veya kullandıracağı tüm kredilere, kefalet limitini aşmamak kaydıyla kredinin birden fazla kere kullandırılması halinde dahi geçerli olmak üzere kefil oldukları konusunda mutabık kalmışlardır hükmü içerdiği sabittir.
Türk Borçlar Kanunu’nun kefaletten dönmeyi düzenleyen 599. Maddesinde —— alacaklıya yazılı bir bildirimde bulunarak, borç doğmadığı sürece her zaman kefalet sözleşmesinden dönebilir hükmünü içermektedir.
Yukarıda anılan yasa maddesi ve kredi sözleşmesindeki kefalete ilişkin hükümler hep birlikte değerlendirildiğinde davalı —- müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunan kredi sözleşmesinden dolayı kredi tutarı olan ———- limit ile sınırlı olmak kaydıyla davalı asıl borçlu şirketin kredi borçlarından müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluğunun devam ettiği, davalı —-tarafından her ne kadar asıl borçlu şirketteki hisselerinin noterden düzenlenen hisse devir sözleşmesi ile —- tarihinde diğer davalı —-devredilmiş olsa bile işbu devir sözleşmesinin alacaklı bankaya kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihten yaklaşık iki yıl sonra —–tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla yazılı bildirimi davacı bankaya kredi borcu doğduktan sonra yapıldığı ve TBK 599. Maddesi uyarınca kefaletten dönmenin şartlarının gerçekleşmediği, kaldı ki alınan bilirkişi raporlarında kredi borcunun davalı — da imzası bulunan — tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklandığı ayrıca müteselsil kefil sıfatıyla — imzasının bulunmadığı, — tarihli kredinin de aynı kredili mevduat hesabından kullandırıldığı ve ——– imzası bulunan ilk krediden kaynaklanan kredi risklerinin sona ermediği, bilirkişi raporunda yapılan hesaplama doğrultusunda davacı bankanın dava konusu takip nedeniyle kredi alacağını ———işlemiş faiz alacağı bulunduğu, davacı her ne kadar icra takibinde —- masraf ve —– gayri nakdi alacak talebinde bulunmuş ise de gayri nakdi alacağa konu çeklerin davalı şirket adına diğer davalı—– tarafından dava tarihinden sonra davacı bankaya teslim edildiği sabit olmakla gayri nakdi alacak yönünden davanın konusuz kaldığı, ihtarname masrafları yönünden ise davacı vekili tarafından dosyaya sunulan makbuz ve belgeler toplamının —— olduğu ve bu tutarı talep edebileceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü kısmen reddine ve gayri nakdi alacak yönünden davanın konusuz kalması sonucu yapılan yargılamaya göre davacının dava tarihi itibariyle işbu gayri nakdi alacağın da depo edilmesini talep etmekte haklı olduğu anlaşılmakla konusuz kalan kısım yönünden de yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın Gayrinakdi kredi alacağı yönünden KONUSUZ KALAN DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2.Nakdi kredi alacağı yönünden davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile; davalıların—- esas sayılı dosyasına vaki itirazın —— ihtarname masrafı yönünden İPTALİNE,
3.Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —- ve değişen oranlarda temerrüt faizi ve faizin—— uygulanmasına,
4.Hükmolunan asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 4.322,02-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 766,21-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 3.555,81-TL harcın davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 9.025,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı ——- kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre vekalet ücreti red edilen miktarı geçemeyeceğinden 169,71-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan; 35,90-TL Başvuru Harcı, 766,21-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 802,11TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ,
9-Davacı tarafından yapılan; 1.500,00-TL Bilirkişi ücreti, 329,40-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.829,40-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.824,51-TL lik kısmanın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
10- Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/03/2021